Türk futbol tarihinin en büyük başarısı olarak kabul edilen 1999/2000 sezonuna başlarken Avrupa’nın zirvesinde İtalyanlar yer alıyordu. 1999 yılında UEFA tarafından oluşturulan ülke sıralamasında (altta) 57.212 puanla en yakın rakibi İspanya’nın 7.500 puan fark atan İtalya, hem Şampiyonlar Ligi, hem de UEFA Kupası’nda başarıdan başarıya koşuyordu. Juventus, Inter gibi bugün de kupalarda boy gösteren ekiplerin yanı sıra altın çağlarını yaşaya Parma, Lazio, Bologna gibi güçlü ekipleriyle UEFA Kupası ve o yıl son kez oynanan Kupa Galipleri Kupası’nda da hatrı sayılır puanlar toplayan İtalya, o dönemler Avrupa’nın en büyük ligi olduğunu açıkça ilan etmişti.
Aradan geçen 10 senede yaşanan gelişmelere baktığımızda aslında büyük liglerin aradaki farkı daha da açtığı, Türkiye’nin de yer aldığı orta sınıfla daha zayıf liglerin bu marka liglerle arasındaki farkın daha da derinleştiğini görebiliyoruz. Futbola paranın girişi, başta bosman olmak üzere transferlerde futbolcu lehine yapılan düzenlemeler sonucunda marka liglerde yer alan takımların kaliteli oyuncuları kadrolarında toplamaya başlaması zirvenin lehine yaşanan gelişmeler oldu fakat bu gelişmelerden hem ligin iç dinamikleri hem de yerleşmiş düzenin yeni ihtiyaçları karşılamaktaki yetersizliği sebebiyle rakiplerinin arkasında kalan ülke İtalya’ydı. Kendine has futbol geleneği ve Milan, Juventus, Inter gibi köklü kulüpleriyle Avrupa’da var olmaya devam etseler de 90’larda kasıp kavurdukları Avrupa sahnesinde eski gücünü bulmakta güçlük çekiyorlar. Avrupa geleneğine en yatkın iki İtalyan kulübü olan Milan ve Juventus’un yanında yer alan kulüplerin birçoğu sahneyi birer birer terkettiler. Bir zamanlar istikrarlı bir biçimde Şampiyonlar Ligi’nde boy gösteren ve hatrı sayılır işler çıkaran Parma ve Lazio, yaşadıkları finansal kriz sebebiyle büyük kan kaybettiler. Fiorentina aynı sebeple küme düşürüldü. Belki bunlardan da önemlisi şike skandalından sonrası Juventus’u kaybetmeleri oldu. Böylece Avrupa’daki son kale Milan’a yardımcı olacak kadar güçlü kalan kulüplerden sadece Inter ve Roma kaldı.
İtalyanlar 2000 sonrası yaşadığı düşüşü Milan’ın Şampiyonlar Ligi’nde yakaladığı dönemsel başarı ve oynadığı finallerle tolere ederek 2006 sıralamasında (üstte) tekrar ilk ikiye girmeyi başarsa da bunun kalıcı bir durum olmadığı, artık spot ışıklarının İtalyanlar değil İngilizlerin üzerinde gezindiği bilinen bir gerçekti. İtalya’nın aslan payını önüne çeken İngiltere, futbol endüstrisinin gelişmesine en iyi uyum göstermiş lig olan Premier Lig’le Avrupa kupalarını domine etmeye başladı. Şampiyonlar Ligi’ni Premier Lig play-off’larına çevirdiği yönündeki espriler yapan İngiltere kulüpleri, İspanyollarla beraber yeşil sahaların yeni hakimiydi fakat İtalyanların bu ikilinin arkasındaki yerine göz diken bir ülke vardı: Almanya. Almanlar, 2006’da düzenledikleri Dünya Kupası sonrası yeni yaptırdıkları stadyumların da yarattığı fırsatı en iyi şekilde kullanıp lig organizasyonlarını marka haline getirmeyi başardılar. Bunun kulüplerinin Avrupa derecelerine yansıması da çok uzun sürmedi. İtalya’nın son bir hamleydi tekrar ilk ikiye döndüğü sene Fransa’nın ardında 48.364 puanla beşinci sırada bulunan Almanya, aradan geçen dört senede İtalya ile arasındaki 18.367 puanlık farkı kapattı ve şu anda 2010 yılı sıralamasında İtalyanların ensesine bindiler.
07/08 sezonundan beri istikrarlı olarak Almanya’nın gerisinde kalan İtalya’nın sezon başında sahip olduğu yaklaşık 3.000 puanlık avantaj, bu sezon iki ülke ekiplerinin performansları arasındaki farkın daha da artmasıyla kapanmak üzere. Farkı 0.655 puana kadar indiren Almanlar, sezonun geri kalanında İtalya’nın üzerine çıkmak için mücadele verecek ve görünen o ki bunu başarmaları o kadar uzak bir hedef değil. Kupalara yedi temsilci ile katılan İtalya, henüz Mart ayında altı temsilcisini kaybetmiş durumda. Geri kalan dönemde son beş yılın en başarılı ikinci ikinci performansını ortaya koymayı başardılarsa da rakipleri Almanya’nın gerisinde kaldılar ve geri kalan iki aylık dönemde üçüncü sıradaki yerlerini korumak için Bayern, Wolfsburg ve Hamburg’la yoluna devam edecek olan rakiplerinin alacağı tüm puanlara Inter ile karşılık vermek zorundalar. Inter’in Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde CSKA ile eşleşmiş olması İtalya için bir şans oldu, yarı finale bir takım taşımaları çok zor gözükmüyor fakat bu seneyi muhtemelen Almanya'nın gerisinde kapatacaklar. Bu seneyi Inter'in muazzam bir performansıyla kurtarsalar dahi 05/06 puanlarının devre dışı kalacağı 2011 sıralamasında Almanya’nın gerisine düşecekleri artık şimdiden kesin gibi.
Peki bu üçüncülük neden önemli? UEFA’nın hazırladığı bu sıralamada ilk üçte yer alan ülkeler kupalara en fazla takım gönderme hakkına sahip olan üç ülke konumunda ve elemelerde en avantajlı konuma sahip ülkeler de onlar. Bu sıralamada üçüncü olan ülke üçü direkt olarak gruplardan başlamak üzere dört takımı Şampiyonlar Ligi’ne gönderme şansına sahip, üç takımı da UEFA Avrupa Ligi’ne gönderiyor. Dördüncü ülkenin Şampiyonlar Ligi’ne gönderdiği takım sayısı ise üç. Bu anlamda iki sıra arasında büyük bir fark bulunuyor. Eğer bu sezonun sonunda üçüncü sırada Almanya yer alırsa 2011/12 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde dört takımla temsil edecek ülke olacak.
Tüm bu teknik detaylardan belki de daha önemli olan Bundesliga’nın Serie A’dan daha kuvvetli bir lig olduğunun resmi olarak tescillenecek olması. Ülkelerin beş yıllık Avrupa kupası karnelerine göre hazırlanan bu sıralamada özellikle ilk beş içinde yaşanacak her değişiklik liglerin kalitesi arasındaki değişimi de doğrudan yansıtıyor. Almanlar, son yıllarda sadece görüntü kalitesi olarak değil futbol olarak da İtalyanların artık önünde yer aldıklarını böylece ilan etmiş olacaklar. İtalyanların liglerinin değerini korumak için neler yapacağı, Almanlara nasıl karşılık vermeye çalışacağı ise Avrupa futbolunun gelecek beş sezonuna damgasını vuracak soruların en büyüklerinden biri olacağı ise şimdiden belli...
*Bu yazının büyük ölçüde benzeri iki hafta önce Goal.com Türkiye için yazılmıştır...
2 yorum:
Almanya son yıllarda öne geçti. Bunun sebebi de kesinlikle dünya kupasıdır.
Aynı şekilde italyayı canlandırmak için 2016'nın bizden gitmesinden korkuyorum.
eğer 2016'yı bize verirlerse bizde büyük bir çıkış yakalayacağımızı ve sıralamada olmamız gereken yere 6.lığa çıkacağımızı düşünüyorum.. Bunu başaracak potansiyelimiz var çünkü.. Almanya 3.lüğü gerçekten hak ediyor Seria A artık takip edilen bir lig değil.. İtalyan takımlarınında hali ortada.. Şike olaylarından sonra İtalyan ligine olan ilgi ciddi derecede düştü..
Yorum Gönder