Ankaragücü 3-0 Galatasaray || Toplu Hücum, Bireysel Savunma...

Savruk stoperler, tüm mesaisini hücuma harcayan bekler ve orta sahada ayağındaki topları rakibe kaptırarak rakibe akın başlatan bir orta saha. Skor oyunun hakkı olmasa da Galatasaray böyle bir mağlubiyete davetiye çıkarıyordu, Ankaragücü de yakaladığı bir pozisyonu değerlendirip maçı çözdü. Milan Baros ve Shabani Nonda kanatlardan ayaklarına gelen net topları auta dikme yarışına gireceğine değerlendirebilse maç gerçekten farklı olacaktı ama bu arızların üstü örtülecekti bu maç özelinde, şimdi fazlasıyla irdelenecektir. Savunma bir takım işidir ve ilerde başlar, bu bütünlüğü sağlayamazsanız bu tip golleri kalenizde görmemiz kaçınılmazdır. Şu maçın 1-0 yerine 3-0 bitmesi bu anlamda daha vurucu oldu ve takıma iyi bir ders olur umarım bu sonuç.

Aslında öyle ilginç bir durum ki bana göre kazanılan Kasımpaşa ve berabere kalınan Eskişehirspor maçlarından daha iyi bir hücum performansı ortaya koymuşken bu kadar net bir mağlubiyet geldi. Orta sahadaki başlangıcından kanada inişine, ordan Baros'a gelişine kadar Galatasaray'ın bu sezon gerçekleştirdiği en organize pozisyonlardan belki de önemlisini izledik, keza bireysel becerileriyle Arda Turan ve Harry Kewell'ın sol kanattan inip Shabani Nonda'ya çıkardıkları iki pozisyon. Bir lig maçını kazanmak için fazlasıyla yeterli ve net pozisyonlar var ama bu toplara vuramazsanız 0-0'dan fazlasını alma şansınız yok. Onu almak için de savunma disiplininden kopmamalısınız. Bugün ise bu prensiplerin tamamı ihlal edildi dersek yanlış olmayacak.

Frank Rijkaard sezon başı röportajlarından birinde topu rakibe kaptırdığınız an dizilişinizi hemen geri kazanmalı ve alanınızı kapatmalısınız demişti. Bu tespitte söylenenlerin hangisi vardı ilk golde, ona bir bakmak lazım. Göbeğe bir top atılıyor, Servet Çetin olay mahalinden 15 metre uzakta, Hakan Balta görüntüde yok. Hamle üstünlüğü Murat Duruer'de, Uğur Uçar ise topu ondan kapmaya çalışan oyuncu. Ardından birebirde Murat geçiyor, o sırada kademeye girecek hiçbir oyuncu yok. Vurucu örnek bu diye anlatıyorum, yoksa en az beş tane daha benzer pozisyon sayılır aynı düzende gerçekleşen. İkinci yarıda Ayhan Akman, girdikten sonra Mehmet Topal, ilk yarıda hakemin ketum tutumunun yardımıyla Elano topları büyük oranda rakibe teslim ettiler ve basit oynayamadılar. Bu takımın görev bilinci en yüksek oyuncularından biri olan Mustafa Sarp topu gevelemeden pas atamadı ve tercihleri yanlıştı genelde. Böyle bir orta sahayla karşılaşınca Ceyhun'un önderliğindeki Ankaragücü hücumcuları birebir savunmayla muhattap oldular ve pozisyon çıkardılar doğal olarak.

Savunma hattı ise apayrı bir komedi. Servet Çetin ve Hakan Balta stoper değilmiş de serbest oynayan bir oyun kurucuymuş gibi yerlerini keyfi olarak terk etmeleri Galatasaray'ın bu maçta başını yakan en temel etmendir, yenilen goller de orta sahadaki top kayıpları kadar bu ikilinin savruk yerleşimleri ve uyumsuzlukları etkiliydi. Melih Şendil ilk golü Uğur'a, ikinci golü Mehmet'e kesti ama benim gözümde sınıfta kalan oyuncular öncelikli olarak stoperlerdir, maçın başından beri de bu böyleydi. Özellikle Servet'i tanımakta güçlük çekiyorum. Ceyhun'a kaptırdığı toplar, yediği çalımlar Servet Çetin'in normal oyun karakterinden çok uzak sahnelerdi ve birden fazla kez gerçekleşti bugün bu hatalar. Hücum hevesine ise artık alıştık ama bari kanatta iki kişiyi çalımlayıp orta yapmayı denemese olmaz mı? Servet Çetin'i hep Pepe'yle eşleştiririm kafamda, hücuma çıkan stoper rolü onun için uygundur gerçekten. Kanattan orta yapma girişimi ise farklı bir olay artık ve Graz maçında Elano'ya atmadığı pası ve bu maçtaki denemelerini yanyana koyunca orantısız bir şeyler olduğunu görüyorsunuz. Bizim ilk önce Ceyhun'a top kaptırmayacak, ikili mücadeleleri alacak Servet Çetin'e ihtiyacımız var.

Hakan Balta ise Mustafa Denizli'nin Manisa'sında sol açık oynayan Hakan gibiydi, bir pozisyonda orta sahada çalım yedikten sonra stopere dönmesi tam 10 saniye aldı. Bu sırada top Ankaragücü'nde ve sol tarafta Caner rakibin sağ açıktaki oyuncusuyla boğuşuyor. İçeri orta gelse stoper gezintide yani. Kontra atakta bir nebze anlaşılabilir, ani gelişmiştir atak ama yerleşik savunmada bile yerini bulamıyorsa bir stoper orda büyük problem vardır.

Ankaragücü takım halinde dersine iyi çalışmış bir görüntü verdi, Hikmet Karaman'ın Galatasaray'ın zayıf noktalarına çalıştığı belli oluyordu. Ayhan ve Sarp'a gelen baskının iki oyuncunun formsuzluğu da eklenince sonuç vermesi, dizilişini koruyamayan savunmayla birleşince 0-0 ilerleyen maçta Ankaragücü'nü avantajlı konuma getirdi. 83'te değil de 70'te de gelebilirdi o gol, 88'de de ama golün geleleceği aşikardı. Darius Vassell yerine ileri uçta Metin Akan'ın olmasına şükretmek gerek. Ceyhun Eriş, milli takıma boşuna seçilmediğini de gösterdi maç boyunca, arkadaşlarını her fırsatta pozisyona sokmayı bildi. Dikine giden ve deneyen bir oyuncudur Ceyhun, bu denemeleri ise fazlasıyla bireyseldir. Bu sezon ise kendini takıma adapte etmiş görünüyor, Yusuf Şimşek'in Denizlispor'da kendini yeniden bulmasına benzer bir süreç geçiyor.

Yine de tekrarlamakta fayda görüyorum, Galatasaray'ın bu maçı kazanamamış olması da Ankaragücü'nün iyi kontratağa kalkan oyunundan ziyade hücumdaki beceriksizliğidir. Arda Turan son maçlarına göre çok etkiliydi ilk yarıda ama en iyi yaptığı iş olan doğru karar verme konusunda sıkıntılar yaşıyor. İlk yarıda Milan Baros'a atmadığı çok kolay iki pas vardı, ikinci yarıda da yanlış bir şut denemesi. Cepheden kaçırılan üç pozisyonun yanına bunları koyduğumuzda hücum anlamında bir sıkıntı yaşanmadığını söylemek yanlış değil kesinlikle, kanat akınları da fazlasıyla organizeydi. İlk gol sebebiyle fazlasıyla yerileceğini düşündüğüm Uğur Uçar bugün maçın en iyilerindendi Galatasaray adına, ilk yarıda verkaçlarla kaleye indiği pozisyon, ikinci yarıda Milan Baros'a indirdiği top futbol zekası kokan girişimlerdi. Bir hücum beki nasıl olmalı diye ders verilecekse örnek olarak gösterilmesi gereken pozisyonlardı bunlar. Savunmada da bölgesini boş bırakmadı ama takım halinde dağılırsanız göbekteki hatanın faturası da beke çıkar, yapacak bir şey yok.

Trabzonspor maçına kadar iki hafta ara var, milli oyuncuların yoğunluğu toparlanma sürecini biraz baltalasa da iyi bir fırsat bu ara. Galatasaray sezonu rakiplerinden neredeyse 1 ay önce açmak zorunda kalmış bir takım ve erken form düşüklüğü yaşamasını doğal karşılamak gerek. Hangi takım 3 ay boyunca durmadan galip gelebilir? Sene başında bu takım 3 ay bu durumda olacak deseler birçoğumuz tereddüt etmeden kabul ederdik diye düşünüyorum, günlük performanslar bunun önüne geçmemeli. Zaten günlük performanslara bakarsak da kazanılmış maçlardan eksiği de yok, takımın yaşadığı büyük bir düşüş de. Hakem hakkında da söylenecek çok şey var da şimdilik susmak daha iyi. Yürüyüşe devam etmek gerek, kazalara aldırmadan...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

30 yorum:

Unknown dedi ki...

Senin de belirttiğin gibi bir beceriksizlik var ortada ama bunun baş sorumlusu kendisini Messi zanneden (ki Messi dahi bu kadar topu ayağında tutmuyor ki tuttuğunda da 4-5 kişiyi geçebilen bir oyuncu süratiyle) ve geçen sene koyduğu posta sonucu bu sene nedendir bilmediğim garip bir hareketle kaptan yapılan ARDA TURAN'dır. Maç boyu ezdiği topları sayamadığım gibi bomboş şekilde bulunan arkadaşlarına bilerek ve isteyerek pas vermeyip sanki şutu çok iyi olan forvetmiş gibi dan dun vurması sonucu bu maçı kaybettik.

Aynı tespit Marsilya'ya transferi gerçekleşmemesi sonucu SERVET ÇETİN için de yapılabilir.

Bu iki oyuncu TS maçında ilk 11 başlarsa o maçı da kaybederiz, benden söylemesi.

Ali Arslan dedi ki...

Son 2 maçtan bu maçın böyle olacağı belliydi zaten.Eskişehir ve Strum Graz maçlarında da aynı şimdi de aynı.

Topu alan gidiyor.Pas yok.Organizasyon yok.Hep kişisel oynuyorlar durum böyle olunca da oyuncu hemen yoruluyor ve kısa sürede yoruluyor.(özellikle hucum oyuncuları) ..

Hucum oyuncularının defansa gelecek halleri kalmayınca dk. 70'ten sonra da goller geliyor.Bak sen de söylemişsin BİREYSEL DEFANS.

Bence bu bireysel defansın sebebi bu.

Toplu halde hucuma kalkasalarda yopu alan kendi gidiyor.Bunda medyanında etkisinin olduğunu düşünüyorum.

Yani medya Baros'tu .. Nonda'ydı oyuncuları sürekli kıyaslayınca artık herkes kendi gösterme çabasına girdi.Gerçekten de dikkat ederseniz son üç maç olan ; Eskişehir , Strum Graz ve Ankaragücü üçünde de kazanamamamızın sebebi bu bence.

moist dedi ki...

bir noktada çok haklısın, bize sene başında takım bu halde olacak dense, hepimiz "eyvallah" derdik... Ama o 2-3 ay o kadar güzeldi ki...

Umarım atlatırız bu günleri.

ike144 dedi ki...

abi ben bu maçta senin kadar sabırlı olamadım çünkü taktik disiplinden çok koptuk bu maçta. egolar ve oyuncuların kendi düşünceleri sistemin önüne geçti bu maç, tek pozisyon-2 pozisyon degil kaç kez hem de.. bir yürüyüşten bahsediyoruz ama bu maçtaki yürüyüşü mehter takımının geri yürüyüşüne benzettim, geçtigimiz maçlarda kazanmış olmamız gereken takım oyunu felsefesinden uzaktık. Rijkaardın açıklamasına bakarsan da paralel düşünceler göreceksin abi o yüzden fazla uzatmıyorum. Bu maçı unutmak sadece unutmak istiyorum..

Seyyid Ali dedi ki...

Arda geçen sene sol kanatta oynamak için elinden geleni yaptı, sağa geçtiğinde eli belinde dolandı; sonuçta nerdeyse bir sezonboyu sağaçıksız oynadık.
Bu sene başında da ortaya geçmeye direndi,yeni yerine alışıp öne çıkmaya başladıktan sonra şimdi de ortadaki yerini Elano'ya kaptırmanın sıkıntısını çekiyor.
Elano takıma girmeden önce tüm takım onun ayağına bakıyordu ve sanırım şuan bu takımın patronuyum ispatı içinde.
Yoksa son 4-5 maçtır içine Hasan Şaş kaçmış gibi hucum girişimleri, müsait durumda bulunan arkadaşlarına pas vermemeler...
Geçen sene Lincoln'e de benzer tavır konulup iktidar ele geçirilmişti.Bugün pekçok oyuncu kötü oynadı ama Arda'nın bir kaptan olarak ve takımın en yetenekli futbolcusu olarak böylesine kötü oynamaya hakkı yok.

fanatik dedi ki...

Bütün takımın ve buna rijkaard degil hepsine birden Galatasaraylılık dersi verilmeli. Bu kadar ciddiyetsiz ve yenilen golden sonra gardı düşen bir takım olmadık hiçbir zaman. kadıköyde 6 yerken bıle oyunun hakımıydık ancak bugunku performansın tutulacak tarafı yok. erken form geç form tutmak bunlar sadece bahanedir. kendimizi avutmusuz kaç aydır. görmezden geldiğimiz birciddiyetsızlık var takımda.galip gelince öle avunduk unuttuk. ama bu macta tokatı yedik hepimiz. bir arkadasın dediği gibi:
- gecen sene klube posta koyan arda kaptan olursa hersey olur bu takımda.

celine dedi ki...

evet hikmet karaman çok iyi analiz etmiş sizi , son 15 dakika sevunmanızın dökülmeye başaldığını bizimkilere iyi öğretmiş sanırım maçtan önce.zira bugün çok çok çok sabırlı bir oyun oynadık , servet'in ceyhun gibi gününde olduğu zaman çok can yakan bir adam karşısında illaki zayıf düşeceği belliydi , buna bir de sizin önliberoların son bir kaç maçtır göze fazlasıyla çarpan formsuzluğu eklenince...

stoperlerimiz de harikaydı bugün , ediz biraz aksadı ama risp ve ariel ayakta alkışı hakettiler bugün , hepsinin alnından öpüyorum..

nihayetinde hakederek net bir skorla son 9 yılın en iyi galatasaray'ını yendik.semavi biraz daha becerikli olsa ve metin'in yerine henderson yada emre ile başlasaydık 70'de de koparırdık bu maçı ama olsun..

bugünkü maçın bizim için özeti : SABIR = 3 PUAN

onur dedi ki...

Şahsen ben bu takımın geçen seneki takımdan (Keita ve Leo hariç) bir farkı olmadığını düşünüyorum; şöyle ki:

1) Elano vs. Lincoln: Umarım yanılırım ama elimizde gelecek 3 sene uğraşacağımız yeni bir 10 numara sorunu var gibime geliyor; atsan atılmaz satsan satılmaz...Üstelik Lincoln'ün ilk 5 haftası kesinlikle daha heyecan verici idi.

2) Sarp vs. Topal: Geçen sezon Topal formda idi ve bu sezon Sarp'ın yaptığını yapıyor; orta ikili Ayhan - Topal ile oluşturuluyordu; bu sene Sarp aldı Topal'ın yerini. Bence kalite olarak fark yok artı Topal daha genç; tabii form tutarsa.

3) Zan vs. Güngör: Geçen sene Güngör sakattı; bu sene her ikisi de...Sıfıra sıfır elde var sıfır...Çarşı "cam adam" derken haklıymış yani. İyi de bizde 2 tane var bunlardan.

4) Linderoth: yorumsuz...

Diziliş 4-2-3-1; oyuncular aynı; sakatlar aynı...Leo çıkarır, Keita oynarsa yeneriz yoksa bal yapmayan arıyı oynarız o kadar.

Bu yenilgiden ders aldık masalına da inanmıyorum; yenilince taraftar+basın baskısı olur, mantık yerine aceleyi bırakır, sinirler gerilir ve doğru karar almak zorlaşır. İyi takım kazanarak kurulur!

Adsız dedi ki...

Balta rezil bu sene

umutation! dedi ki...

sturm graz maçındaki yorumumu tekrarlıyorum:

laubalilik & disiplinsizlik...

önüne geçilir umarım.

Adsız dedi ki...

Sabri'nin yüzünden yenildik!!!

lesmiserable dedi ki...

barış bir şansı haketmiyor mu sizce de

Confeng dedi ki...

Hele şükür takımın ve Uğur'un performansı hakkında benimle aynı düşünen biri çıkmış!

Millet ağır mağlubiyetin siniriyle coştukça coşmuş, çok üzdü beni GS bloglarındaki bu hava.

Takım iyi oynadı yahu, 3 attığı maçlardaki oyunundan çok bir farkı yoktu. Ama atamazsan ve de kritik dakikada yersen olacağı budur.

la noyée dedi ki...

Servet in pozisyonu nedir ? Cevap veriyorum : Defans . Peki , Servet maç içinde hangi pozisyonlarda oynamaktadır ? Cevap veriyorum : Kale hariç her yer . Evet , sen Türkiye nin belki en iyi defans oyuncususun . Belki yerin doldurulamaz ama bu disiplinsizlik nedendir ? Dünyanın en iyi defans oyuncularının yapmadıkları şeyi yapmaya çalışmak nedendir ? Daha Elano , Arda , Kewell 30 metreye çok isabetli pas atamazken , yine aynı futbolcular kendi başını alıp topla 5 kişinin arasına girmezken nedendir bu denemeler ? Senden istenilen şey çok basitken , bu zorlaştırma operasyonu nedendir ?

Adsız dedi ki...

Kayseri maçında verilmeyen net penaltı
Kasımpaşa maçında verilmeyen net penaltı
ve Bu maçta verilmeyen net penaltı hakemlerde iyi be

father vic dedi ki...

ilk golde suçu uğur'a bulanın futbol bilgisinden şüphe ederim..servet bu sistemin oyuncusu değil.üzülerek söylüyorum çünkü dünyada en sewdiğim oyunculardan biri kendisi ama kewell'ın bu takımda yeri yok..
arda ve elano formunu yakalamalı linderoth acilen iyileşmeli..devre arasında stoper transferi şart..ama gemileri yakmanın bir anlamı yok..bir de şu çift forvet mevzuu kapansa artık..

http://father-vic.blogspot.com/2009/10/ankaragucu-3-0-galatasarayrijkaarda.html

Adsız dedi ki...

Nasıl olur da Uğur'u maçın en iyilerinden biri olarak düşünürsün aklım almıyor. Daha doğrusu maçta iyi biri varmıydı o da muallak ama Uğur kesinlikle o iyiler arasında değildi. Bir Uğur fetişizmi aldı başını yürüdü.

Uğur bugün Sabrinin yaptıklarının (hem hucumda hem savunmada) çeyreğini bile yapamadı. Geriye dönüşleri çok kotu idi. Ilk golde rakibini kontrol etmeyi gectim dusuremedi bile. Ugur bu performansı ile Sabri ile degil Serkan Kurtulus ile rekabet eder.

Bu taraftarın Sabriden ne alıp veremedigi var anlamıyorum. Adam resmen bu sezon ogreniyor, iyi de oynuyor. Yaptiği hatalar Arda dan kewelldan yada barostan daha fazla degil.

Inanamıyorum yani vurun abalıya mantigi almış başını yurumuz. Arda gazetede yazılanlara cidden inanmış kendini messi ile bir ayarda zannediyor. Kac topu gereksiz yere harcadı, orta sahamız kendine gelen topu 5 sanıyede kontrol edip, 5 sanıyede kendı etrafında donup 1 sanıyede ayagından cıkarabildi anca.

Rijkaard ve Neeskens olmasa cok fena seyler soylerdim oyunculara ama teknik ekibe guvenim sonsuz. Ayakların yere basması lazım, cok havalanmıs takım.

Ayrıca Leo Franco tum defans oyuncularından ve onlıberolardan daha iyi bir futbol bilgisine ve futbol anlayışına sahip.

Adsız dedi ki...

sezon başında duran toplardan rahat gol buluyoruz diye çok sevinmiştim ancak bjk maçı sonrası sanıyorum duran toptan gol bulamadık. bu konuda da frank in çalışması gerekiyor. artık sürekli aynı şekilde ön direğe atılan toplardan gol bulamıyoruz. daha değişik şekillerde duran top kullanmayı çalışmamız gerekiyor. kapalı oynayan takımlara karşı en etkili gol yolu olmalıdır duran toplar.

sunshine dedi ki...

Yok kardeşim ya sağlık ekibimizde sorun var yada büyü yaptılar.Yok bunun başka bir açıklaması.
Ve hep dediğim gibi kadro derinliğini falan kullanmıyoruz.Barışlar alparslanlar nerededir.Caner isimli topçunun ne fazlası var anlamadım alparslandan.Kaç haftadır dökülen adamlar var takımda.
Böyle bir defans anlayışıyla ve vurdumduymazlıkla mümkünse şükrü saracoğluna çıkmayalım.

aytekin dedi ki...

tek sorumlu arda'yı şişiren medyadır.
koca Gs takımı bir arda'nın eline bakıyor.
yazık çok yazık.
arda nın kaderi de hasan şaş gibi olacak bu gidişle

Adsız dedi ki...

hiç sıkıntı olmaz arkadaşlar, o toplar boş kaleye girer, hakemler adam gibi sadece doğru kararları verirler ve galatasaray rayına geri döner.
dk.

Cem Kalay dedi ki...

Dünki mağlubiyetin 2 sebebi var; bencillik ve yavaş oyun.

Bencilliğin başrollerinde Servet ve Arda. İkiside cengaver, mücadele ededen oyuncular. Ama bu maçta oldukça kendilerne oynadılar. Mesela Arda. Arda girdiği pozisyonlarda doğru zamanda pası verse, tıpkı son dakikalarda Nonda'yı soktuğu gbi pozisyona sokacaktı 3 pozisyonda arkadaşlarını. Ama çok iyi bir şutçuymuş gibi sürekli kaleyi denedi ve atakaları eritti. Tamamn ilk haftalar harikaydı ama Bosna maçından bu yana son kararlarını yanlış kullanıyor.

Ya Servet. Defans hariç her yerdeydi.

Ayhan sakatlıktan sonra yokları oynuyor, Elano formsuz. Uğur'a laf edenin futbol bilgisini sorgulamak lazım. Hakeme söyleyecek birşey bulamıyorum..

2 önemli karşılaşma öncesi bu ara iyi oldu. Umarım sancılı süreçten çıkarız biran önce. Trabzon maçına çok farklı bir onbir bekliyorum Rijkaard'ın açıklamalarından..

Adsız dedi ki...

Bu sene verilmeyen 3.net penaltımızdı nondaya yapılan penaltıdır yüzde yüz

ayse dedi ki...

Arda !! Arda hangi maçımızı kurtardı bu zamana kadar, hangi maçı aldı?? Derbi maçlarına bakıyorsunuz koca bir hiç sanki takımı oynatmamak için elinden geleni yapıyor.Dövüş ustası oldu çıktı başımıza, Aklıma kötü kötü senaryolar gelmeye başladı. Bu kadar çok fb.liyle gezip tozması, fb.li başkanla öpüşüp koklaşması çok sinir bozucu bir hal olmaya başladı. topu aldımı gidiyor sanki forvet kendisi önünde kimse oynamıyor Allah ne verdiyse savuruyor topları, baros öyle bakıyor kaçıp giden fırsatlara, yetti artık ya, Arda Metin Oktay formasını hiç haketmiyor asla hakedemez de.. Başkanımı çok iyi anlıyorum ama bence Arda asla tam bir GALATASARAY'lı olmadı olamayacakta. Taraftarla "ben sizden daha GALATASARAY'lıyım" diye sidik yarıştırmaktan da vazgeçsin, ya bu takımda adam gibi oynar yada çeksin gitsin yorulduk ya geçen sezon da kursağımızda kaldı herşey, Arda bu takımı çok bozuyor, Yabancıları oynatmamakta çok kararlı Hakan Şükür,Hasan Şaş'ın Jardel'e yaptıkları gibi önce Kewell'la oynadı şimdi de Elano ile oynuyor çok tehlikeli oyunlar bunlar, tüm futbolcular bilmelidir ki bu takım onların malı değil.. nefesim kesiliyor 2 haftadır böyle giderse çok canımızı yakacak bu ARDA..

dr_serhan dedi ki...

benim maç içindeki tespitim şu:aydın çok çizgide kalıo içeri hareketlenmiyor.aydın ın yapmadığını uğur yaptı direğe nişanladı.attığımız çoğu gol ara toplarla sıfıra inip diışarı çıkartmakla geldi. biz çok denemeliyiz daha sık yapmamız gerekirken artık 0 a inemiyoruz insek de nonda gibi baros gibi kaçırıyoruz.
elano brezilya da sağ kanatta oynamaya alışık bi adamken biz oraya aydın ı sürüp ardayı sola hapsediyoruz.koy elano yu sağa aydın ı sola...arda alıştığı yerde oynasın forwet arkası...rijkaard ın aklına hiç mi gelmedi illa telefon açıp sölememiz mi gerekio :)
hakan balta formsuz we yorgun aydın etkisiz elano ölü ayhan hazır değil caner kısa top atmıo hep uzun deniyo o da etkisiz yerlere gidiyo...milli maç arasından sonra çok zor bi viraja giriliyor telafisi olmayan haftalar bunlar çok dikkatli olmalıyız...

Adsız dedi ki...

sezon başındaki galatasaray performansını değerlendirirken sadece Galatasarayı temel alarak değerlendirme yapanların şaşkınlıkla seyrettiği 3 maçlık bir seri oldu.

O zaman takımın eksikliklerinden bahsedenlere karşı bir şüphe, daha ciddi rakiplerle oynanmadı diyenlere karşı bir önyargı mevcuttu.bu şüphe ve önyargıda haklı olunduğu da söylenebilirdi çünkü bunu dillendirenlerin bir kısmı taraflı kişilerdi. galatasarayın henüz tam hazır olmadığı söyleniyordu mesela eksiklerden bahsedenlere. iyi de rakipler tam mı hazırdı sanki sezon başında. onlar da kendi sistemlerini oturtma çabasındaydı. gs merkezli yorumlarda bu da hep gözden kaçtı.

o gün gözden kaçırılanlardan pek çoğu bugün apaçık ortada. galatasarayın takım savunması çok zayıf. ön alanı kapatan kendi yarı alanına mahkum olmayan takımlar karşısında ciddi blok kopuklukları ve oyun kurma sorunları var. topal formsuz sarp'ın yetenekleri sınırlı ayhan ise istikrarsız.en temel savunma anlayışında dahi aksaklıklar söz konusu. graz maçındaki golü tekrar izleyin ve kaptırılan top sonrası savunma ve orta sahanın blok halinde geriye yaslanışını bir görün bu tip bir kontra karşılama mantığı bank asya'da dahi yoktur.

hücumdaki sorun da öndeki sorunla ilişkili. galatasaray dikine gidemiyor. arda ve keita nın ayaklarına bakan ve çoğu zaman kanatlara sıkışan bir oyun. galatasarayın maçlarının istatistiğini tutun kaç kez göbekten girmiş bunlardan kaçı gol olmuş. kanatlarda bu oran yüzde 15 ise göbekte 25 dir. o bölgeyi zorlayabilse galatasaray sorunun büyük bir kısmını aşmış olacak.

çözümü olan sorunları var takımın. iyi bir linderoth takımın aradığı iyileşir ve bir daha sakatlanmazsa 2 seneye bedel bir katkı alabilir galatasaray ondan. şayet olmaz ve galatasaray ortayı toparlayamazsa devreye kadar gol bulamadığı maçları zor kazanır bu sezon. zira hep aynı şeyleri yaparak rakip savunmaların işini kolaylaştırıyor.

televizyon komandosu dedi ki...

şöyle bir yorumlara bakıyorum da, gercekten inanılmaz.

bir kere arkadaşlar, farkında olmadığınız görülüyor ama yine de hatırlatayım, galatasaray kendi lig tarihinin en iyi başlangıcını yaptı daha 2 hafta önce. o zaman harikaydık da bugün mü bin beter durumdayız?

bu karamsarlığın, bu çığırtkanlığın tek nedeni fenerbahçe'nin yaptığı başlangıç, başka hiçbir şey değil. iş ya da arkadaş ortamlarında fenerbahçeli arkadaşlarınızın takılmalarına maruz kalıp bu yorumları yapıyorsanız gerçekten yazık. gerçekten bıktım bu sidik yarıştırma olayından. rakibinizi neden bu kadar içerisine sokuyorsunuz galatasaray'ın?

bizim teknik kadromuz avrupa'nın en elit 5-10 teknik kadrosundan biri. günlük başarılar için gelmediler buraya. evet amaçları içerisinde domestik başarılar da var muhakkak ama asıl hedef yenilmez bir armada yaratmak. senelerce sürecek bir sistem geliştirmek. ben şampiyonluk falan istemiyorum ilk etapta. onu nasıl olsa oluyorsunuz böyle bir ligde. bu sene olmazsa ondan sonraki sene mutlaka oluyorsunuz.

lütfen biraz sabırlı olun. olamıyorsanız da böylesine yaralayıcı, böylesine ağır ithamlarda bulunmayın. eğer sevinmek için bir takım tutuyorsanız hiç tutmayın zira hiçbir takım her girdiği turnuvayı, her girdiği şampiyonluk mücadelesini ya da her çıktığı maçı kazanamaz.

sağduyulu olalım ve bu teknik kadronun kıymetini bilip senelerce yanlarında olmayı bilelim. zira bize gereken sadece sabırdır böyle durumlarda.

bir kez daha oturun ve düşünün, galatasaray olmasaydı ne yapardınız? hangi takımlı olurdunuz? tutsaydınız da mutlu olur muydunuz bundan?

yazık, bir yenilgiyle düştüğümüz bu duruma. aslında çok daha iyi anlaşılıyor futbolcuların çektiği stres. zira kazanırken yisin, kaybedersen çok kötüsün. yazık.

Adsız dedi ki...

Degerli kareşlerim önce eleştirileriniz çok güzel dozu kaçmadan benim fikrim bu takıma sahip çıkılması beşiktaşgibi olmayalım evet bizim futbolcularında hatası çok unutmayın bu bir takım oyunu yani kısaca ugur servet veya sabri degil malesef bu hastalık ( BİREYSEL OYNAYAN FUTBOLCULARIMIZ) ardagibi oynayan yani hep ben diyen alt yapıdada var yani kısaca türk futbolu bu daha ne bekliyorsunuz medya bir türk futbolcusunu ilahlaştırdımı sonuç aynı bu adamlar pirim yapıyor hernedense bizde burada kendi kendimizi yeriz saygılar

ayse dedi ki...

burda yazılan çizilenler Galatasaray'ın 1-2 maç kötü oynaması değil, olacak hepsi bunların 34 haftanın da süper geçmesini beklemek hayalperestlik olur, burda ben de dahil herkesin eleştirdiği aslında futbolcularda ki laubalilik görünen köy klavuz istemez, yoksa "televizyon komandosu" nun dediği gibi işyerinde etraftaki fb.li vs.. olanların dalga geçmelerinden etkilenip hayatımızın tek anlamı olan Galatasaray'ı kötülemek değil bu beni zerre kadar ilgilendirmez hiçde umrumda değil ben ezik değilim ki 2 lafla kompleks yapayım GALARASARAYLIYIM bundan daha büyük bir onur yoktur benim için,geçen sezon inönüde oynayıp yenildiğimiz maçta kimse üzülmemiştir eminim. Burda genel kanı futbolcuların baştan beri oynadıkları oyundan çok uzaklaşmış olmaları, geçen sezonda böyle başlayıp ne büyük bir hüsrana uğramış olmamızdır. yoksa feneri takan kim...

Adsız dedi ki...

Galatasaray'ın 6 da 6'sı Fenerbahçe'nin 8 de 8'i bir ölçü değildir. Barcelona da bu sezon klüp rekorunu yıllar sonra egale ederek 6 da 6 yaptı. Bu hafta puan kaybetse bu Barcelona'yı Fenerbahçe'den kötü bir takım mı yapar. Ya da Levadia Talinn'in namağlum şampiyonluğu onu Galatasaray'dan iyi bir takım mı yapar. Bu serileri ölçü saymak Türkiye liginin kalitesizliğini görmezden gelmektir. Bu serileri ölçü almak futbol cahilliğidir.
Takım kötü oynayacak ama siz 34 de 34 yapacaksanız ve bu futbolu iyi olarak niteleyecebileceksiniz. Asıl ikiyüzlülük, kazanmaya endeksli taraftarlık budur.

Related Posts with Thumbnails