Galatasaray 3-0 Ankaragücü || Mutlu Son...

Kasımpaşa maçı sonrası ne dediysek benzer şeyleri bugün için de söyleyebiliriz aslında. Galatasaray evinde hareketli, alternatifli, sonuç alabilen hücum hattıyla her rakibini sürklase edebilir. Rakibin de ayağı biraz top yapıyorsa Galatasaray'ın yumuşak karnı olan orta sahadan faydalanıp kaleye inebilir, pas trafiği kurabilir. Galatasaray'ın kadro dinamiklerinin getirisi olan bu sonuçlar Sami Yen'e gelenleri ve futbol seyircilerini tatmin edecek bir 90 dakika çıkıyor ortaya. Çok mu pozisyonlu maçtı, hayır. Çok mu acayip futbol oynandı, hayır ama maçın gidişatı bizlere bunu hissetirmeyi başarıyor açıkçası.

Arda Turan'ın olmaması Galatasaray adına sezon başından beri maç öncesi en büyük soru işareti, belki de sınavdı. Solda da oynasa, ortada da oynasa takımın en çok topla oynayan oyuncularının başında gelen Arda'nın yokluğunun takımdan neler götüreceğini, hangi opsiyonların nasıl işleyeceği benim için de merak konusuydu. Frank Rijkaard'ın tercihi Arda Turan'ın yerine Gio'yu solda kullanmak ve formsuz Mehmet Topal'ı kenara çekmek oldu. Özellikle Eskişehirspor maçında saç baş yolduran Topal'ın yerine Sarp'ı çekerek Elano'nun yanına Barış'ı sokmayı planlamış gibiydi Rijkaard. Barış'ın enerjisi ve hareketliliğinden faydalanıp Elano'ya daha rahat hareket etme imkanı sağlamak kağıt üstünde makul bir fikir gibi duruyordu.

Ankaragücü ise devre arasında kadrosuna kattığı Geremi, Sapara ve Vittek desteğiyle sahaya çıkıyordu. Merak ettiğim yapılanmalardan birisi Ankaragücü ama canlı izleme fırsatı bulamamıştım bu maça kadar, o yüzden yayılım konusunda da fazla bilgim yoktu. Bu yüzden sahaya nasıl yayılacakları bende merak konusuydu. Geremi'nin sağ bekte başlaması, (tribünden uzun süre tanıyamama rağmen) Theo Weeks'in orta sahada yer alışı başlangıçta sürpriz ama maç içindeki performanslara bakıldığında epey mantıklı bir hamleydi. İleri uçta hareketliliğiyle nam salmış iki forvet Vittek ve Vassell görev alırken Sapara da onları destekliyordu. Hürriyet ise her zamanki gibi Galatasaray orta saha oyuncularından sorumluydu. Hücum fikirleri ayağa paslar yapıp kanatlardan Galatasaray kalesine inmekti, özellikle zayıf olarak gördüklerini düşündüğüm sağ kanadı deplase olan Vassell ve Geremi ile işlemeye çalışıyorlardı.

Maçın ilk yarısında istediklerini yapan büyük ölçüde Galatasaray'dı. Orta saha oyuncularının formsuzluğuna Elano da dahil olsa da Keita'nın müthiş bireysel performansı ve Jo'nun 4. dakikada ayağına gelen pozisyonu bitirmesi maçın skorunu kısa süre içinde Galatasaray lehine çevirdi. Yanılmıyorsam ilk 15 dakika içinde üç kez kaleye inmeyi ve pozisyon çıkarmayı başardı takım, özellikle golden sonra bir süre toparlanmayı başaramadı Ankaragücü defansı. Gio'ya güzel de bir asist yapmaya kalktılar fakat pozisyon gole dönüşmedi. Gerçi benzer bir pozisyon daha sonra Geremi'nin hatasıyla tekrar gelişti ve bu kez Keita müthiş fizik-teknik kombinasyonuyla farkı ikiye çıkaracak golü atmasını bildi. Bu golü atmak için başta denge olmak üzere birçok yetinin üst düzeyde olması gerekiyor, Keita'nın özel bir oyuncu olduğunu anlatmak için bence örnek gösterilebilecek pozisyonlardan birisiydi gol. Zaten pozisyon hazırlamakta becerikli olduğu bir maçta böyle bir gol atması da performansını taçlandırmış oldu. Son golde yaptıklarına ise artık alıştık. Büyük yetenek bu adam,  adını haykırırken acaba seneye buralarda olur mu dedirtecek kadar büyük.

Yalnız maçın adamı Keita olsa da şu takımda ismi onunla beraber zikredilmesi gereken bir isim daha var ki o da Lucas Neill. Bir stoper takımına ne kadar katkı verebilirse o kadarını yapıyor Neill, her hareketi, her pası, her koşusu akıl dolu. Bunu size hissettirmesini biliyor. Basit oynuyor, akıllı oynuyor, takımı rahatlatıyor. Yanında top kullanma konusunda başarısız bir ekürisi olmasına rağmen yine takım savunmasını ayakta tutan isim oldu. Ankaragücü'nün Galatasaray yarı sahasına yerleşecek teknik kapasiteye ve oyun planına sahip olmasına rağmen pozisyon bulamamasının altında yatan en önemli isim de o oldu. Ernst ve Nobre'nin yanına "Şampiyonluk getiren devre arası transferleri" sıfatıyla eklenmesi kuvvetle muhtemel, eğer Galatasaray ipi önde göğüslerse.
Keita, Neill diyoruz ama bugün tribünlerde adı en fazla haykırılan isim Milan Baros olsa gerek. Son 15 dakikada oyuna girmeden önce defalarca adı anıldı. Isınmaya gidişi, Rijkaard tarafından çağrılması ve kenara gelmesi ayrı ayrı tezahürat sebebiydi. Oyuna girmesinden sonra herkesin beklentisi emin olunan galibiyetten de öte Baros'un bir golle dönüş yapmasıydı. Keita sağdan akıp son rakibinden de topu sökünce paralelindeki Milan Baros'un golü atacağı belli olmuştu zaten. Fenerbahçe'de Deivid'in uzun bir aranın ardından sahalara dönüşü vardı, hatırlayanlarınız olacaktır. Ona benzer duygular bu sefer Sami Yen tribünlerine hakimdi. Baros'la beraber asisti yapan Keita'nın adı unutulmasa da bugün yaşanan mutlulukta Baros'un dönüşünün büyük payı vardı. Galatasaray taraftarı bu golle pastanın üstüne kremasını da almış oldu. Bundan iyi bir mutlu son yazılamazdı herhalde bu maça...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

9 yorum:

mirmak dedi ki...

Mutlu son sezon sonu inşallah uğur, Keita yüksek performans ve istikrar abidesi olarak karşımıza çıkıyor, önümüzdeki maçlarda özellikle fener maçında Santos/Keita mücadelesini iple çekiyorum... Carlos'un ayrılması kendi adına oldukça mantıklı bir karar gibi görünüyor, yoksa onu madara edecek bir keita yaklaşıyor olacaktı. Açıkçası fener forması altında bir Carlos olmak istemezdim...Umarım Keita performansını Fener maçına da saklar. Bu adamın ayaklarının yerden kesilişlerini bol gollü bir fener maçında da görmek istiyorum. Umarım bizimle kalır uçan adam keita.

http://captainlogbook.blogspot.com/2010/03/galatasaray-ankaragucu-3-0-ucan-adam.html

Bu arada orta sahamız hücum adına çok cılız, hala dikine oynamayı öğrenemedi Sarp&Topal Becereksizim Sol Ayağım Yok A.Ş. Baskı görünce sinen bir orta saha görücez Fener maçında tahminen. Bu açıdan beni en çok düşündüren nokta bu.

excellence dedi ki...

Galatasaray sadece uzun top yapiyor ve galiba bunu herkes dogal karsiliyor. 10 kisiyle kendi sahamazidayzi sadece Jo ilerde onun kafasina sisiriyor herkes.

Eger Jo nun hava hakimiyetini kullanmak istiyorsak kanatlardan gelip biraz orta yapalim be allah askina. Göbekten 40 metre hava toplari yapacak bir takim degil bu takim. Ziyan, vallahi de ziyan, billahi de ziyan.

Bugüne kadar Rijkaardin ne Servete, ne Sabriye, ne Gökhan Zan'a ne Canere, nede Mehmet Topala yerden oyna inkazinda bulundugunu görmedim. Demekki oda hosnut bu tür oyundan, malesef diyorum.

MizahiGeveze dedi ki...

Eski Açık'taydım.İlk defa Sami Yen'deydim . Baros 90 + da önümüzde topu yuvarlıyıverince kendimi ankaragücü taraftarına hareket çekerken yakaldım. Çok güzeldi inşallah Bursa maçında'da oradayım :)

Unknown dedi ki...

Keita sezonun başındakı gibi etkili futbolunnu oynamaya devam ettikçe takım üzerindeki katkısı ve rolü daha da artıyor.Fener maçında gördüğü kırmızı karttan sonra toparlama sürecini atlatınca ılk yarıdaki Keita geri döndü ve tribünlerde AbdelKader şarkısını dınletmeye kaldığı yerden devam etti :)
Arda'nın olmayışı yabancıların pas yüzdesini arttırmış olucak ki ilk yarıdaki Jo-Elano-Keita paslaşmaları şahaneydi.Keita ne kadar dayanıklı fizik gücü yüksek bir futbolcu olduğunu dün attığı gol ile bırkez daha kanıtlamış oldu.

theoden dedi ki...

iç saha aslanı yola devam haftaya trabzonda yine silik bir oyun bizleri bekliyor..adam akıllı orta saha yok bu iş ayhan,elano,topal gibi adamlarla olmaz bursadaki ergic fenerin emresi gibi cift yonlu adamlar lazım..

mehmet akın dedi ki...

ugur selamlar. mactan sonra kapalı tribünde çıkan olaylar hakkında bilgi verebilirmisin? kavga diyen de var alkollu bir taraftarın dengesini kaybetsi diyen de var

Adsız dedi ki...

Orta saha çok kötü,beğenmiyorum arkadaş...
Galatasaray'ı yenmenin formülü belli;
kanatları kitle,ortada deli gibi koşturan fizik güçlü adamlarla pres yap,topu kapıp gol at.
Maalesef Fb maçındaki korkum bu yönde,özellikle orta sahalarında Emre faktörü beni korkutuyor,Topal-Barış-Sarp-Ayhan yarısı edemiyor maalesef Emre'nin..
Galatasaray gibi bir takım toplu halde düzenli hücum etmeli,bunun yolu orta sahadan geçiyor,Topal-Sarp'ın yaptığı sadece topu alıp geriye verip,Neill veya Servet'in top kullanmasını beklemek..
İleride sadece iş Keita'nın,Arda'nın yeteneklerine bakıyor,biraz sert bir takım,mücadele eden bir rakip çıkınca maalesef çok kolay lokma oluyoruz,bakınız fener,eskişehir maçları..
Maalesef ben herşeyi toz pembe göremiyorum takımda,takımda bireysel oyuncuların olması elbetteki süper ama onların yeteneklerine bu kadar bağımlı olmak beni korkutuyor açıkçası...
Sami Yendeki bir maçta 3 gol güzel ancak pozisyon a girip oyunu sağlı sollu domine edebilmesi lazım bu takımın,şöyle pas yaparak yerden güzel hücum daha başında kitleniyor,bu seneyi böyle iyi atlatırsak,acil çözüm bulunmalı ortaya...
Mesela Arda 10 numara oynasa Fener maçında hiç fena olmayabilir diye düşünüyorum,ileride top tutmamız,ayağa oynama oranımız artar...

sembolist dedi ki...

uğur ellerine sağlık..
ortasahanın ortasındaki bu sinik ve silik oyuncu yapsıyla fenerbahçe maçında çok zorlanacağımızı hatta maçı sırf bu yüzden kaybedebileceğimizi düşünüyorum.Sorumluluk alan bir göbekle orta sahaya hakim olabliriz ancak.Caner'deki bu egoizmi anlayamadım gitti.

pclion dedi ki...

Mehmet Akın,

Ben olayı gerçekleştiği sırada sol taraftan içeri giriyordum, kendim göremedim ama duyduğum ve fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla tartışma sonrası camın arkasına geçen Beşiktaşlı kayıp aşağıya düşüyor. Bilerek aşağıya atma gibi bir durum yok yani. Stadyum kapama/seyircisiz gibi bir ceza gelirse çok şaşırırım açıkçası...

Related Posts with Thumbnails