Bosman kuralından en çok faydalanan kulüp açık ara Bayern'dir herhalde. Son dört-beş yıldır Almanya piyasasındaki bütün kalburüstü oyuncular sözleşmesi bitimine yakın Bayern'in transfer listesine giriyorlar. Şampiyonlar Ligi finali oynayan Leverkusen'in en önemli oyuncuları Ballack ve Ze Roberto'yla başlayan bu rüzgar dinecek gibi değil.
Birçok blogda ve haber sitesinde de geçildiği gibi bu sefer rota Hamburg'lu Oliç. Sözleşmesinin son 6 ayına girer girmez duyuruyu yapmış Bayern. Bizim ülkede olduğu gibi sözleşmesi bitimine 6 ay kalmış oyuncuya 3.5 milyon euro+3 oyuncu gibi uçuk teklifler yok orda, yasal hakları sonuna kadar kullanmaktan imtina etmiyorlar.
Bayern Avrupanın sayılı büyüklerinden olsa bile endüstriyel futbolun en büyük darbeyi vurduğu ekiplerden oldu aslında. Ligleriyle beraber yükselen rakipleri karşısında Almanya liginin düşüş döneminde mücadele edemez duruma gelmişlerdi. Bayern yöneticileri de zaman zaman dillendiriyorlar bu durumu. Ancak çıkışı büyük kulüp olmanın avantajını kullanıp yerel bazda etkili olmakta bulmuşlar. Bosman da bir başka koz onlar için. Bundesliga'daki birçok yıldızı bu yolla kadrolarına kattılar, milli oyuncumuz Hamit Altıntop dahil olmak üzere. Sadece bosman kuralının kendisinden değil, tehdidinden de faydalanıyorlar. Sözleşmesinin bitimine bir yıl kalan oyuncuların bonservisleri için pazarlık yaparken bunu da koz olarak kullanıyorlar. Miroslav Klose bu durumun en göz önündeki örneği.
Bizim üç büyükler diye tabir ettiğimiz kulüpler henüz böyle bir yapı oluşturabilmiş değil. En büyük darbeyi kendileri yemelerine rağmen hala akıllanmış değiller, başta Galatasaray olmak üzere. Mehmet Yıldız örneği bile birçok şeyi açıklamaya yetiyor. Tamam, Mehmet Yıldız kulübüne bağlı bir oyuncu olabilir ancak sözleşmesinin bitimine 6 ay kalmış bir oyuncuya milyonlarca euro bonservis önerip reddedilmenin bahanesi sadece bu olamaz.
Bu sendromdan nasibini alan tek takım Galatasaray değil elbette, 2001'de büyük vurgun yiyen Galatasaray'ın UEFA şampiyonu kadrosunun yaşadığı travmanın bir benzerini Fenerbahçe yaşıyor. Ekonomik gücü yeterli olmasına rağmen sözleşme yenileme konusunda anlamsız bir takıntısı var Fenerbahçe'nin, bu gereksiz gurur onlara Tuncay Şanlı ve Mehmet Aurelio gibi üst düzey iki oyuncuya mâl oldu. Son gelen haberlere göre tehlike bitmiş değil henüz, Deivid başta olmak üzere sözleşmesi biten yabancıların İspanya ve Brezilya başta olmak üzere birçok talibi olduğu konuşuluyor. Beşiktaş'a değinmeye pek gerek yok zira onlar altyapıdan çıkardıkları oyuncuya sözleşme imzalatmayı unutarak yeni bir çığır açtılar bu konuda.
Bosman derin konu, devamını başka bir yazıya bırakalım. Son birkaç gündür blogun güncellemeleri aksar oldu bildiğiniz gibi, bunun sebebi yaklaşan dönem sonu sınavları. Geri kalan boş zamanım da Naruto'ya gidiyor bu sıra. Fırsat buldukça yazacağım tabii ama 10-15 gün ara ara boşluklar olabilir, haber vermiş olalım...
3 yorum:
haldun üstüneli o kadar övdük yaz boyunca yaptığı transferlerle ama şu mehmet yıldıza sezon sonu imza attıramazsa içimde kalacak. artık türkiyede de bosman kuralıyla giden oyunculara hain gözüyle bakılmasın istiyorum hatta şimdiden anlaşsak ne güzel olurdu ama 6 ay önceden mehmet yıldızla anlaşıp duyurursak sivas taraftarı taşlar herhalde adamı, kulübü de kadro dışı bırakır.
Hello,
it is a good news for Bayern, cause it will have ,even more, a strong offensive line.
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)
Bayern, kendi liginin cazibe merkezi olmasi nedeniyle biraz da bu isleri yapabiliyor. Türkiye'de bile bu acidan Almanya'ya nazaran daha cogulcu bir rekabet sözkonusu. Galatasaray-Fenerbahce-Besiktas sekilde gerceklesen.
Ama Bayern'in bu faidelenleri kendisini maalesef sürekli aralarinda olduklarini iddia ettikleri, Milan, Barcelona, Juventus, Real, Manu vs seviyesine cikartmiyor. Cikartmaz da. O ligten ancak Podolski veya Olic yildiz diye cikiyor iste, daha ötesi yok.
Yorum Gönder