Fenerbahçe 0-0 Dinamo Kiev

Beklenen oldu, hücumda pozisyon kısırlığı çeken Fenerbahçe bir puana dünden razı Dinamo Kiev'le golsüz berabere kalarak Şampiyonlar Ligi'nde üst tur hayallerine büyük darbe aldı. UEFA Kupası da tehlikede. Gruplar çekildiğinde 6-7 puanla üçüncü olur demiştim Fenerbahçe için ama bu tahmini revize etmek zorunda kalacağız gibi duruyor. Fenerbahçe 4. torbadan çektiği orta karar bir Dinamo Kiev'den galibiyeti koparmayı bırak pozisyona girmeden maçı bitiriyorsa Dinamo Kiev'le bir önceki karşılaşmalarındaki döneme dönmüş demektir.

Sol açıkta Emre Belözoğlu, Orta sahada Maldonado ve Selçuk Şahin. 3 tane defansif karakterli oyuncu yine sahadaki yerini almıştı. Emre Belözoğlu'nun ofansa katkısını saymıyorum çünkü yok denecek kadar azdı. Collin Kazım her zamanki "cool" havasından taviz vermez, umursamaz tavrında götürdü maçı. Böyle bir orta sahayla zaten daha fazlası beklenemezdi. Fenerbahçe istatistiklere kaleyi bulan iki isabetli şutu geçirdiğine dua etmeli. Zaten en etkilisi 80'lerde Selçuk'un gelişine sert ama kaleciyi hedefleyen şutuydu.

Alex iyi değilse Fenerbahçe'nin hücum yapması mümkün değil, bu açık ve net. Bu adamın fiziksel kapasitesi de belli olduğuna göre her maç mucizeler yaratamayacak ve bu mucize yaratamadığı her maç Fenerbahçe'ye kayıp olarak yansıyacak. Alex'in maçtan sakatlanarak çıktığını da unutmamak gerekir, eğer ciddi bir problemse Fenerbahçe için "gelecek yılın çalışmalarına başlandı" haberleri yakındır.

Güiza, yalnız kovboy. Mateja Kezman'ın varisi, kader arkadaşı. İlerde çırpınıyor, koşuyor, mücadele ediyor ama ona maç boyunca gelen bir pozisyon bile yok. Fenerbahçe Güiza'ya 14 milyon euro'yu pozisyonları bitirme becerisinin yüksekliğinden dolayı verdi sanıyorum ama ona pozisyon hazırlayacak adamları unutmuşlar. Her zaman papaz pilav yemiyor, Alex'in şapkasındaki tavşan sayısı da tükeniyor.

Fenerbahçe için söyleyebileceğim en olumlu şey TSL maçlarına göre oldukça toparlanmış mücadele gücü ve ofansif olarak katkısıyla beni dumurlara uğratan Maldonado'ydu. Maldonado 82. dakikada yaptığı garipliği saymazsak (iki kere ıska geçip topu taca çıkarmak) maçın ön plana çıkan adamıydı. Topları o kullandığı, kaliteli bir oyun kurucu portresi çizdi. Onun formda olduğunu biliyordum ama o bunu bir kademe daha ileri taşıdı.

Rıdvan'a gelince, bir çok doğru analizine rağmen arada verdiği saçma sapan bir anektodla bir çuval inciri berbat etmesini bildi. Aragones'in şu yedek kadrosuyla yapacak bir şeyi olmasınından başladı. Yapabileceği en mantıklı işin oyunu Semih Şentürk ve Daniel Güiza'yı beraber oynatıp alabileceği maksimum verimi almak üzerine kurması -ki benim Fenerbahçe'ye dair en ciddi eleştirimdir- gerektiğini söyledi. Bunun için de Carlos ve Gönül gibi iki ofansif bek varken 3'lü defansa dönüp orta sahadan taviz vermeden Alex-Semih-Güiza üçgenini oluşturmaktan söz etti. Fenerbahçe'nin mücadele etmediği zaman yenildiğini ancak mücadele ettiği zaman bile pozisyon bulamadan ancak beraberlik aldığını, bu işin bu şekilde yürümesinin mümkün olmadığından yakındı.

Buraya kadar kendisiyle hemfikirim ama bugüne ait bombası Daniel Güiza'nın ligde penaltısız en çok gol atan oyuncu olacağına dair beyanıydı. Şu tablo içerisinden bu resmi çıkarmak için cidden Polyanna olmak gerek. Güiza 10-15 gol arası bir skoru bulacaktır mutlaka ama Fenerbahçe'nin bu hücum yapısıyla gol krallığından söz etmek cidden cesaret ister. Güiza Galatasaray'ın şu ofansif orta sahasının önünde oynasa buna can-ı gönülden katılırdım ama bu orta sahayla -ki devre arasına kadar takviye yapılması ya da evrim geçirmesi (bana göre) mümkün değil- bu işin olması zor be Rıdvan.

Maçla ilgili son parantez hakeme. Collin Kazım'ın göğüs kafesine tekmeyi geçiren El Kaddouri'nin görmesi gereken kartın renginin sarı olmadığı çok net. Ayrıca ilk yarıda Carlos'a verilen ofsayt kararı evlere şenlikti. Hoş, ikinci yarı Kiev'in bundan çok daha tehlikeli bir pozisyonunda aynı yardımcı başka bir fiyaskoya da imza attı. Sanıyorum "Bu kaleye gol olmasın da ne olursa olsun" gibi bir hissiyatla çıktığı sahaya.

En üzüldüğüm nokta ise Şubat ayına Fenerbahçe'nin yerine Dinamo Kiev'in Avrupada devam etme olasılığının artması. Ukrayna'yla bugün puanları paylaştık ama onlar bu işi Saraçoğlu'nda yaptı, ayrıca Aralık ayında bir Kiev deplasmanı Fenerbahçe'yi bekliyor. Bu yetmiyormuş gibi Dinamo Kiev'in Arsenal'den aldığı puan "Demokles'in Kılıcı" gibi Fenerbahçe'nin üstünde sallanıyor. Bu işin sonu nereye varır bilinmez ama yolun artık çok daha zorlu ve engebeli olduğu gerçek...

Günün Şampiyonlar Ligi maç sonuçları ile yazıyı bitirelim;

E GRUBU
AaB Aalborg 0-3 Manchester United
Villarreal 1-0 Celtic

F GRUBU
Bayern Münih 1-1 Lyon
Fiorentina 0-0 Steaua Bükreş

G GRUBU
Fenerbahçe 0-0 Dinamo Kiev
Arsenal 4-0 FC Porto

H GRUBU
Zenit 1-2 Real Madrid
BATE 2-2 Juventus

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

3 yorum:

alanshearer dedi ki...

Yazında Rıdvandanda alıntılar bekliyorum.
İzleyemiyorum çünkü.

Blogspor dedi ki...

Ne oluyor bu Fenerbahçe'ye yahu?Rıdvan'dan sonra bana açıkla :)

alanshearer dedi ki...

Ben fenerbahçenin hacettepe maçından itibaren ivme kazanacağını,daha rahat pozisyon bulmaya başlayacağını düşünüyordum.
Takımın giderek düzelmesini bekliyordum yani...

Ama bugün açıkca belli oldu ki fenerden amiyane tabirle bu sene bi cacık olmaz.

Ve Yanlı bir yorum,dilek;
Fener böyle paldırküldür giderken ne güzel olurdu Kadıköyde bir kupa almak.
Sonsuza dek bir daha konuşmamak üzere sustururduk.
Aahhh Ahhh

Related Posts with Thumbnails