Hoffenheim -Hull City - Grenoble #2

Blogu yeni açtığımda gözüme çarpan üç takımdı Hoffenheim, Hull City ve Grenoble. Hepsi ikinci ligden yeni çıkmıştı ve lige hatrı sayılır bir giriş yapmışlardı. Underdog'lara ezelden beri zaafım vardır, nerde olursa olsun peşlerinden giderim. O günden beri gözlerim üstünde aslında bu kulüplerin. Denk getirip hepsinin kazandığı bir hafta ikinci bir yazı yazmak niyetim vardı ama bu hafta bir fireyle de olsa yazmak gerek diye düşündüm.

Fireyi veren ise Hoffenheim oldu. Dün müthiş bir maç sonucunda geçtiğimiz hafta Bayern'e Allianz Arena'da 5 atıp büyük sükse yapan Werder Bremen'e 5-4 yenilmekten kurtulamadı. 4-1'den 4-4'e getirdikleri maçta Mesut Özil'in son golüne engel olamadılar. 4-1'den 4-4 olunca bize burdan ekmek çıkar mı umuduyla 5'i bekledim ama nafile. "10 kişi de olsa Bremen, Bremen'dir" oldu maçın manşeti.

Lige yeni çıkmış bir ekibe göre oldukça iyi bir performans sergiliyorlar. Aslında bize çok yabancı bir takım sayılmaz Hoffenheim. Takımın 10 numarası ve kaptanı Selim Teber zamanında Denizlispor'a gelip ligimizde tutunamamış bir oyuncu. -Bunu her seferinde yazıyorum ama hakikaten ilginç- Kaleci Ramazan Özcan ise Avusturya milli takımının kalesini koruyor. Yakında üç büyüklerin yerli kaleci ihtiyacı olursa kısa listelerine girecek oyuncuların başında görüyorum Ramazan'ı, yakındır "Ramazan aslan gibi, kaplan gibi, kartal gibi" haberleri.

Haftanın bombası Hull City'den geldi, hatta haftanın demek bile haksızlık olabilir. Arsenal'i deplasmanda 2-1 mağlup ettiler, hem de geriden gelerek. Duyduğuma göre müthiş bir maç olmuş, galibiyet golünü de BCC'ye göre Galatasaray'ın transfer döneminde teklifi götürdüğü Daniel Cousin atmış. Noat Samisa'yla bol bol konuşuruz İngiltere ligini, maçtan bir gün önce yazışırken Arsenal'in maçı farklı kazanacağından emindik. "Yok artık Arsene Wenger", "Play Station takımı oldular iyice" lafları havada uçuşuyordu ama günün sözü bunlardan ziyade "Bir underdog'un yüreğini asla küçümseme" oldu. Tamam bunu ben uydurdum ama böyle bir söz olsa bu olurdu sanıyorum.

Bu maçı ön plana çıkaran bir diğer detaysa ilk golü atanın Arsenal olması. Arsenal Emirates'te son bölümüne 1-0 önde girdiği maçta ligin çaylağına 2-1 yenilecek deseler çoğu kişi inanmazdı. Noat Porsmouth Hull'a 5 tane attığında "Rüya bitti, Hull City eşek şakasıyla uyandırıldı" demişti. Eşek şakasını yapan bu sefer Hull oldu. -Burdan giderimizi de yapmış olalım Noat'a. Zevkle takip ediyoruz-

Fransa underdog'ların memleketi olarak bilinir. Lyon imparatorluğundan önce ligden yeni çıkan takımlar ilk ikiye girerdi, şampiyon olan küme düşerdi. Böyle manyak bir yaşam tarzı vardı Fransa'nın, nerde o eski Fransa'lar! Geçen sene Nice bu ünvanı hakeden takımdı ancak sezon değişti, yeni underdog Grenoble.

Alt ligleri kurcalamayı sevmeme rağmen benim ilk defa bu sene gördüğüm bir takım Grenoble, kimdir necidir hiç bilmem. İki tane oyuncu say deseniz sayamam ama yine de yazılmayı hakediyorlar. Kayseri'den şansının da yardımıyla zorlanmadan çıkan Paris Saint-Germain'i deplasmanda 1-0'la geçip 13 puanla ligde 3. sıraya kuruldular. Bunu 7 haftada sadece 6 gol atarak yaptılar. Az gol atıp az yiyorlar. Bu serinin devamı gelir mi, onu zaman gösterecek...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

1 yorum:

Bhut_Jolokia dedi ki...

devam etsin bu süprizler zira futbol daha keyifli hale geliyor

Related Posts with Thumbnails