İtalyan İşi: İtalya 1-1 Paraguay

Fransa-Uruguay maçı öncesi yapılan psikolojik çıkarımların hepsi İtalya-Paraguay için bir fazlasıyla geçerliydi. Bütün maçı İtalya'dan gol yememek üzerine kurmuş bir Paraguay ve bu kurguyu bozmak için pek de iştahlı gözükmeyen bir İtalya vardı. İlk yarım saatte Pepe'nin ayağına gelen toplar hariç hücum aksiyonuna benzer bir şey göremedik. Tempo o kadar düşüktü ki tribündekiler dahi daha az vuvuzela çaldı bugün.

Bu tip maçları değiştirecek yegâne unsur duran toplar. Paraguay'ın duran top kullanan oyuncusu Aureliano Torres, sol ayağıyla çok iyi toplar kesti bugün, maçın dengesini değiştiren gol de onun enfes ortasından geldi. Orta sahaya yakın bölgelerden kullanılan duran topları ters ayaklı oyuncuların sert ve kavisli bir şekilde içeri kesmesi en verimli duran top setlerinden biri. Bir başka Güney Amerikalı Rodrigo Tello, formda olduğu dönemlerde bize çok gol izletti Türkiye'de bu gollerden. Esas problem bu ortaya rahatça kafa vurduran, adamları paylaşamayan İtalya savunması. Adamını kaçıran oyuncu De Rossi'ydi. 'Il Capitano' Cannavaro, fırçayı kaydı golden sonra ama geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler, hele futbolda...

İkinci yarının başında Buffon çıktı, Marchetti geçti kaleye. Lippi de riske girmeyip ikinci hamlesini devre arasında kullanmadı. Buna rağmen İtalya, daha canlı, daha istekli oynuyordu ikinci yarıda. İşte beni rahatsız eden de bu. Aynı oyuncular rahatlıkla üçüncü, dördüncü viteste oynayabilecekken rölantide oyun götürüyorlar, sıkışmadan gol kovalamıyorlar. Aynı hissiyat, ilk gün maçında Fransa'nın 85. dakika sonrasında oynamaya karar vermesinde yaşamıştım. Hedef maç psikolojisini anlıyorum ama bu takımların yaptıkları net olarak bir tercih. Kazanma şansları böyle daha mı artıyor bilmiyorum ama hakikaten ayıp oluyor.

İtalya'nın iştahının bir nebze artması duran topları, kazanılan bir korner de golü getirdi. Paraguay'ın kalecisi Villar'ın ne yapmaya çalıştığını ben anlamadım. Boşa zıplayıp topa dokunamayan kaleci mi olur yahu? Chilavert'in formasını giyiyor üstelik. Ayağına gelen topu da De Rossi filelere gönderdi. Pepe'nin adını yine zikredelim, İtalya'nın her hücum denemesinde olduğu gibi yine onun parmağı vardı golde.

Klasik son 10 dakika zorlamaları, uzaktan birkaç şutla maç da sona erdi. En çok merak ettiğim gruplardan biri F Grubu. Ağır abilerin görece olarak en zayıfı İtalya'nın yanı sıra Paraguay ve Slovakya gibi iki mütevazi 'underdog' ve onlara çelme takmayacak gibi görünen Yeni Zelanda. Slovakya benim bu turnuvadaki sürpriz adayım. Kendileri hakkında geniş bir değerlendirme yazısı yazmıştım ama net ortamına henüz düşmedi. Onun etkisi de vardır elbette ama benim destekleyeceğim takım kriterlerine tamamıiyle uyuyorlar. İtalya'yı yenerlerse son şampiyonu gruplarda dahi kupa dışına itebilirler. Tabii öncelikle yarın oynayacakları Yeni Zelanda maçını kazanmak zorundalar. O maçta da izlenilecek birçok oyuncu var. Fenerbahçelilerin gözü de Stoch'ta olur elbette. Yarın bir kaza olmazsa grubun kaderini İtalya-Slovakya maçı çizecek, o anlaşıldı...