Ankaraspor 0-2 Galatasaray

Ayhan Akman'ın yokluğu takımı fazlasıyla zorladı maç boyunca, duran topla golü bulana kadar istediği oyunu ortaya koyamadı Galatasaray. Harry Kewell'ın geçen sezon başta Olympiakos maçından hatırladığımız 'Metin Oktay golleri'ne devam etmesi maçı çözen ana unsur. Skor rahat ve net gözükse de Galatasaray'ın mucizevi bir oyun ortaya koymadığını, sistemini yeni yeni oturtmaya çalışan bir takım olduğunu gözler önüne serdi bu maç.

Ligin ilk maçında kısa dönemde takımda gördüğümüz düşüşü iyi etüd etmiş Jurgen Rober, Galatasaray'ı zorlayacak bir dizi tedbir almış. Bunların en önemlisi ve zorlayıcı olanı defansı öne kurup Baros'un arkasındaki hücum üçlüsünü dar alana hapsetmek olmuş, gördüğümüz kadarıyla gayet de iyi işledi bu taktik. Galatasaray uzun süre bir antitez geliştiremedi bu hamleye. İlk yarıdaki dişe dokunur tek pozisyon olan Elano'nun kaleye attığı şut hariç etkin olamadı Galatasaray. Keita'nın iştahı ve enerjisi olmasa topu da ayağında tutmakta zorlanabilirdi takım. Keita'nın sorumluluk alma güdüsü ve iştahı gerçekten önemli, takım sıkıştığında anahtar görevi görüyor sağ kanat. Bugün Ayhan'ın yokluğunda öne iletilemeyen toplar, Arda'nın düşen etkinliği, Elano'nun takıma uyum gösterememesi ilk yarıda bütün sorumluluğu Keita'nın üzerine yıktı neredeyse.

Beni esas şaşırtan öndeki arızadan çok belki de defansta en çok güvendiğimiz bölge olan sol tarafın Ankaraspor için bir madene dönüşmesi oldu. Hakan Balta gibi bir oyuncu nasıl bu kadar çok yer kaybeder, anlamak güç. Kayserispor maçında da bir-iki kez görmüştük bunları, milli maç arasından önce hiç iyi haberler değil bunlar. Ankaraspor da gerçekten iyi işledi orayı. Sabri defansif bilgisi ve becerisi kısıtlı bir oyuncu ancak o son maçlarda elinden gelenin en iyisini yaparken Hakan'ın bu kadar açık vermesi benim için bir sürpriz açıkçası. Bakalım ara ona nasıl gelecek?

Öndeki arızaların bu kadar ayyuka çıkmasının sebebi Ayhan Akman'ın oyunu kadar Mehmet Topal'ın sisteme uyumsuzluğu olsa gerek. Mehmet Topal formda olduğu zaman gerçekten üst düzey bir orta saha oyuncusu ancak formsuzluğu da hiç çekilmiyor hani. Bir an önce toparlansa iyi eder, yoksa formasına talip olan çok oyuncu var. Mustafa Sarp ve Ayhan Akman bu kadar formdayken, Barış Özbek kenarda bekliyorken sonsuza kadar bu şekilde devam etmez, onun da bir adım öne çıkması gerekiyor artık.

Ankaraspor'a dönelim. Birleşme, başkan değişimi derken geçtiğimiz transfer dönemlerindeki aktif politikasını bu dönem göremesek de Özer ve Erhan'ın İstanbul'a gönderilmesi karşılığında takıma katılan Aydın Karabulut ve İlhan Parlak'ın ilk 11'de yer bulması gözlerden kaçmıyor. Aydın zaten lig başladığından beri her maçta 90 dakika forma bulan oyunculardan birisi oldu, tıpkı Çek stoper Brabec gibi. Slavia Prag'dan serbest kalan 32 yaşındaki Brabec faydalı bir oyuncu görüntüsü verdi bana, defansı fazlasıyla derli topluydu Ankara'nın. Hatta ileri çıkışlarından birinde az kalsın golü atıyordu, önce Leo, sonra Brabec'in topu yönlendirememesi Galatasaray kalesini korudu. Ankaraspor'un düşmesi bekleniyor ancak Ankaragücü'ne kadronun kilit elemanları gitmezse bence bu Ankaraspor rahatlıkla kalır ligde.

Son olarak oyuncu değişiklikleri üzerine bir şeyler söyleyebiliriz, hepinizin dikkatini çekmiştir zaten. Frank Rijkaard sağ, sol ve merkez forveti değiştirerek bu hattı son 20 dakikada Kewell-Nonda-Aydın ile oluşturdu. Şu ligde kaç takım böylesine radikal bir değişikliği hiç zorlanmadan yerine getirebilir? Galatasaray bu anlamda rakiplerinden farklı bir özellik taşıyor. Caner Erkin'in takıma adaptasyonundan sonra onu da sol bekte Hakan'ın arkasını tutması kadar sol önde göreceğiz, tahminim o yönde. Aydın Yılmaz'ın geçtiğimiz sezonlardaki futbol zekasından yoksun denemeleri yerini gittikçe daha verimli setlere bırakıyor, bu çok sevindirici bir gelişme. Attırdığı gol ön plana çıkıyor belki ama 1-0'dan hemen sonra Kewell'a kestiği paralel top bence daha ümit vericiydi benim gözümde.Milli maç arasında takım dinlenme ve yeni setler üzerine çalışma fırsatı bulacak, bu ilk periyodu 4 lig galibiyetiyle bitirmek de işin ekstrası oldu. Yarın transferin son günü, o tarafı toparladıktan sonra milli takıma dönecek gözler. Bu Çarşamba 'Yenilsen de Yensen de' yok, Galatasaray hakkında bir şeyler dinlemek isterseniz Galatasaray TV ekranlarına bekleriz efendim. Yukardaki kare ise maç içinde eminim dikkatinizi çekmiştir, özellikle Baros'un Powerade kapağını sökme girişimi babamla beni baya güldürdü. Fotoğraf sevgili Zoban'dan...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

26 yorum:

ihk dedi ki...

mehmet topal özellikle ilk yarı çok pas hatası yaptı. hele kısa düşen bir geri pası vardı ki servet akılı davranmasa gol olacaktı. ayrıca elano da henüz hazır değil. ilk dakikada arda'ya evrdiği pas güzeldi, diğer denemelerinde ise pozisyonu heba etti. milli maç arasında hazır hale gelebilir.

ben bugün sabri'yi de çok beğendim. giderek daha akıllı oynamaya başlıyor. pas, şut, top sürme seçimlerini daha iyi yapıyor.

Spooky dedi ki...

Hakan Balta sanki bambaşka bir futbolcuydu. İnanamadım açıkcası, kişisel bir sorun veya sakatlık/yorgunluk gibi bir sebebi olmalı bugün izlediğimiz Hakan'ın.

Ayhan'ın yokluğu pas trafiğini olumsuz etkiledi ama Mehmet-Mustafa ikilisinin sırıtmasını beklemiyordum.

Takım sanki daha önce beraber oynamamış gibiydi ve sanıyorum gol gelmedikçe gerilim arttı. İlk defa bu kadar uzun süre golsüz götürdüklerini atlamamak lazım. Topu alan kaleye doğru gitmeye, kendisi fark yaratma mücadelesine başladı; hatta bir noktada Arda pas verebilecekken, topu 1-2 dakika ayağında tutup önünü boşaltmaya çalıştı.

Mustafa-Mehmet ikilisinin ilk defa tam anlamıyla beraber oynaması ve golün gecikmesi maçı etkileyen ilk iki unsurdu.

Sanki yorgun da gördüm takımı.

Kewell bu takımda oynamalı. Keita, Arda, Elano gibi savunma konusunda özverili oyuncular varken tek savunmacı orta saha oyuncusuyla oynayabiliriz bence.

Kewell-Baros-Keita
Arda-Savunmacı Orta Saha-Elano

Dizilişi, taktik disiplin içinde kotarılabilir.

Son olarak her hafta daha iyi olmaktan bahsediyoruz ama pratikte bu imkansız her takımın arada duraksadığı maçlar olur. Ortada bir sorun olduğunu gördük, Sabri de Rijkaard da doğruladı bunu. Ders almak mühim... Çok farklı sebepleri de olabilir.

Adsız dedi ki...

ben bugün olanlardan sonra ankarasporun düşmesini istiyorum bu ligden. 1 buçuk saat stada giremeyip bir de girerken çevik kuvvetin seyretmesi yüzünden kargaşa yaşadık. 2. yarının 5-10. dkları arasında girebildik stada. ardanın tam önümde korneri kullanıp ardından golün gelmesi, tam önümde sevinmeleri bile moralimi tam olarak düzeltemedi :). bir de biz maçtan erken çıktık, maç sonunda kavga çıkmış polisle taraftar arasında. yazık gerçekten!

RockerGS dedi ki...

Hakan Balta gerçekten çok açık verdi hem hucumda hemde kendi bölgesinde çok pasif kaldı bunun nedeni sakatlığından yeni kurtulmuş olması ve alternatifsizliği (caner'in alteratif olabileceğini düşünmüyorum)

Elano'ya gelince Talin ve diğer ikinci yarında girdiği maçlar dahil hiç bir olumlu izlenim vermedi bana. Spooky'e kesinlikle katılmıyorum savunma konusunda. Mark Hughes boşuna gitmesine izin vermemiş. Lucescu'nun da röportajında dediği gibi fizik gücü gerçekten çok zayıf. Benim izlenimim boşuna alınmış bir transfer ve yine boşa giden paralar olarak kalacak, umarım olmaz ama bi futbolcunun bu yaştan sonra mücadele gücünü artırması gerçekten zor. Hiç bir topa girmiyor adamını kovalamıyor. (kaptırdığı bir top hariç, ondada yalandan eşlik etti)
İlk yarıdaki kötü oyununda sorumlusu olarak Elano'yu görüyorum. Orta ikilinin önünde değil ikinci forvet gibi oynadı ve takım savunmasına ve hücum prese büyük zarar verdi. Çok top kaybetti.

Lincoln'ü defalarca canlı izlemiş ve fizik güç olarak hiç beğenmeyen biri olarak söyleyebilirim ki Lincoln bile daha fazla mücadele ediyordu topsuz alanda Elano'dan. Kewell gibi bir adam ve Arda gibi 10 numarayı artık benimsemiş ve ikilinin önünde mükemmel oynayan bir Arda varken Elano'nun bu takımda oynaması biraz zor gibi.

Keita'yı da her geçen gün daha çok beğeniyorum, beni gerçekten şaşırtıyor. çok gayretli ve fizik güç ve mücadele olarak da çok iyi ve daha iyi olacak.

Şuanki İdeal Kadrom

Franco
Sabri - Servet - E.Güngör - Balta
- Ayhan - Sarp
- Arda -
Ketia - Nonda - Kewell

siriusjames dedi ki...

@RockerGS, yorumuna imzanı atarım(şu imza atma olayı da hep kalpazanlık gelmiştir başkası yazsın imzayı ben atayım oh). Belki biraz zaman geçtikten sonra Arda'yla Elano ortada oynayabilir ama şimdi olmaz bence.

Adsız dedi ki...

avatarım diye söylemiyorum ama bugün yokluğunda daha iyi anladım, ayhan bu takımın hem kalbi hem de aklıdır arda ile birlikte. oyun zekası-teknik-kondüsyon-tecrübenin bileşkesini alınca ne barış ne mehmet yerini dolduramıyor ayhan'ın. pasa dayalı bir oyun oynanacaksa tahtaya ilk yazılacak adamdır.9 yıl ve 3 şampiyonluk gördü ama keşke o ziyan bjk yılları olmayaydı, antepten doğrudan samiyene geleydi diyorum sık sık.

HHKahraman dedi ki...

@ rockergs

Sen yine de sağ beke Uğur'u göbeğe de Zan'ı al...

Spooky dedi ki...

Şimdi şöyle bir yanlış anlaşılma olmuş. Elano'dan orta sahanın yükünü çekecek önlibero yaratırım demiyorum. Sadece sırıtmayacak kadar geri geleceği iddiasındayım. Ayrıca, takım bugün bana göre bitkindi ve Arda da mükemmel falan değildi. Elano kötü oynadı, takımı yaktı demek biraz sert.

Spooky dedi ki...

Bir de Lincoln'ün adam kovaladığı ve geriye geldiği konusunda haklısın. Bunun savaşını verdim hep etrafımda kimseyi ikna edemedim ama :)

Lincoln'ün sorunu oyunun içinde olmayışı, kendini yere bırakması ama bir anda 30 40 metre geri gelip top kapmaya çalışmasıydı. Bu dengesizlik kimseyi ikna edemedi, kötü izlenim, iki hareketlerini gölgeledi.

Elano ise daha çok ayakta kalır ve maç içinde parlamasa da taktik içinde gidip gelir. Alex klişesini kullanayım bu noktada. Fenerbahçe'nin çok koşanları istatistiklerinde birinci olduğu bile oldu, ilk 4-5 isim içinde yer alıyor ama aslında koşmadığını kendi de kabul ediyor. Daha çok sabah koşusu temposunda gidiyor çünkü o mesafeyi. Yani nasıl, nereye, ne zaman koştuğun, verimin, faydan istatistik dışı konular olabiliyor. Kendin koşma topu koştur gibi klişeleri de var girmeyeyim o konuya.

ASY'de oyunu karşı sahaya yıkacaksam niye Mehmet-Mustafa ikilisini de kullanayım?
Kewell'ı kullanırım.

Burak Eken dedi ki...

Herkes takımı değerlendirmiş ama ben şunu sorayım. Yenilsen de Yensen de, neden bu çarşamba yok?

sembolist dedi ki...

Arkadaşlar Elano için erken değerlendirmeler olmuş.'Boşa verilen paralar,geriye koşmayan futbolcu' tarzında klişe yorumlar Elano için yapılacak en son yorumlar olmalı.Kaldı ki Elano Richaard'ın referansıyla alınmış bir fotbolcu,bu bile doğru transfer olması anlamında bizler için geçerli bir sebeptir.Bence bu akşam Elano'nun performansını etkileyen nedenler vardı takımda.En başında 2 tane biribinin kopyası oyuncunun(Topal-Sarp) aynı anda sahada olması tüm takımı oldğu gibi Elanoyu da etkiledi.Ayhan'ın yönlendrici paslarını çok aradık bugün.Bir de Hakan Balta'daki bu formsuzluk o kanatta oynayan Arda'yı oldğu kadar Elano'yu da olumsuz etkiledi.Tabat'ay verilen para ile,Elanoya verilen paraları aynı kefeye koycak mahiyette yorumlar bu hafta boyunca malesef medyada yer alacak.Bari bizler 'farklı' bir bakış açısıyla değerlendirp futbol dışına çıkmayalım..
Elanoyu eleştirci mahiyette yapılan yorumları okurken bir anda Hakan Ünsalın köşe yazılarını okuyor gibi oldum:))
saygılar..
(Uğur, analiz için ellerine sağlık)

os dedi ki...

Arda sol kanatta oynarken, geçen seneki sağ kanattaki performansı ve isteksizliği gösterdi.

çok alışmış ortada oynamaya, resmen orada oynamak istiyor ve sol kanatta alternatifler arasından sıyrılıyor..
sol tarafta yer yer aydın'ın yedekleyeceği kewell-caner gibi bir rotasyon görebiliriz..

arda'yı her ne kadar çok sevsem de, şu istemediği yerdeki isteksiz duruşu hoşuma gitmiyor..

yine yaptı asistini..
TSL'de 4 maç 5 Asist.

RockerGS dedi ki...

Elano çok yetenekli ve kaliteli bir futbolcu ben buna birşey demiyorum zaten, Brezilya Ulusal takımında onca yıldız arasında devamlı yer bulan bir oyuncuya kötü oyuncu diyemeyiz zaten. Fakat 4-3-3 sistemine ve Rijkaard'ın total futbol anlayışına uymadığını ve uyamacağını düşünüyorum, ilerki haftalar ne gösterir bilmiyorum umarım yanılırım ama adamın yapısı bu fazlada değişebileceğini sanmıyorum. 4-4-1-1 gibi bir sistemle oynuyor olsaydık çok da başarılı olabilirdi.

Rijkaard'ın referansıdır doğrudur, ama kaçıncı alternatifiydi onu bilmiyoruz. Bir sürü isim geçti en son elano'ya yönelildi. Rijkaard Arda'nın bu pozisyonda bu kadar etkili oynayabileceğini tahmin edebilseydi, Elano'ya değil başka mevkilerde başka alternatiflere yönelirdi diye düşünüyorum.

One Shot dedi ki...

http://pclionfc.blogspot.com/2009/08/galatasaray-4-1-kayserispor-olcusuz.html
Ölçü demişken Baslıgı hatırlamakda fayda görüyorum.

Taylan Özgür Topçuoğlu dedi ki...

Maç ile ilgili bir şeyler yazacağım ne kadar izlemesemde :)

Eğer Galatasaray Total Futbol oynamak istiyorsa orta sahasında iki tane oyunu iki yönüylede oynayabilen oyuncu gerekiyor. Mustafa Sarp ve Ayhan en göze çarpanlar. Barış ne kadar pres yapsada çok basit top kayıpları ve topu koşturmaktan çok kendi koşması ve devamlı faulle sonuçlanan ki bu bence ligin yıllardır süre gelen bir alışkanlıgıdır kolay faul çalmak(yere düşüyorsa ikili mücadelede ve ya basit bir müdahalede oyuncu bu fauldür anlayışı:)) ve Mehmet Topal’ın bugün olduğu gibi ultra-defansif oynayışı yani defansın arasına çok fazla gömülüp oyunu hızlı oynamak için bulunması gerek yerde olmaması ve beklere opsiyon yaratması gerekirken beklerden çok topla oynaması ve dikine pas atamaması bu sistemde ona ve Barış'a çok fazla yer vermez, vermemelidir.

Hücum oyuncuları hakkında pek bir şey yazmayacağım çünkü bu maçtaki kısırlığın sorumlusu bana kalırsa büyük oranla Mehmet Topal’dır. Kornerden gelen gol sonrası takıma gelen güven vs işte o herneyse :D O da biraz ileriye açıldı ve Ankaraspor’un tamamen kapanması sonucu Galatasaray oyunu rakip yarı sahaya yıkmasıylada Mehmet Topal’da yapması gerekenleri yaptı ama o güven sayesinde…

Önümüzdeki sene Ayhan zaten yaşlanıyor ve altrenatifi yok, bana kalırsa önümüzdeki sene ve ya ara transferde Hücum yönü ağır basan çift yönlü bir orta saha oyuncusu almamız gerekiyor. Yoksa Avrupa’da çok yanarız.

Bir anlamda şöyle bir benzetmede yapabiliriz belki:

Xavi >> M.Sarp
İniesta >> Ayhan

Ne zamanki İniesta’nın yerine Mehmet Topal oynasa hücum gücü o kadar azalacaktır. Eğer ki o İniesta’nın yerine oynayacak oyuncu onun gibi bir oyuncu olursa o zaman daha etkili bir takım oluruz görüşündeyim. Tabii Xavi ile M.Sarp aynı diyemem ama hiçte sırıtmıyor, şimdilik... :)

Aceto Balsikimo dedi ki...

Boşuna Oz Büyücüsü denmemiş Kewell'mıza sihirli bir dokunuşu yetti saolsun. Kilidin bu kadar geç açılacağı aklıma gelmezdim ama kısfmet işte. Ayrıca gene yan toplarda pozisyon verdik ki rakip biraz becerikli olsa öne geçecekti o zaman neler olurdu bilemiyorum.

weah dedi ki...

kewell oynamıyor olması beni şaşırtmakta mehmet topal ise sakatlık sonrası hazır olmadığı çok belli idi elano ise fizk kondisyon olarak hazır değil kendiside bunun farkında ancak düzlecektir..bence baros savruk arif erdem görüntüsünden sıyrılırsa daha mutlu eder bizleri biz ondan leedsteki viduka benzeri performans beklerken o arif erdem olarak bizleri şaşırtmakta..ankarasspor kalacesinin elano aşırtmasındaki kedi çevikliğide beni şoka sokan diğer gelişme idi

Ali Ece dedi ki...

En büyük zevkim GS maçlarının yorumunu buradan okumak, Liberation, Guardian, France Football tadında zevk veriyor cidden...

morientes dedi ki...

O değil de hakkaten Baros Powerade şişesiyyle, Ankaraspor defansıyla uğraştığından daha çok uğraştı :)

Spooky dedi ki...

Galatasaray'ın bütçesi belliyken üstelik Keita da alınmışken. Elano'nun kaçıncı alternatif olduğunu sorgulamak bence ağır kaçar. Elano yerine, benzer işleri yapabilecek kaç tane adam var; bonservisleri nedir? Bu soruları Rijkaard da sormuştur mutlaka. Ayrıca Elano'nun yerine geçen isimlerden bir tek Deco Elano'dan daha kariyerliydi; ki kendisiyle hiç ilgilenilmediğini öğrendim. Ha Deco gelseydi de koşmuyor, yaşlanmış denilecekti. Değişen birşey olmazdı.

Ben artık bu 10 numara, 10.5 numara, forvet arkası tartışmalarını çok gereksiz buluyorum. Galatasaray'ın da sürekli değişen, dönen hücum hattında geçerliliği olmadığını düşünüyorum.

Elano'yu da koşmuyor, geri gelmiyor veya takımı bozuyor diye eleştirmek çok yersiz. Premier League maçlarını kaçırmayan biri olarak Man. City'de gayet tempolu oynadığını da söyleyebilirim. Tabii o mevki için tempodan ne anladığımızı netleştirmek gerek.

@Os
Açıkcası ben Arda'nın pozisyon isteksizliği yerine yorgun olduğunu düşünüyorum. Maç başlıyor yayınında da Lig TV muhabiri bütün gün uyumuş, maça gelmeden hemen önce uyandırmışlar gibi şeyler söyledi.

Daha bir hafta önce, maç içinde sol kanada da geçip kullanıyordu. Bir anda naza çekmez heralde kendini :) Maç genelinde de durgun gördüm Arda'yı.
Açıkcası bir dahaki maçlarda dikkat edeceğim buna.

Bir de sıkıntılı oyunun, Beşiktaş maçı öncesi takımın şöyle bir oturup düşünmesini sağlayacağını tahmin ediyorum. Tam zamanında oldu bu bocalama.

Taktik disiplinden koptuklarını hem Rijkaard söyledi hem de Sabri kabul etti. Rehavetten mi oldu yorgunluktan mı yoksa başka birşeyden mi öğrenmemiz lazım dedi. Vay deli Sabri diye kafa bulmayın artık çocukla :)
3 maçtır çok iyi oynuyor zaten... (Eski Sabri'ye göre)

anfieldyolu dedi ki...

Türk futbolunu nasıl tanımlarsınız diye soruyoruz her gelen kariyerli yabancıya. Peki ne cevap veriyorlar? Teknik diyemiyorlar, disiplinli hiç diyemiyorlar, gelecek vaat ediyor diyemiyorlar. Nasıl desinler ki bunları? Değer olarak Avrupa'nın 6.büyük liginin hala oturmuş ve kesin yönetmeliklerle yönetilen bir yapısı yok. Adeta naylon fatura gibi ligimiz. Parası ve gücü olan herkes herhangi bir takımı 2-3 yıl içerisinde Süper Lige taşıyıp burada da kalıcı olabiliyor. Taraftar gücüne gerek yok, bir tarihi olmasına gerek yok, birşeylerin sembolü olmasına gerek yok. Amaç benim de bir takımım var ben buraya , ülkeye yatırım da yapıyorum bakın işte demek. Nihayetinde bu takımları kuran adamlar önlerinde daha büyük güç, daha büyük emeller gördüklerinde bu kuluplerin içini boşaltabiliyorlar. Tamam hadi kulüp sizin keyif sizin deriz de bunu sürekli liglerin ortasında yapıp, ligin kalitesini düşürmeye ne hakları var? Sezon başı sen Avrupa'dan kariyerli bir teknik adamı getir takımın başına 5 hafta sonra da o takımın içini boşalt, pilot takım durumuna getir, hatta halı saha takımı durumuna getir. Dümdüz sapsarı bir bezden oluşan Ankaraspor formasını halı sahada dahi giyecek bir Allah'ın kulunu bulamayız, nasıl bulalım ki?

Futbolun içinde tabiki de siyaset vardır, çoğu futbol efsanesi takımlar tarihin sayfalarına siyasetin sosyal içeriğine yaptığı etkilerle girerler. Ancak siyasetin de bir sınıflandırması, iyisi-kötüsü vardır, doğrusu-yanlışı demiyorum bakın. Bir kesimi temsil edersiniz, bir ideoloji temsil edersiniz; ama altı çizilmesi gereken budur, temsil edersiniz. Aleti olmazsınız, futbol takımları alet olmaz, saman altında yürüyen su değil, aksine haykıran sestir. 300-500 bin oy için Türkiye'nin en önemli organizasyonu, en sevilen oyunu kirletilemez, kirletilmemelidir, buna da izin verilmemeli ve kalkışılmasına bile engel olacak yaptırımlar uygulanmalıdır.

Çok fanatik bir Galatasaraylı'yım fakat dün Ankaraspor'un içinde bulunduğu durumu düşünerek maçtan bir tat alamadım. Sadece her zamanki gibi Kewell'ın gülümsemesi en kalıcı olan aklımda.

MegaDave06 dedi ki...

Alparslan'ı kiralamışız. Takımda Hakan'dan başka solbek kalmadı bu konuda napacağız acaba ? Altyapıda herhangi bir solbek varda mı böyle bir tutum sergiliyorlar.

rasit dedi ki...

Yorum çok güzel olmuş. Hakan Balta'nın performansının düşmesinin nedeni bence hafta içi takımla neredeyse hiç antremana çıkmaması. Bildiğim kadarıyla sakattı. Bu yüzden bence dün sol kanatın teklemesi normaldi...

Pads dedi ki...

Mehmet Topal için Everton, Valencia derken Trabzonspor olacak gibi. 1 senedir serbest düşüyor maalesef, böyle giderse 2011 yazında serbest kalır.

Hakan Balta da öyle, geçen sezon ilk sezonu olsa ve bu sezona da bu şekilde girse Volkan Yaman gibi gönderilirdi transfer sezonu kapanmadan. Toparlanması lazım yoksa Rijkaard Caner'i ısındırır yavaştan.

Sabri de bambaşka bir değişim var, sanırım biri -Rijkaard veya Haldun Üstünel- onu terapiye alarak üzerindeki baskıyı azaltmış. Top sürerken bile belli oluyor Sabri'deki bu rahatlama.

Arda ise bu kadar skora dönük oynamaya devam ederse Alex için yapılan eleştiriler en geç gelecek sezon onun için de başlar. Tamam Arda'dan beklenen kademeye girmesi, top çalması değil ama bazen 1 metre yanından geçen topa bile arkasını dönüyor. Bu yaşta tehlikeli şeyler bunlar.

Baros'un ise dinlenmeye ihtiyacı var. Ostrava'dan sonra genelde tavşan atlet gibi yarım devre kullanılan Baros 2 sezondur neredeyse her maç oynadığından zihinsel bir yorgunluk yaşıyor. Milli takımına çağırılmasa iyi olurdu aslında.

Keita ise daha imza attığı gün dediğim gibi ligin tozunu atacak. Bir kanat oyuncusu düşünün, hem dar alanda hem geniş alanda etkili, atlet kadar hızlı, bir bek'e yakın fiziği var,pas ve orta tekniği yüksek, şutları sert ve isabetli, savunması da pek çok kanat oyuncusundan iyi. Nesi eksik denirse bence devamlılık ve motivasyon, ama bunlar da olsaydı Türkiye'ye Manchester kafilesinde gelirdi ancak.

Elano ise daha uyum sağlamaya başlamadı bile, gösteri maçı kıvamında oynuyor hala. Ama bu kadar kötüyken takımın iyi gitmesi de hem O'nun için hem de takım için çok önemli.

Aceto Balsikimo dedi ki...

Hakan Balta maç sonu kendisi de açıkladı sakatlıktan yeni çıktığını ve henüz hazır olmadığını. Sol bek diye Caner alındı ne alakaysa gerçi sol bek izlediğim maçlarında hiç sırıtmadı caner. Sol ayağını anlatmaya zaten gerek yok. Elano konusunda kuşkular boşuna 3-5 haftaya kadar takıma ve ülkeye tam hazır olup orat sahada harika pas trafiğini görecektir herkes. Aydın Yılmaz konusunda ise hiç bir beklentim yok anlık parlamaları dışında birşey vereceğini sanmıyorum Galatasaray'a.

Adsız dedi ki...

70 maç sonra 1.5 sene sonra Hakan balta ilk kez kötü oynadı vay be şaşırdım :D Bu da onun ne kadar kaliteli oyuncu olduğunu gösteriyor

Sabri çok iyi.Nonda ligin en iyi forvetidir

Related Posts with Thumbnails