Manisaspor 1-2 Galatasaray || Baros Etkisi

Şu takım eğer bugün itibariyle şampiyonluğun en kuvvetli iki adayından birisi değilse bunun sebebi Fenerbahçe maçıdır lakin her zaman dediğim gibi bu maç Sami Yen'de kaybedilen değil Saraçoğlu'nda Milan Baros'un kaybedildiği maçtır. Galatasaray'ın hücum sisteminde alternatifsiz bir kişi varsa o kişi de sezon başında Milan Baros'tu. Shabani Nonda'nın yedeklemesiyle sıkı bir forvet rotasyonuna sahip olan Galatasaray bu ikiliyi kaybettikten sonra bir daha sezon başındaki oyununa asla dönemedi. Üçüncü bölgede oyunu oynamakta başarılı olan bu takımda yük ikinci bölgeye kayınca bu yükü çekmekte zorlanan orta saha da çöktü ve aslında şampiyonluğun belki de en büyük adayı yarışı iki adım geriden takip eder oldu. Milan Baros'un ne kadar değerli olduğunu varlığında da, yokluğunda da anlamamız boşuna olmasa gerek.

Kimileri protestonun gazı, kimileri can havliyle saldırma diyebiliriz Manisaspor deplasmanda ortaya konan oyuna ama açıkça görülen bir şey vardı ki Galatasaray golü bulana kadar çok iyi top kullanan ve dağıtan, aynı zamanda üçüncü bölgede topları doğru kullanıp pozisyon üreten taraftı. Sadece 'motivasyon' gibi bence içi boş olmasa da epey şişirilen bir faktörü ön plana çıkarmak Diyarbakır maçının kırıntıları arasında kendini gösteren ve bugün devam eden düzenli oyuna ciddi bir haksızlık olacaktır. Keita'nin ters kanadına gerçekten çok iyi oturan Giovani, takıma ciddi bir çeşitlilik kattı. Hele ikinci yarı soldan bir anda hzlanıp Elano'nun önüne topu paralel bırakışı vardı ki gerçekten hayran kaldım. Bunu Elano'nun gelişini bekleyerek yapması da ayrıca önemli. Devre arası transfer döneminin nimetlerinden birisi de o Lucas Neill ile beraber. Ortaya dönen Arda Turan ve istenilen düzeyde olmasa da pas trafiklerine katıldıkça kendini daha iyi gösteren bir Elano'yla toparlanmış bir hücum hattı seyretmiş olduk. Bu oyundan sonra Galatasaray adına golün gelmemesi zordur, çok da gecikmeden gol geldi zaten.
Galatasaray'ın daha düzenli ve verimli bir hücum performansı ortaya koyduğu bir maçta beklerden yeterince performans alamadığını da ayrıca not etmek lazım. Sakatlık dönüşü sezon başındaki verimli günlerine dönmekte zorluk çeken bir Sabri var sağda ve Keita ile iletişiminde bunun izleri görülüyor. Eskiden daha doğru zamanlamalarla yaptığı bindirmelerle Keita'ya daha sık koridor açar, hem pas imkanı oluşturur hem de rakip defansın dengesini bozardı. Milli takımın Honduras'a karşı oynadığı milli maçta Hamit Altıntop'a sağladığı şut imkanı da benzer bir örnektir mesela, benim aklımdaki Sabri Sarıoğlu'nu özetlemek için çok iyi bir örnekti o gol. Henüz o diriliği göremedim onda, kısa sürede vites yükseltmediği sürece sezonu böyle tamamlayacağı aşikar. Onun simetriği Caner hücumda daha aktif olsa da takımın en verimsiz pasörlerinden biri, doğru şutu bulmadan kaleyi düşünmesi de setleri fazlasıyla bozdu bugün. Bir süredir de bu böyle devam ediyor. Yine de ikinci golde kaleciyle Arda'nın arasına attığı derin pası ve ilk golde Elano'ya pası veren kişi olduğunu atlamayalım elbette. Caner Erkin iki sene üst üste düzenli forma bulan bir oyuncu olsaydı bu eksikliklerini çoktan gidermiş olabilirdi, maç tecrübesiyle alakalı bir durum. Aşacaktır.

Velhasıl kelam Galatasaray adına Şampiyonlar Ligi ümitlerini bir sonraki haftaya taşıdığı bir karşılaşma oldu Manisa deplasmanı, uzun süre sonra deplasmanda kazanmak da önemli bir nokta. Son olarak Denizlispor deplasmanında galip gelebilmişti takım, 18. maç haftasında. Bu takım hâlâ bu yarışın içindeyse gerçekten tebrik etmek gerek, ne diyelim. Yarınki derbinin sonucu Galatasaray adına da direkt olarak belirleyici olacak. Beşiktaş'ın galibiyetinin Galatasaray'ı gerçek anlamda şampiyonluk potasına sokabileceğine inanıyorum, Fenerbahçe'nin alacağı bir beraberlik ise sandığından çok daha fazla yarayacaktır kendisine. Fenerbahçe'nin galibiyeti ise Galatasaray için hedefi Bursaspor'u geçip ikinciliği kurtarmaya çevirecektir. Bence ligin en kilit maçı yarınki derbi olacak. Ondan sonra herkes önünü daha iyi görmeye başlayacaktır...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

9 yorum:

Unknown dedi ki...

Arda'nın tavrı hakkında neler düşünüyosun merak ettim

sembolist dedi ki...

Uğur,maçlardan sonra okunması gereken blog hüviyetine yakışır bir yazı yine..
Hakan Balta ile beraber Neill daha güzel oynuyor.Mustafa Sarp gibi bank asyada oynayamayacak bir futbolcunun takımı her zaman sabote ettiğini düşünmüşümdür,yanılmadım..Onun olmadığı maçlarda takım ileri geri daha sağlıklı hareket ediyor.
Servet-Sarp-Topal 3'lüsünden en fazla 1'i oyamalı bu teknik takımda.Caner'in önümüzdeki yıl için Reykartın kafasına yattığını düşünüyorum,dediğin gibi maç eksiği söz konsu.Bir de aşırıya kaçan ego'sunu törpülerse daha çok katkı sağlar kanaatindeyim..

pclion dedi ki...

Deniz, Arda'nın tavrını ayrıca yazıp yazmamakta kararsız kaldım, belki genişçe değinirim diye. Ben çok yadırgamadım açıkçası. Kendi taraftarı ona basının sevgilisini alet ederek yerdiği bir konu üzerinden beste yapmış, bunu da gayet açık bir şekilde yönetimden icazet alarak icra etmiş. Deplasman taraftarı ne kadar muhattaptı o konuda, o tartışılır ama bence "vay, Arda nasıl konuyu uzatır!" denilecek noktada değiliz.

Sembolist, Balta-Neill tespitine ben de katılıyorum, yazıyı fazla uzatmamak için atladığım konulardan birisiydi. Başarılı bir ikili oldular orada, stoper-bek kimlikleri sayesinde Sabri ve Caner'in de arkasını süpürmeyi iyi beceriyorlar...

Nevzat dedi ki...

Hakan ile Lucas yeterki 3-4 mac ark arkaya yapsinlar, daha da birbirileriyle uyum saglarlar.

Canere gelince. Bazen iyi seyler yapiyor, ama sanki ekmek yememis gibi. Adam antrenmanda Sabriye bile gol atamiyor. Vurus teknigi sanki kötu.
Sarpa zaten birsey demiyecegim.
Adamda teknik yok ama orta saha oyuncularindan en cok gol posiyonuna giriyor. Sen arkada kal, birak Elano gitsin oraya.
Tabi, bu taktikmi, diger oyuncularin ileriye gitme korkusumu, veya Sarpin salakligiyla sanstan orda olmasimi bilmem.

Yaşar Güner dedi ki...

arda nın yaptıklarını ayrıca yazmalısın bence herkez yazmalı..
ben manisa maçındaydım ve galatasaraylı olarak ardadan utandım maç öncesi bütün futbolcuların taraftara gelmesi ardanın gelmemesi maç içindeki oyunu takmaz tavırları.maçtan alınırken büyük kaptan tezarahutımızı takmaz tavırlar sonra arda bu arda o arda çok yanlış şeylerle oynuyo bence sonunda kendi futbol hayatını çok ciiddi söylyorum silikyaşar vegeçirir...
Ve Galatasaray taraftarı olarak söylüyorumki ARDA SATILSIN..

aks111 dedi ki...

Bence Arda hiç bişey olmamış gibi davranamazdı ve öyle oldu.Ben kendi düşüncemi söyleyim arda fanatik galatasaraylı olarak futbol oynuyor.Yani arada eleştiriliyor ya yavaşlatıyo takımı 3 kişi arasına giriyo diye işte onları sorumluluk aldığı için yapıyor.Hani dendi ya geçen hafta ruhsuz yürekler diye.Bunu haketmeyenlerin başında gelir arda.Kaldıki trabzon deplasmanında oynamamış fenerbahçe maçındada sakat sakat oynamış.Neden oynamışki sakat sakat onu bi konuşalım.Çünkü galatasaraya çok fazla bence birazda kendine zarar vericek şekilde bağlı.O yüzden tepkiye kırılmış olabilir.Bunu açıklamalarında belirtmemiş olabilir belkide saygısındandır ardanın.Yani olayı büyütmemek için öyle bi açıklama yapmıştır ama sahaya çıkınca dayanamayıp tavır koymuş olabilir.Bence önemli olan arda nın oyununa bakalım ligin en çok asist yapan oyuncusu bu oyuncu Milli takımın her maçında oynuyor hazırlık maçı olsun önemli önemsiz her maçında oynuyor.Bu adam Tobol maçındada oynuyor netanya maçındada oynuyor kimsede 50 maç oynamış ve fizik güce dayanan bu ligde ne kadar yıpranabilceğini düşünmüyor.Tabiiki düşünenlerde vardırda ben önemsemeyenler için söylüyorum.Yinede elinden geleni yapıyor arda ve özel hayatı da kendisine kalmış bence oyunu yorgunluktan dolayı düştü ve verdiği tepkiyede blog sahibi arkadaşın dediği gibi sen haksızsın böyle yapamazsın diyemeyiz.

Ibrahim Temel dedi ki...

Galatasaray önündeki en büyük engel olan Manisaspor macinida 3 puanla gecti ki benim bekledigimden daha rahat bir mac oldu.(Neill zaten mukemmel ama Hakan Balta'ya olan hayranligim bu son iki macta iki kat daha katlandi. Bir insan anca bu kadar sogukkanli olur. Servet ve Gökhan Zan'la karsilastirincada gözüme teknik olarak Messi gibi görünüyor:D)

Artik bu saatten sonra sampiyonu Besiktas'in belirleyecegi kanaatindeyim. Besiktasin bugun yapacagi Fenerbahce maci ve son haftaki Bursaspor maci cok onemli Eger Bursa ve Fenerbahce'yi yenerse Galatasaray sampiyon olur eger Bursa'yi yener Fenerbahce'ye yenilirse Fenerbahce sampiyon olur(Tabi Fenerbahce'nin birde Trabzon maci varki, Trobzon 96 rövansi olarak dusunurse isler degisebilir). Eger tam tersi olursa Bursa sampiyon olur.

Yani sozun ozu ben bu son dört haftada Galatasaray taraftari oldugum kadar Besiktas taraftariyim :D

Ferhat dedi ki...

"He has to know that if you are a big tree, high trees always get a lot of wind.He has to live with it.He has to get used to it.And he has to get stronger" F.R.

Frank Rijkaard Ligtv'ye röportajda Arda için bunları dedi.Şimdi Mert Çetin çevirisiyle yazmak yerine doğruca ne demek istediğini çevirirsek;

"O şunu bilmeli ki eğer siz büyük bir ağaçsanız, uzun ağaçlar herzaman daha çok rüzgar alır.Bununla yaşamalı.Buna alışmalı.Ve daha da güçlenmeli."

Rijkaard Arda'ya yapılan ayıbı belkide tam manasında bilmiyo o sanıyo ki taraftar düzgün bir eleştiri yaptı ama Arda da hala buna tavır yapıyor.Bilemem belki de Rijkaard sinema kapatma olayını biliyor ve taraftarın bu yüzden saçmaladığını da biliyor ama bilmediğini farzedelim yani Mert Çetin'in Arda'ya yapılan bel altı eleştiriyi Rijkaard'a anlatabildiğini düşünmesemde Rijkaard yine de haklı.Arda bundan böyle her türlü bel altı olsun haklı yapılmış olsun tüm eleştirileri göğüsleyebilmeli ve bunlardan daha da güçlü bir şekilde yolna devam etmeli.(Mert Çetin demişken herif Manisaspor maçından sonra "what do you think about victory?" dedi yahu.Manisa lan bu!Düşmemeye oynayan takım Real Madrid filan değil ki ne victory'si ne zaferi? CL finali mi oynadık da haberimiz yok?)

Arda konusuna dönersek kendine belaltı vurup sonra barışmaya çalışanlara en doğrusunu yapıyor.Çünkü bence taraftar bir bütündür İstanbul'daki de Manisa'daki de aynı.

Arda'nın sezon başından bu yana bir çok hatası oldu.Ama taraftar bu hataların içinden ne çok konuşmasını ne oyunu yavaşlatmasını ne fazla kilolarını ne de yabancılara takındığı tavrı eleştirdi.Gittiler an saçma mevzuyu; sinema kapatmayı dillerine doladılar.Arda'nın kız arkadaşı olması mı sinema kapatması mı yoksa böyle sığ insanların Ultraslan diye bir grup önderliğinde böylesine belaltı vurmasına göz yumanlarda mı hata?

Uzar da uzar.Sonuç şu; birini eleştireceksek hatalarıyla eleştirirmeliyiz onun özel hayatıyla değil.Eğer bu medeni eleştiriyi yapamıyorsak bizde bir sorun var.Ama beleş bilet alan o biletleri karaborsada satan ve iki yıldır kötü giden hiçbir maçı destek vererek çeviremeyen bir seyirci (taraftar değil kesinlikle) varken Arda hataların en büyüğünü yapsa da şu durumda haklıdır.

Ama başta Frank Usta'nın da dediği gibi büyük adamlar büyük sorunlardan güçlenerek çıkmalılar.

korkuncbirsey dedi ki...

Galatasaray taraftar grupları umarım neye dönüştüklerinin farkındadır. Alpaslan Dikmen'in vefatından sonra "olmaz" dediğimiz şeylerin hepsi oldu. Bir maçta şahken şahbaz etmek vs. vs. Üzücü, acı.

Related Posts with Thumbnails