Şampiyonlar Ligi'nde maç olmaması sebebiyle az maç oldu, sıralamalarda pek bir değişik olmadı doğal olarak. Galatasaray deplasmanda kazanarak geçen hafta yaptığı hatası bir nebze olsun telafi etti, 2 puanı cebine koydu. Artık Şubat ayına bir takımımızı taşıdığımız kesin, şimdi Fenerbahçe'yle sürpriz kovalama zamanı. Birebir rakibimiz Ukrayna Shaktar ve Metalist'le iki takımı şimdiden garantiledi, Kiev'in de Fenerbahçe'ye karşı büyük avantajı var.
Bir Metalist-Beşiktaş maçı nelere kadir arkadaş, şimdi Ukrayna'ya değil Portekiz'e yetişmeyi konuşuyor olacaktık. Metalist'in hem bizden götürdüğü puanlar, hem topladığı ekstra puanlar bela oldu başımıza. Beşiktaş o maçtan beraberlik çıkarabilse Galatasaray'ın ekstra performans gösterdiği bu senede Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın da katkısıyla rekor bir puana bile koşabilirdik, yazık oldu. Bundan bir 10-15 yıl sonra bile "Bir Metalist vardı" der, dururuz artık...
Hollanda'nın 2 galibiyetinden başka dikkat çekici bir gelişme yok aslında. Onlar kazandı, biz kazandık, rutin bir maç günü oldu. Takımsız kalan İskoçlara ciddi fark yapmış durumdayız, şimdiden 4 puan olmuş durumda. Galatasaray'ın ilerlemesine göre daha da açılacaktır bu fark. Bu da önümüzdeki senelerde ilk 11'deki yerimizi sağlamlaştırdığımızı gösteriyor. En iyi performanslarımızın son üç sezonda gelmesi bizim için çok büyük avantaj. Ortalama performanslarla bile sıralamada yükselme şansına sahibiz.Galatasaray özelinde bir değerlendirme de yapmak gerek son maçın ardından. Şampiyonlar Ligi beklentileri sebebiyle Avrupaya hayal kırıklığıyla başlayan Galatasaray durumu gerçekten iyi toparladı. Benim bonus turu dediğim UEFA 1. turundan iki galibiyet çıkarıp gruplara gelen Galatasaray üç galibiyetle 11.200 gibi muazzam bir puana ulaştı ilk yarıda. Bu yarı sezonluk dönemde toplanılan puanlar son 5 yıllık puanın neredeyse %40'ı ediyor desem bu puanların Galatasaray için ne kadar önemli olduğunu ifade etmiş olurum sanıyorum.
Ayrıca Galatasaray için bir sevindirici gelişme daha yaşandı bu sırada. Ülke puanının takım puanına etkisi %33'ten %20 seviyesine çekildi. Bunun Türk takımlarına çok büyük yararı oldu. Görünürde puan olarak bir azalma yaşansa da büyük ülke takımlarının daha büyük kayıplara uğraması ekiplerimizin sıralamada üst sıralara tırmanmalarını sağladı.
Bu iki faktör birleşince sene başında ilk 100'e ucu ucuna girmiş, Avrupada dibi görmüş olan Galatasaray 4-5 ay içinde müthiş bir tırmanışla 67. sıraya kadar yükseldi. Önündeki birçok ekibin Avrupaya veda edeceğini de düşünürsek Şubat ayından itibaren aldığı her puan Galatasaray'ı daha da yukarılara taşıyacaktır. Ortalama bir performansla alınacak 4-6 puan Galatasaray'ı 50li sıralara rahatlıkla taşımaya yetecektir. Bu sene için yeterliden de öte.
Galatasaray'ın esas yükselişi ise bundan sonraki iki sezonda. Avrupayı boş geçirdiği 100.yıl ve akabinde Tromsö faciasının yaşandığı yıl sıralamadan çıkınca Galatasaray hakettiği yerlere tekrar kavuşacaktır.
Ne biçim bir yazı oldu bu hakikaten, kendi kendimi gaza getirdim. İlk hedefiniz Kadıköy'dür, ileri!..
3 yorum:
seneye ellili sıralarda olacagımız garanti gibi.zaragoza, austria wien, auxerre ve monaco nun sısırılmıs puanları sılınecek sanırım hesaplama yapılırken.
sizin şu "ülke puanları" ile ilgili yazılarınızı çok beğniyorum..Ekstradan Galatasaray'a bir parantez açmanıza daha çok sevindim..bundan sonra da bol bol açarsınız inşallah:D
seneye romanya ve hollanda yı geçip ilk dokuza kalabiliriz
bu da 2010-11 sezonunu kapsar
bu sene en büyük temennimiz ukrayna takımlarının önümüzdeki turlarda mağlup olmaları
sporting ve porto da ikinci turda gümleyecektir büyük ihtimalle
yedi takımla mücadele etmeye başladığımızda seri başı olmayan takımlarımıza zor rakipler çıkacaktır, ilk turu geçmeleri biraz zor olacak
ülke puanımız yediye bölününce; tekrar zamanla düşüş yaşarız
iki sene de bi ilk dokuz potasına girip çıkarız gibi bu gidişle
Yorum Gönder