Galatasaray 4-2 Beşiktaş

Derbilerde ev sahibi her zaman favoridir demiştik, gelenek bozulmadı. 2si penaltıdan 4 golle maçı almasını bildi Galatasaray. İki penaltı çalınması sebebiyle şüphesiz tartışmalar olacak ama bence hakem mükemmele yakın maç yönetti, ikisi de doğruydu. Holosko'nun ve İnceman'ın gereksiz hamleleri Beşiktaş'ın oyuna tutunmaya çalıştığı sırada takımı baltamaktan başka bir şey değildi. Delgado'nun kırmızısı da işin tuzu, biberi oldu. Bu garip uygulamanın mucidi Erman Toroğlu'na selam olsun. Beşiktaş geriye düşmesine rağmen 1-1'i yakaladığı maçta Galatasaray'ı fazla uğraştırmadan 3 puanı verdi.

Lincoln'ün insan üstü formu devam ediyor, istatistiklere göre sadece 1 asist yapmış görünmesine rağmen bütün gollük pozisyonların içindeydi bugün. Attığı ara paslardan, yaptığı koşulara kadar şahane bir oyun. Böyle bir oyun kurucu performansına yıllardır hasrettik Galatasaraylılar olarak, tekrar teşekkürler Lincoln.

Aslına bakılırsa maç öncesi 11'leri görünce sağ tarafın sorunlu olacağı açıktı. Beşiktaşlı futbolcular da bu zaafı görüp ordan üstüne gelmeyi çalıştı Galatasaray'ın. Tello ve Delgado, zaman zaman da Seric Beşiktaş'ın hücumda etkin olduğu 25-40 arasında o bölgeyi iyi kullandı; Barış çok zor durumda kaldı tek başına. Galatasaray ise 2-1'in ardından kontraya yatmış gibiydi, aslında iki de net pozisyon buldu takım. Lincoln atamadı, olabilir. Önemli olan atakların organize ve bilinçli olması.

İkinci yarı Skibbe'den sağ tarafı sağlama alacak bir hamle bekledik ama klasikleşmiş bir şekilde 70'leri görmeden hamle yapmamayı tercih etti hoca. Hatta öyle ki Beşiktaş'ın oyuncu değişikliği hakları bittiğinde Galatasaray henüz değişiklik yapmamıştı. Nonda'nın bu oyun sisteminde çok büyük bir katkısı yok, Baros'la alışverişinin de iyi olduğunu söylemek zor. Aydın ya da Sabri hamlesini yapabilse maç çok daha rahat geçecekti muhtemelen. Maç öncesi de not düşmüştüm bunu, kazansa bile hatalı ve defolu bir sistemdir bu Galatasaray için.Vurgulamak istediğim oyuncuların başında Arda Turan geliyor. Bu akşamki defansif performansı yine üst düzeydi, gerçekten çift yönlü bir orta saha oyuncusuna doğru evriliyor Arda. Tabii ki onun bir Mehmet Topal, bir Barış Özbek ayarında mücadele gücüne hiç bir zaman sahip olamayacak muhtemelen ama takımı eksik bırakan, gücünü hücuma saklayan oyunculardan olmadığını ısrarla söylemek gerek. Galatasaray'ın savunmadaki dizilişini görünce Beşiktaş tarafında Holosko'nun etkili olacağını düşünmüştüm ancak o maça denge gelmişken Arda'ya yaptığı gereksiz müdaheleyle aksi yönde etkili oldu. İkinci yarı etkili olsa da maç büyük oranda Galatasaray'a geçmişti zaten.

İlk yarı kapandı. İki Anadolu ekibi 34'er puanla başı çekiyor; Galatasaray 33, Fenerbahçe 32 puanla takipte. Beşiktaş 4-5 hafta önce şampiyonluk yarışında başı çekeceği düşünülürken 5 haftada sadece 4 puan toplayabildi, liderin 6 puan gerisindeler şu an. Mustafa Denizli iddialı konuşuyor ama çok zor artık Beşiktaş'ın işi, 5 takımı geride bırakmak zorundalar. Galatasaray iyi bir seriyle kapattı devreyi, keza Fenerbahçe. Bu iki takım son düzlükte ön tarafta olacaktır muhtemelen. Galatasaray'ın oyun ve kadro kalitesi olarak rakiplerinden bir adım önde olduğunu söylemeliyim. Devre arası transfer Fenerbahçe'nin bu yarışta devam edip etmeyeceğini belirleyecek faktörlerden biri, bu gece itibarıyla buna Beşiktaş'ı da ekleyebiliriz. Kısacası karmaşık bir ikinci yarı bizi bekliyor olacak...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

4 yorum:

iktisatci dedi ki...

Bana kalırsa gayet temiz bir maç oldu.

Belki GS'nin ilk golü kurallar doğrultusunda tartışmaya açılabilir.

Ama bu akşam şöyle bir gerçek vardı:Kaç gol yerse yesin Galatasaray kazanacağına inanan taraftı.

Bir de şu soruyu sormadan geçemeyeceğim; neredesin Süleyman Seba?

Kapali Ust dedi ki...

Takımın geldiği nokta hususunda Skibbe'yi takdir etsemde bugün Nonda'ya 90 dakika tahammül etmek her yiğidin harcı değildi. Maç kazanılmasına rağmen bu noktayı atlamamak lazım, yarın başımız ağrıyabilir Nonda sevdasından..

Blogspor dedi ki...

Galatasaray hem tribün açısından,hem futbolcu açısından,hem malzemeci açısından galibiyetten emin bir şekilde sahaya çıktı.Takır takır oynadı,Beşiktaş'ı 4ledi.Baros'ta gol kralı olacak bu gidişle :)

A. Eren Logoglu dedi ki...

"Lincoln'ün insan üstü formu devam ediyor, istatistiklere göre sadece 1 asist yapmış görünmesine rağmen"

EPL'de Galatasaray'ın 1. ve 4. golü -kaleciden sekme ve penaltıya sebep olma- asist olarak yazılıyor. Ligin resmi sitesini takip edip maçları da seyredenler bu durumla çok sık karşılaşmışlardır. Burası Türkiye, asist yazılmaz öyle gibi bir milli davranışa girmenin de anlamı yok, kaldı ki bu tür pozisyonlarda pası veren Alex, golü atan da Fenerbahçe olunca asist yazıldığına çok şahit olundu bu coğrafyada. Alex'in asistleri daha çok duran toplardan olduğu için bir korner örneği vereyim. Kornerde kaleciden bile değil rakip oyuncudan sekip arka direkte Luciano, Lugano'ya düşen toplar asist olarak Alex'in hanesine eklendi, böylelikle de Alex abartılı asist istatistiklerine sahip oldu.

Lincoln bu gece 3 asist yapmıştır. Bu sezon yaptığı asist sayıları taraflı Türk spor medyası tarafından kasıtlı olarak az gösterilmektedir. Lütfen biz de bu yanlışa düşmeyelim.

Sevgili Atahan'dan da rica ettim, Lincoln'ün asist sayılarına dair bir blog yazısını yakında kaleme alacak.

Eren.

Related Posts with Thumbnails