Alex'siz bir Fenerbahçe'nin Londra'da gol atabilecek pozisyon üretmesi imkansıza yakındı. Buna Uğur Boral ve Kazım'ın silik oyunu da eklenince Fenerbahçe'nin gol atamayacağı daha ilk yarıdan belliydi. Fenerbahçe yapabileceği her şeyi yaptı, pozisyonlar verse de kalesinde gol görmedi ve Arsenal deplasmanından 1 puan çıkarmayı başardı.
İşte acı gerçek bu puanla ortaya çıktı. Fenerbahçe Arsenal deplasmanından puan çıkarmasına rağmen gruptan çıkabilmek için 6 puana ihtiyaç duyuyor şu son tabloda. Porto'nun Kiev deplasmanından galibiye çıkarması bütün hesapları alt üst etti. Eğer bugün Kiev öne geçtiği maçtan galip ayrılabilse Fenerbahçe Porto'yu içerde yenerek en azından UEFA Kupasına katılmayı büyük ölçüde garantileyecekti. Artık Porto galibiyeti olmazsa olmaz, üstelik bu da yeterli değil. Kiev deplasmanından da galip çıkmak zorunda Fenerbahçe, alınacak beraberlik Fenerbahçe'yi 6 puanla grup sonuncusu yapabilir. 4 puanla 3. olma şansı kuvvetle muhtemelken bu duruma gelinmesi Fenerbahçe açısından talihsizlik. Bu noktadan sonra iki galibiyet beklemek fazla iyimser olur bana göre. Kendi sahasında UEFA finali oynanacakken UEFA bileti Fenerbahçe için ekstra motivasyon olabilirdi, bundan da yoksun kalacaklar gibi...
İlk yarıdaki Fenerbahçe'nin Kadıköy'deki maçtan bir farkı yoktu. Fenerbahçe yarı sahasının kaleye yakın olan 30 metrelik bölümünde oynanıyordu oyun. Fenerbahçe'nin topu ileri taşıyabilmek için herhangi bir planı yoktu. Topu şişirecek fırsatı bile bulamıyorlardı çoğu zaman. Uğur Boral ve Kazım'ın kanatlarda ezilmeleri de hiçbir opsiyon bırakmamıştı Fenerbahçe adına. Bol pas yaparak rahat bir oyun çıkaran Arsenal Van Persie'yle altıpasta net bir pozisyon da yakaladı ancak biraz Volkan'ın, biraz da direğin yardımıyla ağlarla buluşmadı top.
İkinci yarıda Fenerbahçe bütün kapasitesini ortaya koydu, defansta daha etkinlerdi, topu Arsenal yarı sahasına taşımayı bir şekilde beceriyorlardı. Uğur Boral'la net bir pozisyon da buldular aslında ama çok çok etkisiz bir vuruş yapmakla yetinebildi ancak. Uğur Boral et mi balık mı olduğunu bir türlü anlayamadığım oyunculardandı ama bugün gerçekten kapasitesiz, aşırı top kaybı yapan, dengesiz bir oyuncu olduğuna net bir şekilde kanaat getirdim. 20 yılda bir yapacağı olumlu hareketi beklemek insanı kanser eder hakikaten. Bir de Fenerbahçeliler haftada iki doz bu işkenceye maruz kalıyorlar, Allah sabır versin.
Semih çok çok az fırsat bulmasına rağmen yapabileceğinin en iyisini yaptı. Uzun yıllardır böylesine iyi pas atan bir santrafor görmedi Türk Futbolu. Fatih Tekke'ye benzer bir gelişim süreci yaşıyor Semih. Ancak Silvestre'ye yaptığı hareket de bir o kadar çirkin bir hareketti, hiç gerek yokken atılmış bir dirsek. Hakem görse zaten atacaktı muhtemelen Semih'i. Sakatlıktan döndüğünden beri inanılmaz bir hırçınlığı var Semih'in, çözen varsa beri gelsin.
Bir de ANS TV'yle ilgili karışıklıktan dolayı özür dilemek istiyorum. Baktığım birçok sitede ANS'nin maçı yayınlayacağı yazıyordu. Karasal antene talim ettik yine. Sudan bahanelerle insanları zor durumda bırakıp D-Smart almaya zorlayan kalpazanlara selam ederek bitirmiş olalım bu yazıyı.
0 yorum:
Yorum Gönder