Volkan Babacan bugünün olay adamı birçok kişinin gözünde. Genç milli takımlarda onu takip etmiş biri olarak söyleyebilirim ki Volkan Fenerbahçe kalesine geçmesi sebebiyle böyle olmadı, zaten böyle bir kalecidir kendisi. İstanbulspor'da kiralık geçirdiği sezonu hatırlayanlar yediği gollerin absürdlüğünü bilenler için pek sürpriz değildi bu performans(lar). Zaman zaman maç alabilecek performans ortaya koyabilirken büyük çoğunlukla yan toplarda büyük zaafı olan, cepheden gelen şutlarda problem yaşayabilen bir kaleci Volkan ve bugünkü performansı ortalamasının da altında olunca Beşiktaş'ın zaten maç içindeki üstünlüğünü perçinleyen gollerde birinci dereceden sorumluydu bugün. Fenerbahçe'nin altyapıdan oyuncu yetiştirememesinin, yedek kulübesine koyabileceği başka oyuncu çıkaramamasının eseridir tamamen Volkan Babacan, Serdar Kulbilge gibi zaman zaman Volkan Demirel'i bile yedeğe itecek joker bir kalecinin gitmesine sebep olan da budur. Üstyapı kulübü olma işini fazlaca abartan bir kulüp Fenerbahçe, daha doğrusu tarihten gelen kulüp kültürüne baktığımızda böyle bir geleneği yok Fenerbahçe'nin. Altyapı çıkışlı olup da kadroda doğru düzgün bir yer edinebilmiş son oyuncusu Müjdat Yetkiner olan bir kulüpten söz ediyoruz. (Semih diyenleriniz olabilir ama o da altyapı çıkışlı sayılmaz tam olarak) Sorgulamaları gereken önemli bir problem daha Fenerbahçeliler adına.Beşiktaş'a dönelim tekrar. 10 gün önce yapamadıklarını yaptılar demiştik, üstelik karşılarındaki Fenerbahçe maçı kazanmak adına daha istekli ve ideal 11'ine çok daha yakındı. Cisse-Ernst ikilisiyle göbeği kapatmaları dışında Tello-Yusuf-Holosko üçlüsünün topu üçüncü bölgeye taşıyabilmesi etkili pozisyon bulmalarını sağladı maç boyunca. Bobo da bugün neden bu ligin en iyi forvet oyuncularından biri olduğunu bizlere kanıtlayan bir performans ortaya koyması Beşiktaş'a 4 gollü bir galibiyet kazandırdı. Bobo gerçekten önemli bir oyuncu, eğer onu oyunun içinde tutabilirseniz size maçı da sezonu da kazandırabilecek bir adam. Beşiktaş onun Brezilya milli takımı daveti sonrası motivasyonsuzluğuna bir çözüm bulmalıdır, Carew'de, Kleberson'da başlarına gelenin tekerrür etmesine izin vermemelidir. Benim bir futbolsever olarak söyleyebileceğim bu.
Tello'ya özellikle değinmek istiyorum. Son dönemde Yusuf fazlaca ön plana çıksa da bu sezon benim MVP adayım o olurdu Beşiktaş'tan. Bir Galatasaraylı olmamdan mı kaynaklanıyor, bilemiyorum ama kendi takımımda gördüğüm eksiklerin büyük çoğunluğunu bertaraf edebilecek bir oyuncu Tello ve Beşiktaş eğer büyük bir hata yapıp onu gönderme gafletine düşerse bunu çok daha iyi anlayacaktır. Saha içindeki insanüstü performansını bir kenara koyalım, sadece duran top kullanması bile sizi Türkiye'de rakiplerinizin iki adım önüne koyuyor. Alex için yıllarca konuşuldu bu ama Tello çok daha iyi bir duran top kullanıcısı benim gözümde. Ayrıca takımın durumuna göre çok farklı bölgelerde oynatabileceğiniz bir alternatif olması da önemli. Salih'in Tello teorisine katılanlardanım ben, bu anlamda çok iyi bir ofansif bek oyuncusu olabileceğini düşünüyorum Tello'nun. Ön bölgede de verimli olabildiğini söylemeye gerek yok zaten, şut tehdidiyle olsun, ara paslarıyla olsun her zaman dikkat edilmesi gereken bir adam. Beşiktaş şampiyonluğa ulaşırsa da bence en büyük pay sahiplerinden biri o olacak.
Fenerbahçe son hedefine de büyük bir hüsranla havlu attı, onlar için yapılacak tek şey iki günlük yasın ardından yeni yapılanmaya odaklanmak. Onu bol bol konuşuruz ancak son sözlerim Türkiye Kupası ve Fenerbahçe özelinde olsun istiyorum. Benim sözlerim ne kadar ciddiye alınır bilmem ama Boston Redsox'ın 86 yıllık şampiyonluk özlemine çok benzetirim Fenerbahçe'nin kupa lanetini. 2004 yılında bu özleme son verdiklerinde yanlış hatırlamıyorsam bir taraftarın şöyle bir sözü vardı.
"Ben bugün üzüntülüyüm aslında. Biz bugüne kadar kazanamamışların en iyisiydik, şimdi kazananların en kötüsüyüz!"Fenerbahçe kupası alsaydı (ki bir gün alacaktır elbette) bir süreliğine mutluluk getirecekti bu belki ama önemli bir motivasyonu da kaybedilecekti bir anlamda. Zaten Dünya genelinde zayıflayan kupa kültürünü de düşününce Fenerbahçe'nin Türkiye Kupasını alamıyor olması bu işi zevkli kılan en önemli detaylardan. Ben kaybolmasını istemiyorum en azından. Boston Redsoxlı arkadaşa kulak verin derim ben Fenerbahçelilere...
Alakasız Ek: Yenilsen de Yensen de'nin 3. ve 4. bölümlerini yakında alacağım, o yüzden özet geçmedim bu hafta. Birkaç gün daha sabır. :)
8 yorum:
yanlışın var sanırım 15 yaşında geldi semih.
bi de gerçekten alsaydık o boston gibi olacaktık:)
ayrıca ben volkan babacan'ın kötü kaleci olduğuna katılmıyorum. ya da şimdiden değerlendirmenin yanlış olduğunu dğşünüyorum. ha recep gibi 30 yaşına yaklaşıp hala aynı hataları yaparsa tabi ki geliştirememiş olur kendisini. bir de neredeyse aynı golü h.sonu casilas da yedi. biraz da şans ya da anlık konsantrasyon kaybı olduğunu düşünüyorum ben o ilk golün.
Semih konusunda gerçekten yanlış biliyormuşum, ben geç bir yaşta geldiğini biliyordum ama abartmışım sanırım biraz. 83 doğumlu Semih ve 99'da gelmiş Özçamdibispor'dan. İzmirspor'daki kiralık dönemi aklımı karıştırdı herhalde. Yine de 16 yaşında altyapıya gelmiş bir oyuncu olarak Fenerbahçe'nin yetiştirdiği bir oyuncu gözüyle bakmak doğru olmaz büyük ölçüde...
ama sen ne kadar beğenmesen de:) alt yapı eğitimini ben fenerbahçeye borçlu olduğunu düşünüyorum. ama tabi ki bir arda ile sabri ile kıyasladığımız zaman alt yapıdan sayılmaz semih.
bir de galatasaray ile fenerbahçe arasında alt yapı konusundaki fark (ya da buna beşiktaşı da dahil edebiliriz) tamamıyla taraftarın sabırsızlığından kaynaklanıyor. beşiktaş ve galatasaray'ın 10 yılı aşan şampiyonluk göremedikleri zaman zarfı var. ama fenerbahçe'de bu süre yanılmıyorsam en fazla 6 veya 7 yıl olmuş. ortalama 5 yılda bir şampiyonluk görmüş taraftar. haliye daha sabırsız. en büyük örneği bu sezon yaşadıklarımız. 5-6 senedir kendimiz öyle kaptırdık ki şampiyonluk yarışında olmaya bu sezon bu kadar kötü futbol ile uzakta kalmamız bile bizi nasıl çileden çıkarıyor, hemen asalım keselim diyoruz, volkan babacan'ı ıslıklıyoruz. ama galatasaray ve beşiktaş da işler böyle değil. galatasaray'da semih niye oynamıyor diye tartışılırken, beşiktaş serdar özkan'a hala sabrederken(şahsi görüşüm o kadar üst seviyede bir oyuncu olmadığı, özellikle fiziksel açıdan çok eksik olduğu yönündedir) biz bugün niye volka babacan oynadı diye tartışıyoruz.
Öncelikle uzun zamandır yazılarını takip ediyorum.Müthiş yazıyosunuz..Bir fenerbahçeli olarak bu yenilginin ve bu sezonun mimarı tamamen Aziz Yıldırımdır.Sezon başı yürüyerek şampiyon olmamız gerkir dedi futbolcularda gösterdi demek ki yürüyerek şampiyon olunmuyomuş volkan babacan bece yetenekli bi kaleci ama cepheden gelen toplarda çok açılması uzaktan çok rahat gol yemesini sağlıyor buna dikkat etmesi gerekir son olarak uğur bey sizden birde fenerbahçe ne yapmalı gibi bir yazı dizisi yayınlarsanız memnun olurum
ilk defa fenerbahçe tribününde, ilk defa izmir atatürk stadında maç izledim.
ve olimpiyat stadından özür diliyorum.
maç öncesi krunuslav lovrek'in yaka fotoğrafıyla çekirdek satan amcaya da selam olsun.
forza burza!
Semihin maç içerisinde yine dirsekleri durmadı.Aragones oyuna müdahale etmese yine Bjk her büyük maçta olduğu gibi pas yapamıyordu(+)
çok temposuz ve kalitesiz bir oyundu.bu iki takımı izleyince skibbeli galatasaraya yazık olmuş gerçekten.bu ligde galatararay ve diğerleri olarak ayırmak lazımdır.ne tempo var ne hızlı hucum ne organize atak.ağır çekim bir maç.anlamsız hazırlık pasları.neye hazırlandıkları belli değil iki takımında.
Yorum Gönder