Skorun kısırlığının aksine heyecanlı, bol pozisyonlu, aksiyonlu bir maç vardı Kadıköy'de. Hem Trabzonspor hem Fenerbahçe en iyi yapabildikleri işe konsantre olmuşlar, ellerinden gelen bütün mücadeleyi ortaya koydular. Trabzonspor orta sahası Fenerbahçe'ye karşı önemli bir üstünlük kurup topu Yattara ve Selçuk'un önderliğinde rakip sahaya taşımaya çalışıyordu. Fenerbahçe ise kadro yapısına en uygun oyun biçimi olan hızlı atakları kullanabildiği ender maçlardan olan derbilerde seyirciyi de arkasına alıp kolay kontralarda skor bulma peşindeydi. Maçın büyük bölümü de bu düzende geçti diyebiliriz.
Trabzonsporun inanılmaz pozisyonları vardı maç boyunca, hele 2. dakikada 2ye 0 pozisyonda topu Volkan'ın üstünden aşırtmayı deneyen Umut'un pozisyonu vardı ki ben Ersun Yanal'ın yerinde olsam meşe odunuyla kovalardım arkadaşı. Diğer pozisyonlar da ondan aşağı değildi, Umut'un önü açıkken ve Volkan ters ayak üstünde yakalanmışken top kontrolüyle uğraşıp Carlos'un yetiştirdiği pozisyon kenardaki Ersun Yanal'ı çıldırttı zaten. Gökhan Ünal ve Cale de Umut'a uyunca Trabzonspor pozisyon üstünlüğüne sahip olduğu maçta bir türlü golü bulamadı.
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş derbilerinde başarılı olan düzeni Trabzonspor maçında da sahaya yansıtma isteğindeydi ancak hızlı ataklarla Trabzonspor'u gardı düşmüş şekilde yakalama planı işlediğini söylemek zor. Birkaç tehlikeli pozisyonları vardı, özellikle duran toplarda. Onlar da uzun süre golü bulamayıp Trabzonspor da 80. dakikadan sonra fizik olarak düşmeye başlayınca oyunu bu sefer rakip sahaya yıkan takım oldular. 80 dakika oyunun hakimi olan Trabzonspor, son 10 dakikada zor anlar yaşadı diyebiliriz. Özellikle uzatmalardaki karambollerde şans Trabzonspor'un yanında olmasa Fenerbahçe, Johnson'ın frikik golüyle Ali Sami Yen'de kazandığı unutulmaz derbiye benzer bir zaferle ayrılabilirdi sahadan, olmadı.
Trabzonspor'un son paslardaki beceriksizliklere rağmen kamyonla pozisyon bulması maçın resmini çiziyordu bizlere aslında. Aragones de bunun nedeninin Trabzonspor'un orta saha hakimiyetini elinde bulundurması olduğunu anlamış olacak ki buna yönelik hamleler yaptı ikinci yarıda, Alex'i çıkarıp Deivid'i öne atarak göbekte daha kuvvetli bir ikili yaratma isteğindeydi ama bunun da beklendiği etkiyi yarattığını söylemek zor. Fenerbahçe'de orta saha düşünce defansın zaafiyetleri de kabak gibi ortaya çıktı, özellikle Edu-Lugano ikilisinin arası otobana döndü bir ara. Gökhan'la Umut koşularıyla sürekli deldiler göbeği.Trabzonspor ofansif oyununa rağmen alınan bir puandan memnundur sanıyorum, keza Fenerbahçe de. Haftayı yenilgiyle kapatan Galatasaray için de en hasarsız senaryonun da bu olduğunu düşünürsek ne şiş yandı, ne kebap diyebiliriz. Sivasspor zirveyi puan farkıyla ele geçirdi ilk devrenin sonunda. Üç büyüklerin 17 hafta sonunda 34 puanı geçememeleri önemli bir detay. Sivasspor ve Trabzonspor'un bu sezon şansı hiç de azımsanmayacak derecede. İstanbul takımları Türkiye Kupasına bu sene biraz daha fazla önem verse iyi olur zira içlerinden birinin Avrupa dışı kalması olası. Kolay bileti cebe koymak gerek...
1 yorum:
Fenerin diğer derbilerde işleyen taktiğinin bu maçta işlememesinin nedeni Trabzon'un Gs ve Bjk'ye oranla çok daha savaşçı bir orta saha ile çıkmasıydı.
Colman ve Selçuk çok iyi oynadılar. Hüseyin her zamanki gibi önliberoda defansif anlamda etkili olunca Fener'i çabuk çıkartmadı Trabzon. Sadece başlarda sağdan Gökhan çok boş geliyordu, oraya da Yanal Umut'u gönderip o çıkışlari belli ölçüde azaltınca ibre tamamen Trabzon'a döndü ama kabus bitiricilik yine başımızı ağrıttı sonuçta.
Yine de Galatasaray'ın kaybettiği haftada Kadıköy'den 1 puana sevinirim ama dünkü oyundan sonra nedense bunu pek yapamıyorum. Ankara deplasmanından 3 puanla dönersek 2 kritik deplasmanda 4 puanla çok iyi başlamış oluruz.
Yorum Gönder