Takımımız U17 Avrupa Şampiyonasında grup üçüncüsü olarak yarı finale kalma şansını kaybetti ama aslında çok önemli bir haber bu grup üçüncülüğü. Bu üçüncülükle takımımız Nijerya'da düzenlenecek Dünya Gençler Şampiyonasında yerini ayırtmış oldu ki en az tur kadar önemlidir bu katılma hakkı. Elbette geçtiğimiz seneki U17 takımımızın gücü, kalitesi bizi daha büyük beklentilere itti ama her jenerasyonu kendi içinde değerlendirmek lazım. Bu jenerasyonda bir Abdülkadir, bir Batuhan, bir Tunay Torum, bir Semih Kaya yok. O seviyede görebileceğimiz tek oyuncu olan Gökhan Töre zaten geçen seneki U17'de de görev yapıyordu. Semih Kaya'nın sakatlığı, Batuhan'ın gereksiz işler peşinde koşması olmasa geçen sene bir şampiyonluk çıkarabilirdik o turnuvadan, olmadı. Oyuncu kalitesinde rakiplerin üstünde olsak bile aşamadığımız bazı problemler var, bunları aştığımız zaman zaten farklı bir şeyler görebileceğiz.
Bu turnuvada görüldü ki teknik kadro futbolculardan daha acemi, daha çaylak. Çağrılan kadrodan tutun da oyuncu değişikliklerine kadar tam bir hayal kırıklığı yarattı bende Abdullah Ercan ve ekibi. 21 yaş altı ve öncesi milli takımlar at yarışı mantığıyla yönetilmez, temel olan oyuncuların gelişimidir. Oyunculara bir şeyler öğretecek isimler gerekli bu yaş kategorilerine. Abdullah Avcı'nın sevmeyeni çoktur belki ama harika bir modeldir genç milli takım hocalığı adına, bütün jenerasyonları bilir tanır, ona göre hazırlığını yapar. Ben olsam 21 yaş ve altı tüm milli takımları ona bağlar ve organizasyonu ona teslim ederim. Son programda Caner bu konuya kısa da olsa değindi, önümüzdeki programda daha geniş bir şekilde konuşmayı planlıyoruz bu konuyu. Bildiğiniz gibi Caner Eurosport Türkiye'de turnuvayı canlı atan spikerdi.
92 jenerasyonu hakkında bir şeyler söylemiştim Almanya maçı sonrası, devamını getirelim. 87 ve 91 jenerasyonlarındaki çeşitlilik onlarda yok, bu kesin ama yine de kaliteli oyuncular yok değil. Muhammet Demir'i sıkça söylüyoruz, Bursaspor Sercan'dan sonra etkili bir santrafor daha kazanmak üzere altyapıdan. Gökhan Töre'yi geçtiğimiz turnuvadan da biliyorduk, bu sezon Chelsea'ye transfer olmasından sonra daha da ön plana çıktı. Ancak problemli olan bölgemiz hala defans ve bu saydığımız oyuncu kalitesinde oyuncu yetiştiremiyoruz bir türlü. Arda Turan'ın İspanya karşısında adeta döktürdüğü, Sergio Ramos'u perişan ettiği U19 İspanya maçında 5 tane yemiştik ve Arda-İlhan ikilisinin başarılı performansı maçı izleyenler için bir detay olmaktan öteye gitmedi. Ben Türkiye'nin alt yaş kategorilerinin durumunu tam olarak özetleyen bir maç olduğunu düşünürüm o İspanya maçını.
Muhammet ve Gökhan dedik, bir de Galatasaray'dan Berkin var ön plana çıkanlardan. Hızlı, seri ve dengeli bir oyuncu olarak kendinden daha fizikli oyunculara karşı da yeteneklerini sergileyebileceğini gösterdi bizlere, özellikle Almanya maçı bence önemli bir ölçüydü. Bence gelecek yıllara damgasını vuracak sağ beklerden biri olan Basala karşısında başarılı bir mücadele ortaya koydu. Bu sezon sonunda olmasa da gelecek sezon A takıma uğrayabilecek oyunculardan biri olabilir Berkin...
1 yorum:
arda nın bi açıklması vardı..ben arfaların samir nasrilerin vs.. olduğu takımları altyapı seviyesindeki milli maçlarda yeniyoduk biz daha iyiydik..ama şimdi onlar yıldız bizim takımdakiler süper ligde bile oynayamıyorlar gibi bi açıklama ana fikir olarak..
gerçekten baktığımızda gençler seviyesindeki milli takımlarımızın başarısızlıklarını a milli takım seviyesinde başardığımızda sokaklara dökülüorz,günlerce haftalarca kutluyoruz,senelerce övünüyoruz..burda da yarı finale kalamayışımız(üstelik en zor gruptan çıkamayışımız)hayal kırıklığı olarak nitelendiriliyosa ve daha bu yaz bu turnuvanın a takım seviyesinde bu başarıyı yakalamamız tarih yazmak olarak görülüyorsa bence kaybettiğimiz değerler adına üzülmemiz gerekir..
c. ronaldoların quaresmaların olduğu portekizi serkan balcı ve selçuk eksenli takımımızla yendiğimiz maçları biliyorum..ve şimdi iki takımın oyuncularının bulunduğu yerleri görünce de elimizdeki değerlerimizi nası harcadığımıza üzülüyorum..
türk futbolunun en büyük zaafı oyuncularını a takım seviyesine iyi hazırlayamayışıdır..bu da oyuncuların fiziksel olarak gelişimlerinin yeterli düzeyde olmayışından kaynaklanıyor..açıkçası galatasaray paf maçlarına baktığım zaman cem sultandan başka a takım seviyesinde oynayacak fiziğe sahip bi oyuncu göremiorm(emre çolak da dahil)
o yüzden altyapılarda oyuncunun fiziksel gelişimine ağırlık vermeden de bu üzücü durumun son bulacağına da inanmıorm..bunu destekleyici olabilcek bi örnekde bir sene içinde almanyadan bu ülkeye gelen yada bundesligada oynayan oyuncu sayısıyla bu toprakta yetişip forma şansı bulan oyuncuların sayılarının kıyaslanmasıdır..
kısaca söylemek istediğim şey bu turnuvada şampiyon dahi olsaydık bundan 3-5 sene sonra bu jenerasyonla ilgili konuşulcak şey a takım düzeyindeki başarılarından çok yine bu şampiyonluk olurdu..
Yorum Gönder