Türkiye'nin alt yaş kategorilerinde forma giyerken Avrupanın büyük kulüpleriyle adı geçen bir çok oyuncumuz olmuştu daha önce, en yakın örneklerden birisi Nuri Şahin'di. 90-91 jenerasyonunda ise Batuhan Karadeniz, Sercan Yıldırım, Cem Sultan, Semih Kaya gibi oyuncular bu söylentilerle ön plana çıkan oyuncular olmuştu. Ancak bu zinciri kıran, somut anlamda bir şeyler başarmış oyuncumuz neredeyse yok gibidir. Abdulkadir Kayalı'nın fark yarattığı nokta buydu. Manchester City'den teklif alıp akademisinde antremana çıkmış ve beğenilmiş bir oyuncudur Abdulkadir. O dönem 16 yaşından küçük olduğundan anlaşma olmamıştı, o da Ankaragücü'ne geri dönmüştü.
Orta sahanın ortasında oyun kurucu olarak forma giyiyor Abdulkadir. Onu diğerlerinden ayıran en önemli özellik ise paslarındaki isabet ve doru karar verme yetisi. Basit ama etkili oynayan bir oyuncu. Fizik olarak da üst düzey mücadeleyi kaldırabilecek kapasitede, oyunun iki yönünün de hakkını veriyor. Bu tip oyuncuları yetiştirmekte zorlanan bir ülke olduğumuzdan Abdulkadir "çölde bir vaha gibi"
Abdulkadir aklımın köşesinde her zaman yazılı olan bir oyuncudur ancak onu buraya taşımamın bir sebebi var, o da sözleşmesini yenilemediği için Ankaragücü tarafından kadro dışı bırakılmış olması. 18 yaşını doldurmadan yeni sözleşmeye imza atmak istemediğini söylemiş Abdulkadir, Ankaragücü yönetimi de onu PAF takımına göndermiş tekrardan. 22 Kasım'dan beri PAF takımda da forma giymiyor.
Hatırlayanlar olacaktır, benzer bir olay Bursaspor'la Serkan Kurtuluş arasında yaşanmış, Bursaspor da bonservis bedeli alabilmek adına Serkan'ı Galatasaray'a 1.25 milyon euro karşılığında yollamıştı. Benzer bir senaryoyu devre arasında görmemiz pek sürpriz olmaz, ya da benim gönlümden bu geçiyor diyeyim en iyisi. Ankaragücü Hasan Şaş'tan sonra bu kadar potansiyelli bir yerli oyuncu bulundurmamıştı kadrosunda, ondan henüz adam akıllı verim alamadan yollamak zorunda kalacak gibi.
İlk bakışta çok masum gibi gözüküyor Ankaragücü ancak ben tam öyle düşünmüyorum. Altyapıdan gelen oyuncuları adamdan saymayan, zamanında uzun süreli profosyonel sözleşmeler vermekten kaçınan kulüplerimize müstehak aslında bunlar. Bir büyük boyu zamanında Emre Belözoğlu-Galatasaray-Inter üçgeninde yaşanmıştı hatırlarsanız. Bosman kuralı yeni yürürlüğe girdiğinden Galatasaray'ı bir derece mazur görebiliriz ama artık kanıksanmış bu kuralla 18 yaşındaki yıldızını kaptıran takıma bu saatten sonra kimse madur gözüyle bakmaz, kimse kusura bakmasın.Bu Bursaspor-Serkan Kurtuluş olayında da geçerli.
Altyapıdan gelene bizim çocuğumuz diyerek semer vurmak futbol kültürümüze yerleşmiş bir olgu artık, buna Galatasaray'ında da, Bursaspor'unda da, Çemişgezek'inde de rastlamak mümkün. Sırf altyapıdan yetişti diye hakettiğinden az para vermek, kısa süreli kontratlar yapmak amatörlükten başka bir şey değidir. Abdulkadir bu konuda bir ilk değil, son da olmayacak bu gidişle...
3 yorum:
gareth barry duruşu.
solak olduğu o kadar belli ki..
solak değil ama:)
bir yazı da yan dükkandan:)
http://papazmetin.blogspot.com/2009/01/abdlkadir-kayal.html
Yorum Gönder