Galatasaray 1-1 Eskişehirspor || O Gün...

O gün bugündü. Galatasaray tamamen değiştirdiği oyun yapısına ve hücum sistemine rağmen Eylül ayının son günlerine kadar beraberlik dahi almamıştı ve bu takıma giydirmek için fırsat kollayanlar henüz bu fırsatı ellerine geçirememişlerdi. "Tek-çift forvet, Türkiye-Avrupa bir değil hoca" geyikleri uzun süredir dönmemişti ve ciddi bir rahatsızlık vardı bu anlamda. Kaçınılmaz olan bugün oldu ve Galatasaray ilk puanlarını kaybetti. Gün eski usül sallamaların, hurafelerin günü, rahatlayabilirsiniz.

Her şey geliyor, sahaya dizilişte kilitleniyor yine. 4-4-1-1, 4-3-3, 4-2-3-1 hatta 4-2-4, ne derseniz deyin. Bu dizilişleri disiplinli ve organize bir şekilde uygulayabilirseniz varsınız, bunu yapamadığınız sürece takım aksiyonlarınızda arıza oluşması kaçınılmazdır. Bu oluşan arızaların sebebi de sistemler değil, ortaya konan oyundur. Frank Rijkaard ve ekibinin bu takıma kazandırmak istediği en önemli olgu buydu zaten, oyun disiplininden kopmayan ve doğru olduğunu bildiği, bilinçli bir oyunu sahaya yansıtmak. Arda Turan'ın sezon başından Bosna maçına kadar uzanan üstün form grafiği, Keita'nın sağ kanattaki efektif oyunu fazlasıyla kolaylık sağlıyordu ofansif tarafta ve takım olarak bu işleyişi sahaya yansıtmak zor olmuyordu. Hücum organizasyonlarının temel direkleri olan bu oyuncular yavaşladıkça elbette takımın performansına da yansıyacaktı bu, Kasımpaşa ve Eskişehir maçlarında olan ise bence bundan fazlası değil.

Futbolda rakip her zaman önemlidir ve sizin hatalarınızı ya da güçlü yönlerinizi ön plana çıkarmanızda çok önemlidir. Eskişehirspor'un uzun süredir bir arada oynayan savunma hattı bu anlamda her hücum takımı için tehlikeli. Galatasaray ve Fenerbahçe'yle beraber bu sezon hiç mağlubiyet almamış olmamaları tesadüf olarak görülmemeli. Galatasaray hücum hattının problem yaşamasında bence onların da büyük payı var. Özellikle yüksek toplarda çok başarılı bir performans ortaya koydular ve yerden açılmayan oyunda rakibi havadan birkaç kez delip alternatif oluşturma denemelerine de fırsat tanımadılar. Öndeki santrafor kimlikli oyuncularıyla da defanstan çıkışlarda baskı yaptılar Galatasaray'a, verdikleri sistem pozisyonu sayısının da az olduğunu düşünürsek başarılı bir iş çıkardıklarını söyleyebiliriz.

Eskişehirspor'un bu oyun yapısı Galatasaray için yeni bir mücadele demekti, ikinci yarıda gelen şansın da yardımcı olduğu Eskişehirspor golüyle beraber son bölüme kilit açmak zorunda girdi takım ve bu sınavı fazla iyi veremedi açıkçası. Sabri Sarıoğlu'nun sezon başından bu yöne gösterdiği performansın çok uzağında olması, Uğur Uçar'ın aktif olmasına rağmen pozisyon yaratmakta yeterince katkı yapmaması Ayhan'ın yokluğuyla birleşince Arda-Keita-Kewell üçlüsünün skora bireysel olarak katkı yapmaları gerekliliği ortaya çıktı, bu maçta ise bu ekstra performans gelmeyince berabere bitti maç. Olabilir, çok iyi oynayıp berabere de bitirebilirdi Galatasaray ancak bugünkü problem esasen farklıydı. Yetersiz ve etkisiz oyun bölümleri oynadığı olmuştu Galatasaray'ın ancak disiplinden, bilinçten bu kadar koptuğu bir bölümü şimdiye kadar görmemiştik. Skorun baskısı takımı yıllardır son dakikalarda oynamaya alışkın oldukları, damarlarındaki adrenalinle doğru orantılı futbol geleneğimize itti. Bugün medyada birçok kişi sistemin eksikliklerinden söz ediyor, bu skorun sistemin bir getirisi olduğunu söylüyor ancak gerçek bunun tam tersi. Galatasaray sisteminden uzaklaştığı için farklı bir sonuç gördük bugün. Son anlardaki şişirmelerden bir gol gelse de bu gerçek değişmeyecekti. Arda Turan size maç kazandırabilir ancak istikrarlı bir oyun ortaya koyabilmeniz için oyunun her daim içinde olması gereken oyuncular orta sahanın ortasındakiler ve beklerdir. Galatasaray bu performanstan yoksun olduğu sürece sıkıntı yaşamaya devam edecektir.Futbolda seriler ve başlangıçlar önemlidir ancak bu kadar büyük anlamlar yüklememek gerekir. Fenerbahçe ya da Galatasaray'dan birisi elbette puan kaybedecekti, sonsuza kadar böyle sürmesini kimse beklemiyordu. Anlık bir psikolojik avantajdan fazlası değil şu anki tablo ve bundan bir 5-6 hafta sonra bu serilerin esamesi dahi okunmayacaktır. Fenerbahçe iki hafta üst üste kaybederse de bu değişmeyecek, sıkı bir yarışa şahit olacağımız aşikar ancak bunun yorumlanması ciddi anlamda can sıkıcı. Antalyaspor 90. dakikada 4'e 0 pozisyon verme becerisini göstermese bence çok iyi bir maç çıkaran Fenerbahçe'ye aynı eleştiriler geliyor olabilirdi lider Galatasaray'ın iki puan arkasına düştükleri için. Bu kadar keskin yorumlamamız gerekiyor futbolu, yarın kalktığımızda da farklı düşüneceğimizi unutmamalıyız. Galatasaray teknik heyeti ve futbolcuları hatalarından ders almaya ve öğrenmeye açık olduklarını fazlasıyla gösterdiler sezon başından beri, bu maça da bu gözle bakmak gerekiyor. Sturm Graz maçında daha organize bir takım göreceğimizden şüphem yok...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

16 yorum:

adam gibi adam AKDEM dedi ki...

uyumadan önce maç yazısı..
bekliyoruz:)

Efe Yılmaz dedi ki...

eskişehirin golü şans, bizim golümüz şans. genede güzel mücadele oldu. keita'yı izlemek çok keyif veriyor. dün kewell da bir sıkıntı vardı sanki. hem saha içinde çok iyi değildi , hem de sıratı asıktı. ama olsun, gelecek için her senekinden daha fazla umut veriyor bu takım. sevgiler saygılar

07GENÇLİK dedi ki...

maç güzeldi ama bence arda dün cok gereksiz çalımlar attı yoksa yine alırdı GS

Fethi dedi ki...

hem üzgünüm hem kızgınım

geçen sene bizi iki maçtada yenen takıma karşı böyle mücadele etmemeliydik.

ikinci yarıda aklımda yaa buda kaçarmı tarzında net bir pozisyon yok.

uğur uçarı cok seviyorum,öyleki bu sene aldıgım formamın arkasına ısmını yazdırdım,o benim küçük kaptanım.ama gel gör ki uğur kanat bindirmelerini yapamıyor.kewell veya sarp-topal ikilisi topu aldığında sanki top ona gelmesin sorumluluk almıyım diye anlamsız saklanıyor.

sabri'yi çok eleştiriyoruz ama ugur'da sabrideki hırsın isteğin onda biri yok.

son lafımda kewell-aydın değişikliğine,dün gece adam gibi pozisyon bulmakta zorlanırken,eskişehir defansını devamlı kanatlardan delmek isterken cepheden şut bulabilen elano yerine aydın değişikligini çok garipsedi.üzülerek söylüyorum ki aydın'dan galatasaraya yar olmaz.

bu kadar negatif konuşmamıda dünkü maçın etkisinden ve üzüntüsünden sıyrılamayan birinin yazısı olarak görün

Spooky dedi ki...

Kısa kısa...

1- Bence Galatasaray'ın ilk yarıda özellikle golü atana kadar sergilediği oyun, şimdiye kadar gördüklerimizin en iyisiydi. O devrenin pas istatistiklerine bakarak bunu görebiliriz.

2- Ben sezon başlamadan önce de özellikle ASY'deki maçlarda tek savunmacı ortasaha 5 hücum oyuncusu düzeniyle oynayabileceğimizi savundum. Golden sonra da bu düzene dönebilirdik çünkü Eskişehirspor tamamen kendi sahasına çekildi. Rijkaard'ın maç sonundaki açıklaması, "taktik organizasyonu değiştirsem maç daha da karmaşık bir hale gelebilirdi..." şeklinde. Yani Elano'nun sezon öncesi taktik hazırlıklara katılamamış olması, fiziksel durumu ve Ayhan'ın hazır olmaması Rijkaard'ın çekinmesine sebep olmuş gibi.

3- Mehmet Topal bu sezon ilk defa beklediğim kadar pas alışverişine katkıda bulundu ve maçın tamamen bizim kontrolümüze geçtiği anlarda bütün hücumlar ondan başladı. Bazılarının (ben de dahil) kafalarındaki tereddütleri gidermiştir.

4- Arda insiyatif alan bir futbolcu ve kaptan. Fazla çalım atmakla eleştirildiği dönemler maçın sonuna denk geliyor ki tamamen maçı çevirmek kaygısıla yapılan hareketler. Çalım atmak yerine şuradaki boş arkadaşına verebilirdi denilecek hiçbir pozisyon olmadı. Bosna maçını hatırlayın, herkesin yorulduğu ve hata yapmak korkusuyla toptan kaçtığı dakikalarda tüm topları yine Arda değerlendirmeye çalıştı.

5-Uğur'un bekler ve ortasaha oyuncularıyla ilgili fikrine katılıyorum. Mehmet'i o anlamda beğendim, Uğur Uçar'ın sol tarafta oynaması orta yapmak anlamında onu sıkıntıya soktu. Sabri ise teknik ekip ne diyorsa onu yapma konusunda ısrarlı. Eski Sabri'nin şişireceği toplarda kaleciye döndü.

6-Açıkca söylemek gerekirse bu iki puanı şampiyonluk yolunda arayacağımızı düşünmüyorum. İlk yarı oynadığımız oyunla Avrupa'da çok iyi maçlar çıkarırız, lig de böyle kayıplar normal.

7-Anlayamadığım bir durum var. Eskiye dönüp maçları incelerseniz de görürsünüz. Galatasaray ya çok iyi oynuyor, golü atıyor ve frene basıyor ya da gole kadar kötü oynayıp yediği veya attığı golle canlanıyor. Örneğin bu maçta golden sonra uzun toplar başladı. İkinci golü çabuk bulmak için mi dersiniz, başka bir sorun mu dersiniz bilmem ama maç içinde değişiyor Galatasaray.

sunshine dedi ki...

Herşey tamamda bu sağlık ekibiyle artık yollar ayrılsın.Bi adam 2 hafta sakat dense biz biliyoruzki en az bi buçuk ay yok.Nasıl bir sağlık ekibidir anlamadımki.Emre güngör falan gitsin artık uğur gibi yurt dışında tedavi olsun yoksa döneceği yok.Milletin kırıkları hallettiği yerde biz adale sertleşmesini halledemiyoruz nasıl iştir anlamadım.
Bide alparslanın günahı ne de gidip uğuru veya gıdım artısı olmayan caneri oralarda kullanıyoruz.

Spooky dedi ki...

@amanteramco

sağlık ekibinin kalitesi ve yeterliliği defalarca yazıldı. hepsi çok önemli isimler. emre güngör'ün yaşam tarzıyla ilgili onlarca dedikodu var. ayrıca sakatlığı artık psikolojik deniyormuş. en ufak sorunda 1 2 hafta oynayamadığını söylüyorlar. ne kadar doğrudur bilmem ama rijkaard ve ekibi geldiğinde yapılan açıklamalara bakarsam teknik ekip de sağlık ekibinden memnun ve onlara inanıyor.


alparslan erdem oynasa şu takımda dedim/yazdım. geçen sezon da dahil ama bu kadar teknik direktör geldi ikinci üçüncü şansı bulamadı alparslan. ben artık sorunun kendisinde olduğunu düşünüyorum.

Tassadar dedi ki...

beni en çok üzen dün kapalı üst'te bazı arkadaşların Rijkard sınıfta kaldı, elanoyu almak için ne bekliyor, bu takımdan bir halt olmaz gibi inanamayacağım sözler sarfetmesi oldu, evet belki 3 fark atamadık ama bu kadarını hakedecek ne yaptı bu takım? ya da son dakikada atılan vole kaleye girse, keita ve FR kahraman olmayacakmıydı?
2. yarının başındaki pas trafiğini görmek için bütün bir sene bile feda edilebilir, bence takım çok çok iyi yolda...

umutation! dedi ki...

ilk yarı en iyi sistem oyunlarımızdan birini oynadık zaten, ısırdık savaştık... hücumdaki sorunlar uğur'un sol ayağının zayıf olması, keita'nın çaprazdan vurmayı -asist yerine- çok sevmesi ve topal'ın sol ayak fantazisiydi. zaten skor 2-3 olsa yediğimiz golün bir önemi olmayacak ve telaştan sistemden kopuş da olmayacaktı.

ben bu kopuşun, eski sistemlerin tamamen hafızalardan silinene kadar zaman zaman olacağını düşünüyorum. umalım ki bir daha böyle bütün bir 45dk sürmesin.

kimi sabri'ye, kimi arda'ya yüklenmiş ama, ben bu maçın en kötüsünün m.topal olduğunu düşünüyorum. savunmada eski gücünde değil, ama bize en çok zararı hücumda veriyor. hücum tercihleri çok kötü. ayhan gelince yine takımdan kesilmesi sürpriz olmayacak o yüzden.

Efe Yılmaz dedi ki...

@spooky

emre güngör'ün geçe hayatı, uğur gündüz düşleri, ayhan, servet, topal, hepsi hatalı bir bizim sağlık ekibi doğru. sakatlıkları en uzun süren takım biziz ve sağlık ekibimiz çok yeterli. hepsinden allah razı olsun.

Anıl dedi ki...

Mehmet Topal konusunun üzerinde durulması gerekiyor, evet. Yıldız adayı bir futbolcu sürekli performansının üstüne koymak zorundayken, M.Topal'da önlenemez bir düşüş var. Neredeyse hazır isteyen varken göndermemiş olmamıza pişman olacağım.

Spooky dedi ki...

@effe

emre güngör'ün gece hayatını bilmiyorum, sakatlığıyla ilgisi vardır ya da yoktur. konuşulanı söyledim ben...

ayhan yıllardır mı sakat? ertesi gün mü iyileşmeli sizce futbolcular?

aynı futbolcu aynı teknik ekip aynı antreman olmadığı sürece hiç bir sağlık ekibini birbiriyle kıyaslayamazsınız.

sakatlıkları en uzun süren takım biziz gibi bir görüş olamaz.
beşiktaş'ın 5 oyuncusunun bacağı kırılsa beşiktaş sakatlıkları en uzun süren kulüp olur. onların sağlık ekibi mi en kötü olacak bu durumda? adamın bacağı kırılmış.

sonuçta doktorluğu da geçtim spor hekimi olmayan insanların sağlık ekibi konusundaki görüşlerini önemsemiyorum. bu doktorların hepsi önemli isimler kariyerleri iyi. ayrıca yıllarca barcelona gibi üst düzeyde çalışmış bir teknik ekipten, fizyoterapistlerden saygı görüyorlarsa demek ki önerileri bu teknik ekibin kafasına yatıyor. uğur'un sakatlığında sağlık ekibi mi suçlu? servet'in geçen sezon omzu çıktıktan sonra geri dönüş süresiyle balili'yi kıyaslayalım mesela balili iki günde dönmüş servet iki ayda mı? tarak kemiği kırılan oyuncular sahadan ne kadar süre uzak kalır?

Spooky dedi ki...

Bülent Abi'nin bir postundan alıntıdır.

"...Diz sakatlıklarında gidilen isim Prof. Ömer Taşer. Galatasaray sağlık kurulu üyesi, Fenerbahçe sağlık kurulu başkanı ve milli takımın da yeni sağlık kurulu başkanı. Baliç'i kadavradan alınan bağla ameliyat eden İspanyolların hatasını düzelten, milimetrik operasyonlar yapan ve kendi mesleğinde dünyanın en iyi hocalarından biri. Türkiye'de daha midesini gösteremeyenlerin, fıtık dedi mi aklına sadece bel fıtığı gelenlerin her sakatlık haberi sonrası tıp adamlarına bir torba laf söylemesi gerçekten komik! Noktayı Uğur Uçar ile koyayım. Ayak tarak kemiği kırılan Barış'ın 3 ayda sahalara dönmesi beklenirken, diz kapağı kemiği kırılan, kıkırdakları parçalanan Uğur'un aynı süre içinde sahalara dönmesini umut edip; dönmeyince yaygara koparanlar bu sakatlığın bol bol paça çorbası içerek geçmeyeceğini anlamalı artık..."

sembolist dedi ki...

Keita ile Kewel arasındaki problem ne?birbirlerine ısrarla pas atmadılar müsait pozisyonlarda.

Lastcm dedi ki...

beni korkutan servetin yaptıkları oldu geri dönmedi belli bir noktadan sonra ve bence keita nın vole vurduğu pozisyonda onu bozduğunu düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

uzun zamandır yazmıyordum sadece her gün yazını okuyordum ama bugün yazma zorunluluğu hissettim dünkü maç en fazla üzüldüğüm maçlardan biri oldu çünkü eskişehir bizi geçen sene haksızca yenmiş hem şampiyonluktan hem ikincilikten etmişti bu yüzden maçtan önce korkuyordum malesef korktuğum başıma geldi bu çirkeflere ve rızaya dersini veremedik bu bana çok koydu ikincisi rijkaard maçın ikinci yarısında geçen seneki bülent korkmaz gibiydi ilk kez ona olan inancım sarsıldı 3. oyuncuyu değiştirmemesi ayhan ve elanoyu sokmması akıl alacak gibi değildi üçüncüsü arda ve kewellda problemler var yöneticilerin bu konuya eğilmeleri lazım dördüncüsü orta sahada artık topal-sarp ikilisi oynamamalı bunlarla bu gemi su alıyor beşincisi ilk yarının sonunda linderothun yerine mutlaka iyi yabancı alınmalı burası devlet hastanesi değil düşsün artık yakamızdan bu arada gs düşmanı lig tvyede ödediğim her kuruş haram zıkkım olsun

Related Posts with Thumbnails