Chuck

En son The Big Bang Theory'yi tanıtmıştım sizlere, hatırlarsanız geek kültürü hakkında bir komedi olduğunu söylemiştim. Son yıllarda değişen bakış açısıyla beraber yeni bir trend halini aldı geek kültürünü işleyen diziler. Şimdi tanıtacağım dizi The Big Bang Theory kadar olmasa da yine aynı temelde işleyen bir dizi.

Josh Schwartz. Amerikan dizilerine hakim olan isimler bu ismi bir yerlerden anımsıyordur büyük ihtimalle. The O.C'nin yaratıcı olan Josh Schwartz, Seth Cohen karakteriyle başlattığı geek hareketini yeni dizisi Chuck'la devam ettirme niyetinde. İlk sezonda çok iyi bir giriş yaptılar piyasaya. Senarist grevi sebebiyle dizi sekteye uğrasa da ikinci sezonunun geleceği konusunda net açıklamalar yapılmıştı. İkinci sezon da ABD'de başladı Ekim ayında.

Chuck tam adıyla Chuck Bartowski (Zachary Levi), Stanford gibi ABD'nin en iyi üniversitelerinden birinde okurken en iyi arkadaşının kendisine iftira atması nedeniyle okuldan atılan ve Buy More adlı mağazada bilgisayar tamirciliğine başlayan bir adam. Kızlarla arası pek iyi değil doğal olarak dizinin başında, klasik bir Josh Schwartz karakteri. Bunu Seth Cohen'de de görmüştük. Biraz içine kapanık, başına gelen olayı yıllar geçmesine rağmen hala atlatamamış bir durumda buluyoruz kendisini.

Chuck ablası Ellie Bartowski ve onun nişanlısı Captain Awesome'la beraber yaşıyor. Captain Awesome (Ryan McPartlin) mutlaka görmeniz gereken bir karakter. Her an tavana asılmış bir şekilde mekik çekerken ya da sabah dağa tırmanmaya, akşam yamaç paraşütüne giderken görebiliyoruz kendisini. Baya da yakışıklı bir abimiz, ayrıca nişanlısı Ellie gibi o da doktor. 'Kusursuz' bir erkek arkadaş profili çiziyor yani. Chuck'la ilişkisi biraz abi-kardeş düzeyinde, ona kız tavlama konusunda verdiği tavsiyeler cidden izlenilesi bölümlerden. Tango konusunda verdiği ders dizinin unutulmazları arasında.

Ellie Bartowski (Sarah Lancaster). Bu hanım kızımız için ayrı bir paragraf açmak zorunda hissediyorum kendimi. Bu kadar güzel, bu kadar hoş, bu kadar akıllı, bu kadar X, bu kadar Y birisi olabilir mi? Aşık olunası kadınlar listemde her daim yer bulan ablalarımızdan birisidir kendisi. Neyse diziyi anlatıyorduk. Chuck'ın sevgi dolu, onu koruyup kollayan ablası olarak görüyoruz onu dizide. Onu sürekli sosyal ortamlara sokmaya çalışan, daha iyi bir yerde çalışmaya teşvik eden, onun gerçek potansiyelini bilen insanlardan biri. Üstte de söylediğim gibi doktor bir de kendisi.

Tam bu noktada hafiften spoiler bir spoiler vermek gerekli. Chuck hayatını bu şekilde sürdürürken kendisini okuldan attıran en yakın arkadaşı Bryce Larkin'den bir mail alıyor. Mail gizli bilgiler içerdiği için şifrelenmiş. Chuck sorunun cevabını girer girmez ekranda görüntüler akmaya başlıyor ve sabaha kadar CIA'in bütün bilgileri Chuck'ın beynine işlenmiş oluyor. Bu bilgilere ait herhangi birini gördüğü anda beyninde bu bilgiler çağrışım yapıyor ve bu kişinin bütün bilgileri anında aklına geliyor. Bir nevi insan-bilgisayar yani. Bunu çözdüğünde Bryce Larkin'e bir kez daha lanet ederken biri FBI biri NSA ajanı olan iki kişi onu korumak için görevlendiriliyor. Sarah Walker ve John Casey. Hikaye de burda başlıyor zaten.

Sarah Walker (Yvonne Strahovski), Chuck'ın görür görmez aşık olduğu sarışın, zeki, çevik, tehlikeli bir CIA ajanı. O da Chuck'a karşı benzer duygular içinde ama bir CIA ajanı olması sebebiyle bu duygularını dizginlemek zorunda. Zaman zaman bunu yapmakta zorlansa da hem Chuck'ın hem de görevini korumak adına bu oyunu devam ettirmek zorunda. Görev gereği Chuck'ın kız arkadaşını oynaması da ikisi arasındaki ilişkiyi karmakarışık bir hale sokuyor tabi.

Dizi kadrosu oldukça geniş, Chuck'ın en iyi arkadaşı Morgan'dan tutun da Joh Casey'e, Nerd Herd (Mağazada bilgisayar tamiri yapan birimin adı, gerçekten iyi isim) tayfasına kadar birçok şahsına münasır karakter var. Dizinin komedi unsuru genellikle yan karakterlerden sağlanıyor zaten.

Chuck, saati 11 dolara dünyayı kurtarıyor. Eğer göz atmakta tereddütünüz varsa şiddetle tavsiye edilir. İyi seyirler...

İki gündür futboldan biraz uzaklaştığımızı biliyorum, bunun nedeni okulumun ilk haftası olması sebebiyle yeni düzenime alışmaya çalışıyor olmam ve spor gündeminin biraz kısır kalması. Ancak uzun süredir yazmaya fırsat bulamadığım birkaç konum vardı, bugün yazmayı planlıyorum. Eminim ki sizin de hoşunuza gidecektir...