Nevizade'den Tevfik Fikret'e Galatasaray Kongresi

Benim için akşamüstü 4 gibi başlayan, bu saate kadar süren yorucu bir maraton oldu bugün. Beyaz liste girişimlerinden sandıkların anlamlarına, oy farkının sonraki sandıklara yansımasına kadar onlarca şey konuşuldu hem Nevizade sokaklarında, hem de Tevfik Fikret Salonu'nda. Sonunda iki seneliğine Galatasaray'ı tekrar yönetecek ekip Adnan Polat başkanlığındaki liste oldu. 29 Mayıs'taki kritik tüzük tadil kongresini de göz önünde bulundurursak oy farkına, katılıma kadar birçok nokta hassas ve önemli.

Öncelikle kongre yapısının dışarıdan gözüktüğünden farklı olduğu sandık numaralarından çıkan oylarla net olarak ortaya kondu. Taraftar nezdinde belki de en çok eleştiri gören ve rahmetli Canaydın'ın iki kez tekrar seçilmesinin sorumlusu olarak gösterilen 'duayenlerin' verdiği ilk iki sandık, mevcut başkan Adnan Polat lehine büyük farkın olduğu tek sandıklardı. Adnan Öztürk'ün öne çıktığı sandıklar ise bu sene eklenen 18-24 arası sandıklar, bu da genç ve yeni üyelerin Öztürk lehine organize edildiğini gösteriyor. Yani sadece "yaşlılar lisecidir ve Öztürk'e verir, gençler Polat'ı ister" tezi kongreyi açıklamaya yetmiyor.

Akşamüstü gündem daha çok başkanın listesinin beğenilmediği ve beyaz liste yapmak için 150-200 kişinin bir organizasyona girdiğiydi. Bunun şöyle bir önemi var: İki başkanın aldıkları oy arasındaki farktan çok beyaz liste oluyorsa beyaz listeye yazılan isimler toplanıyor ve başkanın listesi delinmiş oluyor. İstenmeyen adayların başında basketbol şubesindeki skandalın sorumlusu olarak görülen Yiğit Şardan, Taner Aşkın, Semih Sayılgan ve Mustafa Sarıgül'ün oğlu Emir Sarıgül öne çıkıyordu. Fark az olsa ve beyaz liste sayısı beklenen sayıya ulaşsa bu isimlerden birkaçının dışarıda kalma durumu vardı. Gerçi Galatasaray kongre tarihinde kolay kolay görülen bir durum değil bu. Beyaz listeyle dışarıdan yönetime girebilmiş tek isim var tarihte, o Galatasaraylının adı da Metin Oktay.

Sandıkların açılması öncesinde beklentiler ilk 10 sandıktan Adnan Polat'ın belli bir farkla önde çıkacağı, daha sonra gittikçe Adnan Öztürk isminin öne çıkacağı görüşleri vardı. İlk iki sandıkta çıkan büyük fark bu nedenle çok büyük anlamlar ifade etmiyordu Nevizade'de, hatta sonuçtan epey memnun olan Öztürk taraftarları da vardı. Akşama doğru dokuzuncu sandıktan Öztürk öne geçince Adnan Polat'ın kazanıp kazanamayacağı ile ilgili şüpheler de arttı doğal olarak. Fakat genç dönemler açıklanmadan önce Polat'ın zaferi anlamına gelen bir haber vardı ki o da Öztürk'ün seçim koordinatörü Ahmet Ocaklı'nın seçimi kaybettiklerini söyleyip kongreyi terketmesi oldu. Kendisinin adını dün duydum fakat Özhan Canaydın'ın kazandığı üç seçimin arkasındaki isimlerin başında geldiğini öğrendim sonradan. Bu haber sonrası Polat lehine gevşeyen ortam hakikaten sandıklara da yansıdı ve son sandıklarda Öztürk önde olsa bile seçimin kaderini değiştirecek blok oylar yoktu.

5500 katılım, 2300'e yakın Adnan Öztürk oyu. Sırf şu bile muhalefetin inanılmaz bir organizasyon ortaya koyduğunu gösteriyor. Şirket birleşmesine rağmen Adnan Polat'a o kadar rahat olmadığı mesajını vermesi açısından başarılı bir seçim oldu bence muhalefet için. Zaten normal şartlarda çok farklı bitmesi gereken bir seçim olarak gözüküyordu iki ay önce fakat muhalefetin 2300 oy çıkarabilmesi hiç de küçümsenecek bir olay değil. Oy farkı 650'de kaldı, bu da Tüzük Tadil Kongresi için önemli bir mesaj verdi iktidardaki Polat ve ekibine.

Benim başkanlık seçimleriyle ilgili fikirlerim belliydi, zaten genel çerçeveyi çizmiştim. Galatasaray'ın iki yılına mal olacak, fevri bir seçim gelmedi kongreden, öncelikle bunu söylemek gerekiyor. Katılımın yüksek olması Adnan Polat'ın büyük ölçüde işine geldi, zaten zafer konuşmasında vurguladığı konulardan birisi buydu. Farkı az bulduğunu belirtmesi ve Tüzük Kongresi'nden söz etmesi de ayrıca dikkat edilmesi gereken bir konu. Tesisleşme vurgusu da önemli, bu dönemin tesisleşme dönemi olduğunu söylemesi ve Büyükçekmece'den söz etmesi orta vadeli bir proje olarak görülen Florya'nın taşınma çalışmalarının beklediğimizden yakın zamanda gerçekleşeceği anlamına da geliyor olabilir. Bunun dışında Hasnun Galip'in bir Galatasaray kütüphanesi haline getirileceğiyle ilgili de bir şeyler söyledi başkan, o da duyduğum kadarıyla güzel bir proje.

Galatasaray adına hayırlı bir seçim oldu, farkın az olması iktidar adına seçimin kaymağını götürse de zaferle çıkmaları da şimdilik yeterli gibi. İkinci Polat dönemi Galatasaray adına atılım beklediğim yıllar olacak, kongrenin bu tercihinin de doğru olduğuna inanıyorum. Bunun başlangıcı da derbi olur mu diye düşünmüyor değilim. Şimdi derbi için yollara düşme zamanı...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

zeggy dedi ki...

Abi okulda mıydın sen? Haberim olsaydı keşke, bir tanışmış olurduk en azından :)

NC dedi ki...

Ugur,

Öztürk 18-24 arası öne çıkmadı bu konuda bir hatan var. 18-21 arası Polat çok rahat önde, sadece 22-23-24'te Öztürk'ün ciddi oyu var. Bana göre incelenmesi gereken 9-14 arası bölüm. Öztürk'ün kazandığı veya başa baş götürdüğü sandıkların çoğunluğu burada.

Bir de seçimi Öztürk-Polat'tan ziyade, Polat ve muhalifleri diye değerlendirmek lazım sanki. Biraz da iyi niyetli bir yorum yapmışsın "muhalefetin inanılmaz organizasyonu" derken. Bu nasıl organizasyon ki 2 sene önce burun kıvrılan bir başkan adayı ortaya hiçbir proje koymadan (Kenyon'un Madame Toussauds yapımı balmumu heykelini saymazsak), Süleyman Demirelvari vaad bile sayılmayacak boş gevezelikle 2300 oy alabiliyor? Eğer rasyonel-liberal teoriye göre bir seçim süreci olsaydı sonucun 4000-1000 gibi bitmesi lazımdı bana göre.

Bir de ben süreci daha iyi okumak için ASY civarında bir maket seçim yapmak isterdim. Acaba maça gelen müşteri/taraftarın ne kadarı Öztürk'e destek veriyor, %45-55'lik genel kurul oy dağılımı ile ne kadar benzer bir sonuç çkacak bunu bir kontrol etmek isterdim.

Related Posts with Thumbnails