Lincoln'ün önderliğindeki Galatasaray Ankara deplasmanlarından başarıyla ayrılmasını bildi. Gençlerbirliği'nin attığı gol hariç Ankaragücü maçıyla birebir aynı oldu desek yeri. Galatasaray'ın bir Barcelona, bir Manu ayarında top oynadığı 15 dakika, daha sonra skor üstünlüğünün getirdiği rehavetle gelen yalancı rakip baskısı...
Galatasaray maça iyi başlayan taraftı aslında, ilk 20 dakika Milan Baros'la iki net pozisyon da buldu takım. Baros müthiş bir golcü, müthiş bir yetenek ama bazen gerçekten anlamakta zorlandığım anlar oluyor onu. Kaleciyi geçtikten sonra bir forvet niye bırakır kendisini, penaltı olabilecek her pozisyonda düşmek zorunda mıdır hücum oyuncusu, bunu anlayamıyorum. Bunu bir kenara bırakırsak inanılmaz formda ve istekli oynuyor Milan Baros. Sene başında bir çok kişiden daha ümitli olduğum bir oyuncuydu ama benim bile beklentilerimi fazlasıyla aştı. 15 maçta 11 gol 4 asist'e ulaştı ligde. Gol sayısını bir kenara koysak bile mücadelesiyle, topu tutmasıyla, arkadaşlarına pozisyon yaratmasıyla ligin en iyi forvet oyuncusu açık ara.
Lincoln'u transit geçiyorum çünkü her hafta aynı şeyleri söylemek zorundayız onun için, sınırları zorlamaya devam ediyor. Hagi'yi seyrederken çocuktuk, gençliğimizin idolü de o olacak gibi. Uzun yıllardır hasretini çektiğimiz oyun kurucu performansı budur. Adam atıyor, attırıyor. Bizim kültürümüzde beğendiğin futbolcu küfrederek övülür. Biraz daha yazarsam ana-bacı gitmek durumunda kalabilirim Lincoln'e, o yüzden kısa kesmek lazım.
Mehmet Güven maç özelinde değerlendirilmesi gereken adamların başında geliyor. Kendisine karşı güçlü bir ön yargı olduğuna değiniyoruz arada. Bence üst düzey bir merkez orta saha performansı koydu ortaya. Pasları çok isabetli ve doğruydu, doğru oyuncuları bulmasını hep bildi. Onun eksik olan yanı daha çok defansif yönde yeterince etkin olmamasıydı, bugün onu da aşmış gözüktü. Takımın en çok top kapan oyuncularından biriydi. Mehmet'ten devamını bekliyorum.
Arda Turan gol atmasına rağmen iki-üç haftadır süren vasat hücum performansını sürdürdü. Topla yeteri kadar buluşmuyor, buluştuğunda ise rakip oyuncuyu ekarte edemiyor. Her oyuncunun vasat oynamaya hakkı vardır ama Arda bizi insanüstü performanslarına o kadar alıştırdı ki insan garipsiyor doğal olarak.
Tüm bunların dışında bahsedilmesi gereken konu sahaya diziliş. Hem Ankaragücü, hem Gençlerbirliğinde maçındaki 3lü savunma+Barış denemesi yanlış buluyorum. Bu hem orta sahadaki verimliliği düşürüyor, hem de bütün kanat hücumlarının sol tarafa yığılmasına sebep veriyor. İki deplasmanda alınan galibiyetler yanıltıcı olabilir ancak buna kanmamak lazım. Galibiyetler Lincoln'ün ve Baros'un hücumdaki ekstra performanslarıyla ve orta sahanın daha sağlam bir defansif düzene geçmesiyle alakalıydı. Barış Özbek'in enerjisinin o dar bölgeye hapsedilmesi ise ayrı bir detay. Serkan Kurtuluş'un ısrarla rotasyon dışı tutulmasını anlamakta güçlük çekiyorum, Sabri Sarıoğlu yoksa o bölgede oynaması gereken oyuncu Serkan'dır, bu açık.
Skibbe yerden yere vurulurken onu destekleyenlerdendim ancak yanlış işler yaptığı zaman da halının altına süpürmek olmaz, özellikle galibiyetlerden sonra. 60. dakikadan sonra net bir şekilde oyundan düştü Galatasaray takımı, son yarım saatte kalemize şut yağdı desek yeri. De Sanctis yine 2 net pozisyon çıkardı. Oyuna müdahele etmekte niye geç kalıyor bu kadar, anlayamıyorum. 80. dakikadan sonra yapılan değişikliğin ne anlamı var? Oyunun esas kora kor oynandığı bölümde Galatasaray yarı sahasından çıkamadı. Galatasaray'ın rakip sahaya yerleşebildiği ilk pozisyonda dakika 84'tü. Bunu da not düşmeden geçmek olmaz.
Uzun lafın kısası Galatasaray kazanmaya, Lincoln oynamaya devam ediyor. Bu hücum performansıyla Galatasaray'ın kaybetmesi çok zor. Derbide de hem saha avantajıyla, hem oyuncularının form durumuyla avantajlı olan taraf. Beşiktaş maçından sonra daha geniş bir değerlendirme yapacağız elbette...
7 yorum:
Yalnız sahaya birisi şu Baros'un elle oynama sevdasının bitirmeli. ya da Hentbol şubesi açmalı. Yahu bir gün atılacak en sonunda.
Skibbe nin tercihi riskli ama tuttuğunu gördük sahada.
Serkan ise şu anki görüntüsü ile bence GS de oynayacak potansiyelde değil,ha zamanla gelişir mi bilemem, muhtemelen Skibbe de bunu görmüş olacak ki onu oynatarak kendisini riske atmak istemiyor.
Abi senin de dikkatini çekti mi De Sanctis'in Hacettepeli oyuncuya yaptığı hareket? Yoksa ben halüsinasyon mu gördüm, o pozisyonda ne amaçla yapmış olabilir diye merak ediyorum da.
Ögeday, ceza gerektirir mi falan bilmem ama ilk gördüğümde iyi bir kahkaha patlatmıştım.
"Hadi len ordan" der gibi bir hareketti daha çok, Gençlerli oyuncu da problem etmedi zaten. Futbolcuların arasındaki hukukla ilgili biraz...
Valla ben de iyi güldüm o anda, sonradan az yusuflamadım tabii işgüzar biri çıkıp ceza verirse diye.
Mehmet Güven'e çok sallamıştım zamanında.Uğur'un da salladığını iyi hatırlıyorum :) Bu sefer iyi iş çıkardı M.Güven.
De Sanctis'in rakibinin enseye şaplak attığı zaman bende çok güldüm.
Sonrasında kabarıp elini-kolunu kaldırınca bi an için korktum.
Ne de olsa italyan.''Ben Sopranos'dan koptum geldim,yığarım!'' duruşu var.
Ben kaleci-defans 5lisinin hepsinin Türk olması gerektiğini düşünen biriyim.Ama yönetimlerimiz bir tane yabancı kaleci sektirmemiştir şimdiye kadar (vardır arada numunelik.) .Simoviç-Claudio Taffarel-Mondi. 4. yolda.
Mehmet Güven'i beğenirim ben ilk çıktığından beri ama benim de sabrımı taşırdığı dönemler olmuştur, doğrudur :)
Yorum Gönder