Beşiktaş 1-2 Fenerbahçe || Tanıdık Kabus...

Maçın detayına inmeden şunu söylemeliyim, ben dışardan izleyen biri olarak fazlasıyla memnun kaldım maçtan. Gerek goller olsun, gerekse takımların kapasitelerini zorlamaları olsun beklentilerimin üstüne çıkan bir mücadele oldu. Blog İdman Yurdu maçı sebebiyle maç öncesi kadrolara bakamadan maçın başına geçtim, gördüğüm ise Mustafa Denizli'nin klasik derbi kotarma denemeleriydi. Halbuki buna ihtiyacı olan taraf değildi Beşiktaş.

Yarışın içinde Beşiktaş olduğu için daha çok onların açısından bakılıyor olaya ama esas ilginç ve üstüne konuşulası taraf bence Fenerbahçe'ydi. Çok ironik gibi duran ama aslında kadro yapısının doğal bir sonucu olan garip bir grafik çizdiler sezon boyu. Bunun sebebi uzun bir lig maratonunu götürecek fizik kapasiteye sahip olmamaları ve yedekten gelip katkı yapabilecek oyuncu sayısının sınırlı olması. Ara ara parladıkları maçlarsa kadro yapısına uygun olarak kendilerini geriye atıp pas yaparak çıkabildikleri karşılaşmalar. Daha önce birçok sefer söyledim, Fenerbahçe gerçekten iyi bir hedef maç takımı, kendisine denk ve kazanmaya ihtiyacı olan takımlara karşı lig boyunca kullanamadıkları silahlarını kullanma şansına sahip oluyorlar. Medya bunu genelde üstünkörü bir biçimde "garip bir mucize" ya da "derbilerin havası başka" gibi garip tanımlamalarla açıklamaya çalışsa da işin doğrusunun bu olduğuna inanıyorum ben.Beşiktaş hakkında bir değerlendirme yapacaksak ilk önce bu tabloya bir göz atmamız gerekiyor. Süper Ligde ilk 9 sırada bulunan takımlara karşı yapılan maçlara göre oluşturulmuş bir puan tablosu bu ve şampiyonluğun en büyük iki adayından biri olan Beşiktaş bu sıralamada ancak 7. olabilmiş. Beşiktaş-Fenerbahçe maçı dahil değil henüz tabloya, onu da eklediğimizde Beşiktaş 1.07 puan ortalamasıyla 9.luğa geriliyor. Ortaya çıkan sonuç Beşiktaş açısından korkutucu. Beşiktaş'ın zirve yarışında tutunmasının en önemli sebebi tempolu futbol oynaması ve oyunu rakip yarı sahaya yıkıp rakibe fırsat vermeden maçı alıp götürmeye çalışmasıydı. Beşiktaş'ın ön alana kurduğu bu duvarı aşabilen takımlar ise buldukları pozisyonları gole çevirdiklerinde baskılı görülen Beşiktaş'ın defosunu değerlendirmiş oluyorlar. Fenerbahçe de bu işi en iyi yapan ekip Türkiye liginde, bu sebeple sonuç fazla şaşırtmamalıydı izleyenleri. Beşiktaş'ı sahaya favori çıkaran ise Sivasspor'un mağlubiyet haberiyle gelen ekstra motivasyon ve kazanma alışkanlığıydı. İşleyebilir miydi, evet işleyebilirdi erken bir gol bulabilselerdi ama futbol böyle bir oyun. Günlük durumlara bakarak kendinizi diğer ihtimallere kaparsanız futbol içinde normal karşılanabilecek bir skor büyük bir sürprizmiş gibi gelebilir.Aslına bakılırsa Beşiktaş açısından tablo pek de değişmiş değil, sonuçta Sivas Antep'ten üç puanla dönse, Beşiktaş da Fenerbahçe'yi mağlup etse sonuçta şu anki durumdan farklı olmayacaktı. Sadece bu maçın getirdiği özgüven kaybı problem olabilir Beşiktaş adına, matematiksel olarak kaybedilmiş bir şey yok. Sivasspor ise öne geçtiği maçta alamadığı o 1 puanı çok arayabilir önümüzdeki haftalarda. 1 puan diyorum çünkü alacakları 1 puan onlara son 4 haftada Beşiktaş'tan bağımsız olarak bir beraberlik hakkı getirecekti, yapamadılar. Tökezledikleri an ipleri Beşiktaş'ın eline vermiş olacaklar. Çekişmeli bir lig sonu bizi bekliyor...