Unutulmazlar: Paolo Rossi

En büyük oyuncular yere düştükten sonra ayağa kalkabilenler olmuşlardır futbol tarihi boyunca. 1956 doğumlu Paolo Rossi de 1982 Dünya Kupası’na damga vurarak sahalara nasıl geri dönüleceğinin en güzel örneklerinden birini vermiştir ve ne kadar büyük bir golcü ve futbolcu olduğunu tüm dünyaya ispatlamıştır. İki sene topa ayağını sürmemiş Rossi, İspanya 82’yi sallayacak ve 6 golle gol krallığına uzanacaktı. Dünya Kupası’ndan birçok gol kralı gelip geçti belki ama bu krallığı farklı kılan bir taraf var. Rossi bunu turnuvayı takımına kazandırarak başaran ve  Dünya Kupası’nın en değerlisi seçilen iki oyuncu var tarihte, diğeri de Mario Kempes. Kariyerinin tam ortasındaki iki yıllık boşluğun ardından Dünya Kupası’nda efsanevi bir dönüşe imza atan ve son 2006 Almanya’dan da esintiler de taşıyan Rossi’nin hikayesine başa sararak bir göz atmak gerek...

Juventus altyapısından yetişen Rossi’nin profesyonel kariyeri 76’da Como’ya tecrübe kazanması için kiralanmasıyla başlıyor.  İlk sezonunda sadece altı maça çıkan 20 yaşındaki Rossi’nin sahneye çıkışı Vincenza’ya gidişiyle olur. Bölgesindeki oyuncuların sakatlanmasıyla takımının birinci opsiyonu haline gelen Rossi, yeteneklerini sergilemeye başlamış ve o sezon 21 golle Serie B’de gol krallığına uzanmıştı. Takımını Serie A’ya taşıdıktan gollerine devam eden genç İtalyan, zirve lige kısa sürede damgasını vurmayı bilmişti. 1977/78 sezonunda da 24 golle Serie A’nın gol kralı olan Rossi, bir ilki gerçekleştirerek İtalya’nın en üst düzey iki liginde peş peşe gol kralı olmayı başarmıştı. 22 yaşındaki bu genç oyuncu doğal olarak İtalya Milli Takımı’nın hocası Enzo Bearzot’un da dikkatini çeker ve genç gol kralı Arjantin’de düzenlenen Dünya Kupası kadrosuna dahil olur. Rossi, hocasını mahçup etmeyecek ve attığı üç golle turnuvayı dördüncü tamamlayan takımının en skorer oyuncusu olacaktı.
‘Genç Rossi’ kariyerinin zirvesindeydi ve Vicenza, İtalya’nın en büyük yeteneklerinden olan Rossi’nin bonservisini Juventus’tan almak istedi ve dönemin transfer rekoru olan 2.6 milyon lirete (1.75 milyon sterlin) milli golcüyü kadrosuna kattı. Bu transfer rekoru ancak dört sene sonra Diego Maradona’nın Barcelona’ya geçişiyle el değiştirecekti. Ne var ki bu büyük transfere imza atan Vicenza, Rossi’nin 15 golüne rağmen küme düşmekten kurtulamayacak ve genç İtalyan’ı sezon sonu Perugia’ya kiralamak zorunda kalacaktı.

Perugia’ya geçişiyle birlikte vites arttırması beklenen Rossi, o sezon kariyerini alt üst edecek olan bir bahis skandalına karışacaktı. 2006’da patlak veren Calciopoli skandalının atası olarak da bilinen Totonero skandalında adı geçen efsanevi golcü, 78’de Avellino ile oynanan maçta 2-2’lik skoru tayin ettiği gerekçesiyle üç yıl sahalardan men cezası alacaktı. Milan ve Lazio’nun küme düşürüldüğü skandalda en ağır darbeyi alan isimlerden biri de o olmuştu. Yoksa İtalyan futboluna damga vurması beklenen 24 yaşındaki Rossi’nin adı tarihin karanlık sayfalarından biriyle mi anılacaktı?

Bu sorunun cevabı belki birçokları için evetti ama o, bunu kabullenmeyecekti, kabullenemezdi. Cezası iki yıla düşürüldükten sonra 82 İspanya’nın hemen öncesinde futbola dönen Rossi, futbol topuna alışmadan İtalya Milli Takımı’na davet alacaktı. İtalya’nın hocası Enzo Bearzot’un bu kararı İtalya’da büyük olay yaratsa da o Rossi’ye güveniyordu ve bu güveninin boşa olmadığını sadece İtalya değil bütün dünya yakın zamanda görecekti.

İtalya, grup maçlarını üç maçta üç beraberlik alarak kılpayı geçerken Rossi, henüz gol atma başarısı gösterememişti. Enzo Bearzot’un bu tercihi ciddi şekilde sorgulanırken İtalya ikinci tur gruplarının son karşılaşmasında yarı final vizesi kovalıyordu, rakip ise Brezilya’ydı. Paolo Rossi, bu karşılaşmaya damga vuracak, Zicolu, Socratesli Brezilya’ya karşı attığı üç golle tarihin en önemli hattricklerinden birine imza atacaktı. İtalya’nın 3-2 kazanıp yarı finale yükselmesini sağlayan bu performansın tesadüf olmadığını yarı finalde Polonya’ya iki gol atarak gösteren Rossi, Santiago Bernabeu’daki finali de boş geçmedi. 90 bin kişinin önünde Batı Almanya’nın karşısına çıkan İtalya’yı 1-0 öne geçiren golü atan Rossi, takımını Dünya Kupası şampiyonluğuna taşımıştı. Futboldan uzak kaldığı iki sezonun ardından ayağa kalkan Rossi, dünya futbol tarihine geçti.

82 İspanya sonrası Juventus’ta dört başarılı sezon geçiren, ardından Milan ve Verona’da oynayarak 87’de kariyerini sonlandıran Rossi, o günden bu yana bir simgeye dönüştü. Bir futbolcu asla pes etmemelidir, büyük futbolcu en zor şartlarda geri dönmesini bilendir. Paolo Rossi bu sebeple unutulmazdır, efsanedir. Saygıyla anmak gerekir...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

7 yorum:

Adsız dedi ki...

hayatimda 6 yasinda iken tutmaya basladigim (77liyim) juventus'un tek sebebi, yenildigimiz hamburg finalini de heysel'i de dun gibi hatirliyorum, oyle ki elimde o zamanlardan olan match worn rossi formasi su an 300 pound'dan fazla ediyor :)

pclion dedi ki...

Şahane bir anektod, teşekkür ederim paylaştığın için. :)

Adsız dedi ki...

Vay be... Nasıl aldın formayı onu da anlatsana?

Unknown dedi ki...

Acaba o zamanların yıldızları, bugünün yıldızlarından daha mı yetenekliydi? 10 sene sonra Ronaldinho üzerine konuşulacak mı, yazılar yazılacak mı

pclion dedi ki...

Herkesi dönemine göre değerlendirmek lazım elbette ama Brezilya maçından başlayıp takımı Dünya şampiyonluğuna götüren bir performans her daim efsaneleşir.

Ronaldinho ise Lakers'ta oynamış bir Harlem oyuncusudur benim gözümde, özel adamdır...

Dementieva dedi ki...

Rossi candır ya. İtalyan futbolunun en efsane futbolcusu.

Adsız dedi ki...

90'ların ortasında Milano'da sadece imzalı kart/forma/top vs vs satan bir magazadan almıstım, o zamana gore de bayagı bir liret saymıstım diyelim.

Related Posts with Thumbnails