Geçtiğimiz sezonun sonunda ne oynadığı belli olmayan, pozisyon üretemeyen, yarı sahayı geçemeyen bir takım görüntüsündeydi Galatasaray. Frank Rijkaard ve ekibinin elinde sihirli değnek yok, bu takımın dönüşümü zaman alacak demiştik ilk geldiğinde ancak Rijkaard, Neeskens ve teknik ekibin kalanı o kadar iyi bir iş çıkarıyor ki sihirli değnek olmadan bir takımın oyun yapısına bu kadar kısa sürede ancak bu kadar etki edilebilirdi. Bir makine düzenine doğru ilerliyor Galatasaray, kendine has setler oluşturmaya, geriden bilinçli şekilde oyunu kurmaya, topu verimli kullanmaya başlayan bir Galatasaray görüyoruz. Eksikleri var elbette ama sadece ilacı zaman olan eksikler bunlar, beraber oynadıkça aşılacak bazı alışkanlıklara ihtiyacı var takımın. Güzel günler bekliyor bu takımı.
Medyadaki algı ise bu yönde değil pek sezon başından beri, pozisyon bulan ve bunu skora yansıtan bir takım olmak kötü bir özellikmiş gibi lanse edilmeye devam ediyor. Bugüne kadar oynanan hiçbir maçın ölçü olmayacağı gibi garip bir ana fikir oluşturuldu bugüne kadar, buna Kayserispor'u da katacaklar mı, çok merak ediyorum. Ligin son üç yıldaki en defansif takımı Kayserispor'a karşı zorlanmadan 4 gol atıyorsa artık bazı tabuların yıkılması gerek. Galatasaray yeri geldiğinde maç da kaybedecektir, doğaldır ama üstüne koyan bu yapıyı yermek için saçma sapan çıkışlar yapmanın alemi nedir? Ligin bana göre en iyi 7 takımından ikisi olan Kayserispor ve Gaziantepspor'a puan vermeden rahat geçmiş bir takımın hakkını vermek bu kadar zor olmamalı.
Maça dönelim. Bu maçla beraber benim gördüğüm en temel ipucu şu. Frank Rijkaard ligin ilk safhası için ideal 11'ini belirlemiş ve bu ideal takımın arasındaki iletişimin oturması için ısrarla bu ekibi kullanacak. Ara ara da rakiplere göre diğer oyuncuları hazır tutmak ve durumlarını görmek için rotasyona giren bir takım göreceğiz. Deplasmandaki Levadia maçı böyle olur muhtemelen. Yapılan doğru mudur, bence kesinlikle. İsimler tek tek tartışılabilir, herkesin farklı bir görüşü olabilir ancak takımın bir bağ kurmasını olabilecek en kısa sürede tamamlayabilmek için en doğrusunun bu olduğuna şüphe yok.
Takım arasındaki bağdan söz ettik, bunun en önemli örneği orta sahada Mustafa Sarp ve Ayhan Akman arasında kurulmuş gözüküyor. Kağıt üstünde birçok kişinin burun kıvırıp takımın zayıf halkası olarak göreceği bu ikili takımın en verimli oyuncularından, özellikle Mustafa Sarp'ın ortaya koyduğu performans takdire şayan. 28 yaşına kadar İstanbul deneyimi olmayan bir orta saha oyuncusunun tarihin en iyi Galatasaray kadrolarından birine bu kadar iyi uyum sağlayıp yerini sağlama alması kolay görülecek türden bir olay değil. Kararları çok doğru ve basit, ayağa oynuyor ve sürekli boşa çıkıp arkadaşlarına seçenek yaratıyor. Ayrıca pek görünmeyen bir diğer özelliği de hücuma katılan arkadaşlarının arkasını toplaması. Oynayabildiği kısa süre içerisinde Tobias Linderoth'ta gördüğümüz bu özelliği Mustafa'da görmek beni şaşırttığı kadar sevindirdi de. Keşke bir 3 sene kadar önce alsaymışız diye geçmiyor değil aklımdan.
Yeri gelmişken, Sabri Sarıoğlu'nun hakkını teslim edeyim. Sabri'yi sağ bekin temel gerekliliklerini yerine getirmeyen bir oyuncu olarak görürüm ve bu nedenle sıkça eleştiririm. Bu maçta görevini özellikle ilk 75 dakika layıkıyla yerine getirdi. Hücum performansından söz etmiyorum, o inişli çıkışlı olur ancak aynı zamanda asli görevlerini de aksatmamayı başardı Sabri. İlk yarıda girdiği ters kademeler çok önemliydi, doğru zamanda doğru yerde olmayı başardı. Son 15 dakikada bir-iki pozisyon hatası yaptı ama skorun rahatlığına verip fazla önemsemedim. Bu maçta alkış tuttuğum oyunculardan biri oldu Sabri. Diğer bekimiz Hakan Balta ise malesef sakatlandı, inşallah ciddi bir şey değildir. Yerine giren Uğur Uçar'ın sağ bekin olduğu kadar sol bekin de alternatifi olduğunu söylemiştik geçtiğimiz yazılarda, o da sol tarafta fazla sırıtmadan oynayabileceğini gösterdi bizlere. Türkiye'de defans hattında birden fazla mevkiide oynayan oyuncu sayısı çok az. Altyapıdaki stoper tecrübesini de unutmamak gerekir.Uğur Uçar bu anlamda bir jokere dönüşebilir zamanla.
Hücum hattında ise işler yolunda ve gördüğümüz kadarıyla bu derinlik ve kalitedeki bir hatta kolay kolay sıkıntı yaşamayacağız. Milan Baros'un bugünkü performansı kanat-forvetler ve serbest oyun kurucu Arda Turan'la uyumu açısından da oldukça önemliydi, özellikle Arda'nın Baros'a servis ettiği pozisyonlar tekrar tekrar izlenmesi gerekiyor. Dördüncü golde geçen sene Galatasaray'ı Avrupada yıllar sonra başarılı kılan Lincoln-Baros uyumunun izlerini gördüm, inşallah bu yönde gelişmeye devam eder bu ikili arasındaki trafik. Gaziantespor ve Denizlispor maçlarında gördüğümüz en önemli sıkıntıların başında geliyordu bu, Kayserispor maçı bunun kronik bir arıza olacağı yönündeki şüphelerimi büyük ölçüde kaldırdı açıkçası.
Elano bugün bir vites daha atıp 45 dakika oyunda kaldı ve siftahı yıllardır özlemini çektiğimiz güzellikte bir şutla yapmayı başardı. Cepheden bu kadar güzel bir şut golü görmeyeli uzun süre olmuştu, maç sonu sohbetinde bunu konuştuk arkadaşlarla. Kewell'ın Bordeaux'ya attığı gol yazılabilir belki bunun yanına ancak o biraz daha farklı bir goldü, hem açısı hem de vuruş stili bakımından. Elano topu vurduğu an gol diye ayağa kalkmıştım bile, o derece enfes bir şut çıkardı sol ayağından. Eminim benle beraber tüm futbolseverler memnundur böyle bir golü izlemekten. 'Temposuz' Elano, Deivid'den kötü Keita'yla beraber takıma kısa sürede uyum sağlayacak gibi görünüyor.
Kayserispor tarafında ise gereksiz bir sertlik vardı ve hakem Halis Özkahya sağolsun bunu teşvik etmek için elinden geleni yaptı. Bu kadar tek taraflı sertlik varken uyarıların bu kadar hafif kalması şaşılacak şey. Bizim hakemlerimiz sarı kartın sadece ceza sahası içinde yere düşen ya da itiraz eden oyunculara kullanılabileceğini düşünüyor galiba. Cana kasteden iki tekme atmadığınız sürece kart görme ihtimaliniz yok. Sertliğe müsamaha tanınır denilen Premier Lig'de Cangele ilk yarıyı çıkaramazdı şu haliyle. Defansif kimliğinin yanına hakemlerin zaafından da faydalanan bir sertliği de eklemiş Kayserispor. İki pas yapan her oyuncuya krampon gösteren oyuncular var Kayserispor'da.
Son olarak bir de Ariza Makukula'ya bakmak gerek. Attığı iki golle maça damgasını vuran oyunculardan biri oldu Portekizli oyuncu ancak iki pozisyonu izlesem ve hangisi rakip kaleye atmıştır diye bir soruyla karşılaşsam muhtemelen kendi kalesine atttığı ikinci golü tercih ederdim. Yaptığı koşu, vuruşu tam bir forvet koşusu. Şaka bir yana, fiziğiyle gerçekten bu ligde birçok takımın başına bela olacak izlenimi verdi bana Makukula, kesinlikle bir Aghahowa performansı beklemiyorum ondan.
Ligdeki 3 maçta, 3 galibiyet ve 11 gol. Bu atılan 11 golün takım içerisinde paylaşıldığını da düşünürsek Galatasaray'ın hücum performansı son yılların en iyisi olmaya aday. Ankaraspor ve Beşiktaş maçlarından sonra bu performans üzerinde daha derin ve detaylı yargılarda bulunabiliriz ama şimdiden iyi bir Galatasaray'ın yolda olduğunu söylemek kahinlik olmaz bana göre...
30 yorum:
bugun fazla zorlamadi cimbom, gene de 4 golu buldu.
oluyor bu is.
Arıza adam bir bize bir kendi kalesine attı..
http://pclionfc.blogspot.com/2009/08/andres-mendoza-ariza-makukula-julius.html
Milan Baros harika bir forvet oyuncusu.Mükemmel değil,ama harika.
Sabri'ye helal olsun.Yararlı oynadı.Ortaları bile güzeldi.Hep böyle.
Mustafa Sarp'ın kaliteli bir oyuncu olduğunu biliyordumda,bu kadar ağırlığını koyacağını göremiyordum.Herşeyden öte çok yürekten oynuyor.Yılın süprizi şu an.Topal'a forma vermeyecek gibi.
Servet-Zan ikilisi fena değildi,bilakis Zan kendisinden beklenen hataları yapmıyor.Hatayı yapan Servet oldu,kornerde adamını kaçırdı.Olsun...
Elano sol ayağıyla gelişine oha dedirtti.Pasları ve Arda ile anlaşmasıda gayet olumluydu.Bu kez bu Brezilya'lı olacak gibi duruyor.
Uğur'a helal olsun.Sol bektedemi sırıtmazsın arkadaş.Sabri'nin bu formu böyle gideceği şüpheli,o yüzden ben hala Uğur'un sağ beki kapmasını bekliyorum.
Hakan Balta sık sık ileri çıkmaya çalıştı.Alışık ve kıvrak değil,o yüzden top kayıplarıda yaptı,ama denemesi olumlu.Sakatlığı umarım ciddi değildir.
Volkan klübede varmıydı bilmiyorum,ama bildiğim kadarıyla sakat filan değil.Sanırım yolcu kendisi,buda Caner'i işaret ediyor.
Sercan bence gelmeyecek.Heryerde bir "Geldi." havası var,birçok site&blog geldi diyor ama bu akşam 2 başkanı dinledikten sonra zor diyorum.
Takımı iyi skorların gazına gelip fazla abartmamak lazım.Bana kalırsa biraz topta seviyor,ha sevmesede yener-fark atarızda,çok çok iyi olduğumuzu düşünmüyorum.Ligin en iyi takımıyız o ayrı,ama daha yolumuz var,hemde uzun bir yol...
Mor formayı beğenmiştim aslında ama bugün formanın arkasında ülker yazısını görüce aklıma direkt olarak ülkerin hobby cikolataları geldi. Nereden çıktı bu forma arkası reklamları hala alışamadım. Geçen hafta aynes i denizlispor un yeni transferi zannetmiştim bi süre. :)
Hemen hemen aynı şeyleri yazmışız.
Yazımda da belirttim. Hep aynı şey. 5 atarsın, rakip kötü olur; yenilirsin gördünüz mü biz demiştik. Ucuz şeyler bunlar. Biz de eksiklerini konuşuyoruz bu takımın. Kör değiliz. Ancak, 2 hafta sonra, olası rahat bir Beşiktaş galibiyetinde bu sefer Beşiktaş kötü olacak. Hepimiz biliyoruz ki, bahsedilen maç 10. haftada. 30 olsa lafı edilmeyeceğinden, sürekli aynı geyik dönüyor ortada. 8 resmi maç, 29 gol. Daha iyisini yapan varsa gelsin söylesin. Ligde bundan daha sert, bu kadar basan başka bir takımla da oynayacağını düşünmüyorum Galatasaray'ın.Kısmen haklılar ama; zira oldukça ürkütücü bir kapasite söz konusu.
mor kabus demiş hürriyet ne diyorsun uğurcum :)
Uğur analizin yine kayda değer,ellerine sağlık..
Hakan Balta'nın yedeği olabilecek bir transfer sence acilen şart değil mi?
saygılar..
elano'nun şutu da 121 km diyorlar..
bahsettiler mi maraton da ?
şu "sihirli değnek klişesini" kullanmaya ne gerek vardı ki? en başından beri bu kullanılıyor. pekala sihir gerekmiyor galatasaray'ın böylesine iyi ve iştahlı oynaması için. iyi bir teknik kadro, böylesi bir futbolcu filosunu oynatmak için sihirli değneğe ihtiyaç duymaz. ne skibbe gibi gevşek ve antreman yoksulu bir hoca, ne de korkmaz gibi kibirli ve taktik fukarası bir adam var galatasaray'ın başında. sadece iyi bir teknik direktör sihirli değneğe falan ihtiyaç duymadan bu takımı ayağa kaldırırdı. rijkaard olunca o kişi, takım ayağa kalkmakla kalmadı, uçtu! bana abartı geliyor sihirli değnek benzetmesi. zaten anlaşılıyor ki değneğe meğneğe ihtiyaç yokmuş!
Makakula tam bir "ariza". Adam kendi kalesine attığı golden sonra bile gülüyor. Koçum burası Türkiye! Demezler mi adamı; bu ne rahatlık? Cık cık cık... Olmadı Makakula diyoruz ve kendisine 2 veriyoruz. :)
Merhaba Uğur,
her zamanki gibi güzel bir yazı. Teşekkürler.
Yazıdaki gönderme de tam anlamıyla oturmuş bir gönderme. Gürcan Bilgiç abinin kulakları çınlamıştır Sanırım gönderme onaydı ('Temposuz' Elano, Deivid'den kötü Keita')
Galatasaray takımını yermek için yalnızca açık arıyan ve bazen açık olmayan taraflarını dahi eleştirmeye alışmış spor basını, olumsuz yönde eleştirebilecek bir açık bulamayınca ÖLÇÜ aramaya başladılar. Eğer Galatasaray böyle futbol oynamaya devam ederse, spor basını sezon sonunda hala ölçü aramakla meşgul olacak gibime geliyor.
Takıma orta saha lazım. İyi güzel gidiyor da Tobias türünde sakatlanmayanından. Son bir hafta gelmezse sıkıntılı günler geçiririz.
Oyun anlamında 60.dakikadan sonra fizik olurak Kayseri'yi bile ezdiysek, çok iyi bir şey.
Leo Franco oyunu degajla başlatmıyor, hep pasla başlıyor falan diyorduk sürekli. Dün genelde degaj kullandı, ilgimi çekti..
Bahsedilen maçı Fenerbahce farklı da kazanabilir. Ama maalesef Fenerbahçe 2 senedir uyduruk maçları kaybetti zaten. Bu kısmı gerçekten halledene kadar beklemekte fayda var.
Galatasaray bu oyun şekli ile şimdiden bu maçları halletmiş gibi görünüyor. Dolayısıyla Fenerbahçe 2 senedir kolay sağlayamadığı üstünlüğü bu takımlara karşı kurana kadar Galatasaray bir nebze daha önde gibi.
Yinede söylemeden edemeyecegim. Galatasaray'ın oyun şekli çok fazla kaliteli oyuncularının performansına bakıyor.
Fenerbahce ise daha takım oyunu oynuyor gibi. Verimliliği tartışılır pozisyon/gol oranında ama 2 takım arasında Fenerbahçe lehine bir durum gibi görünüyor bu.
Yinede geçen hafta Emre'nin attığı gol, bu hafta Kayseri'nin kaleci hataları, kendi kalelerine goller falan.. Bütün bu ortamda bir anda Besiktas neden sıyrılmasın?..Futbol bu..
Yinede skorlara rağmen Galatasaray'ın pohpohlanmasını sadece "potensiyelin" her nedense abartılması olarak görüyorum. Tabi şimdilik..2-3 hafta sonra oyunu da gerçekten planlı oynar hale gelebilir Galatasaray.
Not:Maçı izlemedim, sadece özetler ve yazılan yorumlardan edingiğim izlenime dayanıyor yorum. Yanılgı payı yuksek yani..
cangele maçtan önce ısınırkende tribünlere hareket çekti.
gs'da baros'un yedeği kim. nonda mı hiç sanmam ondan ancak yardımcı santrafor şeklinde faydalanabilirsiniz. alternatifsiz tek adam belki de takımda. santrafora ihtiyacımız var. su gignac bize kaça patlardı acaba. pogrebnyak'ı 4.5 M Euro'ya almış mesela Stutgart.
Sabri-M.sarp-G.zan takımın en iyileriydi
Ardanın her zaman olduğu gibi bütün gollerde payı var.Tek şanssızlığı bazılarının asist yerine geçmemesi yoksa şimdiden uçmuştu asistlerde :)
bir eleştiri ile başlamak istiyorum yorumuma. sürekli takip ettiğim bir blog olduğu ve bir taraftar blogundan çok futbol blogu olduğunu düşündüğüm için bunu bir gereklilik olarak görüyorum.galatasaray maçlarında haklı olarak galatasaray'ı gözlemliyor,aklını galatasaray'a veriyorsun. burada bir sorun yok. sorun bunu yaparken rakibi analiz etmekte yetersiz kalman.
galatasaray'ın temel sorunu orta sahayı kaptırdığı anlarda başına gelecekler. bugüne kadar gaziantep ve tobol maçları dışında tüm rakipleri ona orta sahayı verdi. ve 4lendiler 5lendiler. türkiye liginin üstünde bir hücum zenginliği var galatasarayın ama aynı şey orta sahanın kendi yarı alanında kalan kısmı için geçerli değil. mustafa ve ayhan oyun kurma becerisi sınırlı olmakla beraber baskı ile karşılaştığında hata yapabilen, özellikle mustafa, rastgele topa vurabilen bir isim.
kayseri kötü bir takım değil. özellikle kendi sahalarında kolay kolay yenilmeyecek bir takım. ama savunmasında eren güngör,hakan aslantaş yokken solda toledo sakat sakat oynuyor, sağda mehmet eren boyraz oynuyorken
ve orta sahasında takımın hücum ile bağlantısını kuracak isim saidou; bilal'ı bir yana koyarsak kalan tüm oyuncular rakip 18 çevresinde etkin olan isimlerse kalkıp ligin son üç yıldaki en iyi defansif ekibinden bahsetmek ve medyadaki algıyı eleştirmek bir başka taraflı algıdır.''kayseri'ye zorlanmadan 4 gol attık işte böyle saçma sapan yorumlarda bulunmanın anlamı ne demek'' de ölçüsüz bir yorumdur.
maça dönersek.. galatasaray'ın iyi yaptığı şeylerden bahsetmeye gerek yok. zira rijkaard yönetiminde galatasaray belirli bir standartı yakalamış durumda. bu standartı altında performans gösteren volkan,barış gibi isimler hemen kenara alınabiliyor ve sistemi daha işler kılan daha fazla verim sağlayacağı düşünülen 11 sahaya sürülüyor. Kewell'ın sakatlığı ne kadar ciddi bilmiyorum ama açıkcası bir sonraki maçta Aydın'ın 11 çıkacağını tahmin etmiyorum. Kewell olmasa da muhtemelen Elano'yu 11'e çekerek bu değişikliği yapacaktır. Elano olmasaydı da Yaser ya da Serdar ile bu değişikli yapardı. Böyle bir hoca Rijkaard ve o kulübedeyken insanın takıma olan güveni iki kat artıyor.
Maçın henüz ilk saniyelerinde Mehmet Eren'in pozisyon hatasından gol atacakken Aydın'ın tıpkı bir hafta önce Barış'ın yaptığı gibi gereksiz hareketler içine girip Hakan'ın oyundan düşmesine neden olması affedilir gibi değildi. İlk dakikada gol atacakken gol yiyorduk.
Maç içindeki bir diğer sorun da 25. dakikada boy gösterdi. kayseri spor savunmasını biraz öne çıkartarak orta sahasındaki boşluğu kapatmayı denedi. cangele-troisi-makakula üçlüsü de iki yay arası bölgeyi parselledi ve bir anda oyunu 35-40 metre ile sınırladılar. bu dakikalarda galatasaray topu ileriye taşımakta oldukça güçlük çekti. kısa paslar yerini uzun paslara onlar da yerini şişirmelere bıraktı ki hemen ardından gol de geldi.
işte galatasarayın temeli sorunu da bu. makakula kendi kalesine gol atmasaydı ve toledo sakatlanıp çıkmasaydı kayseri bu taktiğini daha ne kadar sürdürebilirdi... bana kalırsa 75'e kadar. 75'e kadar maç berabere gider son 15 dakikada Galatasaray galibiyeti sağlayan golleri atardı. Ya da daha önce Baros'un koşu yoluna atılan bir pasla skora gidebilirdi Galatasaray..
Ama stoperleri Baros'a geçiş izni tanımayacak kalitede, Galatasaray'ın oynayacağı alanı daraltıp ortasahanın ortasını ele geçirebilecek bir kaliteye sahip ve bunu 90 dakikaya yayabilecek fizik güce sahip bir takıma karşı Galatasaray'ın şu anda neyi var...
Galatasaray'ın maçları analiz edilirken bunlar düşünülmeli. Seyrettiğimiz takımın parçalarının ne kadar değerli olduğu ve şu anda Türkiye Liginde derbiler hariç zorlansa dahi geçemeyeceği bir takımın neredeyse olmadığı ortada. o yüzden medyadaki hakim yaklaşımı bir kenara bırakarak düşünmekte ve bu soruya cevap vermekte yarar var. Şu anda elimizdeki tek yanıt duran toplar.
güzel günler bizi bekliyo fizik kondüsyon müthiş umarım her şey güzel olur uğur abi yazı müthiş vallahi spor yazarıyım diye geçinen bazı mahlukatlara taş çıkarırsın
Aslantepe, sonunda blogger'a üyelik almana sevindim. Rakibi analiz konusundaki eleştirin doğru, bunun en önemli nedeni Galatasaray bölümünün çok zaman alması ve yazıyı bir an önce bitirme isteği bunun temel sebebi. Ben yazıyı yazana kadar 1000 kişi ziyaret etmiş siteyi maç yazısını okuyabilmek için, bu bile bir sorumluluktur. Ancak temel olarak ben de eleştiriyi haklı buluyorum, hatta siz yazmadan önce kendim de düşünmüştüm bunu. Biraz daha detaya inmek gerek sonraki yazılarda.
Sihirli değnek lafına takılmış bir arkadaşımız da, ben sihirli değneği var falan demedim zaten, sadece elinde bir değnek olsa bundan iyisini yapabilirdi diyerek aslında klişeye bir gönderme yaptım orda. Klişe kullanmaktan ziyade onlarla uğraşmayı severim, blogu takip eden bir yorumcu olarak bunu bilmen gerekirdi...
istanbul'da olduğum vakit, ayakta maç izleyen lale sayısı en az o tribünde olduğu için, yeni açık alttan izlerim maçları.
dün, arkadaşımın yardımı ve biraz da ricası üzerine kapalı'da izledim.
ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, kemik(!) tayfanın eski açığa geçmesiyle irezil, berbat, felaket bir hal almış ali sami yen stadı.
eski açık, tatagalar'dan aşırdıkları seviyoruz seni bestesini söylerken; kapalı, saldır galatasaray'ı; yeni açık, nevizade'yi; numaralı ise gerçekleri tarih yazar'ı söylüyordu.
maç boyunca güngören belediye'sinin verdiği çoklu konserde hissettim kendimi.
öylesine rezildi..
onun dışında takım gene iyiydi.
mustafa sarp, sabri ve arda turan ile birlikte maçın adamıydı.
hakan kadir balta'nın sakatlanıp çıkması bir futbolsever olarak herhangi bir his uyandırmasa da bende, en az ibrahim kaş'ın sakatlığı kadar hayırlı bir sakatlık oldu.
kayserispor'un ise bir an önce deplasmanda alınan bir puan iyidir sapkınlığından kurtulması lazım.
olembe'nin bile verdiği 4 maç sonu demecinin, 3'ü bu şekilde.
tolunay kafkas'ı istifaya davet ediyorum.
gitsin bir dağ köyüne kitap okusun.
çok farklı bir teknik adam çünkü.
'Temposuz' Elano, Deivid'den kötü Keita'yla beraber takıma kısa sürede uyum sağlayacak gibi görünüyor.
Sezonun özeti bu cümle olacaktır..
Kayseri çok hırslıydı. Bundan sonra rakiplerde bu olacaktır. Alta çekmeye çalışırlar bizi. Cangele 10 kere atılırdı. Makokulayı çok beğendim. Kendi kalesine attığı gol de güzel ama iyi işler yapacak gibi :)
Bu arada Elano ;
Tekrar vur be göremedik birader :)
@ apaç;
Hocam senin ne işin ne var futbol bloglarında ya. Bir insan hiç mi futboldan ya da tirbünden anlamayıp da sırf olaya maydonoz olmak adına böyle saçma sapan yorumlar yapar. Git hakkında birazcık fikrin olan konularla ilgili bloglara takıl, ne bileyim git başka konularda kendini geliştirmeye çalış ama lütfen futbola bulaşma ne olur. Çünkü yakışmıyorsun buralara, senin düşündüğün gibi değil buralar. Bu konuda kendini de geliştiremezsin çünkü okumakla falan da olmaz bu iş. Yani "Fundemental" yok sen de be abicim. Uğraşma boşuna.
galatasaray aman aman pozisyon bulmasa da 4 gol atabiliyor bu demektir ki böle maçları kazasız belasız geçeceğiz ancak derbi maçlarda durum farklı olabilir.haftaya ankara maçından sonra fikstür biraz zorlaşıyor. eğer ekim ayına kadar çok nadie teklersek rakiplerimiz daha da çok tırsacaktır.bu sefer medyaya dikkat çekmek istiyorum.geçen sene burnumuzdan getirdiler farklı yensek de eleştirdiler ancak bu sene tam tersi tüm medya arkamızda bu bi avcantaj bizim için...rakiplerimiz daha çok tırsıyor çekiniyor.
kayseri maçında dikkatimi makukula dan ziyade ali turan çekti.kimse bu adamdan bahsetmemiş bence türk futbolu için iyi bi defans kafasını sokuyor ayağını sokuyor kornerlerde ileri çıkıp gol arıyor.gayet dinamik gördüm baros a bi ara adım attırmadı döndürmedi.
ayhandan bahsetmek istiyorum sakatlanmasına sevindim bi iki hafta mehmet topal mustafa sarp izleyecez ve durum nası değişecek görecez hucuma çıkarken top kayıpları yapan bi adamdan bahsediyoruz.tamam çok koşuyor yerinde pres yapıyor ama defans özellikleri çok zayıf keşke 25 li yaşlarda olsaydı kendini geliştirebilseydi ama yavaş yavaş onu bu takımda görmeyeceğimizi sanıyorum.
ayrı bi parantez de uğur uçar a..oyuna girerken bile suratından okunuyor futbol aşkı.kimsede görmediğim bi özellikti.çoğu oyuncu o dakikadan sonra farklı bi suratla oyuna girer ne işim var burada gibi...ama uğur da aşk vardı gerçekten tebrik ediyorum ve onu sabrinin yerinde görmek istiyorum :)
apaç bir daha maça gelirsen haberimiz olsun. güzel bir şekilde ağırlayalım seni :)
*** ultrAslan-bAkırköy ***
senin gibi galatasaraylı olmaz olsun malum kişi.
o stada senin gibiler geleceğine fenerliler gelsin daha iyi!!!
Bu kadar az podisyona giripde bu kadar çok atan bi takım gördüm oda barcelona :D
fizik kondüsyonu açısından galatsarayı hiç bukadar iyi görmemiştim ...
Bi 2000de böleydi orta saha arı gibiydi :D
Yorum Gönder