Millet olarak beceremediğimiz işlerin başında gelir veda etmek. Bunu en net şekilde gördüğümüz yerler futbol sahaları belki de. Sürekli yaşadığımız bir durum bu, Galatasaray taraftarıysanız ne demek istediğimi muhtemelen daha iyi anlıyorsunuz. Bu takıma senelerce emek vermiş oyuncular hem kendi tavırları, hem yönetimlerin iş bilmezliği, hem de taraftarın umursamazlığı sebebiyle bir türlü hak edene hak ettiği gibi veda edemedi Galatasaray tribünleri. Buna Hagi'den tutun Hakan Şükür'e, Ergün Penbe'ye kadar herkes dahil. Esas payı ben de yönetimlere biçiyorum elbette. Tepkilerden çekinip son ana kadar hiçbir şey söylemeyip hem futbolcuyu hem de taraftarı zor durumda bırakmak doğru ve ahlaki bir yaklaşım değil. Bugünkü garip medya düzeninde en az hasarla işi kotarmak için doğru belki ama olması gerekenin bu olmadığı çok açık.
Bunda tek sorumlu yönetimler de değil açıkçası, Galatasaray özelinde futbolcuların payını es geçmemek lazım bu konuda. İnatla futbolu bırakmayacağını ilan edip Galatasaray sonrası oynayacak takım bulamayan futbolcuların tavırları da en az yönetimler kadar problemli. Özellikle Hakan Şükür'ün geçen sezon takındığı tavır beni en çok üzenlerden biridir. Futbolculuğuyla, saha içi davranışlarıyla, Galatasaraylılığıyla benim için bir çocukluk kahramanıydı Hakan Şükür. Futbol hafızamın en güzel anıları onun golleriyle süslüdür. Ona 38 yaşına kadar forma vermiş kulübüne bu fırsatı vermeliydi, verebilmeliydi Hakan Şükür. Altyapıdan yetişen ve bütün kariyeri boyunca Galatasaray'da oynamış kaptan Bülent Korkmaz'a verilmemiş olan şans ona verilmişti. Bir ilk olacaktı belki de ama olmadı, onun vedası da hüzünlü oldu.
Anılara tekrar girmeyelim fazla uzatmadan, günümüze dönelim. Bu konuyu esas gündeme getiren büyük futbolcu, büyük insan Tugay Kerimoğlu'nun stadyumda alacağı teşekkür plaketi. Blackburn'deki olağanüstü vedayı hep beraber gördükten sonra Tugay'ın kariyerini Galatasaray'da bitiren birçok oyuncudan daha iyi uğurlanacağına eminim, böyle bir sinerjinin oluştuğunu görüyorum, en azından görmek istiyorum. Ancak bence mesele sadece Tugay'a veda etmek değil. Tugay kadar değerli olduğuna inandığım bir oyuncumuz daha veda edecek Galatasaray'a ligin son maçında, o da Hasan Şaş.
Galatasaray'ın 2000 sonrası kazandığı her şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Hasan Şaş. Profosyonel bir oyuncu olamadı hiçbir zaman belki ama gerektiğinde bir adım öne çıkıp saha içi liderliğini kotarabilen adam oldu, Galatasaray azminin, mücadelesinin simgesi oldu. Bugünlerde içi boşaltılan kavramlardan biri olabilir bu ruh meselesi ama gerçekten sahaya bu enerjiyi getirebilen bir adamdı Hasan Şaş. Tüm bunların dışında gerçek anlamda bir takım taraftarı olan ender futbolculardan biriydi Hasan, laf olsun diye söylemiyorum bunu. Futbolcuların dünyası bizimkilerden çok farklı, her ne kadar onları birer kahraman gibi görsek de çoğu oyuncu bu işi meslek olarak yapıyor ve kariyerinin onu getirdiği takımlarda oynuyorlar. Hasan Şaş ise her zaman farklı bir yerde durmuştur bu anlamda.
Son dönemde futbolu artık profosyonel düzeyde oynayacak hali yoktu Hasan'ın, bunu biliyoruz. Aslında Bülent hoca ısrarla onu kurtarıcı olarak oyuna sokmasa bu kadar tepki almayacaktı ama Hasan Şaş bir şekilde taraftarın önünde başarısızlığı getiren düzenin simgesi oldu. Belki de öyledir, bilinmez ama en azından bize 'O An'ı yaşatan bu insana kelime anlamıyla vefa borcumuz var. Vefa deyince nasıl oynarsa oynasın ömür boyu bol sıfırlı sözleşmeler önermek algısı ortaya çıkıyor, aslında öyle değil. Vefa dediğiniz biraz dürüstlük, biraz onore etme ve düzgün ve hak edilen biçimde bir vedadır, fazlası değil. Bunu yapmayı artık öğrenmemiz gerekiyor, Tugay'a Blackburnvari bir veda ederken Hasan'ı da es geçmemek gerek. Benim için son haftadaki en önemli detay bu olacak...
6 yorum:
biz hem veda etmeyi ve uğurlamayı bilmiyoruz hem de başımız sıkıştığı zaman yine onları göreve çağırıyoruz. bülent korkmaz'a da veda yapılmadı ama yönetim ilk başı sıkıştığı anda kapısını çaldı. şimdi o çaldığı kapıyı kapatıp yeni kapılar açma derdindeler.
bence, bu durumda futbolcular da sorumlu. bir futbolcu, tuttuğu takımla yollarını hiçbir zaman ayırmaz ama kendini o kulübün başında bulunanların oyuncağı haline getirmez, en azından getirmemeli ve tabii, herkes veda zamanını bilmeli.
*bu düşüncelerim, tüm takımlar için geçerli.
Tugay Avrupa'da bunları başarmasaydı o da Cumartesi günü Sami Yen'de olamayacaktı. Galatasaray için yaptıklarına teşekkür değil, yurt dışında yaptıkları için tebrik olacak..
kewell'la, meira gereksizdi demiş kalli.
şiddetle karşı çıkıyorum.
son yıllarda kurulan en kaliteli kadroydu bu.
tamamen şansızlık.
bir de çağdışı bülent.
lincoln paşa'nın suyuna gitmeliydi. adamı küstürdü :((
uğur abi konuyla biraz alakasız olacak ancak alisamiyen.net forumlarına kayıt olmanın bir yolu var mıdır ya da üye alım tarihi belirli tarihlermidir.
biraz doluyum bu konuda.. hagi ergün ve teknik direktör olarak değerlendirmek istemediğim bülent gibi isimler bambaşka..
her ne kadar son derece anti profesyonel, sakat diye kilosuna hiç dikkat etmeyen, takımın (extensor ın süper tabiri) sülüklerinden birisi olan hasan şaş a kızsam da son aylarda, onun için düşüncelerim ayrı. ibrahim altınsay ın bir yazısı vardır meşhur.. onun yazdıkları özetler olayı. delikanlıdır hasan başkadır.. eksileriyle bile kendidir.. hakan şükür gibi nefret etmem..
hakan ın golleriyle geçti bnmde hayatım. gözlerim doldu yer yer.. heykeli dikilsin.. ama günahım kadar sevmiyorum hatta nefrete varıyor duygularım.. taraftar olarak duygusal olmayalım.. sülükler gs için büyük sorundur sülük çetenin reisi de hakan dır..
vefalı olalım arkadaşlar gs ye büyük emekler verdiler arkadaşlar diyoruz ama bu adamların çoğu bunu hak etmiyor.. ayrıca ne yapalım yani kulübün sahibi mi olsunlar ölene dek.. bu bi iş onlarda işçi.. emeklerinin karşılığını eşşek yüküyle parayla ve g.saraylı olma ayrıcalığıyla aldılar.. olay bitmiştir..
ama yönetimlerde iş yok. oturup bi de gece düzenlediler bunlara.. hakan ünsal ı davet ettiler. hakan şükür de böyle bi gecede bile laf sokma fırsatını kaçırmamış.. açıklamalarını okuyunca çileden çıktım.. ya lanet olsun size.. şunlara versinler 100bin dolar hepsi sussun yeter artık..
ne istiyorlar? gerçekten ne istiyorlar? oturup açıklasınlar çok merak ediyorum.. bu sülük tayfa gibisi dünyada olamaz sanmıyorum.. sen hem gs ye büyük emekler ver. tarihe geç.. türk futbolunun g.saray tarihinin altın sayfasını oluştur.. hem de en büyük hainlikleri yap.. ne uğruna nedir derdiniz? yazık..
tüm hizmetlerinin yanında g.saray a verdikleri zarar hiç ama hiç az değil bu adamların. çok duygusal bakmayalım, acımayalım..
Bizim taraftarımnız gerçekten çok değişti. 2000 yıllardaki kapalı ruhu yok artık. Top rakip takımdayken "la la la lay laa saldır Galatasaraaay" diye bağırmazsan döverler senii.. O durumda tezahürat yaparsan, zorla, ite kaka, ruhsuz tezahürat olur doğal olarak. Sonra diyoruzki takım ruhsuz oynuyor.
Öncelikle tirübündeki yapının değişmesi lazım. Yoksa bu gidişle kim gelirse gelsin 3-4 maç oyuna bakılmaksızın eleştirilecek ve görevinden olacak. Yönetimde taraftarın gazına gelip, hoca değiştirmeye devam ederse, Sir Alex Ferguson dahi gelse kurtaramaz bizi. Skibbeci bir insan değilim ama kalsaydı bu durumdan daha kötümü olurduk? En azından Bülent Korkmazı harcamazdık.. Bordo maçında Bülent KOrkmaz ve ekibinin sonuna kadar arkasındayız deyip, Hacettepe maçında istifaya çağıran bir taraftar grubuna sahibiz ne yazkki.Hacettepe maçındaki "defol git Bülent" seslerini çok üzülerek dinledim..
Hakan Şükür, Hasan Şaş, Hagi, Arif, Suat, Bülent Korkmaz, Tugay hiçbirisi bunları haketmedi. Hiç kimsenin ismi Galatasaraydan yüksek değiltir ama bu oyuncular Galatasarayı yücelten insanlardır. Değer vermemiz lazımdı.
Umarım vefa kelimesini unutmuş olan yönetim ve taraftarımız en azından şu Sivas maçında Tugay'ın, Bülent'in ve Hasan'ın gönlünü alır umarım biraz olsun şu lekeyi kaldırırız üzerimizden..
Yorum Gönder