Kayıp Aranıyor! || Giovani Dos Santos - Sarper Kıskaç - Soren Larsen

Olumlu ya da olumsuz olarak dikkat çeken oyunculara değiniyoruz blogda ama bu oyuncular kadar bir de haber alınamayan, "nereye kayboldu bu adam?" dedirtenler oluyor. Onları es geçmek olmazdı.

Giovani Dos Santos şüphesiz bu üç oyuncu içinde en büyük potansiyele ve tanınırlığa sahip olanı. Barcelona altyapısından çıkan Lionel Messi'nin Avrupa futboluna damga vurmaya başlamasıyla beraber onun bir alt jenerasyonunun temsilcisi Giovani'den beklentiler artmıştı. Barcelona'da genç yaşında iyi süreler aldı ancak kısa bir dönem haricinde gerçek anlamda Barcelona hücum rotasyonuna girmeyi başaramadı. Barcelona da Frank Rijkaard döneminin bitmesiyle birlikte ona yol verme kararı aldı. Aslına futbolseverlerin birçoğunda olduğu gibi bende de şaşkınlık yaratmıştı bu karar, hem Giovani'nin gelişime müsait olması, hem de bonservis bedeli olarak piyasanın oldukça altına bir bedele gönderilmesi nedeniyle.

Juande Ramos'la yeniden yapılanma arzusundaki Tottenham da İspanya kaynaklı bu fırsatı kaçırmadı. 6 milyon euro gibi EPL şartlarında sudan ucuz denebilecek bir bonservisle 18 yaşındaki bu yeteneği kadrolarına katmış oldular. Hızlı bir oyuncu olması sebebiyle EPL'ye uyum sorunu yaşamayacağı düşünülüyordu ama Tottenham ve Juande Ramos'un fırtınalı seyri ona pek yaramadı. Şimdiye kadar sadece iki lig maçında ilk 11'de çıkmayı başarabilen Giovani'nin tamamlayabildiği bir 90 dakika yok. 6 maçta toplam 236 dakika süre alabilen Giovani henüz gol ya da asist bakımından takımına katkı sağlayabilmiş değil.

Ne zaman çıkış yapacak, bilinmez ama kısa vadede bunun gerçekleşmeyeceği kesin gibi. Harry Redknapp Giovani'nin sağ bileğindeki sakatlığın ne olduğunu anlayabilmek için bir tetkik ameliyatı geçireceğini açıklamıştı geçenlerde. Ameliyatın sonucu ne oldu bilmiyorum ama bilek problemi pek iç açıcı bir problem değil. Harry Redknapp'ın gelmesiyle kazanmaya başlayan takımdaki yerini güçlendiremezse Giovani'nin işi zor. Ancak tüm bunlara rağmen piyasası hala iyi durumda Gio'nun. Chelsea'nin Ocak ayında bir girişimde bulunabileceği haberleri de dolanıyor Ada semalarında, doğruluğu tartışılır olsa da.

Sarper Kıskaç ise kendini unutturan bir diğer genç yetenek. Ankaragücü altyapısındayken U17 milli takımında forma giymesiyle ufak da olsa ismine bir aşinalığımız vardı, gerçek anlamda onu tanımamız Türkiye için sıradışı bir transfere imza atmasıyla gerçekleşti. Ankaragücü'nde forma şansı bulmayı beklemeden Standard Liege'in teklifini kabul ederek Türkiye doğumlu genç oyunculardan pek beklenmeyecek türde bir transferin tarafı oldu Sarper. 1990 doğumlu, gelecek vaadeden bir stoper olması da onu Türkiye içinde farklı kılan özelliklerdendi. Ancak öyle bir hava yaratıldı ki sanki Standard Liege'e gidip banko oynayacak.

Alakası olmadığı zamanla ortaya çıktı. Sarper bırakın maç kadrosuna girmeyi, A takım kadrosunda bile yer almıyor henüz. Standard Liege'in yedek takımıyla antremanlara çıkıyor. Zaten Standard Liege bu kadar iyi bir defans kurgusuna sahipken değişik bir futbol kültüründen gelmiş 90 doğumlu bir defans oyuncusuna hemen rotasyonda şans vermesi abes olurdu.

Dante- Onyewu- Camozatto ve Sarr gibi sağlam bir dörtlüye sahip Standard Liege. Toy zamanlarında Galatasaray'ın futbolcu değirmeninden geçmiş olan Sarr kendini oldukça geliştirmiş görünüyor. Onyewu da benim beğendiğim stoperlerden biri olmuştur her zaman. Bu oyuncuların 24-26 yaş aralığında olması da savunmadaki devamlılık açısından çok şey katıyor Belçika takımına. İzleme fırsatı bulduğum deplasmanda Liverpool'a 119 dakika azap çektirdikleri maçta çok iyilerdi. Bu performanslarını daha sonra Everton ve Sevilla gibi Avrupa'nın kalburüstü takımlarına karşı da ispatladılar zaten. Takdir edilesi bir takım olmuştur Standard Liege her zaman, saygı duyuyoruz.

Kapanışı biraz da hayal kırıklığı olarak nitelendirebileceğim Soren Larsen'le yapalım. Avrupa'nın en gözde forvetlerinden biri olan Johan Elmander'in 12.6 milyon euro'ya Bolton Wanderers'a geçmesiyle birlikte Toulouse'un transfer listesine girdi Larsen. Elmander'den müthiş bir kar sağlayan Touluse'un kuzey kökenli bir forvette karar kılması çok da sürpriz sayılmazdı aslında. Schalke'nin de onu satmayı planlaması da transferi kolaylaştıran bir diğer unsur oldu ve Larsen 3 milyon euro gibi kabul edilebilir bir bonservis bedeliyle Toulouse'a geçti.

Galatasaray'ın forvet arayışları sırasında aklımın bir köşesinde yer eden isimlerden biriydi Larsen. Özellikle Hakan Şükür'ün ayrılmasıyla beraber onun yaptığı işleri yapabilecek, hava hakimiyetiyle rakipleri zorlayıp arkadaki üçlüye koridor açabilecek bir oyuncu olarak düşünmüştüm onu, maliyetinin uygunluğu da cabası. Ancak Larsen Toulouse'da beklenilen performansı gösterebilmiş değil. Henüz golü yok Ligue 1'de. İlk 11'de çıkabildiği ilk ve tek maç 1 Kasım'daki Caen maçı olmuş, o günden beri forma yüzü de görebilmiş değil. Sakatlığı olduğuna dair herhangi bir habere rastlamadım ama kesin konuşmamak lazım tabi.

Larsen bekleneni veremezken Toulouse'da ön plana çıkan oyuncu 2007 yılında Lorient'den gelen Andre-Pierre Gignac oldu. Geçen sene forma şansı bulduğu 28 lig maçında sadece 2 gol atabilen Gignac bu sene 14 lig maçında şimdiden 8 golü bulmuş durumda. Larsen için pek iyi bir gelişme olmasa gerek. Bu arada ilginç bir anektod daha vereyim, Elmander'in de sadece 1 golü var Bolton'da. Kuzeylilere pek yaramadı bu transferler anlaşılan...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

4 yorum:

Noat Samisa dedi ki...

Giovanni dos Santos'un menejeri Pini Zahavi.Her yerden çıkan bu esrarengiz şahsiyetin Tottenham ile olan bağlarına Ramos'un olur'u eklenince bitirilmişti bu transfer.Dinamo Zagreb maçında sakatlandı, dönüşü için en erken yeni yıl deniyor.

Elmander ise Bolton'da sağ veya sol kenarda oynuyor.Euro 2008'de İsveç ulusal takımında da aynı bölgede oynamıştı.İstatistiklerinin düşmesi normal.

pclion dedi ki...

Bizim Baros'u alıp sağ kanatta kullanmamız gibi bir durum sanıyorsam. Pek akılcı bir hamle olduğunu söylemek zor. Elmander geçen seneki formuyla 10 milyon+ bonservisi hakeden bir forvet oyuncusu olabilir ama bu fiyatı hakedecek bir kanat oyuncusu değil asla...

Juan y Fer dedi ki...

Hello,
Giovanni is the typical example of a overvalued player. FC Barcelona wanted this player out and Juande- other overvalued-helped FC Barcelona and he signed this man.
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)

Protanopia dedi ki...

Giovanni "Eğer yedek kalacaksam gitmek istiyorum" dedi kendi boyuna bakmadan ve gitti.

Related Posts with Thumbnails