Ülke Puanımız #11

Geçen maç haftasında gelen ekstra puanlar bize batmış olacak ki fazlasıyla iade etme isteği duydu Avrupadaki ekiplerimiz bu hafta. Arsenal ve Benfica deplasmanlarının olduğu haftadan 3 puan çıkaran ekipler içerdeki iki maçtan nasıl olur da puansız ayrılır, anlamak pek mümkün değil. Stadlarımızın cehennem olduğunu söyleyip dururuz ülke olarak ama dışardan pek de öyle gözükmediğine eminim. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligindeki üç iç saha maçından sadece 1 puan çıkarabildi, o da 0-0 Dinamo Kiev maçı. Galatasaray ise bu sıkıntıyı yıllardır yaşıyor. Çok uzağa gitmeden Helsinborg, Austria Wien ve Metalist maçlarına bakmamız yeterli. Bu takımların hangisi kadro kalitesi olarak Galatasaray ayarında ki gelip Ali Sami Yen'den üç puan alıp güle oynaya gidebiliyorlar. Türkiye Liginde içerde aldığı beraberlik bile garipsenen bir ekip bütçe olarak Türkiye Ligi seviyesinin üstünde olmayan bu ekiplere nasıl kaybediyor? Demekki ASY Hell'ler, No Way Out'lar Türk'ün Türk'e propagandası biraz da. Bakın ada basını nasıl yorumlamış bu meseleyi Fenerbahçe-Arsenal maçından sonra;
The Fenerbahce slogan? 'This is Kadikoy. No way out from here'. Oh really? Arsenal plundered five goals, three points and nicely set themselves up for the knockout stages of the Champions League. Farewell Kadikoy. And thanks very much.
Neyse efendim, ne diyorduk? Berbat bir haftayı geride bıraktık girişte de söylediğim gibi. Puan alamadığımız gibi birinci dereceden rakiplerimiz Ukrayna ve Portekiz'e de önemli yardımlarda bulunmuş olduk. Geçen maç haftası ele geçirdiğimiz 10.luk koltuğunu tekrar teslim ettik Ukraynalılara. Bu hafta senaryo daha da kötüleşmiş gözüküyor, Metalist'in potaya girmesi, Shaktar'ın UEFA'ya kalmayı garantilemesiyle Şubat ayını 3 takımla görecek duruma geldi Ukrayna. Türkiye ise muhtemelen sadece Galatasaray'ın eline bakacak. Bu berbat senaryoyu bozabilecek tek etken Fenerbahçe'nin Kiev'i deplasmanda yenmesi olur. Mümkün mü, çok zor.

Ukrayna, Shaktar ve Metalist'in galibiyetleriyle hanesine 1 puan yazdırarak tekrar önümüze geçmiş durumda. Toplamda 5.125 puana ulaştılar, biz ise 4.750 seviyesindeyiz. Sezona aynı puanda başladığımız için aradaki 0.375'lik fark direkt olarak genel puan durumuna da yansıdı. Bu ekstra puanlardan oldukça memnun olmuşlardır sanıyorum.

Portekiz ise Porto dışında pek hoş bir hafta geçirmedi. Lizbon sahasında formda bir Barcelona'yla karşılaşınca fark yemekten kurtulamadı. Benfica ise Olympiakos'un gazabına uğradı, onlar da 5'lik oldular Lizbon gibi. Braga ise Wolfsburg'a 3-2 mağlup oldu, büyük sürpriz sayılmaz. Ancak maçı 2-0'dan vermeleri güvenlerini baya bir sarsmıştır sanıyorum. Zorlu bir gruptalar ve sadece bir maçları kaldı. Benfica'nın da 3 maçta 1 puanı olduğunu düşününce UEFA'daki Portekiz ekipleri için ufukta hüsran var gibi duruyor.

Hollanda fire vermeden geldiği gruplarda elemeler kadar başarılı olamamış görünüyor. PSV'nin Şampiyonlar Liginde 5 maçta sadece 3 puanı var, son maçı da hala kazanmaya ihtiyacı olan Liverpool'la. İkili averajda da Marsilya'nın gerisindeler, uzun yıllar sonra Şubat'ı göremeden elenmenin eşiğindeler. UEFA Kupasındaki Hollanda ekipleri de PSV'den farksız. Feyenoord, NEC Nijmegen ve Heerenveen henüz puan yüzü görebilmiş değil, bu takımlar elenmeye oldukça yakın. Twente ise 2 maç sonunda 3 puana sahip, grupta üçüncülük mücadelesi veriyorlar. Ajax ise en başarılı Hollanda ekibi görüntüsünde, 3 maçta 6 puan topladılar. Bu haftaki puan alabilen tek takım da Ajax'tı zaten, Hamburg'u deplasmanda yenmeyi başardılar.

İskoçları Aalborg-Celtic maçı sonrası detaylıca değerlendirmiştik. Onları es geçip bu haftaki yazıyı sonlandıralım. Unutulması, bir daha anılmaması gereken bir maç haftasıydı. Bir daha benzerini görmemeyi umuyorum...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails