Bir oyuncu düşünün, milli takımdan dönüp bir ayı sakat geçirdikten sonra formasını sırtına geçirmeden tekrar milli takıma gidip bu kez başka bir sakatlıkla dönüyor. İlk gelen haberlere göre bir buçuk ay sürecek bir sakatlık... Aynı oyuncu ilk maçta sakatlandığını bile bile oynamaya devam ediyor, sakatlığının ciddi olduğunu öğrenince de 18 eylül tarihinde açıklama yapıyor: "Ne zaman oynayacağımı doktorlarımız bilir. Ama tam iyileşmeden asla bir daha oynamayacağım. Doktorlar, 'Tamam, Arda çıkıp oynayabilirsin' dediği zaman oynayacağım. Daha koşulara başlayamadım, 10-12 gün sonra hafif hafif koşulara, bisiklet çevirmeye başlarım diye düşünüyoruz. Bakalım ondan sonraki süreci izleyeceğiz."
Ekim başında hafif koşulara başlayacağını açıklayan ve sakatlığı tam olarak iyileşmeden bir daha asla oynamayacağını ilan eden bu oyuncu Arda Turan. Galatasaray kaptanı. Kaptanlıktan da öte Galatasaray'ı en çok sahiplenen, büyük bir sorumluluğu almak isteyen ve verilmediğinde tepki gösteren bir adam Arda. 23 yaşında bu sorumlulukların altına girmiş bir oyuncunun bir ay takımında forma giyemedikten sonra milli takımdan affını isteyememiş olması daha 15 gün önce kendi ağzından çıkanlarla çelişmesi hiç hayra alamet değil. Profesyonelim diyen bir oyuncunun 8 ekimdeki maç Almanya değil de Avusturya olsa milli takıma gitmemeyi düşünecekken kendini riske atması "milli kahramanlık", "milli dava" gibi aslında Türkiye Futbol Milli Takımı'na büyük resimde zarar veren bakış açılarının ürünüdür. Sen ülken için "futbol" oynayacaksın, oynayamayacak durumdaysan da gitsin, başkası oynasın.
Kazın ayağı Arda'yla da bitmiyor elbette, hatta Arda'dan da öte kazın ayağı değil komple bacağı, gövdesi Galatasaray'ı ilgilendiriyor. Zaten kırılgan bir kadrosu olan bu takım, yerli kontenjanının da şampiyonluğu belirlediği bu ülkede sırtını Arda'ya yaslamıştı. Altı hafta daha Arda'nın olmaması sadece onun değil Harry Kewell ya da Lorik Cana'nın kenara gelmesi, Aydın Yılmaz veyahut Serdar Özkan gibi takıma üst düzey katkı yapması mümkün olmayan "bir yerlinin daha" kadroya girmesi demek. Bütün takım işlerken Ahmet Yıldırım'ı takıma koyarsınız, harika işler de çıkarır ama o adamı Şekerspor'a koyarsanız defoları ortaya çıkar. Galatasaray, toplamda defoları ortaya çıkaran bir kulüp oldu ve şu halde Arda yerine Aydın'ın girmesi telafi edilebilir bir değişiklik değil. Zaten yedi haftada üç mağlubiyet almış bir takımın zirve iddiasını sürdürmesi güçken oyun olarak olmasa dahi toplamda en kritik adamını kaybederek bugün itibariyle lige havlu atmıştır. Yarın Aslantepe kombinesi almaya gideceğim. İddiasız maçlar izleeyeceğimi bile bile... Bu sezon özelinde Galatasaray'dan tek beklentim Türkiye Kupası'na asılması ve angarya görmemesidir. Gerçekten...
Öte yandan Galatasaray, tabutuna son çiviyi çakan, Arda'nın sakat olduğunu bile bile "Aslansın, kaplansın" diyerek takıma çağıran Guus Hiddink ve teknik heyeti ile Türkiye Futbol Federasyonu'na pabucun bu kadar ucuz olmadığını, on milyonlarca avroluk yatırımı hiç etmenin bir karşılığı olduğunu göstermelidir. Sonuna kadar bu davasının da peşinde olmalıdır. İnsanların milli duygularını sömürerek kendisini bu haklı davasından vazgeçirmeye çalışacak her şeyin karşısında olmalıdır. Uluslararası düzeyde oyuncuları kadrosunda barındıran her takımın yaşadığı problemler bunlar ama Arda Turan'ın durumu başka. Arjen Robben, Kaka... Bu oyuncular da sakat olduğu bilinerek milli takıma çağrılarak oynatılmış ve kulüpleriyle olan sözleşmeleri, kariyerleri hiçe sayılmış adamlar. Bayern Münih ise bu işin peşini bırakmadı ve en büyük yıldızını bilerek ve göz göre göre elinden alan Hollanda Futbol Federasyonu'na dava açtı. Galatasaray'da başta başkan olmak üzere yetkili abiler eğer Bayern'in izinden gidemeyecekse sezon sonunda hiçbir şekilde "Ama Güntekin, çok sakatlık oldu yahu, şanssızlık! Bir önceki sene stoperler, bu sene forvetler. Tamamen şanssızlık" benzeri demeçler vermeye hakları yoktur. En azından benim nezdimde...
Yine de sakatlığın ne kadar süreceğinin henüz netlik kazanmadığının notunu düşeyim son olarak, her ne kadar "pubis" korkutucu dursa da. Hagi, "Galatasaray, isminin olduğu yerde ümit vardır" diyerek bunu kastetmemiştir diye tahmin ediyorum. Bugün, yarın öğreniriz...
9 yorum:
Bana göre Avrupa kupalarından elenmemizinde bir sonucu bu Arda daki istek.Sonuçta kendisini dünyaya gösterebileceği tek alan kaldı ki o da elemeler.Üstüne Almanya ile olunca maç tutamamış kendisini.Ben milli duygularından ziyade bu mantıkla karar verdiğini düşünüyorum.
Doğru mu yaptı ? Kesinlikle yanlış.
Zaten takım kötü,tam umutlandık Arda döner yine hiç yoktan katkısını yapar diye ama 6 hafta daha takım onsuz gidecek.Gidecek diyoruz ama nereye kadar gidecek orası muamma.
arda olayi, idarecisinden futbolcusuna kadar nasil bir futbol mentalitesine sahip oldugumuzu yine yeni yeniden tokat gibi yüzümüze carpiyor.
Uğur baştaki af isteme olayını bende düşünüyorum ama şöyle bir durum var telegol programında daha yeni 2saat arda tatışılmış eyer arda açık açık milli takımda affını istese hep birlikte linç ve curcunayı izlerdik bide üstüne milli maçlar sonrasında GS oynarsa bide 90dk iyi oynarsa zaten vatan hayini ilan edilirdi.
Arda Turan yanlış yapmıştır ama bu yanlışı yapmıyı zorunlu kılan kişileri tatışmak lazım.Servet sakat oynarken aslan servet diyip daha kötü olunca bu nası profesyenelik diyen kişileri tartışmak lazım.
Bu konuda Arda Turan ne kadar sucluysa , milli takim yetkilileri da (teknik-idari kadro ve milli takim doktorlari) Arda'dan cok daha sucludur. Son 3-4 gundur fizyoterapsit esliginde duz kosulara baslayabilmis bir adami, ertesi gun cift kale mac idmaninda kullanirsan o adamin sakatlanmamasi imkansizdir. Bunu ne Arda'nin ne de diger yetkililerin bilmemesi olanaksiz. Rijkaard bu konuda gunlerdir bi tarafini yirtti, ustu kapali veya acik her turlu mesaji verdi. Bu sebeple Galatasaray saglik kurulunun Arda'nin durumuyla ilgili raporlari milli takim saglik ekibine yada teknik yonetimine vermemesi gibi bir durum oldugunu sanmiyorum. Buna ragmen bu adam milli takima alindi ve buna ragmen idmana cikartildi.Bizim futbolcularimiz malesef sadece transfer doneminde profosyonel olabiliyor. Hala profosyonel degiller. Hele konu milli takim olunca sacma bir milliyetci ruh haline burunuyorlar. Bu sebeple bu adamlara bu konularda yol gostericek insanlar teknik kadrodur,idari kadrodur,doktorlardir. Bu milli takim hala Terim'in kazanmak icin her yol mubahtir mantigindan kurtulamadi gitti. Orda Oguz oldugu surecede kurtulamaz. O yuzden kazanmak icin futbolcularin onune boyle akil almaz primler koyup futbolcu sagligi veya diger etkenleri rahatlikla goz ardi ediyorlar. Bu konuda esas ustunde durulmasi gekene konu bu bence.Galatasaray isterse federasyondan milyonlarca dolar tazminat talep etsin hic bir anlami yok. Kim ne derse desin Arda Galatasaray'in yildizidir ve bu futbolcudan hem seyirciyi hem de takimi boylesi ahmakca sebepler yuzunden mahrum birakmaya kimsenin hakki yok. Bugun Arda'ya olur yarin bir baskasina.
Arkadaşlar boşa konuşuyorsunuz. Doğumundan beri Almanya'da yaşamış, okula gitmiş, arkadaş edinmiş, futbol oynamış, orada para kazanmış bir Mesut'un bile Türk milli takımı'nı tercih etmeyince uğradığı hakaretler ortada iken bu topraklarda yaşayan Arda'nın reddetmesini beklemek "bekara karı boşamak" tan öte değildir. Sıkıysa siz oynayın da futbol siz reddedin! Bakın haksızsınız demiyorum, maçanız yemez diyorum! Benim de yemez, Arda'nın da yemez!
"Ama bu böyle gitmez abi başkan birşeyler yapsın" lafı da iflah olmaz romantik futbol taraftarlarının safsatasıdır. Başkanlık koltuğu güç,şan,şöhret ve para demektir. 2 yılda 1 seçimle gelen hiçbir insanevladı da böyle bir harekete kalkışamaz/kalkışmaz bu topraklarda; işine gelmez çünkü!
Onur, aslında gayet haklısın ve söylediklerinin birçoğunda hemfikirim yalnız bunları yazmakla, bunların gerçekleşeceğini düşünmek arasında bence kalın bir çizgi var. Göz ardı ettiğin odur. Bu bir "Olmalı" yazısıdır, ve evet birçok yönüyle hariçten gazet okumaktır ama zaten en başından itibaren bizler hariçten gazel okuyan insanlarız. Bunların olması gerektiğine inanıyorum, evet ama hele böyle bir ülkede Arda'nın bu çıkışı yapmasının zor olduğunun da farkındayım. Bu noktada benim yapabileceğim tek tercih yazmak veya yazmamak olabilir. Ben her daim yazmaktan yanayım. Çoğu kağıt üstünde kalacak olsa dahi...
Bu açıdan romantik tanımına girer miyim, onu bilmiyorum ama kendimi bu şekilde ifade etmek istedim, hepsi o. Yoksa yazdıklarının (Özellikle seçim, başkan kimliği ve Arda'nın tercih özgürlüğü konusu)yanlış bir tarafı yok, tersini de en azından ben iddia etmiyorum...
"Mesut'un bile Türk milli takımı'nı tercih etmeyince uğradığı hakaretler ortada iken bu topraklarda yaşayan Arda'nın reddetmesini beklemek "bekara karı boşamak" tan öte değildir."
Uzun zamandır sapla samanın bu kadar karıştırıldığı bir yorum görmedim.Arda sakatım ağrılarım var dese ve bunu doktorlara söylese kim çıkıpta birşey diyebilecek sonuçta 1-2 maç oynamayacak.Kesinlikle ilk suçlu Arda'dır.Şimdi bile ntvspor.net'te haberi var adam en az 6 hafta oynamayacak ama hala cuma günü oynamak istiyormuş.Şu milli takım için olan isteğinin 1000 de 1 i galatasaray için yok.Ama büyük kaptan!!!
bu durumda, tedbirli davranması gereken futbolcudur! davranmıyorsa da gerekli mercilerin kendisine tavırlarını iletmesini beklerim.
Sorun profesyonellikte yatıyor bence. Her kesimin profesyonelliğinde: bir önceki milli maçta sakatlanan ve sakat sakat oynayarak sakatlığını arttıran futbolcuda, onun o şekilde oynamasına izin veren doktorda, hiç bir takım antrenmanına katılmayan (maça çıkmayı geçtim) futbolcuyu milli takıma çağıran teknik heyette ve yine bu duruma rağmen antrenmana çıkıp oynama niyetinde olan futbolcuda... Bu liste böyle devam eder. Spor sakatlıklarında asla vazgeçilmemesi gereken bir kuraldır: sakatlanan sporcu en az 1 hafta takımla (sorunsuz bir şekilde) antrenmana çıkmadan maça çıkarılmamalıdır. Türkiye'de bu hayati kuralın bilindiğinden biliniyorsa da uygulandığından şüpheliyim.
http://sporsakatliklari.blogspot.com
Yorum Gönder