Şampiyonlar Liginde yeni sistemin ilk maçları geride kaldı. Maçlara şöyle bir baktığımızda yeni sistemin getirisi olan 4. torba takımlarının 8 maçta 1 galibiyet, 1 beraberlik alabildiğini görüyoruz. Galibiyeti alan takımın da Almanya şampiyonu Wolfsburg olduğunu düşünürsek aradaki siklet farkı net bir biçimde ortaya çıkıyor. APOEL'in Atletico Madrid'den kopardığı 0-0'lık beraberliği kenara koyarsak rakibine kafa tutabilen tek takım Standard Liege'di. Hakemin fazlasıyla müdahil olduğu bir Arsenal geri dönüşünü izlediler onlar da kendi sahalarında. Bunun dışındaki tablo korkutucu.
Daha önce de söylemiştim. Kağıt üstünde harika duruyor, "Güçsüz ülkelerin şampiyonları da gelsin, Şampiyonlar Ligi ismi anlamını bulsun." tezi ama kazın ayağı malesef öyle değil. Şampiyon Kulüpler Kupası ruhuyla bu düzenlemeyi savunan arkadaşlarıma Şampiyonlar Ligi gruplarına ve takımlarına şöyle bir bakmalarını öneririm. Acaba futbol kalitesi olarak üçüncü sınıf diyebileceğimiz ülkelerin şampiyonlarından birkaçının Şampiyonlar Ligine girmesi adına dışarda kalan takımlar fazla takımla Şampiyonlar Ligine katılan ülkelerden mi, yoksa bizim de içinde bulunduğumuz orta sınıf diyebileceğimiz ülkelerin düzenli temsilcileri mi? Bir turnuvayı ortadakilerin hakkını daha zayıflar ve daha güçlüler arasında arasında paylaştırarak dengeleyemezsiniz, hatta bırakın dengelemeyi böyle ayarını bozarsınız. Bu uygulamaya biçtiğim ömür 3 seneden fazla değil, bana göre 5'li UEFA Kupası grupları kadar facia bir karardır bu.
Maçlardan sadece Beşiktaş-Manu ve Inter-Barcelona'yı seyredebildiğimden yorum yapmak ne kadar doğru olur, bilemiyorum ama skorlara baktığımda skorların hemen hepsi beklendiği şekilde olmuş, "Şu galibiyet nasıl olur!" dedirten bir sonuç yok. Hatta en az bekleneni Marsilya-Milan maçındaki Milan galibiyeti dersek yalan olmayacak. Lyon-Fiorentina geçen sene de Şampiyonlar Liginde eşleşmiş ve ikincilik için ciddi bir mücadele vermişlerdi, bu seneki ilk randevuda galip çıkan yine Lyon olmuş. Dinamo Kiev-Rubin Kazan maçını da merak ettim, Dinamo Kiev 1-0'dan geriye düştüğü maçta son 20 dakikada 3 gol bulup maçı çevirmeyi başarmış. Gökdeniz Karadeniz, Beşiktaş kadrosundaki yerliler haricinde Şampiyonlar Liginde oynayabilen tek 'Türkiye çıkışlı' oyuncumuz, bunu da ilginç ve ironik bir not olarak kenara yazalım.
İkinci maçlar sonunda birçok grupta sıralamanın ana hatlarının ortaya çıkacağını düşünüyorum. Düzenlemenin etkileri haricinde de bu sene ayrı bir durgunluk var Şampiyonlar Liginde. İlk iki torba takımları fazla zorlanmayacaktır her zaman olduğu gibi, üçüncü torbadan bir-iki takım yukarı çıkarken birkaçı da aşağı inebilir. Heyecan anlamında eksik olsa da maç kalitesi anlamında doyurucu olur inşallah önümüzdeki haftalar...
9 yorum:
"Gökdeniz Karadeniz, Beşiktaş kadrosundaki yerliler haricinde Şampiyonlar Liginde oynayabilen tek oyuncumuz"
derken Hamit'i unuttun mu yoksa Almanya'da yetiştiği için bilerek mi saymadın emin olamadım...
Uğurcum, Sinan Bolat Türk değil mi acep
İkisi de Türk ama Türkiye'de, Türk futbolu ortamında yetişmediler. Kendi futbolumuzun problemini arıyorsak bunu Hamit, Sinan üstünden çözemeyiz...
sorun şampiyonlar liginde değil uefa kupasında. uefa kupasını kaliteli yapabilmek için uzaydan takım indiremeyeceğinize göre böyle bir sistem uygun görüldü.
UEFA Kupasını kaliteli yapması gereken takımlar orta sınıf ülkelerin ikincileri değil, büyük liglerin dördüncüleri olmalıydı. Problem orda zaten...
"Lyon-Fiorentina geçen sene de Şampiyonlar Liginde eşleşmiş ve ikincilik için ciddi bir mücadele vermişlerdi, bu seneki ilk randevuda galip çıkan yine Lyon olmuş."
Uğur, geçen seneki maç 2-2 bitmişti yanılmıyorsam. Ayrıca bu maçta Fiorentina 10 kişi kaldı, Frey çok dayanmış ama Lyon gene de bulmuş golü özetlerden gördüğüm kadarıyla.
Rubin Kazan da Türk gibi başlayıp Türk gibi bitirmiş.
Çağdaş, Lyon'un içerde oynadığı maçı kastetmemiştim mücadeleden galip çıktı derken, ikinciliği alması anlamında söylemiştim. Zaten Fiorentina'yı deplasmanda yenmişlerdi ve o beraberlik yetiyordu Lyon'a...
Şimdi anladım :)
Platini'nin hamlesini çok yerinde buluyorum, bana kalsa şampiyonlar liginde sadece ülke şampiyonları bulunmalı.
Benimkisi romantik bir istek tabi ki; ancak Platini'nin bu hamlesi 3. sınıf Avrupa takımlarına Şampiyonlar Ligi bileti vererek ekonomik olarak kendilerini geliştirme şansı veriyor. Salt yapılan birinci maçlara bakarak yorum yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bu hamle hem 3. sınıf Avrupa liglerini daha zevkli hale getirecek hem de Avrupa arenasındaki çekişmeyi arttıracaktır uzun vadede...
Yorum Gönder