Yine vasatın üstünde oynanılan bir İspanya maçı, yine bir mağlubiyet. İnsanı gerçekten rahat eden ise tam olarak bu, aklımızdaki en iyi senaryo sahadayken bile mağlup oluyoruz, Bernabeu'da da böyleydi, Sami Yen'de de böyle oldu. Daha orta sahayı geçme girişimlerimiz parmakla sayılırken Sami Yen sakinlerinin alışık olduğu harika bir Arda Turan pası ve Tuncay'ın koşusu bize golü getirdi.
Arda Turan gerçekten bir ön alan virtüözü, topu ve oyunu o bölgeye getirirseniz size bir şekilde pozisyon yaratır. Arda'dan topu orta saha çizgisinden alıp topla beraber koşu yapmasını beklerseniz verim alamazsınız. Doğru şekilde kullanıldığında sahada ondan daha efektif bir silah yoktu, belki de dünyanın en teknik bir-iki takımından birine karşı üstelik.
İspanyollar ise pek gününde değildi, daha doğrusu ana kurguyu işletemediler. Torres'i oyuna sokup Silva ve Riera'dan yararlanmak fikriyle sahaya çıktıkları belliydi. Bu üçlüden özellikle ilk bölümde yararlanamadılar, Silva ise sahadan silinmiş gibiydi. Bunda İbrahim Üzülmez'in ve Arda Turan'ın gününde olmasının payı büyük elbette. Bernabeu'nun yıldızı Ramos ise Arda'yla uğraşmaktan fazlaca hücumlara katılamadı bu sebeple. Ramos öbür maçta baya bir göze batmış olacak ki yeni açık üstte "Ramos üzülür, İbrahim üzülmez!" açıldı. Hoş, normal şartlarda benim o pankartı görmem imkansızdı ama Salih'in maç içinde birçok kez şahit olduğum insanüstü görüş yeteneği sağolsun! Ben bizimkileri tanımakta zorlanırken adam karşı kalede ısınan İspanyolları tek tek saymakla meşguldü.
Bizim golümüz sonrasında ilk yarının sonuna kadar İspanya kendine gelemedi. Pas trafiklerine ve ölü noktaları görüp rakibin gardını düşürmelerine laf yok ama etkili değillerdi pek ancak bunun böyle sürmeyeceği aşikardı. Ya bizim ikinciyi bulup oyunu başka bir seviyeye taşımamız gerekiyordu, ya da oyunun ilk bölümünde gol yemeden skoru tutmak. İkisini de yapamadık. İki maçın da bizim adımıza kritik pozisyonu belki de en çok güvendiğimiz son vuruş ayağına, Nihat Kahveci'ye geldi, ikisi de gol olmadı. Bizim adımıza vurgusunu özellikle yapıyorum zira bu oyunda bahanelere yer yok, adamlar da muhtemelen kaleye gelmeden gol attılar diye bahsediyorlardır bizden.Daha sonrası malum, penaltı. Pozisyon önümüzde olmasına rağmen kimse pozisyonu anlayamadı, bir telefon onayıyla Volkan'ın yetersiz uzaklaştırma denemesinden sonra İbrahim Üzülmez'in koluna çarptığını öğrendik topun. Böyle de ironik bir durum işte, belki de en iyi kariyer maçlarından birini çıkaran Deli İbo penaltıyı yapan adam oldu. İspanya'da da golün geldiği faulü yapmıştı. Xabi Alonso acımadı tabii penaltıdan.
Bundan sonrası ise klasik bir Türkiye maçıydı. Son bölümlere doğru kontrolü kaybedecek, İspanya da net kontrataklar bulacaktı. Daniel Guiza'nın girişiyle kadro tamamlandı, oyun sahneye koyuldu. İspanya adına sahanın en iyi adamı Albert Riera iyi bir son vuruşla maçı bitirdi. Güney Afrika bana göre hayal olmuştur çoktan, geçmiş olsun. Bizim 12 puan alacağımız üzerine hesaplar dönüyor ancak bundan da o kadar emin olmamak lazım, ben geri kalan maçlardan tulum çıkaracağımızı sanmıyorum, Bosna'nın da bu saatten sonra ekstra puanlar kaybetmesini. 15-18 bandında bir puan alıp üçüncü olarak veda ederiz elemelere.
Cehennnem vurgusu üzerinde duruyor herkes ancak bundan iyisini bekleyenleri açıkçası anlayamıyorum. Sözde organize tribünlerin halini gördükten sonra bu seyircinin dahi olumlu yönleri olduğunu söylemem lazım, en azından bir-iki maç çalışılırsa ıslık, anlık tepki gibi maça doğrudan etki etme denemelerinde daha başarılı olabilecek bir tribünde. Galatasaray gol yerken içime işlerken söyleyen bir tribüne tercih edebilirim dünkü fiyasko tribünü. Yalnız ıslık demişken gerçekten saçma sapan bir ıslık kültürümüz olduğunu da söylemezsem içim rahat edemeyecek. O kadar şuursuzca ıslıkladık ki adamları, bizim marşımızın başladığını bile farketmeden ıslıklamaya devam eden binlerce insan vardı. Alakalı, alakasız her anonsu ıslıklamaya hiç değinmiyorum bile...
11 yorum:
Deli İbo penaltıya rağmen gözyaşartıcı bi performans sergiledi(izlediğim kadarıyla).Penaltıya engel olamazdı,anlık gelişti.Maçın ilk yarısını izleyemediğim için tam bir şey söyleyemeyeceğim.Aklıma takılan şey sanki Güiza'nın asistinden sonra Güiza lehine yapılan bi tezahürat duydum.Bizim tribünden miydi karar veremedim.Belki de protesto amaçlıydı..Bosna için ise hayırlı olsun Dünya Kupası.Biz yenemediğimizde "altın jenerasyon yakaladılar ya ondan akıllım" gibi komik bahaneler üretilen Belçika'yı yendiler.
İstikrar denen şeyi ne zaman yakalayacağımızı merak ediyorum.Bir önceki turnuvada finalın kapısından dön,sonraki turnuvaya katılama...
Tezahürat lehte değil baya bir aleyhteydi, ingilizce küfür şeklinde tezahür eden. :) Çok ayıp ve gereksiz bir şeydi, o ayrı. Casillas'a bile küfür edildi ya, hiçbir şey demiyorum...
yalnız penaltıyı xavi değil xabi alonso attı.. harf hatası değilse hakkaten bir gözlük gerekiyor sana :)
Yok yahu, iyi benim gözlerim, yazım yanlışı olmuş. Alonso yazsaydım keşke, daha risksiz. :)
dünyanın en soy ismi ile müsemma adamı hakan kadir BALTA'yı, memleketin en iyi stoperi toraman'a tercih eden vandal terim;
sünep egolarını da al ve git artık.
yeter, yetti kurcaladığın.
Casillas ne yaptı ki yahu,efendi adam:)
İngilizce küfür de enteresan bi fantezi olmuş.Küfrün anlamını duyurmadan zevk alamıyor galiba bizimkiler:)
Maçta Arda'ya çok acıdım.Her maçta; hem kulüp hem de milli takım adına en çok sorumluluk alan,koşan,kendini yırtan futbolcu O oluyor.Allah dayanma gücü versin. Bari bu yaptıkları kredisini artırsa bir şey demeyeceğim ama gerek saha içi gerekse saha dışı yaptığı en ufak hatasında boynuna ip geçiriliyor.Dedim ya dayanma gücü diye...
hakedenin forma bulabildiği, toraman'lı, mehmet yıldız'lı, naemre belözoğlu'lu bir milli takım için; ispanya, italya, fransa gibi bir futbol ülkesi olabilmek için, umut için, yarınlar için, dünya kupaları için hiç vakit kaybetmeden hocaların hocası BÜLENT UYGUN getirilmedir milli takımın başına.
ben bunu bilir, bunu söylerim.
Tek korkum Fatih Terim'in kıçına tekme vurulduktan sonra Galatasaray'a musallat olması.
Off off.
Emre-Hakan ikilisi 2 maçta da iyiydi.H.balta guizadan çalım yedi diye mi kötü oluyor.O sırada gökhan gönül nerdeydi..Toraman deyip duruyosunuz toraman olsa belki de maç çoktan kopmuştu.5 senedir Bjkde oynayan toraman ve 5 yıldır şampiyon olamayan Bjk ve 5 yıldır takımın en çok eleştirilen yeri defans ve Bjknin bütün tarihi fark yemelerinde baş sorumlu olan toraman ve milli takımda oynadığı sürece malta romanya vb forvet oyuncularına karşı olan madara olan toraman daha da sayarım isterseniz.M.yıldız avusturya maçında rezil oynadı sivastata son maçlarda nerdeyse yuhlanacak.M.topuz m.yıldız toraman egemen olsa ispanyaya eminim 10 atardık ;)
( Bir türlü yorum gönderemedim :D bida üye olduk)
Dünkü takım,'ego'nun,inadın takımıydı.Ligimizn en formda isimleri (mehmet topuz-ayhan) aforoz edliyor bir inat ve kişisel kavga uğruna.UEFA kupasının eniyi oyuncusu seçilen Fatih tekke'yi unuttu bile bu şahıs(terim).
Ramosun karşında İbrahim Üzülmezin ne işi var,Allah aşkına.Nihat-Emre gibi egoizmin doruklarında ve inişe geçen isimlerden temzlenmeli bu takım.Eren Güngörü göbekte,Hakan Baltayı solbekte oynatmak çok mu zor.Mehmet Topuzu ve Ayhanı oynatıp,Ardanın vermini arttrmak çok mu zor.
terimin ''ben yaptım oldu,herşeyi iyi bilirim'' tavırları kabak tadı veriyor.
istifa et. defol..
Faulu yapan ve faul atışında topa sıçrayarak vuramayan M.Aurelio, o boya posa ragmen yan topa yumruk mu vurayım hayada mı kapayım hesabı yapamayan V.Demirel, Neden milli takımda ve beşiktaşta oynadığını hiçbir zaman anlayamadığım İ.Üzülmez, Kendini forvet zanneden sağbek G.Gönül, Sol bekten bozma H.Balta (ki iyi oynamasına karşın anlamadığım, 70 milyondan bir stoper bile bulamıyormuyuz?), ve üstüne F.Terim'in oyuncu değişikliklerinde zamanlama hatası, seyircinin bir türlü baskı kuramaması (gol attığımız sürec hariç)... iyi oyun oynama teşebbüsümüz bence elde var olan olumsuzluklardan dolayı fecaaat bir skorla necite buldu. Çok mu karamsar oldu!
Yorum Gönder