Galatasaray 3-0 Beşiktaş || Kazanan Takım...

Galatasaray bu sefer herkesi tatmin edecek bir sonuç almayı başardı galiba, nihayet (!) Henüz zorluk derecesi yüksek maçlar oynamadığı iddia edilen Galatasaray geçen senenin şampiyonunu 3-0 gibi net bir skorla geçti, ligin kalburüstü ekiplerine karşı alınan üçüncü galibiyet oldu bu. Henüz öğrenme sürecinde olan bu takım ligin bence en sert takımı olan Beşiktaş'a karşı alınan galibiyet fazlasıyla önemli.

Aslında Galatasaray normal görüntüsünden biraz uzaktı bugün. Bunun ilk sebebi Beşiktaş'ın diğer rakiplere göre daha sert bir kimliğe sahip olmasıydı, ikinci olarak da erken gelen gol. Erken gelen gol Galatasaray'a dar alandan çıkma insiyatifi kazandırdıysa da bir an önce topu Beşiktaş defansının arkasına inme dürtüsünü de beraberinde getirdi. Halbuki Galatasaray'ın bulduğu hiçbir pozisyon bu yolla gelmedi, Galatasaray'ın ilk yarı boyunca bulduğu pozisyonların hepsinde bilinçli olarak kanat-forvetlere inme ve bu oyuncuların ters kanada kestiği toplar etkili olmuştu. Bu çabuk sonuca gitme dürtüsü topun da olması gerekenden daha fazla Beşiktaş'ta kalmasına sebep oldu, Beşiktaş'a yardımcı bir unsur olarak öne çıktı. Frank Rijkaard da bunu ön plana çıkarmış zaten maç sonu röportajında. Daha sakin bir şekilde Beşiktaş sahasına inebilse skoru daha erken alabilir, oyun olarak daha etkileyici bir görüntü çizebilirdi. Ancak durum şu ki Galatasaray 2. viteste oynadığı dönemde dahi rakibinden fazla pozisyon buluyor ve etkili oluyor. Karşısındaki takım da ortalama bir ekip değil üstelik, geçen seneyi fizik kalitesiyle ligi domine eden bir takım. Eksiklerini giderdiğinde bu takımın neye dönüşeceği konusunda hayal gücümü zorlamam gerekecek sanırım.

Maçı bu hale getiren gol Galatasaray'ın bu sezon klasikleşen korner atışlarından geldi. Yalnız Futbol'u izleyenler hatırlayacaktır, 3. programda özel olarak üstüne konuştuğumuz bir görüntü vardı orda. Mustafa Sarp'ın arka direk koşuları ve bunun etkinliği üzerine. Kewell'ın attığı kafa golü kadar bu koşuların da önemini vurgulamış, Mustafa'nın pek görünmeyen bu koşuları bu maçtaki arka direk golünü getirdi Galatasaray'a. Arda'nın ortası ve Rüştü'nün yetersiz ön görüşünün de golde payı var elbette ama Mustafa Sarp'ın o noktada bulunması kesinlikle tesadüf değil, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mustafa bu takımın en verimli rol oyuncularından biri oldu ve iyi yaptığı işleri sahaya yansıtmakta sıkıntı çekmiyor. Ayhan Akman'la beraber oynadığı zaman daha da iyi oturuyor rolüne, izlemesi ayrı bir keyfe dönüşüyor. Tribünde izlediğim Sarp göründüğünden çok daha iyi ve yararlı bir oyuncu. Kim getirdiyse tebrik etmek gerek.
Beşiktaş ilk gol sonrası maç öncesi düşüncelerini bir kenara bırakmak zorunda kaldı. Biraz daha geride karşılamayı planladıkları oyun Galatasaray yarı sahasına doğru kaydı, bu da oyun planına doğrudan etki etti elbette. Son yıllarda gördüğüm en garip dizilişlerden biriydi Beşiktaş'ınki, zaten maç öncesinde tahminde bulunma zahmetine bile girmemiştim, Mustafa Denizli faktörünü göz önünde bulundurarak. O da şaşırtmadı beni sağolsun. Fink'siz bir orta saha ve merkez forvet olarak Nihat'ın bulunduğu bir forvet hattı. Menejerlik oyunlarında görebileceğimiz türden, absürd bir 11'di. Yine de beklediğimden çok daha iyi pas trafiğine sahip, Galatasaray'ın 1. bölgesine inebilen bir Beşiktaş vardı sahada. Bunda az önce bahsettiğimiz etkenler de önemli rol oynadı ama bunu sadece Galatasaray'ın hızlı çıkma girişimlerine bağlayamazsınız. Arkada Ernst, ön bölgede Tabata-Yusuf ve Nihat çok iyi top taşıdılar ön bölgeye. 10-15. dakika civarında etkili bir pozisyon da çıkardılar bu akından ama çerçeveyi bulmadı şut. Bunun dışında Galatasaray maçlarında alışkın olduğumuz üzere defans hattında eriyen akınlar izledik.

Galatasaray defansı demişken ayrıca bahsedilmesi gereken bir isim var, o da Sabri Sarıoğlu. Hücum oyunuyla değil, yaptığı kaliteli defansla büyüdü bugün Sabri Sarıoğlu. Kademeleri bu kadar iyi yapabilmesi daha önce neden yapmadığı sorularını getiriyor insanın aklına ama şu an fazla kurcalamayıp bu performansın tadını çıkarmak en doğrusu sanırm. Üstelik bugün ilk yıllarında gördüğümüz hücum etkinliğini de katmıştı, birkaç zorlama top yapsa da sol çizgiden çok iyi indi Keita'yla beraber. Kader Keita'yla uyumu her geçen gün artıyor, o Keita'ya hücumda uyum sağladıkça Keita da ona savunmada uyum sağlıyor. Bugün Sabri'nin ilerde kaldığı 2-3 dakikalık bir dönemde sağ beki Keita savundu, gayet de başarılıydı. Bunu ekstra bir iş gibi değil de asli göreviymiş gibi yapması fazlasıyla hoşuma gitti. Bu tip değişimleri becerebilirsek çok farklı yönlere kayabilir Galatasaray'ın oyunu, olumlu anlamda elbette.

Günün birçok etkisiz ismi de vardı elbette, bunların başında beklentilerin her daim yüksek olduğu Arda Turan geliyor. Beşiktaş maçlarını iyi oynayan bir oyuncudur Arda Turan ancak bu maçta ilk defa bu kadar etkisiz, sorumluluktan uzak bir oyun çıkardı. Bunda milli maçta hem fiziksel, hem psikolojik olarak kendini çok zorladığı Bosna maçının fazlasıyla etkisi vardı. Ayrıca Mustafa Denizli'nin ona yakın oynaması için görevlendirdiği Ekrem Dağ da onun etkinliğini azalttı. Her oyuncudan her maçta aynı performansı beklemek hata zaten, bu oyuncular da insan. Arda'nın dominant olmadığı bir derbiyi 3-0 kazanabilmek de tatmin olan medya için de değişik bir ölçü olabilir belki, ordan da bakmak lazım.

Hakem tarafında konuşulacak fazla bir şey yoktu tribünden izlediğim kadarıyla, sanırım tartışılan bir pozisyon var, o da Leo Franco'nun topu Serdar'dan aldığı pozisyonda elle müdahelesinin ceza sahası dışına taşıp taşmadığı. Ben tribünden şüpheye dahi düşmemiştim ama televizyondan tartışılabilir bir pozisyon olduğu anlaşılıyor. Ben yine de büyütülecek bir pozisyon olduğu inancında değilim, "Bu nasıl atlanır!" denilecek bir detay değil. Rüştü-Trabzonspor maçı eşleştiriliyor sürekli ama bence alakası yok iki pozisyonun, zaten orda yardımcı hakemin yanlış uyarısı sebebiyle kırmızı kart çıkmıştı.

Leo demişken üstüne birkaç kelam etmeden geçmek doğru olmayacak, bence maçın en iyi oyuncusuydu açık ara. Oyuna bu kadar katılan kaleci gerçekten çok az gördüm ben. Günümüz futbolunda oyun kurmaya defanstan başlanır denir ama Leo resmen bu işe kaleden başlıyor. Fazlasıyla oyunun içinde, arkadaşları da tereddüt etmeden ona bir defans oyuncusuymuş gibi pas atabiliyorlar. Bugün Beşiktaş'ın bulduğu bütün pozisyonlarda da doğru yer tutması sayesinde başarılı oldu, ortalama bir kalecinin penaltı+kırmızı kart yapabileceği iki pozisyon vardı. Şut imkanı dahi vermedi bu pozisyonlarda Leo.

Saha içinden sonra saha dışına da bakmak gerek biraz. Derbi olması sebebiyle bir gerginlik ve atışma olması doğaldır ama beni çok rahatsız eden bir detay vardı ki söylemeden geçmem mümkün değil. Karşılıklı küfürleşmeler her zaman olur ama küfür edilenler hiçbir zaman karşı kulübün kutsalları olamaz, olmamalıdır. Beşiktaş taraftarının küfür etmek için seçtiği ismin Ali Sami Yen olması da çok garibime gitti açıkçası. Bu işin sonu da hiç iyi olmaz, yarın bir gün Baba Hakkı'ya, Şeref Bey'e, öbür gün Metin Oktay'a kadar gider bu iş. Güzel insanlar bunlar ve futbolun kırmızı çizgileri içinde yer almaları gerekir, bu kadar da ayağa düşmemeli tribünler. Benim beğendiğim bir tribündür Beşiktaş tribünü, abartılı Galatasaray antipatisini bir kenara koyarsam. Tribünün yaratıcı tarafında takdir edilecek çok işleri vardır ancak şu maçta yapılan tezahürat en hafif tabirle rezilliktir, başka bir şey değil. Belki onun kadar önemli değil ama bir de saygı duruşu sırasında alkış ve tezahürat yapılması da ayrı bir gariplik olarak kaldı aklımda. Sessizlikten istifade kendini ifade etme derdinden midir bilmem ama bence o da hiç hoş değil. Saygı duruşu derken kastedilenin bu olmadığı açık.

Yenilenmiş Eski Açık'ta ilk defa maç izleme fırsatı bulduk bugün. Beklendiği gibi direkler engelliyor görüş açısını, büyük bir rahatsızlık yaratmasa da sahada iki adet direk görmek ilginç tabii. Giriş çıkışlarda fazla bir problem yoktu bugün. Ben iftardan sonra girdim içeri, arkadaşlarım daha önce girmişti, ikisi de fazla uzun sürmedi. Karaborsada açık biletleri 80 TL'den, kapalı biletleri 200 TL'den gidiyordu, bu meblaları ödemek durumunda kalan arkadaşlara da geçmiş olsun diyeyim son olarak. 3-0'lık galibiyete biraz daha fazla sevinmek hakları. Gecikme için ise özür dilerim, maç yorgunluğuyla yazıyı sabaha bırakmak zorunda kaldım. Beklediğinize değmiştir umarım...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

27 yorum:

sembolist dedi ki...

'Ciddi rakiplere karşı görmek gerekir' cümleleriyle başlayan GS yorumları da son buldu böylece.BJK şimdiye kadar ciddi bir rakiple karşılaşmadığı için bu kadar az gol yemişti..Bu akşam o defans tel tel döküldü.

Marseille roulette dedi ki...

Gerçekten kötü oynadık, top rakipteyken göstermelik bile pres yapmadık, topu defanstan bir türlü rahat çıkaramadık ama 3 attık:)

Böyle oynayıp 3 atıyorsak, beşiktaşın halini siz düşünün.

Bu oyunumuzun nedeninin biraz milli takım yorgunluğu, biraz da erken golün verdiği rahatlık olduğunu düşünüyorum ama bir an önce kendimize gelmemiz şart.

Ayrıca Ayhan'ın bu takımın vazgeçilmezi olduğunu gördük, Ayhan tek ön libero bile oynasa, topal+sarp'tan daha fazla top çalar, pozisyon bozar, hedefi bulan pas verir.

Son olarak Sabri'deki bu değişim herkes gibi beni de heyecanlandırıyor. Sadece futbolunda değil saha içindeki davranışlarında da çok büyük bir gelişme var. Sabri'yi her zaman sevmiş ve savunmuş biri olarak çok mutluyum, umarım bütün sene bu çizgisini bozmaz speedy:)

geloraptor dedi ki...

Leo Franco'nun pozisyonu için de bir yorum yapsaydın keşke bizim "klasik serzeniş"lerimize laf atmadan önce. Genel olarak çok beğendiğim bu blogda GS konusunda tarafsızlık beklemek de iyimserlik olmuş galiba.

Atilla Çelik dedi ki...

Merhaba,

Maç yazınızı merakla bekliyorum. Maç hakkindaki yorumlarım da ilgili linkte yer alıyor.

Saygılarımla...

http://kayipzamaninpesinde.blogspot.com/2009/09/galatasaray-besiktas-erken-golun.html

pclion dedi ki...

Geloraptor,

Değinseydiniz demişsin de ortada daha yazı yok, nerde değinmediğimi bir açıklar mısın? Bu blog tarafsız değildir ama mantığa dayalı yazılar bulunur, hamasi değildir. En azından ben öyle görürüm yazdıklarımı. Bundan memnun değilseniz bence yanlış yerdesiniz.

Olmayan yazıdan dolayı eleştirilmek, bunu da görmüş olduk...

Adsız dedi ki...

Yazı trafik kazası yaptı sanırım :P

pclion dedi ki...

Trafik kazası değil de yorgunluk, uyuyakaldım. :D Şimdi yazıyorum, mesai saatine yetişir. :)

papaz dedi ki...

hehe :)

biz Avni Aker'de alışmıştık maratonda o direklere, siz de alışırsınız orada :)

Beercholic dedi ki...

o direklerle beraber niye bilmem ama signal iduna park'a benzemiş gibi bözüktü bana eski açık, tv den izlerken öyle hissettim bir anda :) birde şey, bilen biri varsa açıklayabilir mi? bir ara -zannedersem 70. dakiak civarı- bir tribünden "bu maçı satanın anasını ..." diye tezahurat duydum. hangi tribünden geldi o ses, ki söyledi, ne için söyledi? amaç neydi, anlayamadım :S

os dedi ki...

Yeni açığa girdikten sonra, karşıda eski açığı kapalı bir şekilde, üzerinde aydınlatmalarla görünce bana yeni bir stadmış gibi geldi.

o izbe otopark görüntüsünden de kurtulmuş olduk böylece..

yalnız siz eski açık'a laflar hazırladım:
be adamlar maçın sonuna doğru yeni açık olarak boğazlarımızı parçalarcasına "eski açık sarı desene" diye bağırdık, cevap vermediniz... sonra 2 dakika sonra bağırdık daha fazla, yine sallamadınız.. 5 dakika kadar geçti eski açıktan bir ses geliyor: "Eski açık sarı diyecek" :))
evladım kaç saattir diyoruz biz :)))

Yeni açık ile ilgili bir kaç şey daha yazacağım ama, tam bir toplama tribün oluyor maalesef. Yarım ağızla söylüyorum eğer seneye seyrantepe olmazsa, Yeni Açık Üst'e de kombine verilsin ki bu düzensizlikten kurtulalım..

çok şey var aslında daha da, bu kafi :)
önce türkiye, sonra galatasaray.. güzel bir cumartesi.

Adsız dedi ki...

"...Ben yine de büyütülecek bir pozisyon olduğu inancında değilim..."

Karsilasma 1-0, geride olan takimin lehine bir kirmizi kart cikma durumu var. Ve hala büyütülecek birsey olmadigini iddia ediyor beyimiz. Bu da iyi.

Adsız dedi ki...

tabi canım kırmızı görse franco ne önemi var.kalede rüştü sahada bülent olduğu müddetçe sırtınız yere değmez..

Selim Ugur dedi ki...

Dun ben de mactaydim, tribunden cektigim resimler, video ve mac yorumum asagida:

http://galatasarayantreman.blogspot.com/

frank dedi ki...

beşiktaş taraftarının her zamanki çirkefliği.şaşırmadım.

Pads dedi ki...

Eski Açık'ın üstü nasıl bu kadar çabuk kapatıldı diyordum ben de! Meğerse 1900'lerin başında kullanılan teknik ile kapatılmış!

O direkler Galatasaray'ın Endüstriyel Furbol'a postmodern cevabıdır:)

pclion dedi ki...

Beerholic,

2006 yılındaki maça bir gönderme olarak yapıldı sanıyorum o tezahürat, maç boyunca Beşiktaş taraftarı takımına bu şekilde bağırmıştı.

Adsızlar,

Tepkiniz neye bu kadar anlamadım, bence pozisyonun dışarda olduğu net değil, ayrıca maç içinde fark etmediğim bir pozisyon. "Bu nasıl olur! Federasyon istifa!" yazmamı mı bekliyorsunuz? Her konuda herkesle hemfikir olamazsınız, ben yan yana maç izlediğim adamla aynı görüşte olmuyorum bazı pozisyonlarda. Bu kadar büyütmemek lazım, benim söylediklerim de ayet değil zaten. Hatalı görüyorsanız öyle kabul edin.

os,

Ben tribünden tezahüratı duymadım, "seviyorum seni"yi söylüyor olabilir tribün. (Ben pek sevmesem de)

Adsız dedi ki...

"Leo demişken üstüne birkaç kelam etmeden geçmek doğru olmayacak, bence maçın en iyi oyuncusuydu açık ara." demişsin ama tartışmasız Sabriydi takımın ve hatta sahanın en iyisi.Yani tabi kendi görüşün bu ama Sabri çok çok iyiydi dün.Belki Sabri'den sonra Leo'dur. : )
Beşiktaşın bu çirkefliği nereye kadar sürecek.Leo'nun pozisyonu olmasa konuşamayacaklar ellerine fırsta geçti tartışmaya başlıyorlar.Ama Leo'nun içeride eline çarptığı bariz belli.
Peki Hakan Balta'nın ofsayt pozisyonunu neden açmıyorlar bariz gol pozisyonu.Keita örümcek ağlarını alırdı 6 pastan.
Hakan Balta cok formsuz bu arada.Kendine gelir biran önce umarım.
Yazın yine çok güzel tebrik ederim.

Saygılar
Anıl Altuntaş.

Spooky dedi ki...

Pozisyon tartışmak yersiz, hiç hoşlanmıyorum ama Leo Franco topu ilk olarak içeride tutuyor çizgi üstüne-dışına kadar taşıyor. Diyelim ki çizginin dışına taşıdı ancak içeride tuttuğuna itiraz edemezsiniz bu durumda kontrolündeki topla dışarı çıktığı için sarı kart görmesi gerek. Gol pozisyonunu elle ceza sahası dışında kesmiyor çünkü.

Adsız dedi ki...

O pozisyonun basinda zaten Ernst elle kontrol ediyor topu.

Adsız dedi ki...

Onun disinda Ferrari'nin Hakan Balta'ya topsuz alanda yaptigi hareket var o hic konusulmuyor.

Adsız dedi ki...

@Beercholic

o tezahürat eski açığın içinde bulunduğum cenahından geldi. Onunla beraber hem 70. dakika civarı "kartal gol-gol-gol" "mustafa denizli şampiyon yap bizi", gene aralarda "yeter demirören" tezahüratları da patladı, güzel oldu. Ne yapalım takım yorgunluk-sakatlıklar sebebiyle bizi eğlendiremeyince, biz kendi eğlence yolumuzu bulduk :)

Maçla ilgili tek beklentim gökhan zan'ın oynayıp gol atması olurdu, ki şahane kapak olurdu ama o da sonraki maçlara nasip olur inşallah. Bir de son olarak Ayhan, anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil :)

Adsız dedi ki...

Leo Franco'nun posizyonunda top iceride disarida mi diye tartismadan once pasi oraya atan Ernst'in topu kontrol atisina bir bakalim. Ne var? Kabak gibi el var? Carpma da degil, kendi kendine carsafa dolanma. Hakikaten Melis olmus Besiktas taraftari.

Beercholic dedi ki...

@PCLion, finrod; eyvallah, bende dedim ne oluyor durduk yerde şimdi :)

os dedi ki...

hayır herkes leo franco'ya takmış durumda.. orada serdar özkan'a pası atan ernst topu kıcıyla önüne aldı sanki...

sabaha kadar oynansa yenemeyecekti beşiktaş galatasaray'ı... kabul edin artık..
kewell'ın iki pozisyonu ilk yarıda girse ne diyeceklerdi acaba ?

zaten öyle olsaydı 2. yarı başında lig tv koyardı kırmızı noktayı, +18'i...

böyle böyle çığrından çıkartıyorsunuz insanı...

Can dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
arsos dedi ki...

Geloraptor, Leo'ya top gelmeden önceki ara pası atan Ernst'in topu eliyle düzeltmesiyle ilgili yorum yapsan sen de ?

Adsız dedi ki...

Bu tabata herkese taban girmekten çok mu hoşlanıyor.Geçene sene antep maçında da ayhanı biçmişti
İyi oynaması gereken takım bjk gol atması gereken takım bjk yorgun olmayan takım bjk e bu kadarcık da baskı yapıverin be

Related Posts with Thumbnails