DK 2010 Elemeleri || Ermenistan - Türkiye || Maç Öncesi

Euro 2008 sonrası ilk randevu Ermenistan'la. Açıkçası ilk andan itibaren Ermenistan'la eşleşmeyi istemeyen birisi olarak ekstra puan kaybı ihtimali yüksek bir maç olarak görüyorum bunu.

Neden diyecek olursanız biz hiçbir zaman baskıyı kaldırabilen bir takım hatta ülke olamadık. Ne zaman sahadaki oyuna futboldan daha fazla anlam yükledik, o zaman normal şartlarda yapılmayacak hatalar görülmeye başlandı takımda. Örnek verme ihtiyacı duymuyorum çünkü daha 2 sene önce başımıza gelenleri biliyorsunuz.

Bir de işin teknik-taktik kısmına bakalım. Şu an ajansların geçtiği 11'e göre klasik 4-4-2 oynayacağımız kesin gibi. (Tahminimi yandaki resimde görebilirsiniz.) Defans beklendiği gibi, Hakan-Servet-Zan-Gönül. Dün İbrahim Kaş'ın ismi geçiyordu ancak ben daha ligi başlamamış bir defans oyuncusunun böylesine baskılı bir maçta ilk 11'de çıkmasına karşıyım. Geri kalan isimler beklendik isimler, onlara şimdilik değinmiyorum.

Ancak esas problem orta sahada gibi. Euro 2008'in ilk maçında baldırı atan daha sonra Fenerbahçe'yle sağlıklı kaldığı bir maç bile çıkaramayan Emre Belözoğlu yine ilk 11'de. Fatih Terim'in Emre Belözoğlu fetişi bilinmedik bir şey değil ancak bu kadar formda bir Selçuk İnan ve sakat bir Emre Belözoğlu olunca insan ister istemez Selçuk İnan tercihini bekliyor, ama bu gidişle daha çok bekleyeceğiz. Mehmet Aurelio da sakatlıktan yeni çıktı. Bildiğimiz Aurelio gibi oynabilir mi, göreceğiz. Tuncay'ı bu form grafiğiyle aslında forvet ikilisinde beklerdim ancak kanattan destek olacak gibi duruyor. Arda Turan'la beraber ofansif anlamda takımı sırtlayacak, en azından kağıt üstünde.

Forvet ikilisinde ise sürpriz yok. TSL'nin en iyi yerli santraforu Semih ve en formda golcü Mevlüt.

Fatih Terim aslında klasik düzenleri pek sevmez, garip fantezilerin adamıdır ancak takıma en uygun sistem olduğu Euro 2008'de de ayan beyan ortaya çıkan 4-4-2'den vazgeçmemiş şimdilik. Oyuncu tercihleri hakkında şüphelerimi yukarda belirttim zaten. Bundan sonrası sahada bitiyor.

Haydi çocuklar, elemelere üç puanla başlama zamanı...