Aydın Yılmaz daha 17 yaşındayken kitlelere ismini ezberletmeyi başarmıştı 2006'da Konyaspor deplasmanında attığı altın golle. O gol ve maç 2006'daki efsane şampiyonluğun simgelerinden biri haline geldi. Daha o gün beklentiler büyüdü, 'küçük Figo' diye anılmaya başlandı Aydın Yılmaz. Aradan geçen sürede pek bir şey değişmedi, Galatasaray taraftarının aklında hep o golü atan 17 yaşındaki o çocuk olarak kaldı...
Aydın 20 yaşını doldurmasına rağmen hala kendisini ispatlayabilmiş değil. Şans bulduğu hiçbir maçta vasatın üstüne çıkmayı başaramadı Aydın, buna gol attığı Kayserispor maçı da dahil. En büyük referansı Abdullah Avcı'nın "Arda'dan daha iyi, bir sene sonra milli takımda oynayacak" mealindeki açıklamaları halen. Aydın'ın artık bu referanslarının haricinde bir şeyler göstermesinin zamanı geldi bizlere.
Bir çok kişinin aksine Aydın Yılmaz'ı geri çağırmak için bu sezonun erken olduğunu düşünenlerdendim. Geçen senenin sonunda TV'de yayınlanan Galatasaray ve Trabzonspor maçları ve Aydın'ın bu maçlarda sivrilen performansı hem taraftarı hem yönetimi büyük bir yanılgıya itti. Halbuki Aydın Yılmaz kiralık geçirdiği o sezonu neredeyse tamamen boş geçirmişti. Forma giyebildiği toplam süre sadece 377 dakikaydı, topu topu 4 tam maç neredeyse. Manisaspor'da Giray Bulak ona forma şansı vermeye pek gönüllü değildi o sezonun ilk yarısı. Aydın'ın başta omzundan geçirdiği birden fazla ameliyat da buna tuz, biber ekti tabi.
Bloga astığım ilk yazılardan biri 'Altın Jenerasyon' yazısıydı. Orda dönüş için henüz erken olduğunu, hazır ilk 11'e yerleşmişken bir sene daha İBB'de ona değer veren bir hoca gözetiminde düzenli forma şansı bulmasının onun açısından çok daha iyi olacağını söylemiştim. Yine de Galatasaray'a bu kadar formdan düşmüş bir şekilde döneceğini tahmin etmiyordum, beklediğimden de kötü durumda Aydın Yılmaz.
Doğru yerde doğru pası verebilme, gerektiğinde insiyatif alıp skor üretme konusunda büyük bir gerileme içinde Aydın Yılmaz. Çoğu zaman ne yapmaması gerekiyorsa onu yapıyor, pas vereceği yerde gereksiz şut girişimlerine, kaleye gitmesi gereken yerlerde pas denemelerine sıkça şahit olduk aldığı süre zarfında. Bir de ayağına gelen her topta hiç düşünmeden topla hızlanmaya, ilerlemeye çalışması var ki geliştirdiği en yanlış özelliği bu olsa gerek.
Skibbe onu çok beğendiğini sezon başında bir kaç kez dile getirmiş, bunun da arkasını doldurarak her fırsatta ona şans vermişti. Bu şansların hiç birinde yeterli performansı sahaya ortaya koyabilmiş değil. Bunların dışında özel hayatına da hiç dikkat etmediği hakkında çok ciddi iddialar duydum, birden fazla yerden ve güvenilir insanlardan. Saha içindeki hatalarından çok beni hayal kırıklığına uğratan da bu oldu. Normal bir gencin gece hayatından daha fazlası Aydın gibi kendini ispatlamak zorunda olan bir futbolcu için yardımcı olacak bir faktör değil. Sokağa çıkmasın, eğlenmesin gibi bir sonuç çıkarılmasın yazdıklarımdan, sadece duyduklarımın bundan daha fazlası olduğunu dip not olarak söyleyeyim.
Harry Kewell'ın talihsiz sakatlığı Aydın'ın bundan sonraki kariyeri için belki de en önemli fırsatlardan birini de yaratmış durumda. Gençlerbirliği ve Beşiktaş maçlarında göstereceği performans onun notunun verileceği maçlar olacak. Hala "Arda'nın iyisi" gibi bir etiketle anılan Aydın Yılmaz'ın bunun altından kalkıp kalkamayacağını görmemiz açısından yarın akşam oynanacak Gençlerbirliği önemli bir sınav. İyi bir performans göstermesini umuyorum sadece...
9 yorum:
istanbul belediye dışında bir takımda çalışsa şimdiye değin 10 defa kapı önüne koyulacak, ligin en beceriksiz teknik direktörünün sözleri bir şey ifade etmiyor benim için.
beylerbeyi'ne pişsin diye gönderilen volkan bekçi'den eksiği var, fazlası yok aydın'ın.
ben bunu bilir bunu söylerim.
"they only want you when you're seventeen
when you're twenty-one, you're no fun"
sabri için hemen hemen buna benzer şeyler söyleniyordu. dünya yıldızı olacak filan diye. sonuç ortada.. bildiğin kasap sabri.
2006damıydı o maç be vay. ne konuşulmuştu o gol. fatih terim milli takımın geleceği nuri şahin demesi gibi herkes gaza gelmişti bu çocugu görünce. sizin altyapıda acaip kardeşim. ibb'ye giden geri gelmiyo orda kalıcı oluyo. ne maçıydı hatırlamıyorum. bu sezon oynadığı bi maçı izledim şapşal şapşal hatalar yapıyordu. belkide heyecandandır. :/
aydın yılmazın özel hayatı diyorsunuzda..insanları needn böyle zan altında bırakıyorsunuz..?aydın yılmaz hayatında ağzına içki koymamıştır gece hayatı da yoktur..ailesiyle yaşayan mütevazi bi insandır ayrıca kendisi sözlüdür..bukadar kötü olan ve kaynaklardan öğrendiğiniz şey neyse yazın da biz de bilelim..canla başla çalışan bu genç yaşında bukadar yük altına giren bir genci ve aydın gibi bütün gençlere karşı biraz daha yapıcı eleştirilerde bulunmalıyız..!
:)
diyorum...
İlk önce biraz sakinleşin. Benim değerlendirmem büyük ölçüde saha içi performansıyla alakalıdır, yazıyı yazdığım günden bu yana da bir gelişme göremedim Aydın'da. Başarılı olmasını, yazdıklarımı tekzip etmesini, hatta beni utandırmasını çok isterim.
Ancak çizdiğiniz profil benim bildiklerimle pek uyuşmuyor. Yine de daha fazlasını söylemek hem Aydın'ın, hem de başkalarının özel hayatına saygısızlıktır.
Ayrıca burası Siyaset Meydanı değil, kişisel bir blogtur, hiçbir şeyi açıklamak gibi bir zorunluluğum yok. Hakaret vs. olmadığı sürece görüşlerimi istediğim şekilde ifade ederim, bunu da söylemiş olayım...
burasının siyaset meydanı olmadığının farkıdayım bunlar da benim görüşlerim...okadar ciddi bi şekilde bildiklerim duyduklarım bunlardan çok fazlası demişsiniz ki ben ve arkadaşlarım da merak ettik neymiş bu durumlar diye..biz aydının özel hayatıyla ilgili olumsuz yorum yapan tek bir kişi daha duymadık..aynı zamanda aydın gs camiasında efendiliğiyle tanınan bi kişidir..gs alt yapısından yetişen bütün gençler bu terbiyeyle yetiştiriliyor zaten..eleştirileriniz aydının sözlüsüyle çıkıp yemek yemesiyse bırakın lütfen. hayatında ağzına içki koymayan istanbulda gece clublerinde yılda bir kere görünen biri için yorumlarınız haksızlık..saha çindeki performansı ile ilgili yorumlarınıza saygı duyuyorum..ancak özel hayat ile ilgili bukadar ağır ithamlar haksızlıktır..camia içinde tanısanız eminim siz de bunu bilirdiniz.
Fikir bazında uzlaşmamız zor gözüküyor zira benim bildiklerim sözlüsüyle yemek yemesi vs. ile ilgili değildi kesinlikle. Konuyu da uzatmak istemiyorum aslında çünkü Aydın'ın isminin bu tip şeylerle anılması benim de hoşuma gidecek bir durum olmaz.
Bunların dışında ortak paydamız şu olabilir sanıyorum, o da Aydın Yılmaz'ın Galatasaray'a yararlı olmasını istememiz. Benim Aydın'la kişisel bir derdim hiçbir zaman olmadı, hatta çoğu zaman Galatasaray altyapısı kökenli oyuncu oyuncuları gereğinden fazla kolladığım için eleştirilirim.
Bunlar çok da önemli değil, önemli olan Aydın'ın iyi performans gösterip Galatasaray'a faydalı olması. Gelişimini sürdürdüğü, yerinde saymadığı sürece de kimsenin özel hayatı önemli değil. İyi geceler...
ortak paydada buluştuğumuza çok sevindim..umuyorum ki futbola emek veren tüm arkadaşlarımız hak ettikleri yerlere gelirler..iyi geceler...
Yorum Gönder