Futbol tarihimize damga vurmuş repliklerden biridir, hatta bir deyim halini almıştır 'mahalle takımına yenilmek'. Hep hor görülür bu takımlar bu topraklarda ve oynadıkları oyunun büyüklüğüne bakılmadan kasabanın büyüklüğüyle değerlendirilirler. Galatasaray geçen seneki hazırlık kampında Hoffenheim'a 2-1 mağlup olduğunda yine aynı sesler yükselmişti ama kimse Dietmar Hopp önderliğinde kurdukları takımdan ve yapılanmadan bahsetmemişti. O mahalle takımı geçen sezonun ilk yarısında tüm Avrupaya futbol dersi verdi neredeyse. Mahalle takımlarının gururu oldu Hoffenheim bir anlamda. Ancak küçük şehrin/kasabanın büyük takımı olarak sadece Hoffenheim yok, hatta Hoffenheim yeni sayılır bu mecrada. Şimdi bu ekiplere bir bakalım.
Hoffenheim'dan önce kim vardı diye sorarsak ilk yanıtımız şüphesiz Villarreal olacak. Bulunduğu bölgenin potansiyelini hiçe sayıp inanılmaz bir büyümeyle son yıllarda La Liga gibi köklü bir ligde baş altı takımlardan biri haline geldiler. Avrupa kupalarına düzenli olarak katılıyorlar ve neredeyse kasaba nüfusunun yarısı kadar kapasitesi olan stadyumlarını her maç dolduruyorlar. Bence Hoffenheim'ın örnek aldığı modeldir Villarreal modeli. Takım büyüdükçe ilgi de büyüdü ve futbol içi gelirlere kavuşunca bu başarılarını uzun vadeye yaydılar. Şimdi benim diyen İspanyol takımlarından daha iyi durumdalar, bizim üç büyük diye tabir ettiğimiz takımlarımızdan daha iyi imkanlara sahipler. Burda kritik nokta futbol yönetimi esasen, parlattıkları oyuncuların yerine her zaman daha iyisini koymayı başarmış bir ekiptir Villarreal ve bunu yaparken bütçelerini hemen hemen denk tuttular. Artık rahat rahat 10 milyon euro ve üstü transferler yapabiliyorlar. Nihat sebebiyle çok uzak bir takım olmadı ülkemize Villarreal, o sebeple uzatmak istemiyorum. Eğer 'mahalle takımı' diyeceksek en iyi mahalle takımlarının başında Villarreal gelir.
Böyle bir tanıma en iyi oturan takımların biri de bence Heerenveen. Eredivisie'da takım bulunduran en küçük şehir olan Heerenveen'i ben esasen futbol takımıyla tanıyorum. Özellikle yetiştirdiği forvet oyuncularıyla ün yapmış bir takım Heerenveen, hatta forvet fabrikası desek abartmış olmayız. İngiltere'de hayal kırıklığı yaratsa da Afonso Alves, Ajax'a gönderilen Sulejmani, Madrid'den Milan'a geçen Huntelaar, Celtic'li Samaras (ki çok beğendiğim bir oyuncudur) bunlardan birkaçı, daha geriye gidersek birçok önemli forvet oyuncusuna daha rastlayabiliriz. Kendi yağıyla kavrulan ve bu yönetimleriyle kapasitesinin üstüne çıkan kulüpleri severim, Heerenveen'i de bu sınıfta görmüşümdür hep. 43.318 nüfuslu bir şehrin takımı olarak kendi kimliklerini oluşturmuşlar. Takdiri hak ediyorlar.
Avrupada ismi olan bir diğer 'mahalle takımı' Auxerre. Aslında ben Monaco'nun Fransa Ligindeki en küçük şehir takımı olduğunu düşünüyordum ama 41 bin kişilik nüfusuyla Auxerre Monaco'nun önündeymiş. Neyse, zaten koskoca prensliğe mahalle takımı deyip başımızı belaya sokmayalım hiç yoktan! Auxerre de Heerenveen'e paralel olarak yetiştirdiği oyuncularla ayakta kalan bir kulüp. Hatta itiraf edeyim, Auxerre'i bu listeye almamda etkili oldu bu tarafı. Gerçi Fransa'da artık oyuncu yetiştirmeyen kulüp yok, artık bir kulübün değil ligin kimliği oldu bu. Yine de Auxerre aklımda hep bu yönüyle yer etmiş bir kulüp. Djibril Cisse'nin, Olivier Kapo'nun yıldız adayı olduğu zamanları izlemiş herkeste böyle bir izlenim vardır eminim.
Bu bilinen örnekler dışında en ilgi çekici olanı ise geçen sene Romanya şampiyonu olan Unirea. 18000 nüfuslu Urziceni şehrinin takımı olan Unirea Urziceni bu sene Şampiyonlar Liginde mücadele edecek. Stadları 7 bin kişilik olduğundan maçlarını başka bir stadyumda oynayacaklarmış hatta. Beşiktaş için en uygun takım gibi görünüyor şimdilik Şampiyonlar Ligi kura çekiminde. Bir de bu sezon Portekiz'i UEFA Avrupa Ligi elemelerinde temsil eden ancak başarılı olamayan Paços de Ferreira var, 9 bin kişilik bir şehrin takımı olarak. İtalya'da da Chievo'nun benzer bir hikayesi vardı. Listeyi uzatmak isterseniz yorumlarda bildiklerinizi paylaşabilirsiniz...
16 yorum:
Valla sayılır mı bilmiyorum ama Akçaabat Sebatspor geldi aklıma ilk olarak
dönemin Göztepe'si güzel bir örnek olabilir, sanki...
kasımpaşa da ilçe bile değil bir semt takımı ama kaçtır nüfusu orasını bilmiyorum.
Heerenveen'in asıl bombası Ruud Van Nistelrooy'dur...
St.Pauli,Unteraching,Kickers Offenbach,Waldhof Mannheim,Darmstadt 98,Opel Rüsselsheim şu anda aklıma gelenler :)
Göztepe tüm İzmir'in takımı,
1 milyonun üzerinde taraftarı var olmaz sanki..
Ama bir Bucaspor olabilir sanki. Son 2 senedir ki çıkışlarında düşününce.
o değil de bunun tam tersi var;
para var, imkan var, tesis var, stad var, şehir büyük ama takım düzenli bir şekilde batıyor:
newcastle united:)
nüfusu az olmasa da(500bin civarı)liverpool kentinin liverpool ve evertoon gibi toplamı milyar doları bulan iki takımı var..biraz büyük mahallenin iki ayrı takımı diyelim=)
Bucaspor,Göztepe,Karşıyaka,alayı semt takımı bunların,bu sınıflandırmaya her türlü girer.İçlerinden Buca arkaplanda kaldığı için bir tek ona yakıştırılsada gerçek bu yani,semt takımı bunlar.Altay'da daha ziyade Alsancak semtine hitab eder ama isimde filan semt takımı havası yok hiç değilse.
Birde bu 1 milyon taraftarı olan Göztepe hangi Göztepe ya?Hangi ilin takımıymış bu böyle?Benim yaşadığım ilde bir Göztepe var,sağlamda tarafatarı var,hani çilekeş,olmadık deplasmanlara dünyanın otobüsünü kaldıran,iç sahada takımını asla yanlız bırakmayan,bazen sinir bozan...Toplam 500 bin(-ki bu rakamda çok iyiserdir) taraftarı varsa bende Çirişhane Santralsporluyum.Vaktiyle "Bilmemkaçyüz bin kişi toplayacaz!" diye yürüyüş yapıp 10 bini zor bulmuşlardı."İzmir Göztepelidir!" diye diye hem kendilerini hem insanları kandırıyorlar...
Yalnız takımın adı Villarreal.
Hacıdayı, öyleymiş hakikaten. Senelerdir dikkat etmediğim bir detaymış, düzelttim şimdi.
Benim aklıma Parma geldi, küçük bir kasaba takımı vs. denirdi fakat nüfusu 178bin civarı birşeymiş.
Galatasaray'da Fenerbahçe'de mahalle takımı ama sonradan tüm dünyaya yayıldılar :)
sanırım en ciddi örnek galatasaray. mahalle bile değil. beyoğlu'nda bir mıntıka. galatasaray mıntıkasında mukim olanların sayısı 200'ü geçer mi acaba???
Auxerre'in Cisse'li Mexes'li Kapo'lu dönemki kadrosu bence efsane kadrolardan biridir ama Lyon'un parlak döneminde kayboldu.
bu yazı güzel bir araştırma elinize sağlık ama hiçte bööyle 1.000 kişilik osmanlı ordususnun 100.000 kişilk bizans ordusuna muzaffer olması hikayesi değil bu takımların hikayesi.Arkadasşımız fenerbahçe,beşiktaş, galatasaryında bu kriterde mahalle takımı dedi ki doğru bu takımlarda böyle mahalle takımı işte.Yoksa 19.000 kişilik nufus 40.000 kişilk stadı nasıl dolduracaktı.
Yorum Gönder