Altyapılarla ilgili elimden geldiğince bir şeyler yazmaya çalışıyorum, güncel bilgilerim Galatasaray üstüne olunca ağırlıklı olarak Galatasaray yazıyorum haliyle. Ancak bu konuda bir kulübe yoğunlaşarak diğer kulüplere haksızlık yapmak istemedim. Bu yüzden arada bir iyi altyapılara sahip kulüplerle ilgili yazılarımı da blogda yayınlayacağım.
1966 yılında bir çok anadolu kulübünde olduğu gibi bölgedeki amatör kulüplerin birleşmesiyle ortaya çıkmış. Süper Ligde ise 1996-1999 yılları arasında mücadele etme fırsatı bulabilmiş. 2006'dan beri ise Lig B'deler.
Görüntüde çok başarılı olmayan bir kulüp, onları farklı kılan ise Süper Lig dahil bir çok takımı imrendirecek bir altyapı sistemine sahip olmaları. Neredeyse her mevkii için hatrı sayılır adamlar yetiştirmişler. Son milli maça seçilmiş oyuncuların üçü Dardanel kökenli ve bu oyuncular oldukça genç. (Mehmet Topal, Selçuk İnan ve Gökhan Zan) Bunun dışında dönem dönem milli takımlara seçilen, Galatasaray'da başarılı işler çıkardıktan sonra şu anda Rusya'da forma giyen Hasan Kabze -Futbola Buca'da başlamıştır yalnız, onu da belirtelim-, Avrupanın en büyük iki-üç kanat oyuncusundan biri olması beklenen ama mental problemleri nedeniyle başarılı olamayan Okan Koç da bu altyapının ürünü. Tolga Seyhan, Yasir Elmacı, Erman Özgür, Fevzi Elmas gibi bir çok tanıdık isim daha Dardanel patentli oyuncular.
Peki bu oyuncuları nerden nasıl buluyor Dardanel? Bunun nedeni gayet açık, dünya ne yapıyorsa onlar da onu yapıyor. Staff ve Scout sistemleri var. Hürser Tekinoktay, yetenek avcısı ve bir altyapı hocası. Zamanında Beşiktaş altyapısında da görev almış bir adam Hürser Tekinoktay, Nihat Kahveci'yi yetiştiren ekipten. Üstte saydığım bir çok ismin keşfedilmesi ve yetiştirilmesi onun sayesinde. Yoksa Malatyalı Mehmet Topal'la İskenderunlu Selçuk İnan'ı bir araya gelmesi tesadüf değil. Aslında benim bilgilerim yüzeysel kalır kendisi hakkında, Hürser hocayı farketmemi sağlayan kişi Noat Samisa'dır, daha detaylı bilgi isterseniz onu sıkıştırın.
Dardanel altyapısını özel kılan bir diğer yön ise yetiştirdikleri oyuncuların en önemli özelliğinin fizikli ve güçlü oyuncular olması. Mehmet Topal'ın nasıl bir fizik kapasiteye sahip olduğu malum, onu çan dışı bıraksak daha doğru olur. Selçuk İnan teknik özellikleriyle öne çıkan bir adamın bu kadar mücadeleci olması ligimizde pek rastlanan bir şey değil. Ayrıca sert ve isabetli şutlarda Topal'la beraber ligde en iyilerinden olmaları da Dardanel altyapısından gelmelerinin payı olduğuna inanıyorum. Gökhan Zan her ne kadar "Cam Adam" olarak anılsa da oynadığı zaman güçlü bir oyuncudur, kolay kolay döndürmez rakibini.
Tesisleri de çok iyi Çanakkale Dardanel'in. Başkan Niyazi Önen'in bu tesislerde payı büyük. Sadece kulüp gelirleriyle herhangi bir destek almadan tesis yapmak çapı belli, orta halli bir takım için büyük olay. Transferin sadece para harcamak anlamına gelmediğini, doğru hamleleri yaparsanız kulübü bile çevirebilecek bir kaynak olduğunun net bir örneğidir Dardanel. Bildiğim kadarıyla hiç borçları da yok. Tam benim istediğim gibi anlayacağınız.
Yetiştirdiği oyuncularda başarılı olduğu kadar başarısız olanlar da var tabii ki. İlk Trabzonspor döneminde milli takıma kadar yükselip hatrı sayılır bir bonservisle Shaktar'a transfer olan Tolga Seyhan daha sonra engellenemez bir düşüşe geçti. Okan Koç ise müthiş bir hayal kırıklığıdır benim için, Türkiye-Portekiz ümit milli maçında izlediğim Okan'ı üst seviyede görmeyi çok isterdim. Hasan Kabze'yle beraber üst seviyede yer alacağına inandığım partneri Mehmet Şen ise zaman zaman parlasa da beklediğim çıkışı yapamayanlardan. Gökhan "Can Adam" Zan'ın lakabıyla ilgili bir sorumlulukları var mı, bilemiyorum. Günahlarını da almak istemem, takdiri kamuoyuna bırakarak kolpa medya usülü bitirmiş olalım yazıyı.
3 yorum:
çanakkale dardanelspor'dan beklenmeyecek bir araştırma ekibi/ sistemi var(dı) çanakkale dardanelspor'un. çok alakasız yerlerden, hakikaten çok küçük yaşlarda bulup, keşfediyorlar müstakbel yıldız ya da yetenekleri.
okan koç'un hikayesini bilirim mesela. fahiş bir yetenek değildi okan koç küçükken. hani o zaman alibeyköyspor'dan o yaş grubundan birini transfer etsem kesinlikle okan olmazdı bu. ama dardanelspor okan koç'un olası gelişimini öngörerek yapmıştı bu transferi. buydu onları diğerlerinden farklı kılan, görülemeyeni görmekti.
bu süreç içirisinde kaç kere istanbul'a firar edip, kaç kere geri döndürtüldü okan. alışması için ailesi bile yanına getirtilmişti bir dönem.
çok extrem şeyler bunlar o dönem, o profildeki bir kulüp için. bugün çoğu büyük takım bile bu kadarını yapmıyor. yapamayacak olan futbolcuyu, ne kadar yetenekli olursa olsun gönderiyor. ısrar etmiyor.
hoş bu sistemin kırıntıları kaldı artık. kavuk çoktan devredildi gençlerbirliği'ne, sivas'a. ama olsun. hakikaten damga vurdular bir döneme.
Yazıyı yazarken insan dalıyor haliyle, son dönemdeki durumunun eskisi kadar iyi olmadığını da yazacaktım en son. Mehmet Topal'la Selçuk İnan'ın arkası gelmedi ama yine de Dardanel'dir. Yarın bir gün yeni bir oyuncu çıkarıverirler piyasaya, belli olmaz.
Cok guzel bi analiz olmus, tesekkurler.
Aslinda Dardanel'in piyasaya surdukleri bunlarla da kisitli degil; Tamer Turna (Tuna miydi Turna miydi hatirlayamadim gerci), Mehmet Cogum, Mehmet Yilmaz.
Bunlar da oyle ya da boyle Superligde bi yeri olan oyuncular. Gercekten muthis bi scouting sistemleri var ve oyuncu yetistirip satmayi bi hata gibi algilamiyorlar.
Ama tabi sonucta bu klubun de artik tekrar Superlige gelmesi lazim. taraftarsiz Hacettepelerin, makyajli Belediyelerin oldugu yerde gozler ariyor Dardanel'i.
Yalniz aklima hep takilmis ve hatirladikca da sinir oldugum bisey var bunlarla ilgili; Eskiden 1.ligdelerken ne zmn FB ile karsilasilsa Niyazi Onen ne halt edecegini sasirirdi. Bi tarafta baskani oldugu takim, diger tarafta yoneticisi oldugu takim. Senin fistik gibi bi takimin varken ve 1.ligde oynarken ne halt etmeye FBye yoneticilik yaparsin ki zaten.
Yorum Gönder