Biletleri aldığımızda gösteriye yaklaşık iki saat vardı, zaman geçirmek için aklımızdan geçen tek aktivite de yemekti. Mangal Keyfi'ne gidip ikişer porsiyon dürüm yedikten sonra dönüş yolunda İnci Pastanesi'ne uğradık. Ancak daha sonra farkettik ki yemek yeme alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerek zira bütün bunların sonunda geçen zaman sadece 45 dakikaydı.
Neyse geyik kısmını daha fazla uzatmadan oyuna geçeyim. Oyun Ferhan Şensoy'un kamera ve cep telefonu çekimlerine olan tepkisini dile getiren bir ses kaydıyla açılıyor. Oyunu kaydetmeye çalışanlara iki tokat aşk edesi geliyormuş Ferhan abinin, bunu gayet alaylı ve eğlenceli bir dille aktarıyor bizlere. Ardından perde açılıyor; Ferhan Şensoy elinde borazan, Fernâme'nin ne olduğunu açıklayan bir tekerlemeyle giriş yapıyor oyuna.
Oyunun ilk perdesini günlük hayattan, cep telefonlarından, kapıcıdan, hükümetten, Baykal'dan, kısaca kendisini rahatsız eden her konudan şikayetlerine ayırmış Ferhan Şensoy. Bunu da kendine has üslubuyla yapıyor her zaman olduğu gibi. Kelime oyunlarına, üzerinde düşünülmüş şakalara bu bölümde daha çok rastlamanız mümkün.Fer ışık, Name mektup
Fer my name
Fername; Vasiyetname, Şikâyetname, Arzuhal name...
İkinci perde ise daha çok kendi anılarını anlattığı, temponun yükseldiği bölüm. Çocukluğunda başlayan sinema geçmişinden girip hayatan bir çok detayı paylaşıyor sizinle Ferhan Şensoy, bu sırada gülmekten kırılıyorsunuz tabi.
Benim en çok hoşuma gidense korkusuzca günümüzün siyasi ortamındaki gariplikleri eğlenceli bir üslupla yorumlaması oldu. E2'de John Stewart'ı izleyip "Bizde niye yok böyle şeyler?" diyenlere ilaç gibi gelecektir. Bizdeki siyasi ortam gereğinden fazla ciddi, insanların mizah duygusu yok denecek kadar az bugünlerde. Oy verdiğiniz partiyi Galatasaray-Fenerbahçe, Barcelona-Real Madrid rekabeti sertliğinde desteklemiyorsanız gayet hoş vakit geçireceğinizi garanti ederim. Spoiler vermek pek adetim değildir aslında ama bobiler'de çıkan üstteki montenin ana fikri üzerinde baya durdu Ferhan Şensoy, bunu söyleyebilirim en azından.
Bence verdiğiniz paraya fazlasıyla değecek bir gösteri Fernâme, Taksim-Halep Pasajındaki Ses Tiyatro'sunda gösterimde. İyi seyirler...
1 yorum:
İstanbul'da yaşamanın nimetleri. FB kötüyken bende kendimi sanatsal etkinliklere verirdim İzmir'de şimdi o imkanım da yok.
Yorum Gönder