Bayern 2-1 Hoffenheim, Denizli 0-1 Fenerbahçe

Maç içinde her futbolcunun bir hikayesi vardır, bazılarınınki maçın sonucunu tayin eder. Luca Toni'ninki tam olarak böyleydi. Her topa girdi, vurdu, rakiple didişti. Maç boyunca çok uygun pozisyonları değerlendirmedi ama futbolun tanrıları son dakikada ondan yanaydı. Belki Bayern'li oyuncuda kalsa o kadar iyi bir şekilde gelmeyecekti ona, Hoffenheim'lı oyuncunun müdahelesi onun önünde kaldı. 92. dakikada maç Bayern'in oldu.

Hoffenheim'ı bu sene ikinci izleyişimdi, daha çok blog yazılarından takip ediyordum başta borges'inkiler olmak üzere. Gerçekten müthiş bir yapı oluşturulmuş Hoffenheim'da, birbirlerinin ne yapacağını bilen, kendi egolarından önce takımın sistemine hizmet eden 11 oyuncu. Özellikle Demba Ba ve Andreas Beck takım oyuncusu nasıl olmalı'nın dersini verdi bugün. Vedad Ibiseviç bugün yine golünü atmayı bildi, artık iyiden iyiye bir fenomen olma yolunda ilerliyor. 16 maçta 18 gol. Bu maçlarn 15'inde ağları havalandırmayı başardı Bosnalı golcü, Hoffenheim 1-0 galip başlıyor neredeyse her maça.

Bayern daha çok yetenekli oyuncularının ayaklarına bakıyor. Ribery'nin yaratıcılığı, Toni ve Klose'nin bitiriciliği üzerine kurulu bir sistem. Hoffenheim gibi sert, yardımlaşması ve kademe anlayışı üst düzey bir ekiple oynayınca bugün bu oyuncuların maça etkisi göreceli olarak azdı. Luca Toni en çok çabalayan ve kaçıran oyuncuydu ancak güç onunlaydı bugün.
Bayern-Hoffenheim maçından önceyse Denizli-Fenerbahçe maçını izledim. Futbol adına söylenebilecek pek bir şey yoktu sahada, sıradan bir Türkiye Ligi maçıydı. İki takımın da topu rakip sahaya taşımakta zorlandığı, pozisyonsuz, kısır bir maç oldu. Maçın gidişatını değiştiren ise sezonda belki de bir kez görülebilecek güzellikteki goldü.

Emre Belözoğlu oldukça maliyetli bir transferdi Fenerbahçe için, şu ana kadar Fenerbahçe'lilerin beklentilerini karşılayamadığı da açıktı. Attığı bu güzel gol ona Fenerbahçe taraftarı nezdinde bir kredi kazandıracaktır şüphesiz. 6 yabancı sınırının zorladığı bir kadro yapısına sahip olan Fenerbahçe'de çok kritik bir rolü var Emre'nin. Fenerbahçe adına sezonun geri kalanının kaderini çizecek unsurlardan biri de Emre'nin form durumu olacaktır.

Maça damga vuran ise yine hakemler oldu. Fenerbahçe aleyhine iki önemli hata oldu, bu hataların Fenerbahçe'nin kazanıdığı bir maça denk gelmesi ise hakem adına büyük şans. Hele Deivid'in 35 metreden attığı müthiş bir gol var ki bence Emre'nin golünden bile güzeldi. Üst direkten kalenin içine düşüp tekrar üst direğe çarpıp geri dönmesi hakemleri yanılttı sanıyorum ancak bunu bahane etmek yan hakem için yeterli olur mu, bilemiyorum. En azından futbolseverler adına görülmeye değer bir pozisyon oldu böylesine kısır bir maçta...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

apaç dedi ki...

tomas sayesinde/yüzünden her denizli-fener maçı kısır geçmeye namzet zaten. dün gene alex'i kitledi tomas. ve gene klasik bir fener-denizli maçı izledik.

maçın kaderini etkileyen adam bittabi emre idi. galatasaray'da olsun istemem; lakin fenerbahçe gibi salt ön liberoların hüküm sürdüğü bir takımda çok iş yapar emre. sakat olmadığı müddetçe tabii. dün tribünlerin iki çağırışına da kayıtsız kaldı. ancak ısrarlı üçüncü çağırışın ardından gidebildi. yaklaşık 3-4 dakika sürdü bu seans. belli var bir şeyler.

tomas'ın artık ulusallaşan alex görevi hasebiyle orta saha sadece temposuz, temposuz olduğu kadar da genç olan süleyman olgun'a kaldı. braga ya sakat ya da cezalıydı herhalde. çünkü kulübede de yoktu. hoş yusuf kurtuluş vardı gerçi, o düzenleyebilirdi 2 ile 3. bölge arası trafiği. lakin ümit hoca forvet oyuncusu olmadığı için onu da sürmedi sahaya.

özetle güvenç hoca olsa rahatlıkla alabileceğimiz bir maçı ümit hocanın forvet fetişliği yüzünden kaybettik.

roberts olsun.

aksilaz dedi ki...

deividin golunu vermemek ıcın kör olmak lazım sadece.sahanın her yerınden gol oldugu gorulebılır dıye dusunuyorum.

Related Posts with Thumbnails