Ülke Puanımız #8: Devre Arası

Yaklaşık bir buçuk saat önce resmi olarak Avrupa kupalarında devre arasına girildi, Galatasaray ve Fenerbahçe hatrı sayılır puanlar toplayarak Şubat ayına kalan iki temsilcimiz oldular. İki sezondur ligde büyük çıkış yakalayan Sivasspor'un Avrupa kupalarına katılırken ligin en zayıf ekiplerinden birine dönüşmesi bizim adımıza ciddi bir talihsizlik oldu, normal şartlarda o turdan ve ligden Avrupa'ya giren ekibimizin Aralık ayına kadar tutunabilmesi gerekiyordu, bu seneki en büyük dezavantajımız bu oldu zaten. Üç takımlı İstanbul triosunun yanına iyi bir takım sokalı yıllar oldu, hala Denizlispor ve Gençlerbirliği'nden dem vurup şehir efsanesi gibi anlatıyoruz. Aslında ligimiz gerçekten iyi olsa bu takımlardan en kötü iki senede bir çıkarabilmemiz gerek ama malesef düzenli katılan Trabzonspor bile yıllardır bir arpa boyu yol alabilmiş değil. Böyle bir durum söz konusuyken Hollanda ve Portekiz gibi ülkelerle rekabet ediyor olmamız dahi büyük başarı. Her türlü başarısızlık bu üç İstanbul kulübüne ihale edilir ancak bir noktada herkesin kendini sorgulaması gerekiyor. Takımlarımızın bir Sheriff Tiraspol'den, bir APOEL'den, bir BATE Borisov'dan bütçe olarak, imkan olarak neleri eksik, bir tartmalılar. Ondan sonra belki önümüzü daha rahat görme şansı elde edebiliriz.

Son haftaya kısaca bakarsak Beşiktaş'ın evinde, Galatasaray'ın deplasmanda kaybetmesi hafta özelinde önemli eksilerdi, Beşiktaş'ın elense dahi kazanması gereken bir maçtı o, keza Galatasaray da liderliğin rehavetine kapılmaması gerekiyordu. Ülke puanından belki de daha önemlisi kendi takım puanı adına, ona da genişçe değineceğiz aradan istifade. Bu haftanın tek kazanımı Fenerbahçe'nin Sheriff galibiyetinden gelen iki puan. İşe rakip penceresinden bakarsak istediklerimizin büyük ölçüde gerçekleştiğini görüyoruz, son iki haftada bizlerden fazla puan toplamalarına rağmen. Hollanda'nın kendi içinde mükemmel senaryosu olan beş takımla devam etme hayali önce Sinan Bolat'a, sonra da Hertha'nın stoperi Kacar'a takıldı. Hem Şampiyonlar Ligi temsilcisi Alkmaar, hem de Heerenveen saf dışı kalmış oldu böylece. Portekiz de triosu dışında sürpriz çıkaramayınca en azından bir nebze baş edebilme şansı elde ettik ikinci devre için.Baktığımızda iki ülkenin de takımlarının yarısı duruyor, yüzdeye vurursak bizim %40, onların %50. Ekstra performans gerekiyor yine de Galatasaray ve Fenerbahçe'den, üstelik bu arada puan farkını da kapatmak gerek. Şubat ayı sürprizlere gebe olur her zaman, iki takımımız da son sekize kapağı atarsa bambaşka şeyler de konuşuyor olabiliriz ama Portekiz'in, Hollanda'nın geçen sezon Ukrayna'nın yaptığını tekrarlama ihtimali de en az bu olasılık kadar yüksek. İlk devrede topladığımız 7.200 puan beş sezon içinde daha şimdiden en iyi ikinci derece, bunu sezonluk ortalamaya vursak 36.000 puan ediyor ki bu şu an bulunduğumuz yerden daha iyi bir derece vadediyor bize. Bu tempoda devam edersek karşılığını alacağız, orası kesin ama bunu kısa vadede tahsil etmemiz mümkün mü, işte orası bu sezon için zor gibi. Dediğim gibi, bu sezon adına ekstra işler lazım, bunu da şimdiden kestirebilmek kahinlik olur. En azından kuralardan sonra belki biraz daha görebiliriz. Liverpool'u Sporting de çekebilir, PSV de, Galatasaray da. Hangisine gelse ciddi bir tehlike, hele Premier Lig'den kopmuş bir Liverpool sanılanın aksine çok daha büyük bir tehlike. Bu tip yan faktörleri de hesaba katmak gerek.

Bizim evrenimizin dışına çıkarsak görmemiz gereken bir Avusturya-İsrail ihtilali var aşağı tarafta, UEFA Avrupa Ligi'ne soktukları birer takım mucizevi performanslara imza atıp ülkelerini taşımaya devam ediyorlar. Özellikle Salzburg'un ilk Avrupa Ligi'ni 18 puanla tamamlaması ve bunu dördüncü torbadan girdiği kurada ve bir İtalyan, bir İspanyol takımının bulunduğu grupta başarması apayrı bir öykü. Kupanın devre arasında bunun ne büyük bir olay olduğuna kendimizce değinmiştik ama 9'u 18'e tamamlayacakları o dönem aklıma gelmemişti. Onlara en yakın performansı ortaya koyan ekip 16 puanla Werder Bremen, son maçında daha ciddi bir hazırlık yapsa Galatasaray da Bremen'i ikileyen ekip olabilirdi. Salzburg'un dışında ortamı şenlendiren bir diğer ekip de Hamburg'u içerde yenerek grup liderliğini son maçta alan İsrail ekibi Hapoel Tel-Aviv oldu. Aslında sezon başında ülke çapında övünç kaynakları Tel-Aviv şehrinin diğer ekibi Maccabi'nin Şampiyonlar Ligi'ne kalışıydı ancak gol dahi atamadan elenen Maccabi'nin yerine 12 puanla grubunu lider bitirmiş ve ülkenin bayrağını Şubat ayına taşımış bir Hapoel Tel-Aviv şehir sakinlerine eminim daha çekici geliyordur şu anda.
Başarı öykülerinden sonra tekrar bizim tarafa dönüp orta vadeli bir perspektif çizelim. Bu sezondan sonra çekişmeye gireceğimiz ülkeler arasında Rusya ve Ukrayna da bulunuyor, Romanya'nın artık rakip klasmanından çıkacağını öngörerek bunu söylüyorum elbette. Üç ülkeye de bakarsak bu sezonki performans anlamında bizim yanımıza yaklaşamıyorlar. Rusya iki, Ukrayna sadece bir takımla devam ediyor Avrupa'da, yüzdeye vurursak bizim altımızda kalıyorlar bariz bir farkla. Onlardan büyük bir atak gelmezse 6.000-6.500 barajını geçmeleri zor, bizim 9 ve üstüne kendimizi atmamız önümüzdeki seneler için en az üç puan fark kapatmak anlamına da geliyor. Yukarda gördüğümüz 3.5 sezonluk tabloda 3.500 puan önümüzde altıncı sırada bulunan bir Ukrayna var, iyi bir seriyle bizden fazla takımla katıldığı için dezavantajlı olan bu ülkeleri geride bırakıp üç takımla Şampiyonlar Ligi rüyamıza tekrar yelken açma şansına sahibiz. Elbette bunun üç sezondan önce gerçekleşmesi mümkün değil ama ligimiz açısından bir devrim arıyorsak bundan büyük de bir fırsat yok. Her geçen sene artan bu performansımız varken çıtayı da burayı koymak gerekiyor zaten, yeter ki İstanbul triosuna destek olacak takımlar çıkarmasını bilelim. Kayserispor, Bursaspor gibi ekipler bu açıdan büyük anlam ifade ediyor. Neyse, yine çok uzaklara gitmeyelim, en azından Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kazasız bir kura çekip kendilerini birkaç tur üste atmalarına ihtiyaç var. UEFA sıralamaları çok bilinmeyenli denklemler, bu bilinmeyenleri biraz olsun açabildeysek, kendimizce bildiklerimizi aktarabildiysek ne mutlu bana. Başka bilmek istedikleriniz olursa yorum bölümüne beklerim.

87 Galatasaray Tur 9.1450 1.7735 2.3200 8.0130 9.2175 30.469

Unutmadan, dün akşam sorduğum bilet sorusunun cevabı 87.sıra, dolayısıyla tırmanış da 45 basamak olacaktı. Bu iki cevabı da veren ilk okuyucumuz Aslı Özer oldu. Mert isimli arkadaşımız 87'yi bilmesine rağmen nedense basamak hesabını inatla yanlış yapmış, onu da yarınki yarışmalara bekleriz. Hem öğlen saatlerinde hem de akşam 19.05'te iki bilet daha vereceğiz. Bu sefer yorumu da bol oldu, sanırım daha basit araştırma soruları sormak gerekiyor böyle. Yarın görüşmek üzere...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

10 yorum:

benden bu kadar dedi ki...

güzel yazı hocam. eline sağlık.

TA dedi ki...

rusya 2 sezon daha 6.cı sırada.buda ileriki sezonlar için avantajdır.geçen sene altıncı sırada bitirdiler.bu senede süpriz olmazsa yine yerleri garanti.

excellence dedi ki...

Avrupa'da galibiyet sayisi malubiyet sayisindan fazla olan tek türk takimi Galatasaray olunca ülke puaninin neden daha yükseklerde olmadigi net bir sekilde ortaya cikiyor.

Bu bide üc büyükler disinda hic bir kulübün avrupa'da varlik gösteremesi en büyük handikap senin de yazid vurguladigin gibi.

Ey anadolu kulüpleri; Peki ligde hakemler sizin önünüzü kesiyor ozaman avrupa'ya cikinca biseyler yapin bari.

oddy dedi ki...

emeğine sağlık.
6. ve 9. sıralarda gidip gelmeliyiz, 9 un altına düşmemeliyiz. ş.liginde 3 takım görmek güzel olur tabi katılsakta ön elemede 3te 3 yapacağımıza inanmıyorum.
avrupa kupalarına katılan her takımın en az 7 puan kazandırması boynunun borcudur.
ortalama 7 puandan 7 x 5 35 eder.
Buda arada çıkacak ekstra puanlarla 6 ile 9 arası kalmamızı sağlar.
Fenerbahçe ve Galatasaray ellerinden gelen yapıyorlar.
Bjk ve TS bu ikiliden besleniyor uzun yıllardır.
diğerleri zaten komedi.

aksilaz dedi ki...

Rusya ve Romanya başarısını devam ettiremeyeceği ortada. ukrayna her sene iki takımla birşeyler yapacaktır. Ancak bir üç yıl sonra geçme potansiyelimiz var. Şampiyonlar ligine 3 takımla girdiğimiz günler yakın gelecekte gerçekleşecek.

Burak Eren dedi ki...

Uğur benim anlamadığım bir olay var lütfen aydınlat beni. 7. sırada olan Romanya'nın Avrupa Kupaları'na 6 takım, 8. sıra takımı olan Ukrayna'nın 5 takım ama 9 ve 10. sıralardaki takımların yine 6 takım gönderdiğini görüyoruz. Bu Ukrayna'ya özel bir durum mu yoksa 8. nin kaderi mi bu :) Ya da 8. olan 5 takım ama daha fazla takım mı gönderiyor Şampiyonlar Ligi'ne. Aydınlatırsan sevinirim.

pclion dedi ki...

Onlar bir önceki sezonun getirisi Burak, o dönem daha iyi bir yerde bulunuyorlarmış bu ekipler. Daha detaylı incelemek istersen;

http://www.xs4all.nl/~kassiesa/bert/uefa/access2009.html

Burak Eren dedi ki...

Kısa vadede 9. sıraya kadar çıkmak mümkün görünüyor. Yalnız Ukrayna şu noktaya geldiyse biraz Lucescu devrimine dua etmeliler. Dinamo Kiev'i de yabana atmamak lazım ama Shakhtar iyi duruma getirdi.

Leopold Raskolnikov dedi ki...

tüm yazıları okudum hala 4+1in mantığını anlamadım

pclion dedi ki...

Statüde 4+1 yazıyor Cem, pratikte 5 aslında. 4 puan gruptan çıkıldığı için. 1 puan da ŞL'de her tur başına verilen doğal prim, gruptan çıkınca doğal olarak takım tur atladığından 5 puan alıyor...

Related Posts with Thumbnails