Takım Puanları #1: Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Diğerleri...

Geçtiğimiz haftalarda ülke puanı üzerine yoğunlaşan değerlendirmeler yaptık ancak en az onun kadar önemli bir konu var, o da takım puanları. Takım puanları ülke puanlarına göre gecikme olmadan etki ediyor olsa da sıralaması fazla değişken değil, şu kadar puan alırsanız şu sıraya yükseliriz diyebiliyoruz az çok. Etraflıca bir değerlendirme için ön eleme turlarının bitmesini beklemek durumdaydık. Fazla tekrara girmemek adına değerlendirmeleri bölüm bölüm yapmak daha doğru. İlk değerlendirmeyi ön eleme turlarının bitiminde bu yazıyla yapalım, bir sonraki yazımız grup aşamasının ortasına doğru olur, grup aşaması bitince de devreyi kapatırız.Öncelikle gönül verdiğimiz ve yakından takip ettiğimiz Galatasaray'ı değerlendireceğiz elbette. Geçtiğimiz sezon da sıkça değindiğimiz gibi Avrupa kupalarında en büyük ivmeyi yakalamış takım Galatasaray. Fatih Terim'in ikinci dönemi sonrası Avrupa kupalarına katılamadığımız sene artık sıralamadan çıktı ve bu sezonki puanlar, puan alamadığımız o sezonun yerine gelecek, bu da puanda ciddi bir yükseliş anlamına geliyor elbette.

UEFA'nın geçtiğimiz sezon yürürlüğe soktuğu ülke puanının takım puanı üzerindeki etkisinin %20'ye düşürülmesi kararı Galatasaray'ın 90'lı sıralardan 50.liğe kadar yükselmesini sağladı, bu sezon göstereceğimiz performansla paralel olarak uzun süredir göremediğimiz 35-40 arası bir yere yerleşmemiz olası. Önümüzde bu sezon Avrupa kupalarına katılamayan ekipler var ve bunların 7 tanesi sadece 3 puan uzağımızda. Sadece bu bile sıralamada ciddi bir sıçrama yapacağımız anlamına geliyor ancak Galatasaray'ın hedefi bu takımlardan ziyade her sene Avrupa arenasına çıkan ekipleri geride bırakmak, puanını 50 barajına mümkün olduğunca yaklaştırabilmek olmalı.

Kabaca bir yol haritası çizecek olursak Galatasaray'ın bu sezon geçtiğimiz sezona yakın bir performansının biraz üzerine çıkacağını, en kötü ihtimalle gruplardan çıkacağını öngörmek zor olmasa gerek. Geçtiğimiz seneden farklı olarak 6 maç yapılacak gruplarda ve bu da takım puanına olumlu yansıyacaktır. Geçtiğimiz sezonu egale eden bir performans Galatasaray 17-18 civarı bir puan getirir, bu da az önce bahsettiğimiz 50 puan barajına Galatasaray'ı taşır. Galatasaray'ın öncelikli hedefi bu olmalı, gruplar sonrasında yeni bir hesap işine girişiriz zaten.

Galatasaray'ın puanlamasına dikkat edenler esas zirvenin seneye görüleceğini farketmişlerdir. Tromsö'ye elenilen sene de aradan çıktığında Galatasaray 60-70 puan seviyelerini rahatlıkla görebilir, performansıyla orantılı olarak elbette. Şampiyonlar Liginde ikinci torbaya giren, tüm elemelerde seribaşı olan bir Galatasaray çok uzak değil bu anlamda.
Beşiktaş ise en istikrarlı performansı çizen ekipken geçtiğimiz seneki Metalist eşleşmesinde buna ciddi bir darbe indirdi, sadece 3.400 puan toplayabildiler. Şampiyonlar Ligine direkt olarak katılmanın getirisi olarak maç yapmadan 4.560 puanla giriş yaptılar bu sezona, bu da puanlarını bu sezon kuraya girilen 32.445'e çok yaklaştırdı, muhtemelen bu puan geride bırakılacak bu sezon. Galatasaray'ın durumunda olduğu gibi Beşiktaş'ın da önünde Avrupa kupalarına katılmayan ekipler var ve grup aşamasında bu takımları muhtemelen geride bırakmış olacak Beşiktaş, bu da 50-55 arası bir sıraya yükselebileceklerini gösteriyor. Wolfsburg kurası olmasa çok olumlu konuşabilecektik bugün Beşiktaş hakkında, 4. torbadan gelecek makul bir ekip Beşiktaş'ın fazla zorlanmadan Şubat ayında UEFA Avrupa Ligine kalabileceği anlamına gelecekti. Şimdi en az 2. torbadan çekilen CSKA kadar güçlü bir ekiple karşılaşmak zorundalar. Bu da beklentilerin revize edilmesi zorunluluğunu beraberinde getiriliyor. Ortalama bir senaryoyla Beşiktaş'a 2 galibiyet, 1 beraberlik yazarsak takım puanı 34-35 seviyesine gelir, bu da az önce bahsettiğimiz 50. sıraya yaklaşmasını sağlayabilir Beşiktaş'ın. Beşiktaş'ın kaderini grupta alınan puanlardan çok Şubat ayına kalıp kalamayacağı belirleyecek gibi. Bunun için de CSKA ve Wolfsburg'un bir adım gerisine yazarım şu görüntüyle.

Beşiktaş'ın puanlarına baktığımızda gelecek sezon da 6 puanın dışarda kaldığını görüyoruz, bu da büyük yükselişlere imkan vermeyecek gibi. En azından bu sene ve önümüzdeki sene kendisini artık senelik 10 puan barajının üstüne atabilmeli Beşiktaş, yoksa 40 puan barajını bile görmesi zor olacak. Bu sene Şampiyonlar Ligi 3. torbasına giren son ekiplerdi, gelecek sezon bu civarda bir puan oraya yetmeyebilir. UEFA Avrupa Liginde ise 2. torba takımı olacağı hemen hemen kesin gibi Beşiktaş'ın.
Fenerbahçe uzun süredir takım puanlarında Türkiye'de en fazla puana sahip takım konumunda, bunda 1. Daum döneminden itibaren düzenli olarak Şampiyonlar Liginde mücadele etmelerinin payı büyük. Geçen seneki düşük performans istikrarlarına darbe vurdu ancak Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinden gelen puanlar hala yerinde duruyor ve iki-üç sene daha faydalanacaklar bu puandan. Bu anlamda keskin düşüşler ya da yükselişler beklemememiz gereken bir ekip Fenerbahçe. 50 puan üzerinde rahatlıkla tutunacaklardır, eğer bu sezon Avrupa Ligi gruplarında başarılı bir performans çıkarırlarsa 55-60 arası bir puan da toplayabilirler. 0.300 puanla hemen önlerinde yer alan Steaua'yla gruplarda eşleşmeriyse ilginç bir tesadüf, Steaua'nın önünde de Galatasaray'ın rakibi Pana var.

Galatasaray için iki sezon sonrası için belirlediğimiz hedeflerin büyük bir bölümü Fenerbahçe için de geçerli. İstikrarlı bir performansla Şampiyonlar Liginde 2. torba takımı olamamaları için hiçbir sebep yok. Avrupa Liginin ilk senesinde toplanacak puanların yüksek olacağını düşünenlerdenim ben, Galatasaray gibi Fenerbahçe de bundan faydalanacaktır.
Diğerleri dedik başlıkta, ülkemizin en büyük problemi de bu. Bu üç takımımız dışında Avrupada ülke puanı dışında bir marka değeri oluşturabilmiş bir ekip yok, bunların başındaysa Trabzonspor geliyor. Senelerdir ön elemelerin ötesine geçemediler, artık bunu aşmaları gerekiyor. Yukarda 50-60 puanlardan söz ederken kupalara düzenli olarak katılan 4. ekibimizin 10 puanın altında olması biraz garip durmuyor m sizce de? Sivasspor da Şampiyonlar Ligi elemesinden başlamasına rağmen iki eşleşmede de varlık gösteremeden elendi. Hoş, onlara da fazla bir şey söyleyemeyiz zira görünen o ki yapılanmalarının çöküş dönemindeler, ligde dahi puan alamadılar. Kayserispor'un Alkmaar'ı eleyecek duruma getirmesi dışında son 5 senedir Anadoludan bir Avrupa başarısı çıkmadı, ülke futbolu deyince üç büyüklerden farklı bir şeyler de görmek istiyor insan. Bu ülkenin iki senede bir Gençlerbirliği, Denizlispor gibi performans veren bir takımı çıkmalıdır hedefimiz üst sıralar ise...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

5 yorum:

sinem dedi ki...

"az gelişen osasuna atakları" bile bizden yukarda. ağlamak istiyorum sayın seyirciler

pclion dedi ki...

Az gelişen Osasuna atakları 4 sene önce yardırmış Sinem, yapacak bir şey yok. :) İlk maçta geçeriz onları.

Bu arada avatar da hakikaten ağlıyormuşsun izlenimi veriyor...

Fabio Luciano dedi ki...

2006-2007 sezonundaki UEFA yarı finalinin ekmeğini yiyor osasuna hala.sevilla'ya elenmişlerdi yanlış hatırlamıyorsam.

akaya dedi ki...

"1. Daum dönemi" yerine "Daum'un 1. dönemi" demelisin sanki.

1. Daum padişahımız... :D

Emre Bozkurt dedi ki...

İlk 20ye gireriz sezon sonu :D

Related Posts with Thumbnails