Bu yazıyı ana hatlarıyla AliSamiYen.net forumlarında yazmıştım yaklaşık bir sene önce. Hazır tekrar aklıma gelmişken üstüne bir şeyler karalamak lazım. Galatasaray taraftarı olduğumu hepiniz biliyorsunuz. Fikirlerimin çıkış noktası da genelde Galatasaray'ın problemleri oluyor genelde. İşte bu yazıda kullanılamayan altyapı kaynaklarına bir çözüm getirmek için fikir egzersizi yapmaya çalışalım.
Altyapı çıkışlı futbolcu sayısı ve gurbetçi oyunculara gösterdiği ilgi göz önünde bulundurulduğunda bu konu Galatasaray özelinde daha önemli. PAF takımından her sene 10'dan fazla oyuncuyu mezun eden 'Galataaray Altyapısı' üst yapıda yeterli rotasyon olmadığından, yani Sabri Sarıoğlu'nu uygun fiyata gönderip Aydın Yılmaz'ı monte edemediğinden elinde oyuncu bonservisi biriken bir kulüp haline geldi, özellikle son senelerde. Sürekli oyuncu yetişmesine rağmen bu kaynağı verimli kullanamamanın sonucu bu. Beylerbeyi, kısmen de Gaziantep BB'yi pilot takım gibi kullansa da belli bir süre sonra bu oyuncu birikmesinin önüne geçemeyecek Galatasaray. Her sene 50'ye yakın oyuncuyu kiraya vermek zorunda kalmak pek hoş bir durum olmasa gerek.
İşte tam bu noktada yurt dışı örneklere bir göz atmak gerek. Avrupanın önde gelen kulüpleri ellerindeki oyuncuları nasıl değerlendiriyorlar, hangi kulüpleri pilot takım olarak belirliyor ve oyuncularını kiralıyorlar?
Bir kere bizim kulüplerimize göre en avantajlı oldukları konu oyuncularını daha üst düzeyde değerlendirebildikleri bir yedek oyuncu ligine yani Rezerv lige sahip olmaları. En gelişmiş Rezerv lig sistemi İngiltere'de uygulanıyor. Sakatlıktan çıkan, formdan düşen Premier Lig oyuncularının da değerlendirildiği bu ligde gençler de üst düzeyde maç tecrübesi eksiğini giderme şansına kavuşuyor.
Bir diğer göz önündeki örnek olan Almanya'da ise sistem daha farklı işliyor. Ağırlıklı olarak Bundesliga 1 kulüplerinin olmak üzere birçok takımın Amatör birer takımları var ve bu takımlar alt liglerde mücadele ediyor. Oldukça iyi işleyen bir sistem olduğunu söyleyebilirim, bu Amatör kulüplerden yetişen birçok Türk oyuncu şu an Süper Lig'de üst düzeyde forma giyiyor. İspanya da benzer bir uygulamaya sahip, kulüplerin B takımları İspanya 2.ligi dahil birçok alt ligde boy gösteriyor.
Tıkanan bu sistemden çıkış konusunda bir karar vermeli Federasyon. Ya PAF Ligini yeniden yapılandırıp Rezerv lig statüsüne geçecekler, ya da PAF takımları tamamen kaldırıp Rezerv takımların alt liglerde ikinci takım olarak mücadele etmesine izin verecekler.
İlk seçenek konusunda oldukça çekimserim açıkçası. Rezerv Lig olarak yapılandırmak şu anki statüden çok daha iyi olacaktır şüphesiz ancak beklentileri karşılayacağı konusunda ciddi şüphelerim var. İngiltere'deki sistemin dönmesini sağlayan en temel unsur bu maçların oynandığı koşullar. Oldukça iyi koşullarda maç yapıyor bu ligdeki oyuncular, stadyum koşulları olsun, maça gelen seyirciler olsun. Rezerv ligin üst düzey, yarışmacı bir lig olmasını sağlayan, bu organizasyona ruh katan bir seyirci var ortada. Üstteki fotoğrafta son Reverz Lig şampiyonu Liverpool'un kutlama törenini görüyoruz, kıskanmamak elde değil. Biz bırakın Rezerv Ligi, 'Süper' Ligimize ilgi çekemezken, yarım asır öncesinin teknolojisiyle yapılmış, futbol stadından başka her şeye benzeyen sahalarda maç yaparken yedek bir ligi kaldıracak futbol kültürümüzün, donanımımızın olduğunu söylemek biraz hayalperestlik gibi geliyor bana.
Türkiye'ye uygunluk açısından en yakın bulduğum ülke olan Almanya'nın uyguladığı sistem bize en uygunu gibi. Yedek takımı kaldırabilecek takım sayımız belli, alt yapısını kullanan takımlar belli. OFTAŞ örneği gibi arka kapıdan bu işlerin yapılmasına müsade edileceğine üstünde düşünülmüş, doğru, akılcı bir statüyle bizim için oldukça verimli bir sistem haline gelebilir bu.
Sadece futbol sistemi olarak değil, nüfus yoğunluğu da Türkiye'nin durumu göz önüne alındığında önemli bir faktör. Gurbetçilerimiz sayesinde oluşan bir 'ara kültür'ün varlığını da düşündüğümüzde dışardan bir sistem adapte edeceksek her zaman ilk tercih Almanya olmalı. Olaya biraz geniş bir pencereden baktığımın farkındayım ama bunlar da önemli detaylar.
Pilot takım konusuna da değinmek istiyordum ama yazı uzadıkça bazı noktaları kaçırmaya başlıyorum ve bu konu özet olarak geçilmemesi gereken önemli bir konu. O yüzden bu konuyu önümüzdeki yazılarıma bırakıyorum şimdilik. To be continued...
3 yorum:
Bank Asya'da ortalığı dağıtan bir ''Galatasaray B'' görmek güzel olurdu.
Pilot takımlar oyuncu yetiştirme amacı gütmüyor ki türkiye'de. Beylerbeyi'ne bu sene başı yaklık 12-13 tane oyuncu kiralandı ki bunlar 3 sene üst üste paf şampiyonu olup son sene son hafta 2 inci olan takımın en önemli adamları. Bakıyorsunuz 3 tanesi anca oynuyor. Maç kadrosu'na 5 adamdan fazlası zor giriyor. Peki bu çocuklar nerede? Yine yedekteler. Hem de Galatasaray da değil Beylerbeyi'nde.
büyük bir takımdan ikinci lig takımına gonderılen oyuncuların motivasyon konusunda çok sorun yasadıklarını biliyoruz. ayrıca ispanyadaki gibi "b" takımı hiçbir şekılde 1.lige çıkamıyor. yani bizde bu uygulama olsa eminim "ya kupa alamıyoruz, en iyisi kendıme oynayım" mantıgı guder oyuncular.
en mantıklısı rezerv lig uygulaması. basketbol olsa aynı salonda ilk once rezerv takım maç yapar ardından da superlıg takımı maç yapıp, seyirci sağlanırdı. ama olay futbola gelince zor. ilk olarak süperlig takmları sonrasında da rezerv takımları maç yapsa seyirci yine olmaz.
zor iş gerçekten::)
Yorum Gönder