Maçın büyük bir bölümünü trafik sebebiyle kaçırmış olmamdan dolayı alıştığımız türden bir maç yazısı olmayacak bu, en azından şimdilik. Maçın daha başlarında atılan bir gol olduğunu düşünürsek maçı sonradan gelip okumam biraz zor, detaylı bir analiz için 12'den sonraki tekrarı beklememiz gerekecek.
Ancak yine de değinmek istediğim birkaç nokta var maç ve sonuçla ilgili. İlk olarak bu maçın sonucu Galatasaray açısından oldukça kritikti. Bunun birden fazla sebebi var. İlki Galatasaray'ın yıllardır Denizlispor deplasmanlarında, hatta Ali Sami Yen'deki maçlarda da Denizlispor'a karşı zorlanıyor oluşu. Uzun yıllardır Galatasaray'ın Denizlispor'dan 6 puan çıkarabildiğine şahit olmamıştık, bu önemli. İkincisi zaten Denizlispor deplasmanlarında sıkıntılı maçlar çıkaran Galatasaray'ın bu sene kendi sahasında iyi kapanan ekiplere karşı başarılı olamaması ve sıkça puan bırakmasıydı.
Galatasaray'ın maç öncesindeki deplasman karnesine baktığımızda 9 maçta sadece 3 kez sahadan galip ayrılabildiğini, bunlardan ikisinin de seri halinde gidilen Ankara deplasmanları olduğunu iyi okumak lazım. Şampiyonluk şansınız iç sahadan daha çok deplasmanlarda aldığınız sonuçlar tarafından belirlenir. Özellikle üç büyüklerin içerde alacakları puanlar üç aşağı, beş yukarı yakındır zaten, fark yaratan daha çok deplasmanlardır. Bu nedenle Denizlispor deplasmanından çıkarılan 2-0'lık galibiyet önemli.
Galatasaray'da golleri Milan Baros ve Shabani Nonda kaydetti. Baros'un golünü göremedim, tekrarına da rastlayamadım maç esnasında. Şimdiden 15 gole ulaştı Milan. Sene başında tüm sezon için yeterli olduğunu düşündüğüm bir rakamdı 15 gol, özellikle ilk senelerin yabancı forvetler adına sıkıntılı geçtiğini varsaydığımızda. Türkiye ligi forvetler için oldukça sert bir lig, bu gol krallığı barajının uzun süredir 15-20 gol arası olmasından belli oluyor zaten. Galatasaray öncesi dönemde kulüp bazında abartılı gol sayılarına ulaşmamış bir oyuncu olan Milan Baros gerçekten harikalar yaratıyor. Galatasaray adına müthiş kârlı bir yatırım oldu, transferde emeği geçen herkesin emeğine sağlık diyelim. Tahtaya da vuralım da nazar değmesin. Shabani Nonda uzun süredir formsuz bir dönem geçiriyordu, bunun nedenini de anlayabilmiş değildik. Bugün şahane bir golle uzun süren gol kısırlığına son verdi, umarım devamını getirir.
Denizlispor'da değinmemiz gereken iki oyuncu var, sol bek Carlos Alberto ve sağ bek Feridun Sungur. Denizlispor'un son dönemde seyrettiğim üç maçı var; Beşiktaş, Ankaraspor ve (kısmen) Galatasaray. Bu maçların üçünde de ön plana çıkan, görevini layıkıyla yapan bir Carlos Alberto gördüm. Sol taraftan etkili bindirmeler yaptı, ortalar kesti. Aynı zamanda defansif görevini de aksatmayan bir oyuncu, bu önemli. Duran toplarda da sert şutlar çıkarabiliyor, bugünkü maçta da gördük son bölümlerde. 29 yaşındaymış, bu yüzden daha üst düzey kulüplere sıçraması zor ama beğendiğim bir oyuncu, söylemesek olmazdı. Feridun için ise bu kadar olumlu konuşmam zor. Hele ki her maç dan dun vurması yok mu, beni üç maçta deli etmeyi becerdi. Denizlispor taraftarına allah sabır versin. Bu şutlardan ara sıra gol çıkarabilen bir adam olsa amenna ama bu sene golü yok, geçen sene Bank Asya'da da bir golü varmış Samsunspor'da. Var mıdır bir kerameti bu Feridun'un, bilen varsa söylesin lütfen.
Allahtan izlemedik maçı, yoksa sabaha kadar yazacağız demekki. Maçın tekrarını izledikten sonra destekleme mahiyetinde birkaç kelam daha ederiz, şimdilik burda bırakalım...
3 yorum:
macın en güzel yanı son 10 dakikadaki kaptanımızdı :D cok büyük adam mehmet topal ya :)kardesim gibi seviyorum nedense :)
90 artı 2 de ki kırmızı kartıda komikti. Nolur yabancılar kaptanlık yapsa? Ölür müyüz?
nonda tam çıkacakken gol attı ve çıktı. dün gerçekten çok kötüydü. yürümeye bile hali yokken gol attı. kendisi için çok iyi oldu bu. umarım devamı gelir.
Yorum Gönder