Stoper yetiştirmekte sıkıntı çeken bir ülke olduğumuz malum, milli takım potansiyeli var diyebileceğimiz iki Türkiye çıkışlı stoper Semih Kaya ve Eren Güngör aşama kaydetmek şöyle dursun, sakatlıklarının etkisiyle profesyonel futboldan kopacak duruma geldiler. Milli takımın stoper rotasyonu neredeyse Galatasaray'ın yedekleri de dahil bütün oyuncularını çağırmak durumunda kalacak kadar daraldı. Federasyon yetkilileri ve teknik heyet de bunun farkında olacak ki Avrupa'ya oyuncu izlemeye gidecek olan Oğuz Çetin ve Engin İpekoğlu liste başına Freiburg'un 21 yaşındaki stoperi Ömer Toprak'ı liste başı yapmışlar. Federasyonun resmi sitesinden duyurulan habere göre Hiddink'in yardımcıları, Ömer Toprak'la beraber Rubin Kazan'da forma giyen Gökdeniz Karadeniz-Fatih Tekke-Hasan Kabze üçlüsünü, Altıntop kardeşleri ve Sinan Bolat'ı da izleyeceklermiş.Ömer Toprak'ın bu oyunculardan farkı ise blogda yayınlanan 'Türk Asıllılar' başlıklı yazıda da geçtiği gibi daha alt yaş kategorilerinde Türkiye için forma giymesine rağmen şu andaki tercihinin Almanya olması.
Almanya için forma giyen bir oyuncunun izleneceğinin federasyonun resmi sitesinden açıklanması, daha önce görüşmeler yapıldığı ve yanıtın olumsuz olmadığı şeklinde okunabilir. Bundesliga II'de gösterdiği olağanüstü performansla ligin en iyi genç yeteneği seçilen fakat sezon başında geçirdiği talihsiz go-kart kazasıyla futbol hayatını tehlikeye sokabilecek kadar ciddi yanıklarla mücadele eden 21 yaşındaki Ömer'in müthiş bir futbol öyküsüne imza atıp tekrar isminden söz ettirecek duruma gelmesi en başta bir futbolsever olarak, daha sonra onu beğenerek takip eden birisi olarak sevindirdi beni. Eğer milli takıma da kazandırılabilirse büyük bir eksikliği de gidermiş olacağız böylece, Serdar Taşçı'yı Almanya'ya kaptırmışken Ömer'i de onlara bırakmak bizim açımızdan hoş olmaz. Bu tercih sonrası Ömer'e Türk takımlarından talep de artacaktır ki kazadan hemen önce Fenerbahçe'nin Freiburg'la ciddi şekilde görüştüğü, hatta 3 milyon avro civarı bir para önerdiği haberlerini de duyuyorduk ciddi ciddi, bir Galatasaraylı olarak beni tedirgin etmişti tabii bu durum. Olası bir Türkiye tercihinde Beşiktaş'ın da dahil olacağı bir transfer yarışı izleyebiliriz.
Ömer Toprak dışında kaptırılmaması gereken bir isim daha var ki o da Oğuzhan Özyakup. Hollanda alt yaş takımlarında görev yapan Oğuzhan'ın Ömer'e göre Türkiye'ye daha soğuk baktığı biliniyor, zaten verdiği her röportajda bunu belirtmekten de çekinmiyor kendisi. Küçük yaşta Türkiye'ye geldiğini fakat kendisiyle ilgilenen ve yetiştiren ülkenin Hollanda olduğunu sıkça belirten Oğuzhan, gündeme 2009 yılı başında Alkmaar'dan Arsenal'e geçtiğinde geldi. Geri dönme olasılığını hâlâ düşük bulmakla beraber Guus Hiddink'in Türkiye'nin başına geçmesinin onunla yeniden görüşülmesi için bir fırsat yaratabileceğini düşünmek pek de mantıksız olmasa gerek. Bu iki oyuncunun sonu Serdar ve Mesut'a benzemez ve milli takım havuzuna kazandırılır diye ümit ediyorum, takibe devam...
9 yorum:
Ömer'i gerçekten kaç kere izledin? Milli takımları bir kenara koyup sayarsan daha net olur. Sonra bu maçlarda sen de oluşturdugu fikri yazar mısın?
Milli takımları niye saymıyoruz yahu, onlar maç değil mi? :) Benim Ömer'i takibim milli takım performanslarındandır daha çok, Freiburg'da izlediğim maç sayısı ikiyi geçmez. Zaten her ligi, her takımı, her oyuncuyu takip mümkün değil, "İddaa'nın Messi'si" değiliz yani. Ben de Ömer'in her maçını izlediğimi iddia etmedim. Oğuzhan'ı milli takımlar dışında hiç izlemedim mesela, bu iyi oyuncu olduğunu bilmemizi engellemiyor. Öyle olsa Arda Turan, Boleslav maçına çıktığında da bön bön bakardık.
O kadar emek verip bir şeyler karalamış, oyuncunun yeteneklerinden ziyade başka bir perspektiften milli takımların durumuna bakmışız, ilk dakikadan gelen yorum şu olmamalı. Bu da Ömer Toprak'ın biyografi yazısı ya da şu andaki form durumunu anlatan bir bilgilendirme notu değil. Ben yazdıklarımı tartmadan bloga yazmıyorum, Ömer Toprak yazısı 1 yılı aşkın süredir taslaklarımda durur mesela, belki de daha eskidir. Ne kadar inandırıcıdır, orası size kalmış tabii.
Ayrıca bu tonda konuşmalar blogda çok arttı, isteyen yorum bıraksın diyorsak da herkese hesap verecek halimiz yok. İsteyen adını sanını yazar, ismiyle istediği soruyu sorar bundan sonra...
Üslubumdaki hatanın da etkisiyle acayip yanlış anlamışsın malesef. Freiburg'da daha ciddi mançlar oynama ihtimali olduğunu düşündüğüm için öyle sordum. Yoksa sorggulamak değildi amaç zaten Ömer'in kaçırılmasını ben de istemem. son kısımda bu maçlardan sonra ki fikrini yazar mısın demiştim, eğer senin dediğin şekilde sorsam sonunda onu eklemez, yazar mısın şeklinde bir ifade kullanmazdım. Sürç-ü lisan eylediysek affola. Yazdığım ilk yorumda da böyle bir karmaşıklığa sonuç olmam garip oldu..
Bu sıra bu üslupta yorumlar geliyor lügey, onlardan biri diye düşündüm ilk cümlenin de etkisiyle. "Gerçekten biliyor musun, bi' görelim" hissi verdi bana, "İstediğin sorudan başlayabilirsin" de desen tam olurmuş. :)) Adsızlara yorumu ise bir süredir kapatmayı düşünüyordum zaten, o şekilde kalsın.
Ömer bir kere fizik olarak stoper olmaya çok uygun, boyunun yanı sıra çevik bir oyuncu. Topa da bomba muamelesi yapmadığını söyleyebilirim izlediğim maçlarda, bunlar bile mevcut rotasyondaki stoperlerimizle yarışır hale getirir Ömer'i zaten. Milli takımlara davet alsa da dünya gözüyle bir U21/A milli takım maçında izleyebilsek, en iyi yorumu o zaman yapabiliriz. Çıplak gözle izlemiş arkadaşlar da varsa yorum bırakabilirler tabii...
Ömeri bir kaç kere çıplak gözle seyretme fırsatım oldu,Meira-Neill karışımı oyuncu ve sağlam karakter yapıya sahip.Yılmayan son ana kadar maça asılan,mağlubiyeti kabul etmiyor ve bir defans oyuncusunda az rastlanan üstün teknik kapasitesi var.Hasan Kabzenin Milli Takıma çağırılması Hiddinkin Rusya'da boş oturmadığını ortaya çıkarıyor,bu tercihin Türk hocalarından daha çok onun olduğuna eminim.Türkiye'de çoktan ismi unutulmuştu ve hala Galatasaray yönetiminin Kabzeyi nasıl yolladığına inanamıyorum.Rubin Kazan'da belki ilk tercih değil ama Milli Takım Kadrosuna girmeyi başarırsa Hasanı önümüzdeki sezon Premiere League'de görebiliriz.
Geçen gün yapılan söyleşide Hiddinkin devşirme oyuncular hakkında olan görüşünü şahsen olumlu karşıladım.Milli takımlara öncelikle ülke içinden sonra yurt dışında top koşturan yerli ya da ülke kökenli ve sıra en son yabancı uyruklu devşirme oyuncularda olduğunu vurguladı.Bakın bu çok önemli,yanlış anlaşılmasın yabancılara karşı duruş değil tamamen oyuncuların sadakat duygularına dayanır.Bir ülkenin halini ancak o ülke topraklarında yetişmiş veya o ülkenin topraklarında yetişen anne ve babaya sahip olan insanlar kan bağları olduğu için daha kolay hisseder.
Devşirmelerde bunu görmek zor,onlar şahsi kariyerlerini ön planda tutarlar,Mesut Özilin Alman Milli takımını tercih etmesi kendi kariyerine artı sağlamaktır aynısı Marco için geçerli.Milli takımlara seçilmek bir profesyonel futbolcuya uluslararası kariyerinde önemli katkı sağlar,Aurelio Brezilya Milli takımına seçilme ihtimali çok düşük olduğunu biliyordu o yüzden Türk Milli Takımını seçti.
Madalyonun diğer yüzüne baktıkmı bu uygulamalar yüzünden ülke insanını milli takımına soğuduğunu görebiliriz.Almanlar'daArjantin maçından sonra çalışdığım iş yerinde aldığım izlenimlerde o eski Dünya Kupası öncesi heycanlarını göremedim,açıkca bu bizim milli takımımız değil diyenler var ve bana kalırsa haklılar.Irkçılıkla alakası yok,ismi üstünde Milli Takım ama İtalyanların hala Balotelli hakkında net kararlarını açıklıyamamaları düşündürücü çünkü yanılmıyorsam,ismi şimdi aklıma gelmiyor,geçtiğimiz yıllarda bir Arjantin asıllı oyuncuyu milli takıma çağırılmıştı.
O oyuncu hala forma giyiyor.Camoranesi.Balotelli alt yaş takımlarında oynuyor bence performansı ve sorun çıkarma potansiyeli ile alakalıdır milli takım durumu.Ama bilmiyorum araştırma yapmadım bu konuda.
eren derdiyok,gökhan inler,mesut özil..bunlar milyon eurolara bile ülkemize getiremeyecegimiz duruma geldiler.hiddink'e bu acıdan güveniyorum,ömer'in de ilk fırsatta cagırılıp oynaması lazım.gectigimiz günlerde ediz bahtiyaroglu bosna milli takımını secti,bu konuda bir yazı gecmedi hicbir yerde,umarım basımızı yine taslara vurmayız.
Ömer'i sadece ulusal takımlarda izledim. Yaklaşıp 2 senedir takibimde. Ama o maçlar maçtan sayılmıyor herhalde. :)) Gelişme kaydedecek bir oyuncu olduğunu düşünüyordum o zamanlarda. Ufak bir şeyler yazmıştım hakkında. Ama kulüp takımlarında izleme şansım olmadı. Yetenekli bir oyuncu olduğunu biliyorum, daha da yükselme şansı var. Şanssızlık yakasını bırakırsa. :D
Yeni nesil gençlerden Yunus Mallı'ya dikkat etmek gerekir.
Özgür ağabeyimiz, Ömer'in neredeyse her maçını seyreden, kendisini 3 senedir -tıpkı diğer gurbetçi oyuncular gibi- takip eden bir isim. Ömer ve diğer gurbetçilerle ilgili yazılarını cezasahasi.net'ten okuyabilirsiniz. Trabzonspor'a yakın olunca yakın olduğunuz diğer konulara uzak sanılıyorsunuz. Garip.
Yorum Gönder