Medya iki büyüğün aynı anda şampiyonluk yarışı dışında kalmasının reytinginden, tirajından faydalanmaya çalışırken olayı daha da büyütüp payını büyütme derdinde, şuursuzca bir eleştiri söz konusu. Televizyonlarda yönetici ve futbolcu eskileri bu işleri yalayıp yutmuş gibi bol keseden atmakta bir sakınca görmüyorlar. Eleştirimizi yaparken de gerçekleri saptırmamız, saptıranları da afişe etmek lazım. İlk hata lig beşincisinin Avrupa kupaları dışında kalacağının dillendirilmesi, yanlış. Şurda detaylıca açıklamıştık gerekenleri, kısaca tekrarlamak gerekirse Türkiye Kupasında oluşan Beşiktaş vs. Fenerbahçe-Sivasspor finalinin lig beşincisinin de UEFA Ligine katılma hakkını elde edeceğini söylemiştik. Bu noktayı kesinleştirelim.
Bir diğer abartı da Fenerbahçe ve Galatasaray'ın 4 puan arkasındaki Bursaspor'un sanki bu takımların 4 puan önündeymiş gibi düşünülmesi, daha büyük yanlış. Bursaspor ise bir seri yakalamıştır, doğrudur ancak bunu önümüzdeki 7 haftada da sürdüreceğini söylemek Aragones ve Bülent Korkmaz'ın şampiyonluğun favorisi olduğunu söylemelerinden farksız olur. Bursaspor zaten 10 haftalık bir galibiyet serisi çıkaracak durumda olsa şu anda adını Sivasspor ve Beşiktaş'la beraber anmamız gerekirdi. Fenerbahçe'nin Türkiye Kupasından gelecek olası UEFA Ligi bileti, Galatasaray'ın da İstanbul dışına sadece Hacettepe deplasmanı için çıkacak olması bu takımların Bursaspor'un gerisinde kalma olasılığını mucizelere bırakan gerçekler. Bunları yok saymak, laf olsun diye insanları yanıltmak olmaz. Bu iki takım bu sezon kendi isimlerinin altında bir performans ortaya koysa da durumu abartmamak lazım. Bu olasılığın Trabzonspor'un şampiyonluk şansından fazla konuşulması bana göre şark kurnazlığından başka bir şey değil. Ha, Bursaspor gelir, ilk dörde girerse gerçekten helal olsun, ona bir sözüm yok. Bursaspor kulübünü ve taraftarını tenzih ederim. (Barış Uygur tadında bir son oldu bu, olsun.)
0 yorum:
Yorum Gönder