Galatasaray ligdeki ilk mağlubiyetini lig ikincisi Bursaspor karşısında tattı. İtiraf etmeliyim ki Galatasaray'ın puan kaybını muhtemel görsem de bunun yenilgi olacağına pek ihtimal vermiyordum. Bunun nedenlerine değinmeye çalışacağım kısaca ancak Bursaspor'un hakkını en başta teslim etmek lazım. Futbolun tek taraflı bir oyun olmadığını bize gayet net bir şekilde gösterdiler. Galatasaray hücum gücü ne kadar yüksek olursa olsun kendilerinin de bu güce etkili kontraataklarla karşılık verebildiklerini gördük. Bunun neticesinde yakaladıkları iki farklı üstünlük son yarım saat bunalsalar da onlara 3 puanı getirmiş oldu.
Bursaspor özellikle ilk yarı beklentilerimin ötesinde bir performans ortaya koydu. Yusuf'un güzel pasında Mustafa Sarp'ın bulduğu gole kadar kaçırdıkları tam üç net pozisyon var. Buna karşılık Galatasaray kazanma iştahından yoksun, gol olsa da maça heyecan gelse havalarında sahada dolanmakla meşguldü. Mustafa Sarp'ın golü bir tokat etkisi yaptı, 40. dakikadan ilk yarı bitimine kadar olan süreye iki pozisyon sığdırdılar ancak devre arasına girerken skor tabelasında yazan hala Bursaspor'un bir farkla önde olduğuydu.
Michael Skibbe'nin Türk medyasının itelemesi ve malesef Türkçe'nin azizliğiyle 50 IQ seviyesine hitap eden bir ismiyle alması gereken krediden çok daha azıyla başladığını, bunun yanlış olduğunu savunanlardan biriyim baştan beri. Sakatlıklar sebebiyle istediği ideal kadroyu kuramadığının da farkındayım -özellikle orta sahanın ortasını- ancak bunlar bana 39. dakika ile 41. dakika arasındaki iştah farkını açıklayamıyor. Bu takım neden bütün maçlarında geriye düşüyor, ya da öne geçse bile devreyi önde tamamlayamıyor, bunu bir türlü anlayamıyorum. Michael Skibbe'nin sınıfta kaldığı esas konu budur, yoksa ne Steaua Bükreş'e elenmesi çok büyük bir felakettir, ne de Bursaspor gibi derbiler hariç en zor iki deplasmandan birinde sahadan mağlup ayrılmak.
İkinci yarıya klasikleşmiş bir şekilde iyi başlayan taraf Galatasaray'dı. Galatasaray'ın baskın taraf olduğunda karşısında etkili olamayacağı takım yok ancak bugünkü defans kurgusunun bu sistemde verimli çalışmasının imkansıza yakın olduğunu gördük. Keza stoper değil de ofansif orta saha ooynadığını sandığım Servet Çetin kaptırdığı topla maçın kaderini henüz ikinci yarının başında çizmiş, Sercan Yıldırım da maç içerisindeki oyununu bir golle süslemiş oldu.
Aslında Galatasaray'ın golü çok fazla gecikmedi, Arda Turan Milan Baros'un pasında kaleyi görmesini bildi ve farkı bire indirdi. Bu gol aslında Galatasaray hücum hattının aslında ne kadar etkili olabileceğini gösteren önemli bir detay. Gömülü bir savunma karşısında bu kadar organize bir gol atmak kolay değildir. Stoper Fernando Meira, Milan Baros'a mükemmel bir ara pas atıyor, Milan Baros vuruş açısı olmasına rağmen Arda Turan'ın daha uygun bir pozisyonda olduğunu görüyor ve Arda Turan da golü atıyor. Maçın bundan sonrası ise Bursaspor hücum üçlüsünün Yusuf Şimşek önderliğinde kalktığı 3'e 3 kontra ataklar ve Galatasaray'ın Bursaspor yarı sahasındaki baskısıyla geçti, gitti. 3 puanı alan Bursaspor oldu.
Galatasaray'ın ne kadar güçlü bir hücum hattı varsa bir o kadar aksayan bir takım savunması da var. Mehmet Topal , Tobias Linderoth ve Barış Özbek'in olmayışını şiddetli bir şekilde hissediyor Galatasaray orta sahası. Ayhan Akman'ın verimsiz oyunu da buna eklenince dişini gösterebilen her rakip Galatasaray'dan bir parça koparıyor her maç. Defans hattını aslında o kadar kötü bulmuyorum, Servet Çetin'in gereksiz çıkışlarla takımı zor durumda bırakmasını ayırıyorum tabi. Sabri Sarıoğlu da bir defans oyuncusu olmadığını, olmasının da mümkün olmadığını iki yıldır ispatlıyor bizlere. Serkan Kurtuluş'ta ısrar edilmesi gerektiğini düşünüyorum o bölgede. Ah Uğur Uçar ah demekten de alamıyor insan kendisi.
Uzun lafın kısası dersler çıkarılması gereken bir maç oldu Galatasaray adına. Milli takım arası sakatların iyileşmesi için zaman kazandıracaktır Galatasaray'a. Rakiplerin de durumunun pek parlak olmaması büyük bir şans ancak Trabzonspor, Bursaspor, Sivasspor ve Kayserispor yabana atılacak takımlar değiller. İlk üçe bu takımlardan en az birisi girecek bu sezon, artık bu açık. Dışarda kalanın Galatasaray olacağını düşünmüyorum ama şansını da fazla zorlamamalı bence...
1 yorum:
tamamen rezil geçirilen transfer döneminin ürünüdür bunlar. başka bir şey değil.
Yorum Gönder