Tuncay'ın Middlesbrough'da kalması gündeme geldiğinde Avrupada oynayan kaç Türk oyuncumuz var diye sayarken sürekli atladığımız isimler oldular Sinan Kaloğlu ve Çağdaş Atan. İsteyince Avrupada forma giyilebildiğini, Avrupa'nın Liverpool, Milan, Barcelona'dan oluşmadığını, her oyuncunun istediği zaman yeteneklerine uygun bir ligde gayet de oynayabileceğini bizlere gösteren bu oyunculara haksızlık yaptığımızı düşünüyorum, başlıkta yer almalarının temel sebebi bu. Hatta NTV'deki programda biz de yapmıştık bu hatayı yanılmıyorsam, aklıma gelmişken sezarın hakkını sezara vereyim.
Esas konumuz Tuncay Şanlı'nın Stoke City'ye transferi elbette. Fenerbahçe'ye döneceği hakkında büyük beklentiler vardı Fenerbahçe kanadında, bu transferin gerçekleşmesi öncelikle onları hayal kırıklığına uğratmış olsa gerek. Yurt sathında bu transferin olumsuz tarafından okunmasını da temel olarak buna bağlayabiliriz. Stoke City belki Tuncay'ın kariyeri açısından ileriye bir adım olmamış olabilir ancak abartıldığı gibi geriye bir adım da değil asla. Premier Ligde düzenli forma bulmaya devam edeceği bir takıma gitti Tuncay. Daha iyi bir takıma gidebilir miydi, bence gidebilirdi ancak burda problem Tuncay'dan çok M'Boro'nun yaz dönemi başındaki tavrı etkili oldu. Premier Ligi az çok takip eden kaç kişi Tuncay'ın bir Aston Villa'da, bir Fulham'da şans bulamayacağını söyleyebilir? Ya da şöyle söyleyeyim, bence kadro kalitesi arasında büyük bir uçurum olmayan Blackburn Rovers'a gitse Türkiye'deki algı yine aynı şekilde mi olacaktı?
Rıdvan Dilmen'in "Tuncay'ın maçlarını seyretmeyeceğim." demesi de bundan aslında, Stoke City isminin ona fazla bir şey ifade etmemesinden. Bu takımların bizim İstanbul takımları kadar bütçeleri var, stada giden taraftarları bizimkilerden fazla, televizyonlardan çok daha büyük kitlelere ulaşıyorlar. Tüm bunları geçelim hatta, orası Premier Lig yahu. Adam Manchester United'la, Chelsea'yle, Arsenal'le, Liverpool ile oynuyor, orada kalma şansı varken niye Türkiye'ye geri dönmelidir Tuncay, birisi bana bunu açıklayabilir mi? Tamamen ülke içi çıkar çatışmaları sebebiyle alınmış garip bir tavırdır Tuncay'a takınılan, başka bir şey değil. Varsın bir oyuncumuz da İngiltere'nin orta sıra takımlarında oynasın, her alanda başa güreşiyormuşuz da Tuncay bu yazılı olmayan kuralı bozmuş gibi davranmanın alemi yok. Tuncay'ı Liverpool'da izlemek istiyorsak Fenerbahçe'den M'Boro'ya geçtiği yaşta M'Boro'dan Liverpool'a geçmesi gerekiyor. Bunu anlayabildiğimiz gün belki bir şeyler değişir.
Sinan ve Çağdaş dedik, adları geçmişken ufak da olsa değinmek lazım. Sinan Kaloğlu geçtiğimiz gün Roda'ya karşı deplasmanda oynanan maçta 76. dakikada takımına beraberliği getiren golü atmış, sonra bir gol daha bulup 4-3 galip ayrılmışlar sahadan. Bochum kariyerine de iyi bir başlangıç yapmış ancak formayı daha sonra rakiplerine kaptırmıştı. Vitesse'de her maç forma buluyor neredeyse, bu şekilde devam ederse forvetlere uygun bir yapısı olan Eredivisie'de hatrı sayılır bir gol sayısına ulaşabilir. Vitesse aslında Hollanda'nın kalburüstü ekiplerinden biridir ama son sezonlarda bir düşüş içerisindeler, bu galibiyet onlar için önemliydi. Yine de ligde kalma konusunda sıkıntı yaşayacaklarını pek sanmıyorum.
Çağdaş Atan ise Cottbus'ta olduğu gibi Basel'de de düzenli forma bulan bir oyuncu haline geldi. Basel'le 7 lig maçına ilk 11'de başlamış, Bakü'yle oynanan UEFA Avrupa Ligi elemelerinde de forma bulmuş. Türkiye ligi dışında kariyer yapan defans oyuncusu sayımız çok sınırlı, bugün bile Alpay'dan başka isim saymakta güçlük çekiyorsunuz. Bu sebeple Basel'in olduğu lige bakıp Çağdaş'ın yaptıklarını küçümsememek gerek, düzenli olarak Avrupada oynayan ve bizim takımlarımız kadar takım puanı bir takım Basel. Türkiye'de yetişmiş bir oyuncunun orda oynaması da önemli. Dediğim gibi, herkesin Barcelona'da oynayamayacağını anladığımız gün Türk futbolu bir adım daha ileri gitmiş olacak...
16 yorum:
Balckburn'e transfer olsa aynı tabii ki aynı olmayacaktı. Bir oyuncu geçen sen kadro kalitesi birbirine yakın olan takımlardan Sivasspor yerine Trabzonspor'a transfer olsa sende yarattığı etki aynı mı olacaktı Uğur? Tabii ki hayır.
Stoke isterse şampiyonlar ligine gitsin bu ligin misafir takımlarından. Blackburn ise Premier Lig'de şampiyonluğu bulunan 4 takımdan(Manu, Arsenal, Chelsea ve Rovers) biri, ki Liverpoolun başaramadığı bir şey bu.
Rıdvan, bence Türkiye'nin en büyük futbol cahillerinden biri. Adamın işi bu ama Avrupa futbolu neymiş, nolmuş haberi yok. Ntv'de İspanya maçlarını yorumlamasa Messiden haberi olmucaktı büyük ihtimal.
Tuncay'ı hiç sevmem ama en akıllı işi yaptı, futboldaki inatçılığını Fenerbahçeli spor yazarlarına karşıda yaptı.1 hafta bu ülkede spor yazarları gaza getirme çabaları bu gözlerden kaçmadı.
Zamanında Fatih Terim içinde yapıldı Galatasaraylı spor yazarları tarafından, Tuncay bu gaza gelmedi, saygı duydum.
Bu adam Beşiktaş'a yada Galatasaray'a gitseydi Rıdvan saygı duymamız lazımdı diyecekti ama Stoke'a gitti diye saygı duymucakmışız,ironinin kralı bence...
Bir Galatasaraylı olarak Tuncay hakkında bu kadar kolay yorum yapabilmen normal. Ama emin ol Arda da Tuncayın yaptıgını yapsa Galatasaray taraftarının da tepkisi aynı olurdu. Ayrıca Tuncayın Stoke Citye transfer olmasında bahsettigin sebeplerin etkisi %20 ise askerlik probleminin etkisi %80dir bana göre.
Api, Galatasaraylılık-Fenerbahçelilikten ziyade medyanın tavrı bir garip burda. Galatasaray'la problemli olan oyuncular da oldu Avrupaya gidenlerden ama Tuncay gibi eleştirileni görmemiştim. Medya resmen bir Fenerbahçe taraftarı pozisyonu almış durumda. Taraftar tepki gösterebilir belki, bir şey diyemem (çünkü ben Tuncay'ın Emre-Okan vs.den daha farklı bir şey yaptığına inanıyorum.) ama medyanın tavrı çok anlamsız...
Ben bu konuda daha farklı düşünüyorum.Tuncay premier lig e geldi bedelsiz bi şekilde.Kulüp küme düştü futbolcu kötü demekmi oluyor.Downing İngiltere Milli takımında bile oynayabiliyor hala o havuzun içinde bu oyuncu kötümü 12m pound etti.Tuncayda bence yaklaşık 5m pound ediyosa adamlarda bişey görmüşki almış sonuçta.Premier lige öyle herkes gidemiyor tuncayda bu şansı değerlendirmeli ama stoke düşerse tuncay yüzünden düşer ne güzel iş valla bu mantık böyle sonuçta.
Keşke her Türk sinan ve çağdaş gibi düşünse. volkan esese değil avrupada alt takımlara gitse. burak yılmaz avrupada kiralık oynasa. ümit karan avrupaya gitse. serdar kurtuluş antepe değil avrupaya gitse. kendisini geliştirse. batuhan 1 yıl kiralık oynayıp orayı görse. çok doğru. illaki barça mı olacak. git alt takımlarda yap kariyerini çık üstlere.
Tuncay'ın en doğrusunu yaptığını düşünüyorum ben de. Tugay için herkes şey der hani: "Avrupa'da gerçek futbolu öğrendi."
Tam olarak aynı durum olmasa da Tuncay'ın orada kendini geliştirdiğini ve daha da geliştireceğini düşünüyorum, umuyorum.
Galatasaray'lı Arda Stoke City'de oynasa bu düşündüklerinin aynısını düşünecek miydin?
Haydi onu geçtim, Galatasaray UEFA'da, Şampiyonlar Ligi'nde, Türkiye'de hedefleri büyük bir takım. Bir oyuncu Galatasaray'da oynayınca belli bir baskı altına giriyor. Böylece kazanmaya şartlanma ve alışma durumu oluyor.
Arda gitse Stoke'da oynasa böyle bir durumda olacak mı? "İşte Premier Lig", "Chelsea, Liverpool, Arsenal, Manu", "E dünya izliyor bu ligi" vs gibi klişelerden de artık baygınlık geldi. E madem böyle Tuncay 2 yıldır neden 1 gram gelişme gösteremedi? Milli maçlarda Tuncay'ı hiç gören oldu mu? Söven oldu mu desem herkes evet diyecek ama Tuncay'a bakıp da "vay ve adam geliştirmiş kendini" diyecek bir allahın kulu var mı merak ediyorum.
Premier Lig'de 1000 tane oyuncu oynuyor, orada oynamak büyük bir marifet değil. Oyuncunu ne kadar iyi pazarlarsan o kadar çabuk gidiyor İngiltere'ye, yetenekle ilgisi yok. O yüzden artık bu hayranlıktan, "onlar aşmış" düşüncesinden vazgeçmek gerekiyor, çünkü bunun aksi tamamen eziklik psikolojisi oluyor.
Tuncay dediğimiz adam potansiyelinin maksimumuna ulaşmış bir adam. Onun için gittiği takım normal, tamamen yeteneğiyle ilgili. Ama tutup da her oyuncu illa bir şekilde Premier Lig'de oynasın takım farketmez düşüncesi çok saçma bir düşünce. İşte bu yüzden de Messi gibi bir oyuncu Barcelona'dan çıkıyor, tutup da Mallorca'dan, Getafe'den çıkmıyor.
Yahu, "Galatasaraylı X oynasa böyle der miydin?"le ne alakası var, bunun cevabını da kırk defa yazmam mı gerekecek? Evet, Arda'ya 20 milyon euro'yu Stoke City verirse gayet de isterim gitmesini, Stoke City'nin büyüklüğü benim meselem değil. Premier Lig'de oynuyor da klişe falan değil realitedir. Galatasaraylıyız diye Tuncay hakkında fikrimiz olmamalı mı, ne bekliyorsunuz, onu da anlayabilmiş değilim...
Sinan Vitesse'de ilk 11'de oynamıyor, yer bulamıyor, bu hafta ilk kez resmi bir maçta forma giydi ve oyuna sonradan girdi. Gerçekten gözardı ediyoruz bu çocukları, açıp maç istatistikleri ve raporlarına bile bakmıyoruz kendileri hakkında konuşurken.
El alışkanlığıyla ilk 11 yazmışım, benim hatam. Halbuki ESPN'den kontrol etmiştim. Düzelteceğim şimdi...
X ülkesiyle milli maçta karşılaşacağız. X ülkesini Avrupa'da temsil eden tek hücum oyuncusu Stoke City'de oynuyor. Halkımızın, basının tepkisi ne olur, aman geçiniz derler.
Bir Fenerli olarak Tuncay'ın dönmesini pek istemezdim ancak yok efendim bu adamların İstanbul takımları kadar bütçesi var, şu kadar küsür taraftarı kadar bütçesi var hikayeleri boş kaçıyor biraz.
Adam, küme düşen takımdan Stoke City'e gitti. Kimse bana u futbolcu başarılıdır, Avrupa'da iyi tercihler yapmıştır falan demesin. Ha madem Stoke City o kadar iyi takım kalsın uzun süre Stoke City'de yıllarca oynasın da görelim. Ne Liverpool ne Arsenal önümüzdeki sezon Stoke City'de top koşturan 29 yaşındaki futbolcuyu almaz.
Tuncay'ın bu kararında askerlik meselesi önceliğini oluşturmuştur. Artık gelip gelebileceği yer burasıdır, daha sonra belki kendisini Alman liginde biraz izleriz, sonrada ülkesine döner heralde.
Tuncay'dan daha az beğenilen Hakan Şükür ve Emre bile Avrupa'da Tuncay'dan daha iyi tercihler yapmıştır.
Basının Fenerbahçeli kibirliliğinin yansımaları anlaşılan buraya da taşınmış. Allah aşkına, Premier League gibi bir organizasyonun içinde ne olursa olsun yer almak her haliyle büyük bir keyiftir. Ne basın buradaki kadar üstünüze gelir, ne de seyirci. Aksine küme düşseniz bile alkışlanırsınız, bu bir. Her maç dolu tribünlere oynarsınız, tribünlerden boş uğultular, yuhlamalar yükselmez ve teşvik edici tezahüratlar da cabasıdır, bu iki. Arsenal, Liverpool, Chelsea, Manchester United gibi Şampiyonlar Ligi'nin birinci torbasında yer alan takımlara misafir olma ve ev sahiplği yapma gibi önemli fırsatlar elde edersiniz, bu üç.
Çok daha fazlası sayılır ama gerek yok. Dün, Portsmouth-Manchester City maçı sonrası Valencia-Sevilla maçına göz atayım dedim. Dikkat çekmek isterim, La Liga'nın Barça ve Real'den sonra iki kalbur üstü takımı. Ne stad, ne atmosfer, ne zemin ne de takımlar City-Portsmouth maçından sonra TV başında kalmamı sağlayamadı. Aksine kağıt üstünde çok daha düz ama hareketli ve görsel olarak yemyeşil olan Aston Villa-Fulham maçına geçmeme neden oldu.
İşte Premier League budur, Division Two olsun yine de İngiltere'de oynamak isterdim!..
sinan tahminim sezon sonu Türkiye'ye döner...Burada çok şans bulacağını sanmıyorum. Vitesse iki yıldır sefiller oynuyor, taraftar yönetim falan çorba olmuş durumdalar...son 6 içinde bitirirler ligi ama RKC varken küme düşme olacağını sanmıyorum...
Bize yakışmıyor..
tuncay hakkındaki tespitlerinin altına imzamı atarım.
Yorum Gönder