Shin Young-Rok

Bir alt yazıda geçen transfer ne kadar yanlışsa Shin Young-Rok transferi de bir o kadar doğru. Oyuncu hakkında detaylı bir bilgim yok, seyretmişliğim de yok açıkçası. Kore futboluyla ilgilenen ve oyuncuyu izlemiş birisinin futbolcu hakkındaki yorumlarını merak ediyorsanız şu yazıya bir göz atmanız gerek. Ben transfer ve bu transferin getirileri hakkında bir şeyler karalayacağım daha çok.

Bursaspor, Şenol Güneş referansını kullanıp Güney Kore'nin en değerli genç oyuncularından birini bonservis bedeli ödemeden kadrosuna kattı, bir kere burası çok önemli. Hem ekonomik olarak çok uygun, hem de kulüp özelinde değişik bir pazarla bağlantı kurmak portföy zenginliği açısından yararlı. 5. sınıf Brezilyalıların doluştuğu bir kulüp görünümünde olan Bursaspor için bence çok gerekli bir adımdı bu. Sercan Yıldırım'la beraber iki tane Avrupa çapında izlenen, genç bir hücum hattı oluşturdu bu transferle Bursaspor. Eğer bu ikili verimli olursa onları daha üst sıralarda görebiliriz sezonun geri kalanında. Yusuf Şimşek'in Beşiktaş'a transferi sonrası oyun kuruculu sistemden vazgeçip iki forvetle sahaya çıkacaklarını sanıyorum, bu yüzden Sercan'la ilgili bir problem yaşanmayacaktır.

Bir de ligimizdeki yabancı profili açısından bakmak gerekir bu transfere. Sezonun ilk yarısında Bruno Ferreira ve Theo Weeks ile başlayan genç yabancılara yönelimin Faty Papy ve Shin Young-Rok -Biraz tanınsa da SYR diye kısaltsak bari- ile devam etmesi önemli. İşin ironik yönü bu oyuncuların ligdeki muadillerine göre çok daha uygun bedellerle ülkemize gelmesi. Bu oyuncular hem Avrupaya sıçrama, futbolunu bir sonraki seviyeye taşıma arzusuna sahip, hem de verimli olmayı başarırlarsa kendi isimleriyle birlikte oynadıkları kulübün ismini de büyütecek türden isimler.

Bir sonraki aşama bu oyuncuları parlatıp iyi bonservis bedelleriyle daha üst liglere pazarlamak olmalı. Bu şekilde kulüpler hem para kazanmış olacak, hem de oyuncuların getirildiği pazarlardaki kredisi artmış olacak. Eğer Bursaspor bu işi becerebilirse Güney Kore'nin en iyi oyuncuları için Avrupaya bir geçiş kapısı olabilir. Gençlerbirliği'nin Avustralya özelinde bir girişimi var uzun süredir, kısmen de olsa başarı sağlanmış durumda o konuda. Türkiye Avrupa'nın Katarı değil Hollanda'sı, Portekiz'i olmak zorunda.

O seviyeye ulaşmadan, Avrupayla transfer alışverişi yapacak duruma gelmeden "Biz Avrupanın en büyük bilmemkaçıncı ligiyiz" diye kendimizi paralasak nafile. Eurosport'ta Romanya ligi özetleri dönerken Türkiye'ninki dönmüyor sonra. -Hoş, bunda yayıncı kuruluşun da payı var- Türkiye pazarından Avrupa'ya doğru gerçekleşen son doğru dürüst transferin hala Geremi olmasını doğru okumak gerek. Anadolu kulüpleri de büyümek istiyorlarsa Serhat Akın'a 1.5 milyon euro verecekerine yeni Shin Young-Rok'lara, Bruno Ferreira'lara yönelmeliler...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

steven_stiffler dedi ki...

Benim oldum olası Asyalı Futbolcu fantezim vardır.Ligimize madem ki çok kaliteli liglerden adamlar gelemiyor,o zaman Asya pazarına yönelelim diye iç geçirdiğim olmuştur.Güney Kore'de özellikle çok yetenekli futbolcular olduğunu düşünüyorum.Ligimize renk getirmesi temennimiz...

Her Yol Roma dedi ki...

afrikalılar da olmalı takımlarımızda. faty papy ve theo weeks gibi. en son goal.com tarafından açıklanan 10 kişilik listeden 2 kişi hala büyük liglerde yok henüz.

http://heryolroma.blogspot.com/2009/01/gen-afrikallar-listesi.html

Related Posts with Thumbnails