Bank Asya'nın ne kadar ilginç bir lig olduğunu bilmeyen yok. Sene başı tahminlerinin bu kadar yanıldığı başka bir lig olduğunu sanmıyorum. Her daim şampiyonluğa oynayan takımlar yeri geliyor küme düşme potasında dolaşıyor, bugünkü Sakaryaspor gibi. Ancak Bank Asya'da son senelerde değişmeyen başka bir gelenek ortaya çıkmaya başladı.
Bank Asya'ya yeni yükselen takımlardan birisi her sene büyük bir çıkış yakalıyor. Geçen senenin ilk yarısında Kartalspor şampiyonluğa oynar konuma bile gelmişti, Yaser Yıldız'la yaşanan kontrat meselesi derken ikinci yarı büyük bir gerileme yaşasalar da. İkinci yarıda ise Boluspor aldı bayrağı eline, play-off'lara kadar yükseldiler. Son maçta futbolun adaleti olsa belki de bugün Süper Ligde mücadele ediyor olacaklardı. Bir önceki sene Kasımpaşa ve Gençlerbirliği Asaş'ın (OFTAŞ, Hacettepe, her neyse) Bank Asya'yı transit geçip Süper Lig'e bekleme yapmadan yükselmesi gibi.
Bu sene hepimizi şaşırtan takım ise Güngören Belediyespor oldu. Belediye takımlarına her zaman mesafeli yaklaşmışımdır ancak Güngören diğerlerinden biraz ayrılıyor gibi. Büyük paralar harcamadan kadro istikrarını koruyarak bu ivmeyi yakaladılar. Çok golcü bir takım değiller, iyi bir savunma takımı oldukları da söylenemez ancak iç saha maçlarında gerektiği gibi oynayıp sonuç almasını biliyorlar. 6 iç saha maçından 13 puan çıkardılar.
Skor yükünü çeken oyuncuları ise geçen sene Gaziantep BB'de fazla forma şansı bulamayan 23 yaşındaki Uğur Tülümen ve Boluspor'dan gelen 24 yaşındaki Adem Gezici. İkisinin de 4'er golü var ki bu da takımın attığı golün yarısından fazlası demek.
Bank Asya'da her zaman böyle sürpriz çıkışlar olmuştur. Güngören bu başarılı performansını sürdürüp play-off potasını zorlayabilir mi, bence zor ancak sene başı hedeflerinin üzerinde oldukları da bir gerçek. Seneye de kendi halindeki bu İstanbul takımını Bank Asya'da izleyeceğiz gibi...
2 yorum:
ligin kadro kalitesi olarak düşük takımlarına mütevazi ekip denir hep. kötü denmez, denemez niyeyse.
az-çok bu ligi takip eden birisi şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
kadro kalitesi olarak bu ligin en kötü takımıdır güngören belediye.
evet, ligin tazelerinin sürprizleri bir ritüel haline gelmişti. lakin göngören'in bu yaptığı sürprizden de öte bir şey oldu.
kutlamak gerek turhan hoca'yı.
Gungoren'in henuz transfer yapmadi ve elindeki kadroyu korumakla buyuk is basardi.
Takimda uzun suredir bulunan oyuncular sureklilik acisindan olumlu katki yapiyorlar. Surekli topun arkasinda durup, mobil10'a sadik kalan bir ekip olarak mucadeleleri ile on plana cikiyorlar. FB paf takiminda cift haneli gol sayilarina ulasan Adem'in takima katkisi henuz yeterli degil. Sakatligi nedeniyle 3 mac dinlenip 1 mac oynuyor neredeyse. Orta sahanin solunda oynayan Turan takimi ileriye tasiyan bir oyuncu, 4 de golu var. Gungoren'in oyununa ve sahadaki dagilisina katkisi cok fazla. Tek sorunu oynadigi yeri bir turlu benimsememesi ve macin bazi anlarinda birdenbire ortadan kaybolmasi. Ersin de tipki Turan gibi takim icindeki ozgul agirligi fazla oyunculardan. Adana macindaki golleri deplasmanda 3 puan kazandirmisti. Hizli ve seri olmasiyla birlikte son hareket kararlari pek takimi lehine olmuyor. Bana gore Gungoren'deki dinamizmi saglayan asil oyuncular sol bek Mustafa ve sag bek Izzet. Mustafa Erciyes macinda sakatlandiktan sonra oyuna devam etmenin ceremesini cekiyor. Bu gereksiz kahramanligi nedeniyle Kartal ve Giresun maclarinda oynayamadi. Izzet ise hem surati, hem enerjisi hem de hucuma katkisi nedeniyle takim icinde varligini hissettiren oyuncularin basinda geliyor. Orta sahada oynayan Hakan ise Erciyes ve Giresun maclarinda attigi gollerle takimina tek gollu galibiyetler kazandirdi. 12 yildir Gungoren'de oynayan -manevi- kaptan Hamza'nin yerine genclik dinamizmi, yasina gore oyun dengesinin toklugu ve karar anindaki sakinligi ile formayi almasi guc olmadi. Bunlarin disinda iyi bir oyuncu olduguna inandigim fakat henuz insiyatif almayan Turgut'un cikis yapmasini bekliyorum. Iyi bir oyuncu olduguna kendisinin de inanmasi gerekiyor.
Ozetle; Gungoren cok iyi oynayip maclarini kazanan bir takim degil. Oyuncu kalitesi olarak da diger takimlarin ortalamasinin altinda. Ama takim oyunu oynuyorlar. Iyi de oynasalar kotu de oynasalar takim disiplinine ihanet edip oyundan kopmuyorlar. Bu oyun inadina teknik direktor Turhan Ozyazanlar'in daha once calistirdigi takimlarin DNA'sinda da rastlamak mumkun. Rakiplerine saygi duyuyorlar. Bu kisitli imkanlar icerisinde de biliyorsunuz ki ellerinden gelenin en iyisini yapmaya calisiyorlar. Beni rahatsiz eden tek yonleri ise yorulduklari anlarda kendilerine yapilan faullerde yerde cok yatmalari.
Yorum Gönder