Beşiktaş en büyük rakiplerinin kaybettiği haftada forvetlerinin ayağından gelen iki golle kazanmasını bildi. Aslında uzun süredir Beşiktaş'ı daha detaylı bir şekilde yazmayı istiyorum ama iki maç üstüste seyretmişliğim olmadığından kendimde atıp tutma hakkını şimdilik görmüyordum.
Takım içi arızaları yüzeysel olarak da olsa belirterek başlayayım yazıya. Bunların en önemlisi Beşiktaş'ıın skor üstünlüğünü aldıktan sonra oyunu dengede götürememesi, psikolojik olarak geriye yaslanması. Bu bence Beşiktaş için en ciddi sorun ve bu artık takımın genlerine işlemiş gibi gözüküyor. Hacettepe'nin en etkili olduğu bölümlerin Beşiktaş'ın skor üstünlüğüne sahip olduğu bölümler olması tesadüf değil.
Akıllı, bilinçli bir savunmaya ve kontra atak stratejisine saygı duyarım, her ne kadar futbol mantaliteme uzak da olsa. Ancak Beşiktaş'ın oynadığı oyun tamamen edilgen bir yapıya sahip, kontra atakları cılız. Sadece Filip Holosko'nun ayağına bakıyorlar, o da oldukça formsuz gözüktü gözüme. Sol taraftan da etkili hücum gelişmiyor. Aydın Karabulut üst seviye futbolda hala bir istikrar sağlamış değil. Anlık parlamalarla işi kotarmaya çalışıyor ama bunun yeterli olmadığı açık.
Rodrigo Tello'nun medya baskısıyla sol açığa çekilmesi onun ilk 11'deki yerini kaybetmesine yol açtı. Sporting Lizbon'daki bek geçmişine rağmen bizim medya ulemalarını ikna edememişti o bölgede oynayabileceğine. Ertuğrul Sağlam da iki maç göze alabildi ancak fazladan eleştiriyi. İşte Ertuğrul Sağlam'ın hataları da tam bu noktada başlıyor. Medyayı, başkanı ikna etme, dümen suyuna gitme ihtiyacı hissediyor. İlk 11 tercihlerinde oyuncunun form grafiği kadar politik durumu da önemli onun için. İşte bu sebepten belli bir taktiği, sistematiği yok. Böyle olunca da takım maçın kendi içindeki dinamiklere göre çok farklı performanslar ortaya koyabiliyor, edilgenlik hat safada. Bu da çoğu zaman Beşiktaş'ın zayıf noktası, aşil topuğu oluyor. Beşiktaş edilgen futbolu kesinlikle oynayamıyor bu açık. Metalist karşılaşmasında da benzer bir tabloyu görmüştük. Eğer rakip de biraz hücuma yatkınsa Beşiktaş'ın boğazına basıp skoru alıyor.
Hani kazandığımız maçtan sonra bunlar yazılır mı diyen Beşiktaşlı arkadaşlar olabilir ancak ilk başta da dediğim gibi, adam akıllı ilk Beşiktaş yazım bu. Daha genel bir değerlendirme yapmaya çalışıyorum. Diğer takımlara göre oldukça iyi yönleri de var tabi. Tomas Zapatocny-Tomas Sivok ikilisi açık ara ligin en formda stoperleri. Beşiktaş baskı yediği anda takımı rahatlatan en önemli unsur onlar. Tomas Sivok ayrıca bir övgüyü hakediyor yalnız. Kendi bölgesi olmamasına rağmen defansın ortasını kapatmayı çok iyi biliyor. Belki de defansif orta sahada oynayacağı oyundan bile daha yararlı oluyor takıma. Hücumu iyi yapan oyuncular kadar savunmayı iyi yapanlar da makbuldür benim gözümde, futbola mücadele, çekişme unsurlarını katanlar onlardır. Beğenerek izliyoruz bu ikiliyi.
Holosko'dan biraz daha detaylı bahsetmek lazım. Hızlı, top süren, şut çıkarabilen bir oyuncu. Markajda kalmaktan pek hoşlanmıyor. İlk bakışta oldukça ideal bir sağ açık gibi duruyor ancak Filip Holosko bu işi kotarabileceği yolundaki düşüncemi değiştirmeye başladı. Psikolojik olarak bölgesinden memnun olmadığını düşünüyorum onun. Fizik olarak kötü durumda değil, yetenekleri de belli, başka bir sorun gelmiyor aklıma. Yeni bir Tuncay Şanlı vakası olabileceğini düşünüyordum ama beklentilerimi aşağıya çekme zamanı geldi sanıyorum.
Batuhan Karadeniz. Bu çocuk gerçekten 20 yılda bir gelecek üstün fizikte bir potansiyel. Hem uzun boylu, hem seri hem de güçlü. Son vuruşları ideale yakın. Tam bir Premier Lig golcüsü görüntüsünde. Ancak bilidğim kadarıyla mental olarak oldukça sorunlu bir adam, yıldız sendromu olduğu söyleniyor. Ben bu işleri yaladım yuttum der gibi bir vücut dili var. Kafadan sakat da olsa üstünde ısrarla ama ısrarla durulması gereken bir adam. Beşiktaş henüz o cesareti gösterebilmiş değil 4-5 maç üstüste çıksa hem üst düzey futbola alışmaya başlayacak hem de Beşiktaş'ın eksiği olan güçlü forvet pozisyonunu dolduracak. Fatih Terim olmasa büyük ihtimalle bugün yine yedek kulubesinde olacaktı. Gençlere şans veren bir hoca dediğimiz Ertuğrul Sağlam'ın bu oyuncuların arkasında bir türlü duramaması ne kadar acı.
Maç değerlendirmesinden çok Beşiktaş analizine kaydı iş, Hacettepe'ye de biraz değinip işi toparlayalım. Benim "iyi alan savunmasına karşı üç büyükler" tezime oldukça uygun bir takım görüntüsündeydi Hacettepe. Gerçekten akıllı savunma, akıllı hücum yapıyorlar. Teknik kapasiteleri belli olmasına rağmen oyun bilgisiyle işi götürmeye çalışıyorlar. Bellinzona, A, B, C bizim ligde olsa küme düşmemeye oynar diyor ya bazıları. Çok uzaklarda aramalarına gerek yok. Şu anda ligde 4 puanı bulunan Hacettepe'nin en iyi oyunlarını Fenerbahçe ve Beşiktaş'a karşı oynamış olmasının tesadüf olmadığını söyleyerek yazıyı bitirmiş olalım...
1 yorum:
lucescu gelirse 6; sağlam kalırsa 2 hafta kala şampiyonluğu garantiler beşiktaş şu mevcut oyuncu kadrosuyla. çok kaliteliler, çokk.
Yorum Gönder