Kadıköy ve derbi deyince Fenerbahçe için tarife aynı. Erken gelen bir gol ve gol sonrası kalesini muazzam savunan bir bütün... Zaten Beşiktaş maçlarının sabiti olan enfes bir Alex golünün daha ilk dakikadan gelmesi muhtemelen Mustafa Denizli’nin ideal senaryosunda yer almıyordur. Golsüz eşitliği savunup Bobo'yu rakip defansın arkasına kaçırdıkları kontralarla skor bulmayı planladığı her halinden belli olan Beşiktaş'ın hücum planı da böylece suya düşmüş oldu.
Savunmaya kurgulu tarafın geriye düştüğü karşılaşmaların ilk yarısı genelde çöpe gider. Derbi de bu açıdan pek farklı sayılmazdı. Atılan gol Fenerbahçe'nin başarılı olduğu kendi yarı sahasını savunma fikrine yönelmesine sebep oldu. Denizli ise hamlesini erken kullanmak niyetinde değildi. Tek aksiyon iki takımın da bolca bulduğu duran toplardı ama 'duran topların usta isimleri' tehlike yaratacak pasları atmakta epey zorlandılar.
Mustafa Denizli'nin oyunu değiştirme yolundaki ilk hamlesi defansın sağında oynayan Kaş'ı alıp Uğur İnceman'ı oyuna sürmek oldu. Toraman'ı sağ kenara alıp Kaş'a göre daha başarılı olduğu ön alan hücumlarında faydalanmayı düşünmesi değişikliği anlamdıran tek detaydı bana göre. İnceman da daha sonra Bilica'nın hatasından kazanılan penaltı dışında maçta pek de gözükmedi. Beşiktaş'ın etkili hücumları değişiklik yapılan sağ kenardan değil, Gönül'ü her topla buluştuğunda ekarte eden İsmail Köybaşı'nın bulunduğu sol taraftan geldi. 58'de Lugano'nun eliyle topu kestiği ve bence bariz bir penaltı olan pozisyon da İsmail imzalı bir sol kenar akınıydı. Penaltının çalınmamasıyla birlikte maçın gidişatının değişti aşikardı. Nitekim ilk penaltıyı ıskalayan hakem kontrolsüzce rakibine giren Bilica'nın penaltısını görmezden gelemedi.
Ben "penaltı kurtarılmaz, kaçırılır" düsturuna inanan birisi oldum her zaman. Bugün Volkan Demirel'in iyi köşe seçip atladığı penaltı pozisyonunda da hatalı olanın Bobo olduğunu düşündüm açıkçası. Fakat iki sene sonra bu penaltıyı hatırladığımda aklıma gelecek ilk sahne Bobo'nun vuruşu ya da Volkan'ın atlayışı değil Bilica'nın 8-9 kere tekme atıp penaltı noktasını dağıtması gelecek. Şu olay Galatasaray'da gerçekleşse gerçekten çok utanırdım, Fenerbahçeli arkadaşlar da muhtemelen benzer düşünüyorlardır.
Topun Beşiktaş'ta olduğu fakat pozisyon anlamında kısır olan bir son çeyrek izledik maçta. Ne bir kontratak, ne etkili bir şut... Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan gelen tehlikeli akınlar değil kırmızı kartlar oldu. Önce dirsek attığı gerekçesiyle atılan Ernst, sonra birbirleriyle tekmeleştiği gerekçesiyle Toraman ve Vederson. Hangisi kırmızı karttı diye sorulsa hiçbiri diyenler de olabilir, haklıdırlar da. Hüseyin Göçek'in derbileri karıştırdığından şüpheliyim açıkçası. Kesin olan şu ki derbiden de firesiz çıkan Fenerbahçe en az Bursaspor kadar şampiyonlukta iddialı. Zirve mücadelesinin detaylarına daha sonra ineriz zaten...
26 yorum:
Futbol kuralları usül kitapçığının 17. maddesinin c bendinin 3. fıkrasında net olarak şu ifade yer almaktadır””bir futbolcu oyun kuralları haricinde rakip takıma dezavantaj sağlayacak şekilde ‘oyun alanının, kale direklerinin, korner bayraklarının veya topun’ herhangi bir kısmında değişiklik yaparsa ve hakem bu futbolcuyu gerektiği anda cezalandıramamış ve futbolcunun yaptığı değişiklik onarılmamışsa, bu futbolcunun takımı hükmen yenik sayılır.
Bilica'dan beklerim zaten böyle hareketleri.
Fenerbahce'ye yakisani yapti.
Deminden beri düşünüp duruyorum; bu maç sonrası Bursayı yenmeli miyiz? Sanırım yenmeliyiz şampiyonlar ligine gidemesek bile yenmeliyiz kaldı ki şampiyonlar ligine gitmemiz lazım.Ayrıca da bu maç sıkıcı ve asap bozucu bir maçtı.İki takımı desteklemediğim halde çok gerildim.İki takımın taraftarlarını düşünemiyorum bile nasıl sinirleri bozulmuştur.
bu maçlar için hala yazı yazılıyor. maç kadıköy'de olunca senaryo hiç değişmiyor. maç öncesi yaratılan gerginlik, maç içerisinde her türlü çirkefliği yapan futbolcular, seyirci baskısı altında ezilen zavallı bir hakem. sonuç 10 sene üst üste yenilen galatasaray, 3 senedir yenilen beşiktaş. inönü ve sami yen derbileri öncesinde ise dörtbir yana dostluk nameleri yaymaları da ayrı bir konu.
10 senedir yeniyoruz hakem diyorsunuz ya. gerçekten ayıp ve yazık. şans ve hakem faktörü her zaman olmaz, bir takımın diğer takımı 10 maç üst üste yenmesi şans ise, başarı ne acaba?
Baldur, 10 senedir kim hakem dedi yahu? Bir eleştiri yapınca bugüne kadar o konu üzerine yapılmış her eleştiriyi sahiplenmiş mi oluyoruz? Kadıköy'de Fenerbahçe aleyhine düdük çalmak zor, bunun tesptini yapmak için de deha olmaya gerek yok. Fenerbahçe'nin bugüne kadar kazandığı maçlarda çoğunlukla ortaya koyduğu makul ve iyi oyunu zedeleyici bir şey değil bu bence...
Futbol kuralımı kaldı arkadaşım, 17. madde C bendi falan.. Saha içine inmiş bir FeNDerasyon saha dışında sanki Beşiktaş'ın hakkını gözetecek mi.. Herkes Beşiktaş iyi oynamadı diyor ama fener çok mu iyi oynadı sanki? Bir gol bir de Guiza nın pozisyonu var o kadar.
Fener klasiği olarak, çirkefleştirilen bir oyun, gerilimin artırılması, hakemin baskı altına alınması ( Ki bu maç için zaten buna da gerek yoktu, hakem bir fenerli gibi mücadele etti) ve bin bir türlü hile düzenbazlık! Zerre kadar sempatim varsa o da kalmamıştır bugün itibariyle, bir Galatasaray fanatiği olarak anladım ki Futbol gerçekten sadece futbol değilmiş;)
Her defasında ciyak ciyak bağıran, yavuz hırsız misali hep üste çıkan bir takımın taraftarı olmadığıma şükrediyorum sadece.
Bilica-Lugano-Emre-Volkan vs..
derbilerde çirkefliği koz olarak kullanan insanlıktan nasbini almamış yaratıklar..
Aziz Yıldırım gibi bir başkanın Mehmet Topal gibi,Ergün pembe gibi futbolcuları olacak değil ya..
Şaşırtıcı olmadı bu çirkeflikler,kadıköy derbilerinde alışkın olduğumuz pislikler..
Federasyon da Aziz Yıldrımdan korkuyor zaten..
sonumuz hiç iyi değil..
yaziya ek olarak belirteyim vedersonun kirmizi karti yapilan hareketten degil kufurden dolayi verildi. toraman a ise "bastin" diyerek kirmizi kartini gosterdi. biri bana toramanin neye bastigini soylesin lutfen!
Şampiyonluk zaten iki hafta önce Sami Yen'de Fenerbahçe'ye karşı ruh gibi gezinip, sıfır mücadele ile 90 dakikayı tamamladığımızda gitmişti. O yüzden şu derbi maçındaki hakeme vs. hiçbir şey diyesim gelmiyor. Sami Yen'deki maç berabere bile bitseydi çok başka şeyler konuşuyor olacaktık şu an, neyse.
Bursaspor'u yenersek muhtemelen ikinci sıraya düşecekler. Eğer bir kez ikinci sıraya gerilerler ise bir daha ivme kazanıp ligi şampiyon tamamlayabileceklerine inanmıyorum. İçerideki Kayserispor ve Beşiktaş maçlarından maksimum 4 puan alırlar.
Neticede her şey tek kapıya çıkıyor; geri kalan tüm maçları kazanmak. Sonrasında çok büyük ihtimal Şampiyonlar Ligi biletini kapıyoruz.
Bir de, Fenerbahçe şampiyon olup ikinci olacağımıza Bursaspor şampiyon olsun üçüncü olalım diyen bir kısım taraftarımız da var ne yazık ki. Bunun dile getirilmesi gerçekten üzüntü verici. Burada ve diğer bloglarda kaç defa yazıldı çizildi Şampiyonlar Ligi'nin maddi ve manevi getirileri. O yüzden "Bursaspor'a yatalım" diyen Galatasaray'lı varsa ya ergenlik çağındadır -ki o zaman hak veririm ben de o yaşlarda öyle söyleyebilirdim- ya da bu takımın kuruluş amacını idrak edememiştir.
Kadıköy derbilerinde bir gelenek halini alan;'fenerli futbolcuların çirkefliği-hakemin taraf tutması' kısır döngüsünü kıracak,Aziz Yıldırımdan korkmayan bir federaasyon başkanı-mhk'ya acilen ihtiyacımız var..
Lugano-Bilica-Emre-mehmet Topuz-Volkan vs..
yeter artık,çirkeflik ve pislik yapmayı göze alarak şampiyonluğu isteyen bu anlayışa lanet olsun,yok olsun bu anlayış..
Maçı izlerken çukurkazacak kadar gözü dönmüş ruh hastası bir brezilyalıyı izlerken midem bulandı..
Allah belanızı versin..
Çok kasmaya gerek yok.
http://cineshoot.blogspot.com/2010/04/fenerbahcelilik.html
ben bu olanlara hiç bir anlam veremiyorum yau.. emre die bir yaratık var her maç da hakemlerin ağzına sıçıyor adam daha türkiye liginde kırmızı görmemiştir belki.. bu hakemlerin hiç mi haysiyeti gururu yok be abi.. insanı anası babası azarlamaz bu kadar.. ulan çıkar bi sarı kart ver allah aşkına yau.. ben utanıyorum senin bu halinden sen hiç mi utanmıyon bir oyuncudan bu kadar laf yemeye..
Normal bir durumda elinize fikstürü alır, rakibiniz için zor gözüken maçlarda en kötü şu kadar puan kaybı yapsa der, az çok bunda da beklediğiniz sonuçları görürsünüz. Ancak söz konusu Fenerbahçe olunca bu değerlendirmeler devre dışı kalıyor. Bundan 4 hafta önce Ankara'da Gençlerbirliği maçında "Fener gol gol gol, şampiyonluk gidiyor" diye bağıran Fenerbahçe taraftarı takımlarının karakteristiğini unuttukları için, dışarıdan göze çok makul gelen o tezahüratı söylüyorlardı. Fikstürde daha Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon, Kayseri, Eskişehir, Kasımpaşa gibi ligin elle tutulur takımlarının hemen hemen hepsi vardı. Ama yazında da bahsettiğin gibi, Fenerbahçe büyük maçlar diye tabir edebileceğimiz bu maçları topun arkasına takım olarak geçerek rahatça almasını biliyor. Aksine, Fenerbahçe için fikstür avantajı adı altında şampiyonluk nidalarının atıldığı ikinci yarının başı kabus olmuştu. Kağıt üzerinde zayıf gözüken takımlar Fenerbahçe'nin başına iş açıyor. Bugün de her zaman yaptığını başarıyla uygulayıp istedikleri skoru bence çok rahat aldılar.
Bu maç ayrıca bana bir Fenerbahçe-Beşiktaş maçından öte bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı izlenimi verdi. Erken bir alex golü, ardından pozisyonca kısır bir mücadele, hır-gürden dolayı görülen kırmızı kartlar, topu ayağında tutup rakip ceza sahasına inemeyen bir konuk takım, konuk takımın hocasının tercih yanlışları,vs..
Normalde Kasımpaşa, Eskişehir, Ankaragücü ve Trabzon fikstürü her takım için puan kayıplarına oldukça müsait. Ancak Fenerbahçe için dediğim gibi sıradan hesaplar yapmak pek iyi sonuçlar vermiyor, hiç umutlanmadan istemem yan cebime koy edasıyla bu maçları izlemekte yarar var diye düşünüyorum.
Eğer Galatasaray Bursaspor'u yenerse Fenerbahçe'yi şampiyon yapacak diye değil, kendini Şampiyonlar Ligi için oldukça iddalı hale getirecek diye bakmak lazım ve doğrusu da bu. Ancak eminim ki kamuoyu yine yanlış tarafından bakmaya başlayıp gündemi meşgul edecek.
Son olarak da bir Galatasarylı olarak şunu söyleyebilirim: Sivas, İBB, Manisa gibi maçlar da bile topun arkasına geçip skoru tutamayan bir takım mı, yoksa rakip farketmeksizin dersine iyice çalışıp topun arkasında en stresli maçları bile rahatça bitirebilen bir takım mı şampiyonluk için daha biçilmiş bir kaftan derseniz, ikincisi derim. Bu sene için tablo buydu çünkü, önümüzdeki yıllarda ne olur bilinmez tabi, Fenerbahçe'nin bu özelliğinin yarısını bile uygularsa Galatasaray açık ara şampiyonluğu hak eden takım olur derim düşünmeden.
Anfield yolu, harfiyen katılıyorum...
Allah rizasi icin birisi bana Fenerbahce ve Besiktas'in nasil Turkiye'nin buyuk takimlarindan iki tanesi olabiliyor.
Fenerbahce'nin sag ve sol aciklari yok ikiside orta saha oyuncusu.
Besiktas'in ise sag bek'i yok(stoperden devsirme), sol acigi yok(sol bek asilli), sag acigi yok, defansif orta saha oyuncusu defanstan devsirme.
Bu takimlar iki gun sonra Avrupa'nin buyuklerine karsisinda ne yapabilirler.
Son bir kelimede Bilica icin bu yaratik birakin buyuk takim oyuncusu olmayi insan dahi olamaz.
bilica'nın yaptığı eşekliktir kabul ediyorum. emre, volkan, lugano çirkeftir onu da kabul ettik. kendi takımındaki oyuncuları görmemek nedir acaba? kendi futbolcuları yapınca işte gerçek gsli bjkli demek nedendir? pclion'un yazısına odaklı demiyorum bunları.
ayrıca bu emre gsdeyken de böyleydi, bülentler, hasan şaşlar, hagiler, arifler vardı. zagolar geldi geçti. her takıma böyle oyuncular geliyor gidiyor ve gelip gidecek. yıldırımdan korkmayan federasyon he? yıldırımdan çok korkuyorlar belli aziz yıldırımla kaç şampiyonluğumuz var? türkiye kupasını kaç kere kaybettik aziz yıldırım zamanında? çok korkuyorlar gerçekten belli. 20 küsür hafta penaltı kullanmadığımız oldu hemde bariz penaltı olanlar verilmedi ve niceleri. yine atıp tutmaya başladınız. her derbi sonrası aynı zırlamalar.
Fenerasyon lafının dillere bu kadar pelesenk olması kafiye uyumundan kaynaklanıyor sanırım.
Fenere yakışan hareketler.
Geçen yıl lincoln gol sevincinde korner bayrağını çıkardı diye ortalığı yıkıp ne sarısı direkt kırmızıyla atılmalıydı diyen fenerbahçeli taraftarlar ve spor yazarları/futbol adamları neden bu kadar suskun acaba? Değil direk sökmek adam direkt kazıdı yahu sahayı hala neyi savunuluyor bu adamın. bir de utanmadan TFF'ye tepki göstermiş bugün.. Peki bu adam bu kadar çirkefliği yapacak gücü nerden buluyor acaba?
Hadi bunu da geçtim de, "biz bu maçı hakkımızla/oynayarak kazandık" diyen fenerlinin futboldan ne anladığına şüpheyle bakarım. biraz utanma olur insanda yahu..
@Drama Queen haklısın. Direkten dönen toplarınız gol olsa fark olurdu. Kıl payı ya azcık rüzgar esse top biraz falso alsa ne bileyim biraz daha ayağa otursa gol olcak şutlardı hep.
niye yayınlamadın
brs, hocam yorumun az da olsa hakarete kaçıyor. Aynı fikri daha düzgün ifade edebilirsin, biraz daha dikkatli olursak sevinirim. Kişisel bir durum değil. Bekliyorum yorumunu...
eyvallah
bu maçı ligin ilk yarısındaki fb-gs maçına çok benzettim.hatta o maç hakkında da yorum yapmıştım.şükrü saraçoğlunda hakemleri yanına alıp rakip takımı futbol harici sertlikle eziyorlar demiştim.gerçektende fenerin birinci taktiği sertlikle rakibi sindirmekti.birbirinin kopyası nerdeyse iki maç.maalesef türkiyede pres yapmakla rakibe kontrolsüz dalmak karıştırılıyor.yorumcular karıştırıyor bunu tabi.futbolcuların bildiği malum.futbolcular taktik gereği sert giriyorlar.aynı futbolcular bir avrupa maçında doğal pres durumuna geliyorlar.çünkü türkiyede bazı hakemler şükrü saracoğlunda bir futbol dışı sertliğe kart vermiyorlar.zaten fenerin bazı maçlarda gol dahi yememesinin nedeni iyi savunması değil.sertliğidir.rakipler bu bakımdan adeta dayak yiyorlar özellikle saraçoğlunda.gs ilk yarıda yediği gibi.ben bu senenin eğer bursa şampiyon olmazsa adaletli bir sonuçla biteceğini düşünmüyorum.bence saha dışında aziz yıldırımın basın toplantısı ligin seyrini epey değiştirdi.şu maçta adeta dayak yiyen bjk iki kırmızı kart gördü.yuh.
birde lugano nun penaltısına bazı yorumcular yanlış yaklaşıyor.çarpma gibi yorumlar yapılıyor.çarpma olması için luganonun ayakta olması lazım.ellerin normal pozisyonda olması lazım.kayarak gelmelerde çarpıp çarpmaması söz konusu edilmez.ele değip değmemesine bakılır.hüseyin göçek telefonda çarpma yorumladım demiş.düşün kü hakemler bunu bile bilmiyorlar.bırakın ceza alanında kayarak gelmeyi bazı topçular avrupada rakibi karşılarken eline çarpmaması için ellerini arkaya bağlıyor.o kadar dikkatliler.görmüşüzdür bazı maçlarda . lugano kayarak geliyor ve bazı yorumcular hala çarpma falan diyor.neyse bunlar hata olabilir.ama acı olan bence bu hatalar değil.ilk yarıdaki gibi gs-fb maçı gibi bu maçtada deplasman takımı resmen dayak yedi ve hakem seyretti.acı olan bu. fb şampiyonluğu bu ligi bence geçersiz kılar.bursa şampiyonluğu ise biraz olsun temizler sezonu.yoksa şu maçta yapılanlardan sonra taktiği tekniği konuşulmaz.ligin analizide yapılmaz.beşiktaşa çok üzüldüm.adalet yok oldu bu maçta kesin olarak gördüm.ilk yarıdaki fb-gs maçını hatırlattı.fenerin bu taktiği ile bir maç analizi yapmak saçma olur.rakibi sertlikle ezmeye çalışan bir takımın maçından bırakın güzeli futbol bekleyemezsin tıpkı ilk yarıdaki fb-gs maçında futbol olmadığı için.eğer bir maçta futbol yoksa fenerin galip gelmesi kolaylaşıyor.taktik bu.sertliğe aynı sertlikle cevap verseydi diyor sergen yalçın.verdiği zaman ki kırmızıları gördük(ernst). bu tek taraflı sertliğe müsade edilen bir maçtı.bu maçta 3 puanda çok adalet anlayışı yok olmuştur.rakibin sahada illegal ezilmesine müsade edilmesi hangi adalet anlayışı ile açıklanabilir.
yorumlarda kimisi demiş fikstür kimisi demiş 3 puan kimisi demiş taktik yanlış.kimisi demiş bilmem ne.bu yorumlar saçmalık. inanmak zor.şu maçın yorumu ne biliyormusun.
bir takım çıktı her türlü futbol dışı sertlikle rakibi sindirdi ve 3 puanı aldı.bu maçın ne taktiği olur ne de başka birşeyi.çabuk unutuyoruz.fb-gs maçını.aynı artniyeti galatasaraya yaptılar.hatta maç başlamadan yapmaya başladılar.bu bir taktik.bu maçın taktiksel yorumu olmaz.
şu maçı gördükten sonra şu ligin sıralaması ne olur fikstür nasıldır taktik nedir vs hepsi teferruat.bir avrupalı şu maçı izlemiş olsun bu ligi bir daha izlemez gerçekten.adamın adalet duyguları sıfıra iner.insan hakikaten nefret eder şu maçtan sonra ligden.şu anlayışla güzel oyun beklemek hayal değil mi?fb sert anadolu takımından bile daha artniyetliydi.hakemler güzel oyuna katkıda bulunacaklarına güzel oyuna engel için elinden geleni yapıyorlar.hüseyin göçek verip vermediği kararlarla değil(buda var tabi) bir takımın sahada artniyetli şekilde ezilmesine müsade ettiği için kara bir lekedir.her hakem hatalı karar verir.ama hiçbir hakem bu kadar ezmeye müsade etmez.ispanyol spikerde hakemle ilgili çok ilginç! şeyler söylemiş.bu ligi kim izler???3 puan için bu kadar rezillik yapan bir takımın türkiyede sempati toplamasıda beklenemez ama insanları sadece kazanmak herşeydir anlayışına yönlendirdikleri için bazı sempatizanları oluyor bu tür galibiyetlerin.kimse fb bu sezon şampiyon olursa bileğinin hakkı ile olduğunu iddia edemez.taktik analiz yapamaz.ne taktiği var ? son 7 maç gol yememiş miş.rakibi illegal sertlik yapıp hala sahada 11 kişi oynarsan gol yemezsin tabiki.bu gol yememeği bir taktik olarak algılıyorlar inanılır gibi değil.lugano-bilica konsantre olmuş muş. alakası yok.bu tamamen hakemlerin fb yi 10 kişi bırakmamasından kaynaklanan bir hadise.taktik falan değil.iyi bir hakem her maçta fenere kırmızı verir.
Yorum Gönder