Türk futbolseverleri olarak alışkınız bu tarz absürd senaryolara, rahat rahat tur geçmek futbol kültürümüzde yoktur. İlk 4 maçta 12 puan alan milli takımın yarı final göreceği turnuvanın biletini Norveç deplasmanına bağlaması aklımızdaki en canlı örnek. O yüzden çok derin bir şaşkınlık içerisinde değilim ama yine de şu şartlardaki bir maçta mağlubiyet beklenir cinsten değil.
Tek tek oyuncu eleştirmek, tek-çift forvet geyiklerine girmek, Arda-Kewell yanyana oynar mı sorusunu irdelemek niyetinde değilim. Çünkü Galatasaray'ın sahada görünen sorunu çok daha büyük, bir-iki-üç oyuncunun üstüne yıkılamayacak kadar çok hem de. Galatasaray inanılmaz derecede hantal, hareketsiz bir takım haline gelmiş durumda. topu ayağına alan oyuncu pas yolları kapalı iki arkadaşı ondan top beklerken baskı altında top çıkarmak zorunda. Hareket eden, alan yaratan, koşu yapan oyuncu yok, herkes sabitlenmiş gibi. Topsuz oyunda bu kadar beceriksiz bir takımın oyunu karşı alana yığması, pas trafiğini sağlaması mümkün değil, isterseniz dünyanın en teknik oyuncularını bir araya getirin.
Böyle olunca bütün gol ümidiniz 10 dakikada bir top ayağına geldiğinde dar alanda mucize yaratıp pozisyon yaratması beklenen Arda Turan oluyor. Bu çocuk da insan evladı, arkası dönükken onun tarafına doğru atılan berbat pasları düzeltip, beş kişiyi geçip ceza sahası içine serpiştirilmiş tek tük arkadaşlarına adrese teslim ortalar yapamaz her maç. Hayır, Arda abartılı biçimde yazdığım bu işleri az çok yapıyor zaten her maç ancak bu taşıma suyla değirmen döndürmekten başka bir şey değil. Takım olarak bir şeyler üretemiyorsanız bir noktadan sonra tıkanırsınız.
Bu söylediklerim sadece hocanın sırtına yüklenip geçiştirilecek şeyler değil, bu sahada görev alan bütün oyuncuların da sorumluluğu. Bu nokta genelde es geçilir hocaya giydirebilmenin dayanılmaz hafifliğiyle ama işin aslı öyle değil. Golü yedikten sonra saçma sapan işler yapan, üç metre yanındaki adama pas veremeyen, ayağındaki topu kaçıran, yere düşmüş adama pas veren futbol oynayamayan bir takım vardı sahada. Sahanın kenarında hiç kimse olmasa, arkadaşlarınızla halı saha maçı yapsanız bile bu hataları yapamazsınız. Buna futbolun onuru müsade etmez. En azından kendiniz için bir şeyler yapmaya çalışırsınız. İşte bu yüzden oyuncu ayırt etmeden bütün Galatasaray takımının futbolun onuruna ve seyircilere saygısızlık ettiğini düşünüyorum.
1-0'lık skor hiç önemli değil, Servet ve De Sanctis zincirleme hatalar yapmasa büyük ihtimalle gol olmazdı maçta ama bu az önce söylediklerimin hiçbirini değiştirmezdi. Galatasaray futbol takımı silkelenmek zorunda. Oynadıkları oyunun farkında olsunlar. Bizim için değil, kendileri için, işlerine, emeklerine saygıları için oynasınlar.
Maçtan ve takımdan hayır yoktu belki ama beni mutlu eden ufak bir detay vardı sahada. Klasik parçalı forma kombinasyonunun üstüne beyaz font harika olmuş. Bunu UEFA'nın zoruyla yapmamız ise gerçekten komik, kırmızının üstüne gidip siyah fontla yazanı bulup tekme tokat girişmek gerek zaten. Hoş, yakında oyuncular "Biz parçalıyı sevmedik, biz siyah-turuncu-mavi-lila giyelim" dedi diye vazgeçeriz biz bu formadan. Demedi demeyin...
2 yorum:
Benim kafam resimdeki Metalistlilere takıldı hehehe :D
güzel bir tspit ancak benımde gorusum takım olarak defans yapamadıgımız.bende bu konuda yazdım.eski ruhtan eser yok takımda.yumusak bir takımız artık bunu kabul edelim.
Yorum Gönder