Son ülke puanı yazısını yazdığımızda kupalarda grupların ilk haftasıydı ve sadece Galatasaray Panathinaikos deplasmanından 2 puan getirebilmişti, bu da rakiplerimizin gerisine düşmek anlamına geliyordu. İkinci haftada Fenerbahçe'nin Sheriff deplasmanından aldığı 2 puan ve Galatasaray'ın içerde aldığı 1 puan toplamda 3 puanla ortalama bir haftayı geride bırakmamızı sağlıyor ve ilk haftadaki başarısızlığımızın izlerini silmeye pek yardımcı olmuyordu. Bu hafta birnevi telafi oldu ve belki de son yıllarda gördüğümüz en başarılı Avrupa haftalarından birini geride bıraktık. Beşiktaş ve Fenerbahçe iki zorlu deplasmandan 3 puan çıkardı, Galatasaray da sürprize mahal vermeyince 5 puan toplamış olduk. Bu da kemiksiz 5/5=1 puan demek ülke puanı hesaplamalarında.
Türkiye gruplara üç takımla kaldığında alabileceği puan az çok belliydi ve bu hedefin şimdilik tutturulduğunu görüyoruz. Galatasaray 3 maçta 7 puan aldı, Panathinaikos deplasmanının olduğu bir fikstürde fazlasıyla kabul edilebilir bir puan. Fenerbahçe'nin 3 maçta 6 puanı var, orda da 1. torba ekibi Steua'nın da dahil olduğu iki deplasman vardı. En zorlu fikstüre ve rakiplere sahip olan Beşiktaş'sa ekstra katkı yapamasa da iki deplasmandan 1 puan çıkararak hedeflerini diri tuttu. Ülke puanı bazında bakarsanız ortadaki 18 puandan 5+4+1=10 puanı alabilmek hiç de fena sayılmaz. Ancak Türkiye'nin hedefini revize eden başka faktörler de var ki bunların başında Portekiz ve Hollanda'nın ortaya koyduğu performanslar geliyor. Türkiye'nin hedefi bu iki ülkenin gerisinde kalmamak ve sene sonunda sıralamada ilk 10'da yer bulabilmek. Bunun için de iki ülkenin puanlarına da bir göz atmamız gerek.
Hollanda bu üç ülke arasında en az takım firesi vermiş ülke (5/6) ve bunu puanlarına da gayet iyi yansıtmış durumdalar. Aramızdaki farkı 1.230 puana çıktı. Hollanda'da ülke puanına en düşük katkı veren takımı 4 puan toplamış, bu bile Hollanda'yı Portekiz ve Türkiye'nin bir adım önüne koyuyor. Türkiye'de Trabzonspor ve Sivasspor 1'er puan getirebilmişken Portekiz'de Braga 0, Paços de Ferreira 1.5 puan ile sezonu kapadı. Hollanda'da ise grup devresini elenme potasında kapatan tek takım Fenerbahçe'nin grubunda yer alan Twente, onların da ikinci Sheriff ve lider Fenerbahçe'yle iç sahada maçları var. Şanslı bir seriyle Şubat ayına 5 takımla girebilirler ki bu da bizim için felaket haberi olur açıkçası. Bu sürece müdahil olmak adına tek şansımız Hollanda'da oynanacak Twente-Fenerbahçe maçı, onun dışında kötü performans beklemek dışında yapabileceğimiz bir şey yok.
Portekiz ise daha makul bir rakip görünümde ilk yarı itibariyle, bu sezon topladıklar 4.166 puan sezon başındaki farkı 0.633 puan erittiğimizi gösteriyor. Aslında grup bölümüne de Portekiz'den daha iyi bir giriş yapma şansımız vardı fire sayısı bakımından ancak Nacional'in Zenit'i elemesi işleri biraz karıştırmıştı. Neyseki bu şaşırtıcı performanslarını grup bölümüne taşıyamadılar ve ilk ikiyi Bremen ve Bilbao'nun büyük ölçüde garantilemesi sebebiyle Aralık sonunda devre dışı kalacaklar. Avusturya'nın sürpriz çıkışını incelerken dolaylı olarak değinmiştim bu konuya. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin Portekiz'deki muadilleri Sporting ve Benfica da aynı bizimkiler gibi devreye lider girdiler. Sporting 9 puan, Benfica ise 6 puan topladı grubunda. Son hafta Benfica'nın grubun bence en önemli ekibi Everton'a 5 gol atmaları oldukça ilgi çekiciydi. Bu iki takımdan fire vermeyecektir Portekiz, tek beklentimiz ikinci devrede daha az puan toplamaları olabilir. Porto'nun da Şampiyonlar Liginde havlu atmayacağını düşünürsek Şubat ayına üç takımla kalacaklar gibi gözüküyor. Beşiktaş'ın devam edip edemeyeceği bu açıdan kritik.
Bizim 9-11 hesabını bir kenara koyarsak (9-11 de bir garip durdu sanki) Avusturya ve İsrail'in yaptığı büyük çıkış bu senenin en çok dikkat çekenleri arasında. Geçtiğimiz günlerde Avusturya takımlarının Avrupa Ligi istilasını yazmıştık, en az onun kadar dikkat çekici bir diğer performans da İsrail'den geldi. Şampiyonlar Ligine soktukları Maccabi Haifa bonus puanları hariç puan alamasa da Avrupa Ligindeki Hapoel Tel Aviv aldığı iki galibiyetle ülke puanı bazında ciddi bir sıçrama yapmalarını sağladı. Şimdiden 6 puan topladılar ve bu onlara 4-5 sıra birden kazandırmış durumda. Bundan fazlası da zor zaten, önlerindeki Çek Cumhuriyetine yetişmeleri pek mümkün gözükmüyor 4 puanlık farktan ötürü. Çek Cumhuriyeti'nin bundan 2-3 sene önce bizim birebir rakibimiz olduğunu düşününce hem bizim kaydettiğimiz aşama, hem de Çek Cumhuriyet'nin gerileyişi ortaya çıkıyor net bir biçimde. Umarım bu tempomuzu önümüzdeki kritik iki seneye de yayıp ağzımıza sakız ettiğimiz en iyi liglerin arasında gerçekten yer bulabiliriz, en azından bir süre...
8 yorum:
Ben artık bu uefa sıralamasına bakarken kulüpçü takılıyorum. ben galatasaray'ın aldığı puana bakarım. yemişim ülke puanını.
yeni sistem itibariyle şampiyonlar ligi'ne ilk iki direk gitmedikten sonra benim takımım için değişen bir şey yok.
uefa elemeleri çerez. direk katılsak veya eleme oynasak ne olacak. şampiyonlar ligi'ne de dediğim gibi 2. takım direk gitmedikten sonra bi anlamı yok.
9. sıraya çıkarsak bir takım daha fazla avrupa ligi'ne gidecek. hemen hemen hiç birşey.
ancak 6. sıraya çıkarsak ikincimiz direk katılacak şampiyonlar ligi'ne ki o da hayal en az 10 sene.
İşin o tarafı öyle tabii, Galatasaray'ı ayrı yazacağım zaten.
portekiz sanırım biraz ütopya, porto'nun sürdürlebilir kalkıma'sı malum, benfica da bu sene değişik, keza sporting de, en az bir çeyrek/yarı final çıkar, şl de olmasa bile uefa'da* (avrupa liginin kısaltmasına ne diyeceğiz? al?)
hollanda denenebilir, az bu berbatlıkta devam ederse gerçekten çok ileri gitme şanslarının olduğunu düşünmüyorum, twente için ise fenerbahçe'nin ardından 2. olmamalarını dileyeceğiz sadece. ancak ajax ve psv nin formu kritik olacaktır hollanda için
bir de tabloya baktığımda hemen bunların üzerinde romanya'yı gördüm, dinamo ve staeau rezaletler bildiğimiz gibi ancak diğer takımların durumları aklımda değil, acaba romanya'yı altımıza alma şansımız (bu yıl olmasa bile gelecekte) ne kadar?
bir de galatasaray'ı eray sözen yazdı sanırım. ama buradan da okumak isterim, ikiniz de ayrı güzelsiniz
Eray'ın yazacağını biliyordum zaten. Eray her Avrupa haftası sonrası Galatasaray'la ilgili bir güncelleme yazısı yazıyor, ben belli aralıklarla yazmayı tercih ediyorum kulüp puanlamasını. Ön elemeler sonrası 1 Eylül'de yazmıştım en son, orda da şöyle demiştim.
"Takım puanları ülke puanlarına göre gecikme olmadan etki ediyor olsa da sıralaması fazla değişken değil, şu kadar puan alırsanız şu sıraya yükseliriz diyebiliyoruz az çok. Etraflıca bir değerlendirme için ön eleme turlarının bitmesini beklemek durumundaydık. Fazla tekrara girmemek adına değerlendirmeleri bölüm bölüm yapmak daha doğru. İlk değerlendirmeyi ön eleme turlarının bitiminde bu yazıyla yapalım, bir sonraki yazımız grup aşamasının ortasına doğru olur, grup aşaması bitince de devreyi kapatırız."
Söyleyecek farklı şeylerimiz vardır illaki, ülke puanını da Dutchman bazen benden önce yazabiliyor mesela. Ne kadar çok kişi yazarsa o kadar iyi...
kesinlikle aynı fikirdeyim, umarım yanlış anlaşılmamışımdır
Romanya ve Rusya'yı altımıza almamız aşırı olası olabilir aslında,
Keza bizden yaklaşık Rusya'nın 6, Romanya'nın 12 daha fazla puanı silinecek.
Bu bizi kafadan ilk 10'a sokmaz mı?
Rusya'nın 6 puanı gelecek sezon silinecek ama yine de 3 puan önümüzdeler şu tabloda. Kötü gidiyorlar gerçi, gelecek sezon yakın puanlardan başlayabiliriz ancak bu sezonu onların üstünde bitirmemiz mümkün değil. Bu sezon sonu puan durumu için sadece iki rakibimiz var, onlar uzun vadeli rakipler. Romanya'yı geçeceğimiz kesin zaten, onların tutunma ihtimali yok.
The Glorious Strategist, yok alınmadım elbette. Meraklılarına açıklamış olayım dedim durumu fırsattan istifade...
Uğur abi tebrikler gerçekten ii bir yazı olmuş Türkiye de bir çok insan bu ülke ve takım puanlarından bir şey anlamıyo halbuki bu gün bu puanlar sayesinde 5 takımımız avrupaya gidiyo ( aslında gitmiyo 3 büyükler dışında ama ) bu tip yazıların devamını istemekle birlikte genç oynuncularla ilgili bizi daha fazla aydınlatmanı dilerim ii yazılar...
Yorum Gönder